Gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker adliyeye sevk edildi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun suçlamalarda bulunduğu bilirkişi S.B. ile yapılan telefon görüşmesi nedeniyle 28 Ocak'ta gözaltına alınan gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker, emniyetteki işlemlerin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi.
Vatan Caddesi'nde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülen Pehlivan ve Selek'in ifade işlemleri perşembe günü, Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker'in Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleriyse çarşamba günü tamamlandı.
Geceyi emniyette geçiren üç gazeteci, sabah adliyeye sevk edildi.
Serhan Asker, Ankara Adliyesi'nde Ses ve Görüntü Bilişim Sistem (SEGBİS) aracılığıyla ifade verdi.
Halk TV'ye göre Asker suçlamaları kabul etmediğini tekrarladı.
Pehlivan'ın S.B. ile yaptığı telefon görüşmesi Halk TV'de yayımlanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında Barış Pehlivan Halk TV'nin İstanbul'daki binasında, Halk TV'de görüşmenin yayınlandığı programın sunucusu Seda Selek İstanbul'da ve Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker de Ankara'da; "Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" suçlamalarıyla gözaltına alındı.
Suçlamaya gerekçe olarak "Halk TV yayınında bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin izinsiz olarak kayda alınıp yayınlanması, bilirkişinin ismini hedef gösterilecek şekilde açıklanarak yargılamanın seyrini etkilemeye yönelik sözler sarf edilmesi" gösterildi.
Özel sokaklarda protesto çağrısı yaptı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk TV yayınına bağlanarak, parti olarak bugüne kadar birçok toplumsal mitingi örgütlediklerini belirtti, "Ama insanların artık sel olup bu sokaklara akması lazım. Onlar bizi sindirmeye çalışıyor" dedi.
Özel, gazetecilerin gözaltına alınmasıyla ilgili hukukçuları da görevlendirdiklerini söyledi.
İBB Başkanı İmamoğlu, iki gazetecinin gözaltına alınmasına sosyal medya hesabından tepki gösterdi ve "Türkiye yeni bir 'Dokunan Yanar' dönemine girmiştir" dedi.
CHP ve Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) siyasetçiler Halk TV'nin İstanbul binası önüne giderek destek mesajları yayımladı.
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, partiden bir heyet ile birlikte Serhan Asker'i Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde ziyaret etti.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Hakikati açığa çıkarmak gazetecilerin birincil sorumluluğudur. Gazetecilik faaliyetinden suç unsuru yaratmaya çalışmak halkın haber alma hakkına saldırıdır" dedi ve gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulundu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "İfade özgürlüğü yoksa, basın özgürlüğü yoksa ne adaletten söz edebiliriz, ne de demokrasiden" şeklinde bir paylaşım yaptı.
Gazeteciler Sendikası, "Habere konu olan kişiye söz hakkı vermek, gazeteciliğin en temel kurallarından biridir. Fakat bu nedenle gazetecilerin gözaltına alınması, mesleğimize dönük baskının vücut bulmuş halidir" şeklinde açıklama yaptı.
Pehlivan'ın ifadesi alındı: 'Ben kaydetmedim, ben yaymadım'
Anka Haber Ajansı'nın aktardığına göre, Barış Pehlivan, ifadesinde suçlamaları reddetti.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısına gazeteci olarak gittiğini söyledi. Burada İmamoğlu'nun CHP'li belediyeleri ilgilendiren soruşturma ve davalarda görev alan bir bilirkişinin, imza attığı raporlarda hukuksuzluk olduğunu iddia ettiğini belirtti.
Haber yapmak amacıyla bilirkişiyi aradığını, gazeteci olduğunu beyan ettiğini söyledi.
"Milyonların izlediği Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısında kendisi hakkındaki iddiaları bizzat kendisine sormak istedim. Asıl amacım onu Halk TV ekranlarında ağırlamak ya da yüz yüze bir röportaj yapmaktı" dedi.
"Bu yaptığım hem Türkiye hem de dünya literatüründe cevap hakkını kullandırmadır" diye ekledi.
Pehlivan konuşmayı kendisinin kaydetmediğini, kimseyle paylaşmadığını, yayınlamadığını ve hiçbir yerde yaymadığını ifade etti.
Kendisinin ve ses kaydının yayınlandığı programın sunucusu Seda Selek'in "kanalın yayın çizgisi, yayın politikası ve neyin yayınlanacağı konusunda söz sahibi ve sorumluluk sahibi olmadıklarını" ekledi.
Halk TV: 'Suçlanan kişiye söz hakkı vermek ne zamandan beri suç oldu?'
Halk TV gazetecilerin gözaltına alınmasının ardından bir açıklama yaptı. Açıklamada "Suçlanan kişiye söz hakkı vermek, iddialara cevabını sormak ne zamandan beri suç oldu?" diye soruldu.
Açıklamada Barış Pehlivan'ın ilgili kişiye ulaşarak iddiaları sorduğu, kendisini tanıtarak Halk TV'den aradığını söylediği ve iddialara ne cevap vereceğini öğrenmek istediği belirtildi.
Zorla alınmış, "yaratılmak istenen algının aksine gizli kapaklı yapılmış" bir söyleşi olmadığını vurgulayan kanal, tek amacın, "kendisine suçlamalar yöneltilen bir isme cevap hakkı kullandırmak" olduğunu savundu.
Açıklamada görüşme kaydının "planlı" alınmadığı öne belirtildi:
"Bu görüşmeyi kaydeden Barış Pehlivan değil. O sırada birlikte bulunduğu Halk TV Program Koordinatörü Kürşad Oğuz'dur. O da bir gazetecilik refleksiyle kaynağın açıklamalarını kayıt altına almıştır. Bu, planlanarak yapılmış bir kayıt değildir...
"Görüşmenin hemen ardından yine gazetecilik refleksiyle açıklamalar, yayına verilmiştir. Yayınlanmasına karar veren Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'tır."
İmamoğlu hangi suçlamalarda bulundu?
İmamoğlu, 27 Ocak Pazartesi günü Saraçhane'de düzenlediği basın toplantısında kendisi ve CHP'li belediyelerle ilgili davalara bakan bilirkişi S.B. hakkında suçlamalarda bulunmuştu.
İmamoğlu, S.B.'nin Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı dönemde kendisi hakkında açılan dava dosyası için "olmayan şeyleri rapora yazdığını" iddia etti.
İmamoğlu ayrıca bilirkişinin her raporunda kendisini ve CHP'li kurumları suçladığını ve "art niyetliliğinin ispatlandığını" iddia etti.
İBB Başkanı, bilirkişinin CHP'li Beşiktaş ve Esenyurt belediyeleri hakkında yürütülen soruşturmalarda da yer aldığına dikkat çekti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, S.B.'ye yönelik sözleri yüzünden İmamoğlu hakkında soruşturma başlattı.
Başsavcılık, İmamoğlu'nun bilirkişiyi "Soruşturma şüphelileri lehine sonuç doğuracak karar verilmesi amacıyla alenen hedef göstermek suretiyle etkilemeye teşebbüş etmekten" dolayı res'en soruşturma açıldığını duyurdu.
Savcılık açıklamasında "Yazılı ve görsel medyada bu yönde söylemlerde bulunanlar" hakkında da soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne talimat verildiği belirtildi.
İmamoğlu, daha sonra sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda "Bize yapılan her hukuksuzluğu, her adaletsizliği Türk Milletiyle paylaşacağız" ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, paylaşımında ayrıca şunları kaydetti:
"Belgelerle açıkladığım hukuksuz işlerle ilgili de jet hızıyla soruşturma bekliyorum. Bu hukuksuz iş ve işlemleri haber yapan basın kuruluşları ve paylaşan vatandaşlar hakkında soruşturma açmak da sansürün dik alasıdır."
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ise İmamoğlu'nun bilirkişi açıklamasına "Kabul edilemez bir sorumsuzluk örneği" diyerek tepki gösterdi.
