Yaşam Savunucusu Gazeteci Özer Akdemir yazdı: Bilimle dalga geçmenin bedeli
EVRENSEL gazetesindeki köşesinden seslenen Özer Akdemir, önemli konulara temas etti. İşte o yazısı:
Paranın sesini ‘dinler’, bilimin sesine kulak tıkarsanız sonuç çok acı olabilir!
Kapadokya’daki balon turizminin görünmeyen/gösterilmeyen yüzünü ele aldığımız programımız epey ses getirdi. Sabahleyin gün doğumuna yakın başlayarak Göreme Vadisi’nden havalanan balonların iniş ve kalkışı sırasında yaşanan keşmekeşi, trafik, toz ve gürültüyü anbean görüntülediğimiz programda, aynı zamanda balonlarda çalışan emekçilerin sorunlarına da değiniliyordu.
Balonlar dünya kültür mirası listesindeki Göreme Vadisi’nden havalanıyorlar. Yaklaşık 300 balon birbiri ardına, gün doğumuna yakın erken saatlerde gökyüzüne yükseliyor. Balonların iniş ve kalkışındaki işleri yapan arazi araçlarının yanı sıra, gökyüzündeki bu görsel şöleni izlemeye araçları ile gelen yüzlerce kişi (Ki çoğu balona binmek için gerekli 350 avro / yaklaşık 13 bin TL parayı veremeyen Türkiye vatandaşları) çok ciddi bir trafik, karmaşa ve toz oluşturuyordu.
TOZDA KANSEROJEN MADDE UYARISI
İki bölüm halinde yayımladığımız programımızı izleyen, uzun yıllar bölgede araştırmalar yapan, Dr. Eşref Atabey bölgenin kayaçlarının yapısından kaynaklı, balon-insan-araç trafiği sırasında oluşan tozların içinde akciğer zarı kanserine yol açan eriyonit mineralinin olabileceği uyarısında bulundu. Genellikle volkanik bölgelerdeki topraklarda bulunan, ısı-su yalıtımına, kimyasal maddelere çok dayanıklı lifli bir mineral olan eriyonit, bu özelliği ile asbeste de benzetilir ancak asbestten daha tehlikeli kanserojen etkiye sahip olarak bilinir. Hasan Dağı ve Erciyes'in volkanik faaliyetleri sonucu milyonlarca yıl önce oluşan Kapadokya'nın bazı bölgelerinde de eriyonit minerallerinin olduğu ve çok ciddi sağlık sorunlarına yol açtığı bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştu. Özellikle Prof. Dr. Yusuf İzzettin Barış'ın Kapadokya'da yaptığı bilimsel çalışmalar dünyada ses getirmiş, eriyonit mineralinin yaptığı hastalıkları dünyaya tanıtan çalışmalarına, tam sekiz kez ödül verilmişti.
PROF. DR. YUSUF İZZETTİN BARIŞ'IN ÇALIŞMALARI
Görev yaptığı Hacettepe Tıp Fakültesine gelen hastaların öyküleri peşinden, masraflarını cebinden karşılayarak onların köyüne kadar gidip araştırmalar yapan, Prof. Dr. Barış, mezotelyoma (akciğer zarı kanseri) konusunda Kapadokya'da yaptıkları çalışmadan şöyle bahsediyordu; “Muhtarla anlaştık; 1976 veya 1977 yılında köye ekiple gittik. Ekibin yanında röntgen makinesi de vardı. Karın zarı kanseri de var diye, gastroentrolog vardı, göğüsçüler vardı. Şunu itiraf edeyim, söylerken utanıyorum: Hiç kimseden para almadık, cebimizden harcadık. Gittik, orada kadın ve erkek 200’e yakın kişiyi, caminin hoparlöründen ilan etmek suretiyle, muayeneye çağırdık ve 200 kişinin filmini çektik. 14 kişinin akciğerinde su bulduk.”
Barış’ın çalışmaları sonrası bölgedeki bazı köyler “medikal afet bölgesi” ilan edilerek boşaltılırken, séonraları ipe sapa gelmez iftiralarla karalanmaya çalışılan Yusuf İzzettin Hoca, memlekette hiçbir iyiliğin cezasız kalmadığının da örneklerinden birisi oldu!
Hocanın çalışmaları sonrası boşaltılan Kapadokya'daki Karain köyü bugün yeniden köylülerin yerleşimine açılmış durumda. İşte bu Karain köyü ile bizim balon turizmi haberler ve programlarımızın kesişen bir öyküsü var. Anlatacağım...
PROGRAMLARIMIZ SONRASI YAPTIRILAN ISMARLAMA HABER
2013 yılında kaybettiğimiz Prof. Dr. Yusuf İzzettin Barış’la çalışmalar yürüten Tıbbi Jeoloji Uzmanı ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey Kapadokya’daki balon turizmi ile ilgili programlarımızın ardından bize ulaşarak bölgedeki tozların içinde de akciğer zarı kanserine yol açan eriyonit maddesinin olabileceği, bunun araştırılması gerektiğini dile getirdi. Biz de binlerce kişiyi etkileme olasılığı bulunan bu önemli uyarıyı haber yaptık.
