MERSİN GENÇLİK SPOR SİZ BU RAPORU OKUDUNUZ MU?
Sayıştay 2022 yılını ülke geneli denetleyip 2023 Eylül ayı içinde bir rapor sundu. Bakanlık bu raporu okudu. Peki, Mersin GSB ilgili ve yetkilileri okudu mu? Orada bahsi geçen bulgular nedeniyle Mersin GSB ne gibi önlem ve çaba içine girdi?
Sayıştay denetçileri, “Sorumluluğa İlişkin Tespit Yerine Getirilmeden Binaların Bakım ve Onarım İşlerinin İl Müdürlüklerince Yapıldığını” tespit etti.
Denetçiler, “Bakanlık tarafından gerçek ve tüzel kişilerden kiralanan ya da ihale suretiyle yaptırılıp mülkiyeti İdareye ait olan gençlik merkezi, spor salonu ve benzeri binalarda kullanım hatalarından ya da rutin bakım ve düzeltme sorumluluğundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilmeden, mülk sahipleri ya da yüklenici sorumluluğuna girebilecek işlerin de İl Müdürlükleri tarafından yapıldığı görülmüştür” diyerek,
“6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 303’üncü maddesinde kiraya verenin, kiralananın kullanımıyla ilgili olmak üzere, kendisi veya üçüncü kişi tarafından yapılan yan giderlere katlanmakla yükümlü olduğu, 305’inci maddesinde kiralananın sonradan ayıplı duruma gelmesi durumunda kiracının, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebileceği belirtilmektedir. Kanun’un 316’ıncı maddesinde; kiracının, kiralananı, sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmakla yükümlü olduğu, 318’inci maddesinde ise kiracının kendisinin gidermekle yükümlü olmadığı ayıpları kiraya verene gecikmeksizin bildirmekle yükümlü olduğu ve aksi takdirde bundan doğan zarardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmaktadır” hatırlatmasını yaparak,
“4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu’nun 30’uncu maddesinde yapım işlerinde yüklenici ve alt yüklenicilerin, yapının fen ve sanat kurallarına uygun olarak yapılmaması, hileli malzeme kullanılması ve benzeri nedenlerle ortaya çıkan zarar ve ziyandan kesin kabul onay tarihinden itibaren on beş yıl süreyle sorumlu olduğu ve bu zararın genel hükümlere göre kendilerine ikmal ve tazmin ettirileceği ifade edilmektedir. Genel hükümlerin belirlendiği 6098 sayılı Kanun’un 477’inci maddesinde ise eserin kabulünden sonra yüklenicinin kasten gizlenen ve usulüne uygun gözden geçirmede fark edilmeyecek ayıplardan sorumluluğunun devam ettiği, eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde iş sahibinin bu durumu yükleniciye bildirmemesinin sorumluluğu ortadan kaldırdığı belirtilmektedir. Bakanlık taşınmazları arasında yer alan binalar gerçek ve tüzel kişilerden kiralanmak ya da mevcut arsanın üzerine ihale yapılarak inşa ettirilmek suretiyle edinilmektedir. Kiralanan binalarda kiraya veren ve kiracı arasındaki hukuki ilişkiler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre sürdürülmekte, yapım işi kapsamında inşa ettirilen binalarda ise yüklenici ve mal sahibi arasındaki hukuki ilişkiler bu Kanun’a ilave olarak 4735 sayılı Kanun’a göre yürütülmektedir. İki Kanun’da da tarafların sorumluluklarına ilişkin maddeler değerlendirildiğinde, yapıların fen ve sanat kurallarına göre yapılması ve sorunsuz olarak fiilen kullanıma hazır halde bulunması sorumluluğunun, kiralayan ve yüklenici uhdesinde olduğu anlaşılmaktadır. Yapılardaki ayıp ve bozulmaların bir kısmı ise kullanım hatalarından ya da kullanıcının rutin bakım ve onarımları yapmamasından kaynaklanabilmektedir ki bu haller özensiz kullanım olarak nitelendirileceğinden bu noktada kiralayan ya da yüklenicinin sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu sebeple binalar için yapılan harcamaların niteliklerinin ve buna bağlı olarak kimin sorumluluğunda olduğunun ortaya konması önem arz etmektedir” uyarılarını yaparak bu hususlara dikkat çekti.
Sayıştay denetçileri, “Yapılan incelemelerde; kiralanan veya mülkiyeti idareye ait binalar için yapılan bazı işlerin kiralayan ya da yüklenici tarafından yapılması gereken işler olduğu ancak bu sorumluluğun tespitine, karşı tarafa bildirimine ve giderilmesine dair bir işlem yapılmadığı tespit edilmiştir. Binaların kullanımına engel nitelikteki ayıpların, özensiz kullanımdan mı yoksa olağan yıpranmadan mı kaynaklandığı, fen ve sanat kurallarına göre yapılması gereken imalatların eksik/hatalı yapılıp yapılmadığı ortaya konulmadan, doğrudan İl Müdürlükleri tarafından giderilmesi, bu harcamaların sonradan karşı tarafa rücu edilme imkânını da ortadan kaldırmaktadır. Zira mevzuatta buna ilişkin şekil şartları belirlenmekte, yapılan uygulama bu şartların yerine getirilmesine engel olmaktadır” diyerek hatırlatma yaptı.
Daha sonra denetçiler, “Taşınmazlara ilişkin yapılan harcamalarda; asansörlere ait elektrik tesisatlarının yenilenmesi, bina çatılarına su yalıtımı yapılması, kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarının yenilenmesi, jeneratör ve kompresör benzeri demirbaşların tamiri, sıhhi tesisata ait boru ve parçaların değiştirilmesi gibi hususların genellik arz ettiği görülmektedir. Bu tür işlerde oluşan kullanıma engel ayıpların birçoğunun fen ve sanat kurallarına göre yapılmayan imalat ya da olağan kullanım ve yıpranma niteliğinde olabileceği açıktır. Örneğin, bir binanın çatısının akması imalat sırasında yalıtımının eksik ya da hatalı yapılmasından, kanalizasyon hatlarının taşması binaya uygun kapasitede alt yapı yapılmamasından, sıhhi tesisatta kaçak ya da arıza olması ise yanlış imalat ya da tesisatın kullanım ömrünü tamamlamasından kaynaklanabilmektedir. Bu durumda, harcamaların kiraya veren ve yükleniciler tarafından karşılanması gerekmektedir. Söz konusu binalardaki ayıpların kimin sorumluluğunda olduğu, bazen açıkça ortaya konulacak netlikte olmayıp teknik ve bilirkişi incelemesi gerektirmektedir. Böyle durumlarda taraflar arasında hukuki ihtilaf oluşmakta ve konusuna göre yargı yerlerinde çözüm aranmaktadır. Bu ihtilaflara ilişkin verilen kararlarda müşterek husus, ayıbın neden kaynaklandığının tespiti ve sorumluluğun buna göre belirlenmesi gerektiğidir” uyarısını yaptıktan sonra,
“Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2016/2233 Esas ve 2016/3110 Karar sayılı ilamıyla benzer olaya ilişkin verdiği kararda; kiralananın kullanıldığı süre ve kullanım amacı gözetildiğinde yıpranma ve eskimelerin olmasının normal olduğu, kiracının sözleşmeye uygun olağan kullanım dolayısıyla oluşan eskime ve bozulmalardan sorumlu olmayıp münhasıran kötü kullanım ve zarardan sorumlu olduğu ve bilirkişi raporunun bu husus dikkate alınarak hazırlanması gerektiğinin” altını çizdi.
