© Haberanaliz.net 2005

BAKANLIK NEDEN MÜFETTİŞ GÖNDERMİYOR?

Mersinde görevinin başında canice ve vahşice öldürülen doktor olayında ortaya atılan iddialar ile poliste ifade verenlerin ilk günkü söylemlerinin çok ciddi olduğu, Ölen doktorun avukatının aleni talep ve söylemlerinin basına yansımasına, tutulan tutanakların ortaya çıkmasına rağmen, halen Bakanlığın harekete geçip müfettiş göndermemesini dikkat çekici bulan sağlık çalışanları, bizim hakkımızı koruyacak makam yok mu diyorlar...

ANKARA- Mersin'de görevi esnasında Öldürülen doktorun olayında ortaya atılan iddialar, poliste verilen ilk ifade, merhumun avukatının seslenişi, ortaya çıkan tutanaklar sonrası bu olayın mahallinde muhakkiklerce çözümlenmeyeceğini, idari soruşturmanın müfettişlik tekniği ve bilgi becerisi gerektirdiğinin altını çizen sağlık çalışanları:

“ Tabip odası çok ciddi bir açıklama yaptı. merhumun ailesi yaptı. Merhumun avukatı yaptı. Çok sayıda ulusal ve yerel basında bu olayın vehameti aktarıldı. Ortada olay gününün kamera kayıtları var. Ayrıca o olaydan sora gelişen olaylar, olaydan sonra olay yerine ve ilçe müdürlüğüne kimler geldi gitti, o kayıtlarda kameralarda var. Merhum doktorumuzun HTS kayıtlarının çıkartılması, ölmeden önce hangi yetkililer ile görüşmüş, neden tutanak 15 gün önce tutulmasına rağmen bu işin ilk derece kademe sorumlusu olmak üzere diğer üst yöneticiler idari bir karar alıp bu kişilerin çalışma yerlerini değiştirmemişler? Rahmetli doktorun valilik oluru olmadan o merkezde çalıştırıldığının doğru olup olmadığının araştırılması gerekmez mi? Öldüren şahıs hasta olabilir, sorunları olabilir, ama bu sorunlar ortaya çıkınca, tedbir alması gerekenler ne yapmışlar? Neden tutulan tutanağı herkes birbirine göndermişte, yetkisini kullanıp bunların yerlerini değiştirmemişler? Sorunlu olduğunu, sıkıntılı olduğunu sicil dosyasından gördüğünüz kişiyi daha dikkatli çalıştırmak durumunda değil misiniz? Onlarca soru var sorulacak, ama idari soruşturmada niyet okuyucu gibi ifade alırsanız bu işin sorumlularını ortaya çıkarmak zor olur. İfadeye çağırdığınız kişiye müdahale etmeyip, “Dr. Ahmet Dikmen’in öldürüldüğü gün yaşadıklarınız ve bu konuda bildiklerinizi anlatınız” deyip hiçbir müdahalede bulunmadan kişilerin anlattıklarını ifade tutanağına geçersiniz, olayı anlar, kavrar, gerisini, gelişimini, kimin kusuru kabahati var ortaya çıkartırsınız. Ama ona karışma, buna karışma, sen ne anladın, sen onu şöyle mi yorumladın gibi yönlendirmeler yapılırsa ifade veren korkar, tırsar ve doğru ortaya çıkmaz. Bırakınız ifade veren konuşsun anlatsın sizde harfi ile yazınız. Sonra tüm anlatım ve iddiaları, iddialarda adı geçenleri araştır, yorumu, takdirini, kanaatini vicdanınla hukuk çerçevesinde kendiniz verirsiniz. Bu işi yaparken ALLAH RIZASI VE KUL HAKKI GÖZETEREK vicdan ve hukuk çerçevesinde yapınız ki kamu vicdanı da rahat etsin” dediler.

Vahşice görevi başında katledilen ve herkeslerin sevdiği dr.ahmet dikmen aşağıda görülüyor. 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER