© Haberanaliz.net 2005

Öğretmenlik Meslek Kanunu: Aday öğretmenlik nedir, yeni yasa neden eleştiriliyor?

Fundanur Öztürk Unvan,Ankara, BBC Türkçe

Milyonlarca eğitimciyi etkileyen ve hazırlandığı ilk günden itibaren tartışmalara neden olan Öğretmenlik Meslek Kanunu, 10 Ekim'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kabul edilerek yasalaştı. Yeni kanun ile öğretmenlerin kamuya atanabilme şartları zorlaştırıldı.

Kanun, lisans eğitimi ve Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) sınavından sonra ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından verilecek 2 yıllık hazırlık eğitimi öngörüyor.

KPSS’de başarılı olan öğretmenlerin atanabilmesi için, 4 dönem sürecek hazırlık eğitiminde de başarılı olması gerekecek.

Teorik ve uygulamalı derslerden oluşan hazırlık eğitimi, MEB'e bağlı kurulacak Milli Eğitim Akademisi tarafından verilecek.

Eğitimi başarıyla bitiren öğretmen adayları, kadrolu olmadan önce 4 yıl sözleşmeli öğretmen olarak görev yapacak.

Böylece bir kişinin kamuda kadrolu öğretmen olarak atanabilmesi, lisans ve akademi eğitimiyle birlikte yaklaşık 10-11 yıl sürecek.

Eğitimciler, eğitim fakültelerindeki lisans eğitimini yeterli bulmayan yeni yasayla birlikte üniversite eğitiminin itibarsızlaştırıldığı görüşünde.

BBC Türkçe’ye konuşan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Başkanı Kemal Irmak, “Milli Eğitim Akademisi ideolojik bir eleme, ayıklama ve kadrolaşma merkezi olacak. Kriterler de buna göre ayarlanacak” diyor.

Yetkili sendika olan Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz ise atanamayan öğretmen kitlesinin gittikçe büyüdüğünü ve kalitenin düştüğünü söylüyor:

"YÖK ve MEB birlikte oturup çalışabilseydi, nitelikli öğretmen ihtiyacı eğitim fakültelerinde karşılanabilirdi ve doğrusu da buydu. Asıl olan, sorunu eğitim fakültelerinde çözmekti.

"Eğitim fakültelerinin kontenjanlarını kısıp, daha fazla öğretmen lisesi açmalıydık, ancak bu yapılamadı. MEB, polis akademisi ve diyanet akademisi örneklerinde olduğu gibi, kendi öğretmenimi kendim şekillendireyim diyerek bir program planladı."

Uygulama dersleri ağırlıkta olacak

Milli Eğitim Akademisi'ne her yıl, kamuya atanması planlanan kadar öğretmen adayı KPSS başarısına göre seçilecek.

Akademide verilecek teorik ve uygulama derslerinin içeriği, Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.

Ancak puan ağırlıklarına baktığımızda, akademide uygulamalı eğitimlerin daha ağırlıkta olacağını söylemek mümkün.

Uygulama derslerinin puan ağırlığı yüzde 60, teori derslerinin ağırlığı ise yüzde 40 olacak.

Teorik derslerde yazılı sınav yapılacak; uygulama derslerinin başarı notunu ise görevli eğitim personelleri belirleyecek.

Uygulama derslerinde puanı 70 ve üzeri olanlar başarılı sayılacak, başarısız olanların akademi ile ilişiği kesilecek.

Yavuz, uygulama derslerindeki değerlendirme kriterlerinin şeffaf olması gerektiğini, aksi halde mülakat süreçlerinde yaşanan tartışmaların süreceğini değerlendiriyor:

"Herkesin güvendiği ve yarım puanla sınavı kaybetse bile itiraz etmediği, yıllardır yerleşmiş bir KPSS düzeni var. Ancak mülakatla ilgili tartışmalar sürekli devam ediyor.

"Uygulama derslerindeki hoca puanlamasının, objektif hale getirilmesi için çaba sarf edilmesi lazım. Belli kriterlerin olması, yargı denetimine açık olması ve adayların hakkını arayacağı yollar olması lazım. Aksi halde akademideki bu değerlendirme de tartışılır."

'Eğitimde dönüşümün son halkası öğretmenlerdi'

Yasaya göre, artık öğretmen kaynağı sadece eğitim fakülteleri olmayacak.

Herhangi bir 4 yıllık fakülteden mezun kişiler de KPSS’de başarılı olup, akademiye girip sözleşmeli öğretmen olarak atanabilecek.

Türkiye’de halen binlerce öğrencinin okuduğu 100’e yakın eğitim fakültesi olduğunu söyleyen Irmak, hem bu öğrencilerin hem de atanmayı bekleyen 1 milyon öğretmenin atanma şansının giderek azaldığını belirtiyor:

"Neden 4 yıllık eğitim fakülteleri yeterli görülmüyor? Çünkü eğitim fakültelerini bir bütün olarak kontrol edemiyorlar. Bu akademi, hükümetin eğitimde istediği değişim ve dönüşümü hayata geçirebilecek eğitimci kadrolara ihtiyaç duyulduğu için kuruluyor."

