haberanaliz

MERSİN ERDEMLİ BELEDİYESİ’DE SAYIŞTAY’A TAKILDI

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
MERSİN ERDEMLİ BELEDİYESİ’DE SAYIŞTAY’A TAKILDI
Sayıştay tarafından yapılan denetimde 2021 yılında Mersin MHP’li ERDEMLİ Belediyesinde de usulsüzlükler ve yanlışlar tespit edildi. Haber sitemizin sürekli sizlere duyurduğu pazarlıklı alımlar, doğrudan teminler hususu Sayıştay raporuna yansıdı. Ekim 2022 de teslim edilen 43 sayfalık rapor ve ekleri şaşkınlık yarattı. İşte o içerik ve bulgular:

YAPILAN DENETİMDE ORTAYA ÇIKAN USULSÜZLÜKLER VE HATALI İŞLER...

Aralık Ayı Maaş Ödemelerinin İzleyen Yıla Ait Kısmının Bütçe Dışı Avans ve Krediler Hesabında İzlenmeyerek Cari Yılda Giderleştirildiği ortaya çıktı.

Sayıştay raporda, “İdare aralık ayı maaş ödemelerinin izleyen yıla ait kısmının 162 Bütçe Dışı Avans ve Krediler Hesabında izlenmeyerek cari yılda giderleştirildiği görülmüştür” dedi. Raporda, “ Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 162 Bütçe Dışı Avans ve Krediler Hesabının işleyişini açıklayan 132’nci maddesine göre; aralık ayının 15’inde yapılan maaş ve ücret ödemelerinin ertesi yıl 01-14 Ocak dönemine karşılık gelen tutarları bu hesaba borç, ilgili hesaplara alacak kaydedilmeli, yeni yılın başında düzenlenecek ödeme emri ile bir taraftan bu hesaba alacak, 630 Giderler Hesabına borç; diğer taraftan 835 Gider Yansıtma Hesabına alacak, 830 Bütçe Giderleri Hesabına borç kaydedilmelidir. Dolayısıyla aralık ayı maaş ödemelerinin ocak ayına isabet eden kısmı dönemsellik ilkesinin gereği olarak bu hesap aracılığıyla izleyen yılın gideri ve bütçe gideri olarak muhasebeleştirilmelidir. İdarenin aralık ayı maaş ödemeleri için 162 Bütçe Dışı Avans ve Krediler Hesabının kullanılmadığı, bu nedenle maaşların ocak ayına isabet eden kısmının izleyen yılda giderleştirilmeyerek dönemsellik ilkesine aykırı hareket edildiği görülmüştür. Kamu idaresi bulguya iştirak ederek sonraki süreçte gerekli işlemlerin yapılacağını belirtmiştir. Aralık ayı maaş ödemelerinin muhasebeleştirilmesinde dönemsellik ilkesi göz önünde bulundurularak mevzuat çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir” denildi.

Belediyenin Şirketlerdeki Sermaye Payının Muhasebe Kayıtlarıyla Uyumsuz Olduğu ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Belediyenin ortak olduğu şirketlerdeki sermaye payının muhasebe kayıtlarına eksik yansıtıldığı görülmüştür” dedi. Raporda, “Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının niteliğini açıklayan 181’inci maddesine göre; bu hesap mal ve hizmet üreten kuruluşlara nakden veya ayni olarak verilen sermaye tutarları ve bu sermaye tutarlarının işletilmesinden doğan kar ve zararlar, bütçeye iade olunan sermayelerin izlenmesi için kullanılır. Aynı Yönetmelik’in 247 Sermaye Taahhütleri Hesabının işleyişini açıklayan 185’inci maddesine göre de taahhüt edilen sermaye tutarları bu hesaba alacak, ilgili maddi duran varlık hesabına (240-241 gibi) borç kaydedilmelidir. Yerine getirilen sermaye taahhütleri ise bu hesaba borç yapılmalı ve 830 Bütçe Giderleri Hesabına kaydedilmelidir. Dolayısıyla taahhüt edilen sermaye 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı ile 247 Sermaye Taahhütleri Hesabında izlenmelidir. Taahhüdün yerine getirilmesi durumunda ise 247 hesabı kapatılmalı ve bütçe gideri yapılmalıdır. Erdemli Belediyesinin tamamına sahip olduğu iki şirket bulunmaktadır. Kumkuyu Limonlu İmar İnşaat Ltd. Şti.’nin 31.12.2021 yılsonu itibari ile toplam sermayesi 13.000.000,00 TL’dir. Bunun 6.100.000,00 TL’si ödenmiş, 6.900.000,00 TL’si ödenmemiştir. Erdemli Personel AŞ’nin toplam sermayesi 350.000,00 TL olup 240.783,27 TL si ödenmiş olup 109.216,73 TL’si ödenmemiştir. Böylece iki şirketin toplam sermaye miktarı 13.350.000,00 TL olmaktadır. Ancak 2021 yılsonunda 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı 6.340.783,27 TL’dir. Dolayısıyla 241 hesabında izlenen sermaye miktarı olması gerekenden 7.009.216,73 TL eksik tutarla yer almaktadır. İdare taahhüt edilen sermayeyi yerine getirmesi durumunda 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabını kullanmaktadır. Taahhüt kayıtları ise yapılmamaktadır. 2021 yılı içinde bir şirkete 8.000.000,00 TL sermaye artışı taahhüt edilmiş ancak işlem muhasebe kayıtlarına yansıtılmamıştır. Taahhüt edilen sermayenin muhasebe kayıtlarında izlenmemesi nedeniyle 2021 yılsonu bilançosunda 241 Mal ve Hizmet Üreten Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı ile 247 Sermaye Taahhütleri Hesabı, olması gerekenden 7.009.216,73 TL eksik görünmektedir. Kamu idaresi cevabında özetle, ilgili sermaye taahhütlerinin 2022 yılı itibariyle muhasebe kayıtlarına alındığını belirtse de bu işlem 2021 yılı mali tablolarınındaki hatayı düzeltmemektedir. Sonraki süreçte taahhüt kayıtlarının tam ve doğru şekilde muhasebeleştirilmesi mali tablolarının sağlıklı bilgi sunması açısından önem arz etmektedir” denildi.