Eşref Hoca’nın bu söylemlerine yer verdiğimiz haber ve balonlarla ilgili programlarımızın ardından balon şirketlerinin patronları da yerel bir internet sitesine ‘ısmarlama’ bir haber yaptırarak savunmaya geçtiler. “Bir el düğmeye bastı”, “Balon turizmi karalanıyor” gibi başlıklarla verilen ‘haber’de bilimsel uyarılarla dalga geçiliyordu; “Neymiş, bölgede balonların kalkışları ve inişleri ile takibi esnasında toprak yoldan geçerken çıkan tozlar kanser yaparmıymış…”
BİLİMİ ALAYA ALAN KİŞİNİN BABASI KANSERDEN ÖLMÜŞ!
Bu haberi okuyup, bilimle dalga geçilmesine içerleyen Dr. Eşref Atabey, Royal Balloon Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dinler’in sözlerine ve yaptırdığı habere dair ilginç bir noktaya dikkat çekti. “Ben bölgede uzun zaman tıbbi jeolojik çalışmalar yaptım. Yer altına, o kayaların içine oyulan mezar gibi otel odaları yapılırken de gidip o odalarda hava kalitesini ölçmüş, kayaçlarda eriyonit, asbest olup olmadığına bakmıştık. Geceliği on binlerle ifade edilen o lüks otellerden birisinin sahipleri de Dinler ailesiydi. Bilimle dalga geçen balon patronu Mehmet Dinler'le aynı soyadını taşıyan bir kişinin (Ki eriyonit edeniyle boşaltılan Karain köyünden birisiydi ve onun da lüks bir oteli vardı) akciğer zarı kanserinden öldüğü aklımda kalmıştı. Yusuf İzzettin Barış Hoca’nın hastalarından birisiydi bu kişi. Hakkında konuştuğumuzu hatırlıyorum. Bu haberden sonra Toraks Derneğinden bir arkadaşıma sordum. Akciğer zarı kanserinden yaşamını yitiren kişi, Royal Balloon Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dinler'in babası, Mustafa Dinler imiş!” dedi.
Babasını henüz 60 yaşında iken 2017 yılında akciğer kanserinden kaybetmiş olan birisi balonların iniş kalkışı sırasında oluşan tozda kanserojen maddeler olabilir uyarılarıyla dalga geçebiliyor! Kapadokya’da balonların kuralsız bir şekilde inip kalkmalarının hem eşsiz jeolojik dokuya hem canlı yaşamına önemli zararlar verdiğini ortaya koyan programlarımıza ve haberlerimize karşı ısmarlama haberler yaptırabiliyor! Para kazanma hırsı insanların gözlerini böylesine kör edebiliyor işte!..
AYNI AİLEDEN BİR DE DELİ DUMRUL HİKAYESİ
Keza, biraz arşivi karıştırınca aynı aileden bir başka ismin, Yakup Dinler’in (Baloncu Mehmet Dinler’in kardeşi, merhum Mustafa Dinler’in oğlu), Ürgüp’teki tarihi Kayakapı Mahallesi’ni 49 yıllığına kiralayıp burasını otel yaptığı, turistlerin para karşılığı gezebildiği mahallede evi bulunan kişileri dahi bölgeye sokmadığı haberimiz çıktı karşımıza. Evrensel’de 13 Kasım 2016 yılında “Bir Deli Dumrul Hikayesi de Ürgüp’den” başlığı ile yaptığımız haberde ÇEKÜL Vakfı Temsilcisi Emekli Öğretmen Mustafa Kaya’nın evinin de bulunduğu mahalleye otel sahibi Yakup Dinler tarafından sokulmadığı, Ali Cengiz oyunları ile önce afet bölgesi ilan edilen tarihi mahallenin sonra turizm alanı yapılıp Yukup Dinler’e kiralandığı iddialarına yer vermiştik.
NEYİ DİNLER, NEYİ DİNLEMEZ!
Nevşehir’de geçen yıl vergi rekortmenleri listesinde yer alan Dinler ailesi bilimin uyarılarını dinlemediklerinde başlarına neler geldiğini en acı şekilde deneyimlemiş bir aile aynı zamanda. Atmış yaşındaki babalarını eriyonit mineralinin yol açtığı kanserden kaybetmiş olan kişilerin, yaptıkları işin kanserojen etkileri olabileceği uyarıları ile dalga geçmemeleri gerektiğini de öğrenmiş olmaları gerekiyordu. Paranın sesini ‘dinler’, bilimin sesine kulak tıkarsanız sonuç böyle çok acı olabilir!
yazı kaynak : EVRENSEL