ÇAKIR HÜKÜMETE SESLENDİ: NE İSTİYONUZ BU MİLLETTEN?

Çakır, “o zaman biz demir çeliğin parasını narenciye vererek öderken, şimdi kimyasal ilacı getirip bizlere kullandırtıyorsunuz, malımızı ihraç ediyoruz, obanın adamı diyor ki bize, senin malını almıyorum. Neden, kimyasal atık var diyor. Yani üzerinde kimyasal kalıntı var deyip malımızı iade ediyorlar. Ya bu bize kimyasalı ilacı satan kim. Yurt dışı. Peki sayın bakan bu ilacı satan kim, neyin nesi, inmi cinmi niye kontrol etmiyorsunuz. Bu ilaca nasıl izin veriyorsunuz? Bizim domates limon neden geri gönderiliyor diye niye sormuyor musunuz? Milleti niye mağdur ediyorsunuz? Limon dalda kaldı, mandalin keza öyle. Ürettiğini satamayan köylü çiftçi perişan. Ağaçların üzerinde meyvalar duruyor. Şimdi kesip dibine düşürecekler. Çiftçi gübre kullanamaz hale geldi. İlaç alacak parası yom. Çalışacak işçiyi bulamıyoruz. Mersinimizin Mut ilçesinde yaşayan Yörük Muhammedin size selamı var. Kelamı da şu. Sayın bakanım bizim suçumuz neci ki, bizim berezilya ve uruguayla işimiz neci ki, oradan eti sütü getiriyorsunuz, bizim malımız elde kalıyor. Dünyada üreterek zarar eden tek çiftçi Türkiye dedir.” Dedi.

Ufuk Çakır, yöresinin dili ile tam bir Yörük evladı olarak seslenmeye devam etti, “Gülnarın örtülü köyünden muhtar Süleyman emmiden selam getirdim. Ağaçları kesiliyor. 25 senelik zeytin ağacını kesiyor. Yahu ormancı sen 25 senedir neredeydin. Ne yandaydın. Şimdi kestiriyon. Ekonomiye katkısı var. Sulama kooperatifi başkanı Hüseyin’inde size selamı var. Bunları hafife almayın, bunlar deve dişi gibi adamlardır. 55 yaşındaki zeytin ağacı kesilirken 80 yaşındaki Ayşe ninenin eline kelepçe vurup içeri atıyon. Ne istiyon sen bu adamlardan. Neci bu ya, ne bu ya, ne istiyonuz siz bu milletten, ölsün mü bu millet” dedi.

Zaman zaman konuşma süresini aşan Çakır’ın mikrofonu açıldı, Alkışlar arasında kürsüden indi.

Ufuk çakır'ın kürsüdeki konuşmasının tam içeriği

aşağıdaki linkte video halinde tıklayıp izleyin:

https://x.com/hasanufukcakir/status/1868025172042940739