İdarenin Yapılandırılmış Borcunun İlgili Hesaplarda Tam ve Doğru Şekilde Takip Edilmediği ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Yapılandırılmış borçların mevzuata uygun bir şekilde ilgili hesaplarda takip edilmediği görülmüştür” dedi. Raporda, “Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin sırasıyla 368 Vadesi Geçmiş Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler Hesabı ile 438 Kamuya Olan Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Borçlar Hesabının niteliğini açıklayan 278’inci ve 322’nci maddelerine göre; kanuni süresi içerisinde ödenmeyen vergi ve diğer yükümlülükler ile ertelenen veya taksitlendirilen vergi ve diğer yükümlülüklerin erteleme veya taksitlendirme vadesinin bir yılı aşmayan kısımları 368 Hesabında, bir yıldan daha uzun sürede ödenecek kısmı ise 438 Hesabında izlenmelidir. Erdemli Belediyesinin 2022 ve sonraki yıllarda ödenmesi gereken yapılandırılmış borç tutarı 29.700.776,74 TL olmasına rağmen, 2021 yılsonu bilançosunda 368 Vadesi Geçmiş Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler Hesabı 5.718.302,66 TL görünmekte; 438 Kamuya Olan Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Borçlar Hesabında ise kayıt bulunmamaktadır. Bu durum İdarenin 2022 ve sonraki yıllarda ödemesi gereken yapılandırılmış borçlarının 23.982.474,08 TL’lik kısmının 368 ve 438 Hesaplarında yer almadığını ve muhasebe sisteminde doğru şekilde takip edilmediğini göstermektedir. Yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca, İdarenin yapılandırılan borçlarının vadesine göre ayrım yapılarak 368 Vadesi Geçmiş Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler Hesabı ile 438 Kamuya Olan Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Borçlar Hesabında tam ve doğru şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Kamu idaresi cevabında özetle, 2022 yılı itibariyle ilgili hesapların kullanılmaya başlandığını belirtmişse de 2021 yılı mali tablolarında yer alan hatayı düzeltmemektedir. Tüm yapılandırılan borçların ilgili hesaplarda takibi mali tabloların sağlıklı bilgi sunması açısından önem arz etmektedir” dendi.

İller Bankası Sermaye Payının Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabında İzlenmediği ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “İdarenin İller Bankasındaki sermaye payı kesintilerinin 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabında izlenmediği görülmüştür” dedi. Raporda, “Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabının niteliğini açıklayan 178’nci maddesine göre; kanuni yetkilere dayanılarak mali kuruluşların sermayesine iştirak edilen tutarlar ve bu sermaye tutarlarının işletilmesinden doğan kar ve zararlar, bütçeye iade olunan tutarlar ile bu kuruluşlara ikrazen verilen ve mahsup edilen tutarlar 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabında izlenmelidir. Yapılan incelemede; İller Bankasının sermaye payı kesintilerinin 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabında muhasebeleştirilmediği, sadece geçmişten gelen 591.044,59 TL tutarında kayıt bulunduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca bu hesapta 2021 yılsonu itibariyle 31.409.636,52 TL bulunmaktadır. İdare bu tutarın büyük bölümünün 2014-2015 yıllarında iller bankası paylarından Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne %30 ve Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ)’ne %10 aktarılan tutarlardan kaynaklandığını belirtmektedir. Ancak ilçe belediyesinin bu kaydı, yukarıda açıklanan Yönetmelik hükümlerine uygun olmamıştır. İller Bankası sermaye payının tam ve eksiksiz olarak takip edilmemesi ve geçmiş kayıtlar nedeniyle 240 Mali Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı tam ve doğru bilgi vermemektedir. Yukarıda anılan Yönetmelik hükümleri çerçevesinde, İller Bankasındaki sermaye payı kesintilerinin muhasebe kayıtlarına alınması ve bilançoda gösterilmesi gerekmektedir.Kamu idaresi cevabında özetle, 2022 yılı itibariyle gerekli işlemlerin yapıldığını ve sermaye paylarının düzenli takip edilmeye başlandığını belirtse de bu durum 2021 yılı mali tablolarındaki hatayı düzeltmemektedir. Bundan sonraki süreçte de gerekli özenin gösterilmesi mali tablolarının doğruluğu açısından önem arz etmektedir” denildi.

Kıdem Tazminatı Karşılık Ayırma İşleminde Hatalı Uygulamalar Bulunduğu ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “2021 yılsonu itibariyle kıdem tazminatı hesaplamasına yalnızca emekliliği gelen işçilerin dâhil edildiği, diğer işçiler için kıdem tazminatı karşılığı ayrılmadığı ve kıdem tazminatlarının hatalı muhasebeleştirildiği görülmüştür” dedi. Raporda ayrıca, “ a) Yalnızca Emekliliği Hakeden İşçilerin Kıdem Tazminatı Karşılık Hesabında Dikkate Alınması hususuna dikkat çekerek, Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabının niteliğini açıklayan 281’inci maddesinde, bu hesabın belirlenecek esaslar çerçevesinde ayrılan ve faaliyet dönemi içinde ödeneceği öngörülen kıdem tazminatları karşılıklarının izlenmesi için kullanılacağı ifade edilmiş; 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabının niteliğini açıklayan 330’uncu maddesinde ise, uzun vadeli kıdem tazminatı karşılıklarının bu hesapta izleneceği belirtilmiştir. İdare tarafından 31.12.2021 tarihi itibariyle emekliliği hakeden işçiler için 2.782.944,31 TL kıdem tazminatı karşılığı hesaplanmış ve bu tutarın 16.000,00 TL’si 372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabında; kalan 2.766.944,31 TL’si ise 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabında muhasebeleştirilmiştir. Oysa İdarenin işçiler için ayırdığı kıdem tazminatı karşılıklarından, gelecek faaliyet dönemi içinde ödenmesi muhtemel olanların 372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabında, uzun vadeli diğer karşılıkların ise 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabında izlenmesi gerekmektedir. Uzun vadeli ve kısa vadeli kıdem tazminatı yükümlülüklerinin 372/472 Kıdem Tazminatı Hesabında mevzuata uygun izlenmemesi sonucunda, 2021 yılı mali tablolarında bu hesaplar tam ve doğru bilgi sunmamaktadır. Yukarıda açıklanan kıdem tazminatı karşılıklarının mali tablolara tam ve doğru aktarılması belediyenin yükümlülüklerinin değerlendirilmesi açısından önem arz etmektedir” derken, b) Kıdem Tazminatı Karşılık Ayırma ve Ödeme İşleminde Bütçe Gideri Hesabının Hatalı Kullanılması hususuna dikkat çekerek, “Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 472 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabının işleyişini açıklayan 331’inci maddesine göre; hesaplanan kıdem tazminatı karşı tutarları bu hesaba alacak, 630 Giderler Hesabına borç kaydedilir, vadeleri bir yılın altına düşen kıdem tazminatı karşılıkları ise 372 Kıdem Tazminatı Karşılıkları Hesabına aktarılır. Aynı Yönetmelik’in 372 Kıdem Tazminatı Karşılığı Hesabının işleyişini açıklayan 282’nci maddesinde ise tazminatın ödenmesi durumunda 830 Bütçe Giderleri Hesabına kayıt yapılması gerekmektedir. İdare 2021 yılsonu itibariyle emekliliği hak eden işçiler için 2.782.944,31 TL karşılık ayırmış ve bu işlemi muhasebeleştirirken 830 Bütçe Giderleri Hesabını da kullanmıştır. Buna karşılık 2021 yılı kıdem tazminatı ödemelerinde, 830 Bütçe Gideri Hesabına kayıt yapılmamıştır." tespiti yapılarak, "Oysa mevzuatta belirtildiği gibi, kıdem tazminatı karşılıkları ayrılırken değil, ödenirken bütçe gideri olarak kaydedilmelidir. Kıdem tazminatı karşılıklarının bütçe gideri olarak kaydedilmesi ve yılı içinde ödenen kıdem tazminatı ödemelerinin bütçe gideri olarak kaydedilmemesi sonucu; 2021 yılı Bütçe Uygulama Sonuçları Tablosunda 830 Bütçe Giderleri Hesabının hatalı tutarlarla yer almasına sebebiyet verilmiştir. Kamu idaresi cevabında, gerekli çalışmaların yapılacağını belirtmiştir. Kıdem tazminatı karşılıklarının tam ve doğru şekilde ayrılması mali tabloların sağlıklı bilgi sunması açısından önem arz etmektedir” denildi.