Diğer taraftan, denetçiler, “Sayıştay Temyiz Kurulu ise 28.02.2018 tarih ve 44140 sayılı Kararında; ortaya çıkan bozukluğun proje ve eklerine, yapı tekniği ve mühendislik kurallarına, uyulması zorunlu yapı standartları ve mevzuata aykırılıktan kaynaklanmış olduğuna ilişkin somut bir tespit yapılmadan on beş yıllık süre içerisinde ortaya çıkan her türlü aşınma, eskime ve bozulmalardan yükleniciyi sorumlu tutmanın hakkaniyete aykırı olacağını ifade etmiştir” tespitini yaptı.
Sayıştay yaptığı sorguda kendisine gönderilen cevabı ise şöyle değerlendirdi: “Kamu idaresi göndermiş olduğu cevapta, taraflarınca yaptırılan binalarda 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun gereği yüklenicilerin taşıyıcı sistem dışındaki sorumluluğunun 2 yılla sınırlı olduğunu ve rüzgâr, yağmur ve benzeri durumlarda oluşan hasarların İl Müdürlüklerince giderildiğini belirtmişlerdir. Ancak 4708 sayılı Kanun'un 1'inci maddesi uyarınca kamuya ait yapı ve tesisler bu Kanun'a tabii bulunmamaktadır. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanun'un 30'uncu maddesinde ise yüklenicilerin sorumluluğu kesin kabul onay tarihinden itibaren 15 yıl olarak belirlenmektedir. Bu durumda afet olarak nitelendirilemeyecek bir doğa olayı karşısında oluşan hasarların teknik bir inceleme olmaksızın il müdürlüğü tarafından giderilmesi mevzuata uygun bulunmamaktadır. Kamu idaresi cevabında ayrıca, kiralanan binalarda kullanımdan kaynaklanmayan bakım ve onarımların kiralayan tarafından yaptırıldığı ya da il müdürlüğü tarafından yapılan harcamanın kira bedelinden mahsup edildiği belirtilmektedir. Ancak yapılan denetimlerde istisnalar dışında böyle bir uygulamanın olmadığı, özellikle görece düşük tutardaki harcamaların sorumluluğa ilişkin bir tespit yapılmadan il müdürlüğü bütçesinden karşılandığı tespit edilmiştir” dedi.
Sonuç olarak SAYIŞTAY DENETÇİLERİ, “kiralanan yahut ihale suretiyle yaptırılan binalara ilişkin bakım onarım harcamalarının, yüklenici/kiralayan sorumluluğunda olup olmadığına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın İl Müdürlükleri tarafından yaptırılması yönündeki genel uygulamaya son verilmesi ve kullanımdan kaynaklı olanlar dışındaki harcamaların yüklenici/kiralayan tarafından yaptırılmasının sağlanması gerekmektedir” diyerek konuya noktayı koydu.
Ancak GSB il müdürlüklerince bu rapor okundu mu, okunduktan sonra gerekli tedbirler alındı mı, yoksa daha önceleri olduğu gibi yine işler ve çalışmalardaki hatalı ve eksik işlerde yeni bir bahane mi bulmaktalar?
Mersin Gençlik spor il müdürlüğü Sayıştay’ın bu raporlarındaki eleştirilerini okudu mu, Mersin’deki iş ve icraatlar bu rapora uygun mu?
ALLAH (c.c.) DEVLETE ve MİLLETE ZEVAL VERMESİN.
MERSİN İL GENÇLİK SPOR MÜDÜRÜ ÖKKEŞ DEMİR HABERLERİMİZİ OKUYORSUNUZ, OKUMUYORSANIZ DA VALİLİK BASIN MÜDÜRLÜĞÜ SİZE GÖNDERİYOR... NEDEN BU İŞLERLE İLGİLİ BİR AÇIKLAMA VE DÜZELME OLMUYOR?
CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ.
Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.Telefon ve iletişim bilgisi olmayan gönderiler dikkate alınmaz.
CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ e- posta ADRES:
batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com
NOT: YAZILI İZİN ALMADAN, SİTEMİZDE YER ALAN HİÇ BİR HABER VE İÇERİK KULLANILAMAZ. KULLANANLAR HAKKINDA YASAL İŞLEM YAPILIR.