Dağ, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Bu tutum hem adaletin tarafsızlığını zedelemiş hem de yargı üzerinde baskı kurma girişimini açıkça ortaya koymuştur" dedi.
'Yalan konuşuyorsunuz'
Bilirkişi S.B., İmamoğlu'nun basın toplantısından sonra Halk TV'den Barış Pehlivan'a röportaj verdi.
Bir kısmı canlı yayında dinletilen kayıtta tüm iddiaları reddederek "Yalan konuşuyorsunuz" dedi.
S.B. ayrıca şunları söyledi:
"Ben sadece CHP davalarında değil, beni kimse bağlamaz. 2010'da Ak Parti davalarını da yaptım belediyelere, MHP'nin de yaptım. Bu olay asla seçilmiş kişi değilim."
'Turpun büyüğü senin heybenden çıktı'
İmamoğlu'nun basın toplantısı için "Turpun Büyüğü" adını seçmesi de dikkat çekti.
İBB başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir sözüne ithafen bu ismi seçtiklerini söyledi.
İmamoğlu, basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben "Turpun büyüğü senin heybenden çıktı" dedi ve şöyle devam etti:
"Aslında işin çok kolay. Bu kadar heybe sırtında taşımana gerek yok. Bu kadar yük taşıyacağına, kendini sadece milletin sandıktaki vicdanına emanet ettiğin an rahatlayacaksın. Yastığa başınızı koyduğunuzda huzurla uyumak kadar güzeli yoktur."
Erdoğan, 17 Ocak'ta AKP'nin Konya 8. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı bir konuşmada CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın tutuklanmasına yönelik eleştirileri hakkında şunları söylemişti:
"Sayın Özel başka yerde harami arayacağına yanındakilere baksın. Halbuki onlar da çok iyi biliyorlar ki daha turpların büyükleri heybede. Telaşlarının, paniklemelerinin, ortalığı velveleye vermelerinin bir sebebi de işte bu hakikattır."
İmamoğlu hakkındaki dava ve soruşturmalar
Ekrem İmamoğlu hakkında 20 Ocak'ta katıldığı bir panelde İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sözleri yüzünden de soruşturma açıldı.
İmamoğlu, CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın'ın gözaltına alınmasını eleştirirken Gürlek hakkında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Bak başsavcı, sana söylüyorum. Biz var ya, sana hiçbir faydamız olmaz, senin zihnin çürümüş de, senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız, bunu unutma."
Başsavcılık, bu sebeple İmamoğlu'nun "tehdit ve terörle mücadelede görev alan kişileri hedef göstermek suçlarından" soruşturulduğunu duyurdu.
İmamoğlu hakkında Kasım 2019'da yaptığı bir açıklamada "31 Mart seçimini iptal edenler ahmaktır" sözlerinden dolayı da dava açıldı.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davada İBB başkanına 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi.
İmamoğlu karar hakkında "Benim içi yok hükmündedir" diye konuştu.
Karara hem savcılık hem de İmamoğlu'nun avukatları itiraz etti.
İstinaf süreci hala devem eden davada kararın onanması durumunda İmamoğlu'nun belediye başkanlığının düşmesi ve siyaset yapma yasağı gündeme gelecek.
İBB başkanı hakkında ayrıca 2014-2019 yılları arasında yürüttüğü Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemiyle ilgili de bir dava bulunuyor.
İmamoğlu, bu davada 2015'teki bir ihalede kamuyu zarara uğratmakla suçlanıyor.
Hakkında 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan İmamoğlu, suçlamaları reddediyor.
İmamoğlu'nun avukatları da Danıştay'ın lehte karar vermesine rağmen davanın açıldığını vurguluyor.
Davanın son duruşmasının 11 Nisan 2025'te yapılması planlanıyor.
İmamoğlu'nun burada hüküm giymesi durumunda da hem hapse girmesi hem de siyasetten men edilme ihtimali söz konusu.
HABER VE KAYNAK: BBC.TÜRKÇE
https://www.bbc.com/turkce/articles/c0qw71wwxxno