Kurum Taşınmazlarının Tespit ve Muhasebe Sistemine Kayıt İşlemlerinin Birbiriyle Tutarlı ve Tam Yapılmadığı ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Erdemli Belediyesinin tapuda kayıtlı 1054 taşınmazın “Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak kayıtları yapılmamış; dolayısıyla Taşınmaz Formları ve İcmal Cetveli ile muhasebe kayıtları arasında tutarlılık sağlanamamıştır” dedi. Raporda ayrıca, “Kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetinde, yönetiminde veya kullanımında bulunan taşınmazların kaydına ve icmal cetvellerinin düzenlenmesine ilişkin usul ve esaslar, 02.10.2006 tarih ve 26307 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 13.09.2006 tarih ve 2006/10970 sayılı “Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik” ile düzenlenmiştir. Anılan Yönetmelik’in 6’ncı maddesinde “Taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleriyle ilgili görev, yetki ve sorumlulukları” düzenlenmiş; 7’nci maddesinde ise, taşınmazların kayıt şekli açıklanmış ve hangi form ve cetvellerin düzenleneceği belirtilmiştir. Buna göre, idarelerin tapuya kayıtlı olan ya da olmayan taşınmazları ile orta malları, genel hizmet alanları, irtifak hakkı tesisi, tahsis, kiralama ve kullanma izni verilmesi gibi usullerle kullanım hakkı kendilerine verilen taşınmazları, Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde kayıt altına alması gerekmektedir. Anılan maddenin devamında taşınmaz kayıt ve kontrol işlemleri ile görevli birim tarafından hazırlanan formlar esas alınarak, taşınmazların değer ve miktar olarak kaydedildiği Taşınmaz İcmal Cetvelinin mali hizmetler birimi tarafından hazırlanacağı belirtilmiştir. Erdemli Belediyesinde, 2021 yılında yukarıda belirtilen Yönetmelik hükmü gereği düzenlenmesi gereken Form ve Cetvelleri tam ve doğru hazırlama çabaları sürdürülmektedir. Anılan Yönetmelik hükmü gereği hazırlanması gereken form ve cetvellerden 7/a- taşınmaz icmal cetveli (tapuda kayıtlı olan taşınmazlar formu) ile 1281 taşınmaz kayıt altına alınmıştır. Kurumun, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Tapu ve Kadastro Bilgi Sisteminde (TAKBİS) kayıtlı olmayan 42 taşınmazı bulunmaktadır. Söz konusu form ve cetveller arasında kayıt sayısına ilişkin uyum sağlanamadığı gibi taşınmazların değeri kaydedilmemiş, cins tashihi yapılmamıştır. İdare; - Taşınmazların değerinin emlak beyanlarına göre yapıldığını (102.828.149,78 TL), bu nedenle muhasebe kayıtlarındaki değerle (78.888.813,99) örtüşmediğini, - Mülkiyeti Belediyeye ait olan ve tapuda vasfı arsa, tarla olarak kayıtlı bulunan taşınmazlar üzerinde her ne kadar kat irtifakı kurulmamış ise de kapı numarası verildiğini, belediyeye ait mesken, işyeri bulunduğunu, bu nedenle tapuda kayıtlı taşınmaz sayısı ile cetvellerdeki taşınmaz sayısının uyuşmadığını. - İdareye ait bazı taşınmazların cins tashihlerinin yapılmadığını; örneğin, tapuda limon bahçesi olarak kayıtlı taşınmaz üzerinde 76 adet Belediyeye ait hal dükkânları; tapuda arsa olarak geçen taşınmazlar üzerinde 18 ve 59 adet işyeri olduğunu, belirtmektedir. 02.10.2006 tarihli ve 26307 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kamu İdarelerine Ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmelik’in “Diğer İşlemler” ana başlıklı “Cins tashihlerinin yapılması” alt başlıklı 10'uncu maddesinde; “(1) Kamu idareleri; mülkiyetlerinde, yönetimlerinde ve kullanımlarında bulunan taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun olmaması durumunda, tapu kayıtlarında cins tashihinin yapılması için gerekli işlemleri yaparlar.” hükmü yer almaktadır. Belediyenin 2021 yılsonu bilançosundaki taşınmazlarının değerinin toplam 78.888.813,99 TL’dir. Aşağıdaki tabloda detayları gösterildiği üzere, taşınmaz cetvelleri ile muhasebe kayıtları arasında 23.939.335,79 TL (102.828.149,78-78.888.813,99) tutarında fark oluşmuştur. Kamu idaresi cevabında, 2022 yılı itibariyle gerekli işlemlerin yapıldığını belirtse de bu durum 2021 yılı mali tablolarındaki hatayı düzeltmemektedir. Kurum taşınmaz envanterinin sağlıklı bir şekilde yapılarak, anılan Yönetmelik hükümleri doğrultusunda cins tashihlerinin yapılması, ilgili form ve cetvellerde kayıt altına alınması ve bu kayıtların muhasebe sistemine tam ve doğru şekilde aktarılması gerekmektedir” denildi.

Taşınırların İcmal Cetvelinde Yer Alan Tutarları ile Bilançodaki Tutarların Uyuşmadığı ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Belediyenin dayanıklı taşınırlarının 2021 yılsonu bilançosunda yer alan bakiyesi ile İdare Taşınır Mal Yönetim Hesabı İcmal Cetvelindeki tutarının uyumsuz olduğu görülmüştür." dedi Raporda, " Taşınır Mal Yönetmeliği’ne göre kamu idareleri tarafından 1’nci düzey detay kodu itibariyle İdare Taşınır Mal Yönetim Hesabı İcmal Cetveli hazırlanır. Bu cetvelde taşınırların gelecek yıla devreden tutarları ile bilançoda hesabın bakiyelerinin eşit olması gerekmektedir. Erdemli Belediyesi tarafından hazırlanan 2021 yılı İcmal cetvelinde taşınırların gelecek yıla devreden tutarları ile bilançoda yer alan tutarların karşılaştırılması sonucunda; aşağıda yer alan tablodan da görüleceği üzere, dayanıklı taşınırlar olarak sınıflandırılan 253 Tesis Makine ve Cihazlar, 254 Taşıtlar ve 255 Demirbaşlar Hesabında izlenmesi gereken taşınırların bilançoda yer alan tutarlardan farklı olduğu tespit edilmiştir. Kamu idaresi cevabında, 2022 yılı itibariyle gerekli düzeltmenin yapıldığını belirtmiştir ancak bu durum 2021 yılı mali tablolarındaki hatayı düzeltmemektedir. Yukarıda açıklanan düzenlemelere uygun olarak, taşınır cetvellerinin sağlıklı tutulması ve muhasebe sistemiyle uyumlu olması için gereken özenin gösterilmesi gerekmektedir” dedi.

Bazı Gelirlerin Tahsilat Oranının Düşük Olduğu ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Belediyenin tahakkuku yapılan bazı gelir kalemlerinde tahsilat oranlarının düşük olduğu görülmüştür” dedi. Raporda, “5393 sayılı Belediyesi Kanunu’nun “Belediye Başkanının Görev ve Yetkileri” başlıklı 38’inci maddesinde; Belediye Başkanına, belediye teşkilâtının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, belediyenin hak ve menfaatlerini korumak, belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek gibi görevler verilmiştir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu’nun “Muhasebe Hizmeti Ve Muhasebe Yetkilisinin Yetki ve Sorumlulukları” başlıklı 61’inci maddesinde, gelirlerin ve alacakların tahsili ile muhasebe kayıtlarının usulüne uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından muhasebe yetkilisi sorumlu kılınmıştır. Aynı Kanun’un 38’inci maddesinde ise, kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsiliyle yetkili ve görevli olanların, ilgili kanunlarda öngörülen tarh, tahakkuk ve tahsil işlemlerinin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sorumlu oldukları hüküm altına alınmıştır. Anılan Kanun hükümleri üst yöneticiye, muhasebe yetkilisine ve kamu gelirlerinin tahsil ve takibiyle görevli olanlara, gelirlerin takip ve tahsili konusunda sorumluluklar yüklemiştir. Erdemli Belediyesinin gelir kalemlerinin tahakkuk ve tahsilat oranlarının incelenmesinde; aşağıdaki tabloda gösterilen gelir kalemlerinde tahsilat oranlarının düşük olduğu görülmüştür. Kamu idaresi cevabında, genel salgın hastalık sebebiyle tahsilat oranlarının düşük kaldığını belirtmiştir ancak kamu kaynağının elde edilmesinde görevli ve yetkili olanların, gelirlerin takip ve tahsili için gerekli önlemleri almaları kamu menfaati açısından önem arz etmektedir” dedi.

Bazı Taşınmazların İhale Konusu Edilmeyerek Ecrimisil Karşılığında Kullandırıldığı ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Bazı Taşınmazların İhale Konusu Edilmeyerek Ecrimisil Karşılığında Kullandırılması Yapılan incelemede; Belediyeye ait 84 taşınmazın ihale yolu ile kiraya verilmeyip, ecrimisil karşılığında kullandırıldığı tespit edilmiştir” dedi. Raporda ayrıca, “Kamu idaresi cevabında özetle; belediyenin mülkiyetinde olmayan, park alanı içerisinde kiralanamayacak durumda olan ve mülkiyetinde kesinlik olmayan( davalı, çok hisseli) taşınmazlar ile köprü, yol, bulvar, meydan gibi Belediyenin uhdesinde olan ancak kiralanamayan yerlerdeki işgal/kullanımdan dolayı gelir kaybı yaşanmaması için bu şekilde yol izlendiğini belirtse de mevzuat hükümleri uyarınca taşınmazların ecrimisil karşılığı kullanımının süreklilik arz etmesi mümkün değildir. Söz konusu taşınmazlar yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde kullandırılmalıdır” dedi.

İşçilerin Yıllık Ücretli İzinlerinin Kanuna Uygun Olarak Kullandırılmadığı ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Belediyede çalışan işçilerin sosyal hakları olan yıllık ücretli izinlerinin zamanında düzenli olarak kullandırılmadığı ve bu nedenle birikmiş yıllık izin sürelerinin bulunduğu görülmüştür” dedi. Raporda, “Anayasa’nın “Çalışma şartları ve dinlenme hakkı” başlıklı 50’nci maddesinde; dinlenmenin çalışanların hakkı olduğu ve bu haklar ile şartlarının kanunla düzenleneceği hüküm altına alınmıştır. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 53’üncü maddesinde işçilere yıllık izin verileceği ve yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceği; 56’ncı maddesinde yıllık iznin 53’üncü maddede gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde verilmesinin zorunlu olduğu; 59’uncu maddesinde iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücretin, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödeneceği; 60’ıncı maddesinde yıllık ücretli izinlerin, yürütülen işlerin niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı olması için işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması konusuna ilişkin usuller ile işverence tutulması zorunlu kayıtların şekline ilişkin hususların ilgili Bakanlık tarafından hazırlanacak bir Yönetmelik ile gösterileceği belirtilmiştir. Bu Kanun hükmüne istinaden 03.03.2004 tarih ve 25391 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği'nde de yıllık izinlerin kullanımı ile ilgili olarak İş Kanunu’na benzer düzenlemeler yapılmıştır. Aynı Kanun’un 103'üncü maddesinde ise yıllık ücretli izni bu Kanun’un 56’ncı maddesine aykırı olarak bölen veya hak edilmiş izni kullanmadan iş sözleşmesinin sona ermesi halinde bu izne ait ücreti ödemeyen veya belirtilen Yönetmelik’in esas ve usullerine aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için ikiyüzyirmi Türk Lirası (2021 yılında 555 TL) idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı’nın 30.06.2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Tasarruf Tedbirleri konulu 2021/14 sayılı Genelge’sinde; 4857 sayılı Kanun kapsamında çalışan işçilerin yıl içinde kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin ilgili yıl içerisinde, önceki yıllarda hak kazanıp kullanmadıkları yıllık izin sürelerinin de yürütülen hizmetlerde aksamaya sebep olmayacak şekilde azami üç yıl içerisinde kullandırılması gerektiği belirtilmiştir. Yukarıda yer alan düzenlemelere göre işverenin yıllık izinleri kullandırma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve işçinin de izin hakkından feragat etmesi mümkün değildir. Diğer taraftan işçiler emekli olduklarında veya herhangi bir şekilde iş akitleri sona erdiğinde mevzuat hükümleri gereği yıllık izin hakları ücrete dönüşmekte ve yıllık izin karşılığı yapılacak olan bu ücret ödemesi de işçinin son ücreti üzerinden yapılacağından yüksek tutarlarda ödeme yapılmasına neden olmaktadır. Ayrıca Anayasal bir hak olan yıllık izinlerin kullandırılmaması durumunda idareler, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 103’üncü maddesi gereğince idari para cezası ile karşı karşıya kalabilmektedir. Yapılan incelemede Belediyede görev alan kadrolu 51 işçiden 8’inin 100 ile 200 gün arasında, 18’inin 200 ile 300 gün arasında, 8’inin 300 ile 400 gün arasında, 1 işçinin 400 günden fazla, 1 işçinin de 700 günden fazla kullanmadığı izinlerinin olduğu tespit edilmiştir. Bu işçiler emekli olduklarında veya herhangi bir şekilde iş akitleri sona erdiğinde mevzuat hükümleri gereği yıllık izin hakları işçinin son ücreti dikkate alınarak izin ücreti ödeneceğinden idareler açısından öngörülemeyen giderlerin ortaya çıkmasına neden olacaktır. Kamu idaresi cevabında, işçilerin yıllık üzcretli izinlerinin kullandırılması amacıyla gerekli işlemlerin yapılacağını belirtmiştir. Mevzuat hükümleri ve yapılan açıklamalar çerçevesinde Belediyede çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerinin, mevzuata uygunluk ve belediyeye ek mali külfet getirmemesi amacıyla biriktirilmeden, zamanında ve düzenli olarak kullandırılması sağlanmalıdır” dedi.

Özel Kalem Müdürlüğü Kadrosunun Memuriyete Sınavsız Geçirilme Amacıyla Kullanıldığı ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Özel Kalem Müdürlüğü kadrosundan memuriyete sınavsız atamalar yapıldığı görülmüştür” dedi. Raporda, “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 59’uncu maddesinde, Özel Kalem Müdürlüğü istisnai memuriyet sayılmış; bu kadroların emeklilik aylığının hesabı ve diğer memuriyetlere naklen atanmalarda herhangi bir sınıf için kazanılmış hak sayılamayacağı belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 60’ıncı maddesinde, istisnai Devlet memurluğuna 48’inci maddede belirtilen genel şartları taşıyan kişilerin atanabileceği, 61’inci maddesinde ise istisnai memuriyet kadrolarına atananlara Kanun’un atanma, sınavlar, kademe ilerlemesi ve derece yükselmesi dışında kalan bütün hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. İçişleri Bakanlığı’nın 03.06.2009 tarih ve B.05.0.MAH.0.08.01.00/900-14626 sayılı Özel Kalem Müdürü konulu Genelgesi’nde belediye ve bağlı kuruluşlarının özel kalem müdürlüklerine yapılacak atamalarla ilgili düzenleme yapılmıştır. Söz konusu düzenlemeye göre; - Özel kalem müdürlüğüne öncelikle belediye veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar arasından atama yapılması esastır. - Özel kalem müdürlüğüne açıktan yapılacak atamalar için Bakanlıktan izin alınacaktır. - 657 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesi kapsamında tanınan atama yetkisi sınırsız bir yetki olmayıp, bu yetkinin memuriyete sınavsız girişin bir yöntemi gibi kullanılmasına hukuken imkân bulunmamaktadır. - 657 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesi kapsamında tanınan atama yetkisi sınırsız bir yetki olmayıp, bu yetkinin memuriyete sınavsız girişin bir yöntemi gibi kullanılmasına hukuken imkân bulunmamaktadır. - Özel kalem müdürlüğüne ehliyet ve liyakat sahibi kişiler arasından seçim yapılmalıdır. Yapılan incelemede, Kurum tarafından 2019 yılı içinde Özel Kalem Müdürlüğü kadrosuna açıktan atanan iki personelin 2020 ve 2021 yıllarında memur kadrosuna geçirildiği görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının kamu hizmetlerine girme hakkını düzenleyen 70’inci maddesinde; “Her Türk, kamu hizmetlerine girme hakkına sahiptir. Hizmete alınmada, görevin gerektirdiği niteliklerden başka hiçbir ayırım gözetilemez.” hükmü yer almaktadır. Anayasa’nın bu hükmü, 657 sayılı Devlet Memurları Kanun’un 3’üncü maddesine yansıtılmış ve liyakat Kanun’un temel ilkelerinden biri olarak sayılmıştır. Liyakat sisteminin kamu hizmetlerine girme, ilerleme ve yükselmeler ile görevin sona erdirilmesinde uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır. 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Mahalli İdarelere İlk Defa Atanacaklara Dair Sınav ve Atama Yönetmeliği” gereğince belediye ve bağlı kuruluşlarının memur kadrolarına merkezi yerleştirme yoluyla veya idare tarafından yapılacak sınavla açıktan atama yapılabilecektir. İdare tarafından sınav yapılması durumunda da, Yönetmelik sınava katılabilmek için KPSS puan türünden sınav duyurusunda belirtilen asgari puanı alma şartı getirmiştir. Erdemli Belediyesinde Özel Kalem Müdürlüğüne atanan kişilerin memuriyet kadrolarına geçirilmesi sonucu, kamu hizmetlerine girmek için aranan sınav şartı aşılmış, Anayasanın ve 657 sayılı Kanun ile kamu hizmetine girme de eşitlik ilkesi ihlal edilmiş olmaktadır. Kamu idaresi bulguya iştirak etmiş ve mevzuat hükümleri doğrultusunda işlem tesis edileceğini belirtmiştir. Yukarıda açıklanan mevzuatın amacına aykırı olarak Özel Kalem Müdürlüğü kadrosuna atamanın memuriyete sınavsız giriş yöntemi olarak kullanılmasının sonlandırılması uygun olacaktır” denildi.

Taşınır Mal Yönetim ve İşlemlerinde Hatalı ve Eksik Uygulamalar Bulundu.

Sayıştay raporunda, “İdare taşınır yönetim ve işlemlerinde mevzuat düzenlemelerinin gerekliliklerinin tam olarak yerine getirilmediği ve bazı eksiklikler bulunduğu görülmüştür” dedi. Raporda, “Örneğin; a) Taşınır Mal Yönetmeliği’ne göre, idarelerin taşınırlarının defter kayıtları ile fiilen sayım sonucu ambarda bulunan miktarların sayım tutanağında gösterilmesi gerekmektedir. Ancak İdare tarafından sunulan sayım tutanağında yalnızca kayıtlardaki miktarlara yer verilmiş, ambarda bulunan miktarlar kaydedilmemiştir. b) Ayrıca 150 İlk Madde ve Malzemeler Hesabında yer alan tutarlar ay sonlarında toplu olarak giderleştirilmiştir. Bunun sonucunda 150 İlk madde ve Malzemeler Hesabı bilançoda bakiye vermemektedir. Ancak İdare Taşınır Mal Yönetimi Ayrıntılı Hesap Cetvelinde sıvı yakıtlar, taşıt yedek parçaları, taşıt lastikler gibi bazı malzemelerin devir miktar ve tutarlarının olduğu görünmektedir. Bu durum tüketim kayıtları, sayım tutarları ile devreden tutarların sağlıklı şekilde takip edilmediğini göstermektedir. c) İdare Taşınır Mal Yönetim Hesabı İcmal Cetveli’nde de bazı tüketim malzemelerinin gelecek yıla devreden tutarları bulunmaktadır. Ancak İdare 2021 yılsonu bilançosunda 150 İlk Madde ve Malzemeler Hesabı bakiye vermemektedir” hatırlatması yapılarak, “Kamu idaresi cevabında, 2022 yılı itibariyle ilk madde ve malzemelerde mevzuat hükümlerine uygun kayıt tutulacağını ifade etmiştir ancak bu durum 2021 yılı mali tablolarındaki hatayı düzeltmemektedir. Yapılan açıklamalar uyarınca, İdare taşınır yönetiminde gerekli özenin gösterilmesi ve mevzuat düzenlemelerine uygun işlem yapılarak, kayıt ve belgelerin tam ve sağlıklı bir şekilde tutulması gerekmektedir” denildi.

Tek Seferde İhale ile Temin Edilebilecek Bazı Mal ve Hizmet Alımlarının Kısımlara Bölündüğü ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Mal ve hizmet alımlarının açık ihale usulü ile karşılanması temel ihale yöntemi olmasına rağmen, ihtiyaçların kısımlara bölünerek doğrudan temin yöntemiyle alındığı görülmüştür” dedi. Raporda, “4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun “Temel İlkeler” başlıklı 5’inci maddesinde; idarelerin, bu Kanun'a göre yapılacak ihalelerde; saydamlığı, rekabeti, eşit muameleyi, güvenirliği, gizliliği, kamuoyu denetimini, ihtiyaçların uygun şartlarla ve zamanında karşılanmasını ve kaynakların verimli kullanılmasını sağlamakla sorumlu olduğu, eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin kısımlara bölünemeyeceği ve bu Kanun'a göre yapılacak ihalelerde açık ihale usulü ve belli istekliler arasında ihale usulünun temel usuller olduğu ifade edilmektedir. Kanun’un “Doğrudan Temin” başlıklı 22’nci maddesi (d) bendi kapsamında yapılacak alımlar için parasal sınırlar öngörülmüştür. 26 Ocak 2021 tarih ve 31376 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan Kamu İhale Tebliği’ne göre, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22’nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde belirtilen parasal limit, Büyükşehir belediyesi sınırları dâhilinde bulunan idareler için 121.405,00 TL’dir. Kamu İhale Genel Tebliği’nin “4734 Sayılı Kanunun 22’nci Maddesinin (d) Bendi Gereğince İhtiyaçların Temini” başlıklı 22’nci maddesine göre de; belirlenen parasal limitlere bağlı olarak yapılacak ihtiyaç teminlerinde, piyasada yapılan fiyat araştırması sonucunda öngörülen parasal limitin aşılacağının tespit edilmesi halinde, ihtiyacın Kanun’un ilgili hükümlerine göre ihale yoluyla temin edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, 4734 sayılı Kanun’un 19’uncu maddesine göre açık ihale usulü ile temini gereken ihtiyaçların, Kanun’un 22’nci maddesinin (d) bendi için öngörülen parasal sınırların altında kalacak şekilde, adet bazında veya aynı ihale konusu içinde yer alabilecek nitelikteki mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin, kalemlere veya gruplara bölünmek suretiyle, anılan madde hükmüne göre pazarlıkla temini, Kamu İhale Kanunu’nun temel ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir. İdarece 2021 yılında doğrudan temin yöntemiyle yapılan bazı mal ve hizmet alımlarını, belirlenen parasal sınırların altında kalacak şekilde kısımlara bölmüş ve böylece 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 22’nci maddesinin (d) bendi için öngörülen 121.405,00 TL (KDV hariç) tutarındaki parasal limitin altında kalmıştır. Kamu idaresi 4734 sayılı Kanun’un temel ilkelerine riayet edildiğini ve doğrudan temin limiti altında kalan bazı alımlarda bu usulün kullanıldığını belirtse de, eşik değerlerin altında kalmak amacıyla mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin kısımlara bölünemeyeceği de temel ilkelerden biridir. Mal ve hizmet alımlarının 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun temel ilkelere uygun olarak gerçekleştirilmesi, açık ihale usulü ile karşılanması gereken ihtiyaçların, kısımlara bölünerek doğrudan temin yöntemiyle alınmaması uygun olacaktır” dendi.

İdarenin Vergi Borcu Ödenmeyerek, Kaynağı Belirsiz Devreden Katma Değer Vergisi Hesabı ile Mahsup Yapıldığı ortaya çıktı.

Sayıştay raporunda, “Belediyenin bazı tahsilatlarından elde ettiği ve vergi dairesine göndermesi gereken Katma Değer Vergisi (KDV) borcunun ödenmeyerek, kaynağı bilinmeyen 190 Devreden Katma Değer Vergisi Hesabından mahsup yapıldığı görülmüştür” dedi. Raporda, “Mahalli İdareler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği’nin 391 Hesaplanan Katma Değer Vergisi Hesabının niteliğini açıklayan 293’üncü maddesine göre; teslim edilen mal veya ifa edilen hizmetler üzerinden hesaplanan katma değer vergisi tutarları bu hesapta izlenir. Ay sonlarında, bu hesap 190 Devreden Katma Değer Vergisi ve 191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesaplarının toplamından düşükse, mahsup yapılarak kapatılır. 2021 yılında Belediyenin muhasebe kayıtlarında 191 İndirilecek Katma Değer Vergisi Hesabı kullanılmamıştır. Ancak 190 Devreden Katma Değer Vergisi Hesabında önceki dönemlerden gelen bakiye bulunmaktadır. Bu nedenle, 190 Devreden Katma Değer Vergisi Hesabına yapılan kayıtların sıhhati araştırılarak hatalı kullanım söz konusuysa, düzeltme işlemi yapılması gerekmektedir. Belediye 2021 yılında tahsil ettiği bazı kalemlere ait KDV’leri ise, 391 Hesaplanan Katma Değer Vergisi Hesabında izlemektedir. Bu hesapta biriken tutarların ay sonlarında vergi dairesine ödenmesi gerekmektedir. İdare Vergi Dairesine göndermek yerine, 190 Devredilen Katma Değer Vergisi Hesabından mahsup yapmaktadır. Bu durum vergi dairesine olan borcun ödenmemesine sebebiyet vermektedir. 2021 yılı içerisinde mahsup edilen KDV tutarı 589.494,63 TL’dır. 2021 yılı açılış kayıtlarında 22.839.989,42 TL olan 190 Devreden Katma Değer Vergisi Hesabı; ay sonlarında 391 hesap kodunda yer alan hesaplanan KDV ile mahsup yapılması sonucunda, yılsonunda 22.250.494,79 TL bakiye ile kapanmıştır. Kamu idaresi cevabında, 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'dan önce belediyenin yetkisinde bulunan su işletmesinden ve aynı Kanun ile kapanan belde belediyelerinin hesaplarının Belediyeye aktarılmasından kaynaklanmakta olduğunu ifade etmiştir. Belediyenin geçmiş dönemlerde kullanılmış olan 190 Devreden Katma Değer Vergisi Hesabının kaynağının araştırılması; hatalı kayıt yapılmış ise, hesabı kapatması ve vergi dairesine olan borçla mahsup yapılmadan, tam ödemesi gerekmektedir” denildi.

haberanaliz.net / ÖZEL


0Önceki Haber

0

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE BAĞLI MESKİ’DE, SAYIŞTAY’A TAKILDISonraki Haber

MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE BAĞLI MES...

Başka haber bulunmuyor!