haberanaliz
Mustafa GÖKTAŞ

Mustafa GÖKTAŞ

Mail: mustafagoktas006@gmail.com

Adalet hepimize lazım!!!

Sadece kendi başımıza geldiğinde değil, başkalarının başına geldiği vakit de, bizim dışımızdakilerin başına bir şey geldiğinde de, tarafsız, objektif, hak, hukuk, adalet çerçevesinde düşünmek, konuşmak, tartışmak zorundayız.

Eğer böyle olmaz ise, çıkarcı, bana neci, bencil, kendinden başkasını düşünmeyen, çıkarı için her haltı yiyen, onursuz, gurursuz, ahlaksız, iffetsiz, şerefsiz, topluma yarar değil zarar getiren biri oluveririz.

Hekim, Mühendis, Gazeteci, Avukat, Akademisyen, Emekli, Memur, İşçi, Çiftçi, Esnaf v.s Toplumun tüm kesimleri, milli ve manevi değerler söz konusu olduğunda, Adalet ve hakkaniyet söz konusu olduğunda neden hep birlikte hareket edemiyoruz?

Neden hep işler bize dokununca konuşuyoruz?

Hep birlikte niye ses veremiyoruz?

Çünkü hepimiz için kişisel ÇIKAR, ön plana geçmiş durumda (!)

1980 sonrası nesil bir tuhaf yetişti.

Kuralı ve kutsalı olmayan bir nesil türedi.

Şu aziz mübarek günlerde birbirimize karşı daha anlayışlı ve sabırlı olmak zorundayız.

Çünkü Yaşam öyle basit ve kolay değil.

Siyasetin içine yuvalanmış bir kesim var.

Çalıyor, çırpıyor, arsızlaşmış, yüzsüzleşmişler…

1980 den sonra yerelde de genelde de yönetimlere gelenleri görüyoruz, ihaleler ve alımları nasıl yapıyorlar, kısa vadede nasıl zenginleşiyorlar, etrafları nasıl derya deniz oluyorlar…

Vergiler siz rahat koltuklarınızda, tertemiz makam odalarınızda oturun, lüks makam arabalarında saltanat sürün, çevrenizi zenginleştirin, paradan kuleler yapın diye değil halk için ve ülkenin geleceği içindir…

Orada tüysüz yetimin, şehidin hakkı vardır.

Ağzınızdan çıkan söylem ile eylemleriniz örtüşmüyor.

UTANMA DUYGUNUZU yitirmişsiniz.

Bu zamanda mahcup bir insanı bulmak, "Define" bulmak gibi bir şey oldu…

Yargılamalar dile düştü.

Verilen kararlara saygı kalmadı.

Gizlilik kararı olan soruşturmaların evrak ve belgeleri basına yansıyor ise, soruşturma kapsamındaki şahsa ve avukatına ulaşmayan belge ve bilgi basına ulaşıyorsa, burada bir haksızlık, adaletsizlik ve yanlışlık var demektir.

Soruşturulan kişilerin masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı ihlal ediliyor, yargılamanın seyrine gölge düşüyor, adil yargılamadan bahsetmek doğru olmuyor…

Yargının kararlarında, ilgili işlemin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun tesis edilip edilmediğini ve hukuka aykırılık bulunup bulunmadığını edep ile hukuk çerçevesinde tartışmak lazım.

Aksi halde telafisi olmayacak şekilde hukuka ayrılık durumları söz konusu olacaktır.

Ayrıca ölçülülük ilkesine aykırılık oluşabilecek bir şekilde verilen adli kontrol tedbir kararları da, tutuklama tedbirleri de hak ihlallerini ortaya çıkartacaktır.

Yargıda verilen/ alınan kararlara saygın artması için toplumda GÜVEN duygusunun artması lazım.

ADALET varsa ekmek var, demokrasi var, hürriyet var, inançlara saygı var, şeref var, Devlet var, ADALET YOKSA bunların hiç biri yok…

Ne diyor Hz. Peygamber, bir günlük ADALET 40 yıllık ibadete bedel!!!

Yaptığımız her işte ve aldığımız her kararda Adil olursak mesele kalmaz.

Olamıyoruz!!!

Halbuki, ADALET, hepimize, herkese, eşit, hakkaniyetli, adil, tarafsız bir şekilde lazım!!!

Devletler yönettiği milletleri, halkı için vardır.

Devlet gömleğinin (Hilatın) ilk düğmesi ADALETTİR.

O yanlış iliklenir ise, Gömlek bedene uymaz!

Baki Selam ve Dua ile.