© Haberanaliz.net 2005

ÇGD 2020 Mart Ayı Medya Raporunu yayınladı

ÇGD: DİKKAT! SORUMSUZ YAYINCILIK CAN ALIR! dedi ve açıklama yaptı. işte o açıklama

Hem bireysel hem toplumsal hem de uluslararası boyutta çıkar çatışmalarının çok yoğun yaşanmaya başladığı; dayanışmanın azaldığı, eşitlik ve özgürlük temelinde toplumsal birlikteliklerin erozyona uğradığı günümüzde, gazeteciliğin önemi daha da artmaktadır.İletişim teknolojilerinde son otuz yılda yaşanan hızlı ve kapsayıcı gelişmeler, enformasyonun, insanların kararlarını oluşturma sürecindeki etkisini büyük oranda etkilemiş, sürü psikolojisiyle davranılmasına yol açmıştır. Bu nedenle haberleşme ağları ve haber kuruluşları, çıkar çatışmalarının aracı haline getirilmek istenmiş ve büyük oranda dönüştürülmüştür. Halkın doğruları öğrenme hakkı çerçevesinde halk adına, başta siyasi iktidarlar olmak üzere güç odaklarını denetleme görevini üstlenen haber kuruluşları, bu sorumluluğu unutturularak düşünce ve fikir özgürlüğü karşıtı, şoven, emek sömürüsüne dayalı, devletin manipülasyon aygıtı haline getirilmiştir. Gelinen aşama, bir haberciliksorunu olmanın fersah fersah ötesine geçmiştir. Artık basın kuruluşları tarafından yapılan her manipülasyon belli çıkar gruplarının faydasıyla sınırlı kalmamakta, doğrudan insanların canına neden olmaktadır. Medya İzleme Raporlarımız kapsamında mercek tuttuğumuz basın içi ve basına yönelik gelişmeler göstermektedir ki bu çukura düşen basın kuruluşları için dip diye bir şey yoktur.

            Bu yılın Mart ayına ilişkin Medya İzleme Raporumuza bu açıdan birçok örneği not düşmekle beraber iki kritik gelişme sorunun büyüklüğünü net olarak göstermektedir. Bunlardan ilki Libya’daki iç savaşta Türkiye’nin açık bir taraf haline getirilmesi ve burada Türk güvenlik ve istihbarat güçlerine yönelik yapılan bir saldırıya ilişkindi. Şubat ayının ortalarına doğru Libya’da iki Türk istihbaratçının öldürüldüğü gündeme gelmiş ancak resmi makamlar doğrulamamıştı. Konunu kamuoyunda tartışılmaya başlanmasıyla AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 22 Şubat’ta, “Birkaç tane şehidimiz var. Birkaç tane şehidimizin karşılığında yüze yakın orada lejyonerlerden etkisiz hale getirdik. Şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacak"açıklamasını yapmıştı. Açıklamadaki sözler tepki çekerken gazeteciler de iki MİT görevlisine ilişkin bilgilere ulaşmak için araştırmalara başlamıştı. İki kişinin kimliği 26 Şubat 2020 tarihinde İyi Parti Milletvekili Ümit Özdağ tarafından Meclis’teki basın toplantısıyla açıklandı. Olayla ilgili Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel de sosyal medya hesabından paylaşımda bulunurken, Yeni Yaşam gazetesi de MİT’çilere ilişkin haberleri sayfalarına taşıdı. İnternet haber sitesi Odatv’dede 3 Mart 2020 tarihinde “MİT MENSUBUNUN CENAZE GÖRÜNTÜLERİNE ODATV ULAŞTI” başlığıyla bir haber yayınladı. Bu haber nedeniyle iktidara yakın yayın kuruluşlarında vesosyal medyada hedef gösterilen Odatv çalışanlarından Haber Müdürü Barış Terkoğlu ile haberde imzası bulunan muhabir Hülya Kılınç gözaltına alındı ve tutuklandı. Ardından Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın yanı sıra Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Ferhat Çelik, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve editör Semiha Alankuş ifadeye çağrıldı. Barış Pehlivan tutuklanırken diğer isimler serbest bırakıldı ancak iki gün sonar Murat Ağırel, Mehmet Ferhat Çelik ve Aydın Keser de tutuklandı. Kamuoyunu doğrudan ilgilendiren bir konuda haber yana 6 meslektaşımızın her biri için ayrı ayrı istenen ceza, “İstihbarat faaliyeti ile ilgili bilgi ve belgeleri ifşa etmek” suçlamasıyla, 9 yılı kadar hapis oldu.

Geçen ayki kritik olaylardan bir diğeri de COVID-19 salgınına ilişkin iktidar medyasının sorumsuz yayıncılığıydı. Türkiye’de ilk vakanın tespit edildiği 10 Mart 2020 tarihinden önce yapılan tüm uyarılarıgözardı edip, iktidarın hamaset söylemlerinisayfalarına, ekranlarına taşıyanlar ilk vakanın ortaya çıkmasının ardından da manipülasyona başladı. Yeni Şafak gazetesi ‘Türkiye farkı’ başlığıyla verdiği haberle Türkiye’nin diğer ülkelere göre tedbirlerini aldığından bahsederken; Yeni Akit, 15 Mart tarihli manşetinde ‘Salgını durdurduk virüsü yeneceğiz’ diyecek kadar ileriye gitmiş, Türkiye gazetesi “Korona Çin’de ortaya çıkmadan tedbir aldık / Devlet virüse hazırlıklıydı” haberleri yapmaya başlamıştı. İktidara yakın televizyon kanalları ile internet siteleride karşı karşıya kalınan tehlikeyi paylaşmaktansa AKP iktidarının bu dönemi siyasi açıdan hasarsız atlatmasına adadı kendilerini. Her zamanki gibi ‘havuz’ ve ‘yandaş medya’nın söylediklerinin tersi çıktı ve salgın Türkiye’de gün gün yayıldı, ölüm sayıları arttı. Gizlenmeye çalışılan tehlike büyüdükçe büyüdü.

Bu iki olay şunu açık net göstermektedir: Doğru haber yaşatır, yalan haber can alır. İki MİT haberlerini yapan meslektaşlarımız, iktidarları kararlarında sorumlu davranmaya çağırdıkları; diğer anlamıyla da ‘sorumsuzca’ aldıkları kararlar nedeniyle ortaya çıkan sonuçların arkasında durmadıklarını ortaya koydukları için tutuklanmıştır. Bunun yanı sıra halka gerçekleri aktarma göreviyle hareket eden 6 meslektaşlarımız, ölümlere neden olan siyasi iktidarların kararları konusunda halkı uyarmıştır. Buna karşın aylar öncesinden tüm dünyayı tehdit etmeye başlayan COVID-19 salgınına karşın Türkiye’de gerekli tedbirlerin alındığı yalanlarını sayfalarına taşıyan, ekranlarında anlatan iktidar yanlısı gazete ve televizyon kanallarının virüs kadar tehlikeli olduğu ortadadır. Her türlü olumsuz gelişmeye karşı iktidarı ‘koruyup-kollama’, iktidarın borazanlığını yapmaya kendini adamış bu yayın organlarını, insanlarımızın canlarına neden olan yayınları nedeniyle kınıyor, buralarda karar verici konumda bulunan kişileri mesleğimiz açısından kara bir leke olarak gördüğümüzü ifade ediyoruz.

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu

BASIN BÜLTENİ

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER