Belediyelerin borçları ve memleketimiz!
Ülkemizin her yerinde el değiştiren Belediyelerin ne denli borç batak içinde olduklarını, Seçtiğimiz başkanların şatafatlı hayatlarını, lüks makam araçları ile makam odalarını, bizlerin paralarını nasıl çarçur ettiklerini okuyoruz, izliyoruz.
Yalnız, bilmediğiniz yâda anlamadığınız bir şey var.
Son 15 yıl içinde ortaya çıkan hiçbir yolsuzluk, usulsüzlük, fahiş fiyatlı alım, kamu malını hor kullanma, görevi kötüye kullanmaya ve görevi suiistimal etmeye giren kabahatlerin hiç birinden CİDDİ bir hesap sorulmamıştır.
Siyaset her şeyin önünü tıkamıştır.
Bu sebeple de bizleri yöneten kamu gücünü elinde bulunduranlar da korkmadan devlet olanaklarını çarçur edebilmişlerdir.
Ehliyet ve liyakat sahibi olmayan, iş bilmeyen, yasa tanımayan ABSÜRT tiplerde icazet ile kamuda idareci oluvermişler, beceriksizlikleri nedeniyle de devlete zarar vermişlerdir.
Esfender Korkmaz hocamız bir yazısında şöyle aktarıyor:
“Siz bilir misiniz, Belediyeler bir yıl içinde ne kadar borçlanabilir? Gelirlerinin yetmediği durumlarda belediyeler, borçlanmaya başvurmaktadır. Yasa belediyelere borçlanma yetkisi tanıyor fakat aynı zamanda da sınır getiriyor. Belediyeler; Borçlanmada, bir önceki yıla göre yeniden değerleme oranı kadar artan yeni bütçenin yüzde 10’u kadar; Dış borçlanmada yalnızca belediyenin yatırım programında yer alan projelerinin finansmanı amacıyla; borçlanabilir. Söz gelimi; Bir belediyenin 2023 bütçesi 10 milyon liradır. 2024 yeniden değerleme oranı yüzde 58,46’dır. Bu durumda belediyenin 2024 bütçesi 15 milyon 846 bin lira, bunun yüzde onu yani 1 milyon 584 bin lira da bu belediyenin, bir yıl içinde borçlanma sınırıdır. Belediyenin borçları içinde, borç, faiz, vergi ve SGK borçları ve piyasaya olan borçları yer alır. Borçlanma sınırı aşılırsa, bu aşan kısmı için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın onayı gerekir. Demek ki bugün belediyelerin aşırı borç yükü varsa, bunun sorumlusu siyasi iktidardır. Belediyelerin toplam borç stok sınırı ise: Belediyenin artan yıl bütçesi, büyük şehirlerde bu bütçenin 1,5 katı belediyelerin toplam borç stoku sınırını verir. Fazla borçlanmanın müeyyidesi nedir; Yasada belirlenen esas ve usullere aykırı olarak borçlanan belediyelere ilgili ceza kanununun “görevi kötüye kullanma” hükümleri uygulanır. Yasal sınırları aşan ve belediye bütçesinden ödenen faiz giderleri, ilgili yasaya göre, görevlilerden alınır.”
* * * *
Peki, şöyle bir bakın bakalım.
Son 15 yıl içinde hangi Belediye Başkanından yâda kamu idarecisinden devleti zarara uğrattı diye hesap sorulmuştur?
Bir tarafı görüp diğer tarafı görmezden gelerek bu soruya cevap vermek doğru olmaz.
Genel olarak bakın.
Bu bizden, görmeyelim, bu değil, indirelim anlayışı ile bir yere varılmadığı için 31 Mart seçimleri çok yerde Belediyelerin el değiştirmesine sebep olmuştur.
Ancak şimdi yeni gelenler de ciddi, sorumlu bir şekilde çalışmaz ise ve TÜYSÜZ YETİMİN HAKKINI korumaz ise, onların da sonu bu günküler gibi olur.
SANDIK kimsenin tekelinde değil unutmayın...
1 Mayıs günü toplum İŞÇİ BAYRAMINA öylesine sıkı sarıldı ve alanlara koştu ki, herkese şu mesajı verdi: “DÜMENİN BAŞINDA BEN VARIM”...
Millet ayıktı. 31 Mart da sandıkta bir yol buldu kendine.
1 Mayıs günü ise fiilen harekete geçti.
Bizim canımız, vatanımız, kutsalımız, ülkemizin meselesi demokrasidir.
Meselesi adalettir, hukuk devletidir, tarafsız ve bağımsız yargıdır, mevsimlik tarım işçileridir, Suriyeli sığınmacılar sorunudur, canım ülkemin sorunu kayırmacılık sorunudur. Kayırmacılığın yarattığı eşitsizlik ve rüşvet sorunudur.
Biz, yönetime gelenler, gücü elinde bulunduranlar, bu sorunları çözmeye mi talibiz, yoksa görmezden gelmeye mi?
Meselenin özü bu!!!
Susmayacağız, konuşacağız, hakaret etmeden, hak çiğnemeden, adaletsizlik yapmadan, kimseyi ötekileştirmeden, çalışacağız, mücadele edeceğiz, üreteceğiz ve kazanacağız.
Var-mısınız?!