“Hükümete göre eğitimde dönüşümün son halkası öğretmenlerdi. Mülakat sistemi, güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırmalarına rağmen istedikleri gibi homojen bir eğitimci kadrosu oluşturamadılar. Akademide iki yıl boyunca bu kadroları oluşturmayı hedefliyorlar."

Yasada akademinin kuruluş sebebi; öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması ve personelin mesleki gelişimi için eğitim programlarının hazırlanması, uygulanması ve değerlendirilmesi şeklinde ifade ediliyor.

Akademide eğitim personeli olarak akademisyenler istihdam edilecek ve yükseköğretim kurumlarıyla iş birliği yapılarak geçici öğretim elemanları görevlendirilebilecek.

Irmak, aynı akademisyenlerin fakültelerdekinden farklı olarak nasıl bir eğitim vereceğinin bilinmediğini söylüyor:

“Eğitim fakültelerinden mezun olanların, öğretmen yeterliliğine sahip olmadığını söylüyorlar. Peki, akademideki öğretmen adaylarına iki yol boyunca kim eğitim verecek? Aynı eğitim fakültesi hocaları. Bu ciddi bir tezat.

"Eğitim fakültesi hocaları orada farklı bir ders mi verecek, farklı bir müfredat mı uygulayacak? Eğer farklı bir eğitim programı uygulanacaksa, bunun altında yatan neden nedir?”

Aday öğretmenlere ayda 23 bin TL maaş verilecek

Türkiye'de öğretmenlik mesleği; ücretli, sözleşmeli ve kadrolu olmak üzere kategorilere ayrılmış durumdaydı.

Kanunla birlikte bunlara; aday öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen sınıfları da eklendi.

Bu sınıflar arasındaki maaş farklılığı, yeni düzenlemeyle birlikte biraz daha çeşitlendi.

Zincirin en zayıf halkasını 11-12 bin TL maaş alan ücretli öğretmenler oluşturuyordu.

Yeni düzenlemeyle birlikte, KPSS'yi kazanıp akademide eğitim gören aday öğretmenlere aylık 23 bin 310 TL ödeneceği belirlendi.

Yavuz'a göre bu miktar, Akademide eğitim almak için başka bir kente gitmek zorunda kalacak öğretmen adaylarının geçinebilmesi için yeterli olmayacak.

Hazırlık eğitimini tamamlayanları ise 3+1 yıl süreliğine sözleşmeli öğretmenlik süreci bekliyor.

Sözleşmeli öğretmenler 3 yıl boyunca tayin isteyemeyeceği gibi, kadrolu öğretmenlere göre daha az maaş alacak.

Uzman ve başöğretmenlikte ise maaşlar kademeli olarak artacak.

Irmak'a göre bu yasa, eğitimcilerin pratikte yaşadığı hiçbir sorunu çözmediği gibi, "Eşit işe eşit ücret" ilkesini de ortadan kaldırıyor:

"Ayda 11-12 bin TL maaş ile ücretli öğretmen çalıştırmak, eğitimin niteliğini tamamen aşağı çekmektir. Ancak yasada, sayıları neredeyse 100 bini bulan ücretli öğretmenlerden hiç bahsedilmiyor. Kadrolu ve güvenceli çalışmaya dair hiçbir şey yok.

“Bugün çocuklar okullarda aç, temiz suya ulaşamıyorlar, okullar temizlenmiyor, köy ve kent arasında eğitime ulaşma açısından ciddi farklılıklar var. Ancak kaynaklar bütün bunları ortadan kaldırmaya değil, akademi kurmaya harcanıyor."

'Düzeltilmesi gereken kısımlar var'

Kanunda ayrıca öğretmen adaylarının Akademi ile ilişiğinin kesilmesine neden olabilecek bazı disiplin cezaları da belirlendi.

Yavuz ise bu gibi cezalarla karşılan aday öğretmenlerin kendilerini savunabileceği mekanizmaların da kurulması gerektiğini söylüyor:

"Biz bu ya yasa çok güzel oldu ya da çok kötü oldu demiyoruz, düzeltilmesi gereken kısımlar var. İki yıllık bir eğitim çok uzun; etkili bir planlama ile 1 yıllık eğitim şeklinde verilebilir. Aday öğretmenlikle geçecek bir yılın, sözleşmeli öğretmenlikten sayılmasını teklif etmiştik ama olmadı.

"Aday öğretmenlerin sendika üyesi olabilmesini ve hazırlık eğitimi süresince verilecek ücretin bir öğretmen maaşı düzeyine çıkarılmasını istemiştik ancak gerçekleşmedi.

"Aday öğretmenler disiplin suçu işlediğinde ceza alabiliyor veya akademiden çıkarılabiliyor. Bu durumda öğretmeni savunacak bir mekanizma da olsun ancak kabul görmedi. Henüz memur olmadıkları için sendikalara üye olamaz denildi."

haber ve kaynak: bbc.türkçe

https://www.bbc.com/turkce/articles/cqxr7qn5j4lo

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER