haberanaliz
Her şeyin Başı SAĞLIK

Her şeyin Başı SAĞLIK

Mail: hbssaglik@gmail.com

Bu devletin bir sahibi yok mu?

Dün tarafıma bir belge ulaştırıldı. Okuyunca ne denli haklı ve doğru yazılar yazdığımı gördüm. Şimdi burada yayınlayacağım, sizlerde olaya muttali olacaksınız. 663 sayılı KHB içeriğine uygun bir atama yapılmış ise, vicdanlarınızla sizi baş başa bırakıyorum. Burada devletin yasaları, kanunları var ama birde İLAHİ ADALET var! Bunu da unutmamak lazım... Bakın MERSİN KHB oluşumunda kimler nerelere gelmişler ve Genel SekreterimizSİYASET- İCAZET- HAMASET baskısı içinde kimlerle sözleşme imzalamış?

*  *  *  *  * 

Genel Sekreter: Uz. Dr. Mehmet Yavuz Gözükara

Tıbbi Hizmetler Başkanı: Uz. Dr. İbrahim Sanlıalp

İdari İşler Başkanı: Yusuf Öztürk,

Mali İşler Başkanı: Pratisyen Dr. Ahmet Atakan Kızılok,

 

MERSİN DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz. Dr. Memnune Çamsarı,

Başhekim: Uz. Dr. Volkan Kahveci,

Başhekim yardımcıları:  Uz. Dr. Tuğba Seki, Pratisyen Dr.Hasan Dinçer,

İdari ve Mali Müdür: Şemsettin Karadoğan,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Zeliha Şimşek,

İlave Müdür: Arife Ünivar,

Müdür Yardımcıları: Selahattin Göksu, Mehmet Ali Gök, Muhittin Yıldırım,

 

MERSİN KADIN DOĞUM VE ÇOCUK HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Harun Özmen

Başhekim: Uz. Dr. Harun Özmen

Başhekim yardımcıları: Uz. Dr. Selahattin Toktaş, Uz. Dr. Sabahat Bağlarbaşı,

İdari ve Mali Müdür: Feyzullah Kuttur,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Ayşe Tutar,

İlave Müdür: Hasan Kır,

Müdür Yardımcıları: Fatma Ebru Mavi Arıcı, Sakine Altan,

 

MERSİN ERDEMLİ DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Yahya Efe,

Başhekim: Uz. Dr. Yahya Efe,

Başhekim yardımcısı: Dr. Ömer Kulak,

İdari ve Mali Müdür: Arzu Mendil,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Kamil Sabah,

Müdür Yardımcısı: Cahit Tezcan,

 

MERSİN SİLİFKE DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Levent Yıldırım,

Başhekim: Uz. Dr. Levent Yıldırım,

Başhekim yardımcıları: Dr. Ömer Kulak,

İdari ve Mali Müdür: İbrahim Doğu,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Cihat Budak,

Müdür Yardımcısı: Davut Mutlu,

 

MERSİN MUT DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Ramazan Arı,

Başhekim: Uz. Dr. Ramazan Arı,

İdari ve Mali Müdür: Ali Şahin,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Nebiye Çetin,

 

MERSİN AYDINCIK DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Nuray Koray,

Başhekim: Uz. Dr. Nuray Koray,

İdari ve Mali Müdür: Abdurrahman Göksen,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Özlem Isık,

 

MERSİN TARSUS DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Cehdi Ertong,

Başhekim: Uz. Dr. Ali Biçer,

Başhekim yardımcıları: Uz. Dr. Selçuk Söylemezoğlu, Dr. Orhan Aslan,

İdari ve Mali Müdür: Gültekin Arsoy,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Elmas Umar,

İlave Müdür: Gülcan Selanik,

Müdür Yardımcıları: Ahmet Yılmaz, Hakan Kaya, İlker Murat Taylan,

 

MERSİN TOROS DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Süleyman Ülger,

Başhekim: Uz. Dr. Süleyman Ülger,

Başhekim yardımcıları: Uz. Dr. Erdem Yücel, Uz. Dr. Emine Kurt,

İdari ve Mali Müdür: Fatma Ülger,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Mustafa Duruel,

İlave Müdür: Ergun Şahin,

Müdür Yardımcıları: Mustafa Yatağan, Mustafa Sarı,

 

MERSİN ANAMUR DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Olgun Keskin,

Başhekim: Uz. Dr. Olgun Keskin,

Başhekim yardımcıları: Dr. Meltem Güven,

İdari ve Mali Müdür: Ali Yıldız,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Makbule Türkay,

Müdür Yardımcısı: Selçuk Bilen,

 

MERSİN BOZYAZI DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Mehmet Gökhan Tekin,

Başhekim: Uz. Dr. Mehmet Gökhan Tekin,

İdari ve Mali Müdür: Murat Bal,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Ferda Demir,

 

MERSİN GÜNLAR DEVLET HASTANESİ

Hastane Yöneticisi: Uz.Dr. Barış Mavi,

Başhekim: Uz. Dr. Barış Mavi,

İdari ve Mali Müdür: İhsan Yıldırım,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: …..

 

MERSİN AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI MERKEZİ (ADSM)

Başhekim: Dt. Selvi Koca,

Başhekim yardımcıları: Dt. Hasan Erden,

İdari ve Mali Müdür: Selçuk Topal,

Sağlık Bakım hizmetleri müdürü: Ülkü Özdemir,

*  *  *  *  * 

ŞİMDİ Ben bu isimleri tek, tek inceledim. Ben kendi aklımla inceledim de, bunların bu makamlara gelmesine vesile olanlar, getirenler, gelmelerine izin verenler incelemedi mi? İncelemeyenler mutlak suretle vardır. Ama incelemesi gereken yetkililer var. Onlar eğer incelemedik diyorlarsa; İlgililerin sicil dosyalarını, Bugüne kadar yaptıkları iş ve görevleri, İlgililerin tahsil durumlarını, memuriyete başladıkları tahsil ve kadro durumlarını, bulundukları görevleri esnasında bitirdikleri okulları ve şu anki konumlarını, Haklarında ADLİ- İDARİ- İNZİBATİ herhangi bir soruşturma, araştırma, kovuşturma yapılıp yapılmadığını,

Haklarında bu atama yapılmadan evvel bulundukları ve üstlendikleri görevlerden dolayı bağlı bulundukları kurum tarafından YAPILAN TAHKİKAT, ARAŞTIRMA, SORUŞTURMALAR GEREĞİ ALDIKLARI İDARİ CEZALARI, İlgililerin bağlı bulundukları kuruma vermiş oldukları son mal beyanları, İlgililerin bundan sonraki verecekleri mal beyanlarını,

İncelemeye, takibe alsınlar.

 

İçlerinde mutlak suretle hiçbir olumsuzluğa bulaşmamış kişilerde mevcut. Ama onlarında EHLİYET VE LİYAKAT açısından dikkatle seçilmesi gerekirdi. Sağlıkta dönüşüm bu ekip ve takımla başarılamaz. Çünkü bu kişilerin çoğu zaten mevcut Mersin’deki kurumlarda idarecilerdi, yöneticilerdi. Onların döneminde yolsuzluk, usulsüzlük, haksızlık arttı ve başında bulundukları kurumlar zarar eder hale geldiler. Kurumlar bunların döneminde kurumla iş yapanların parasını ödeyemez hale geldi. Taşeron işçileri maaşlarını gününde alamaz hale geldi. İş yerlerinde ayrıcalıklı çalışma ve çalıştırılma ortamı yüzünden iş yeri çalışma barışı zarar gördü. Moral ve motivasyon kalmayınca kaliteli hizmet sunumu ortadan kalktı. Bir türlü de sağlanamıyor. Aynı kişiler şimdi dönüşümü nasıl sağlayacak ve nasıl kazanca geçirecekler?

Bu kişilerin hangileri, Ak Parti yönetimlerindekilerin akrabası, yakını, hemşerisi olup nasıl geldi? Hangileri Sendikacı ve Sendika baskısı ile geldi?

Hangileri İcazetle geldi? Ve neden, niçin, niye getirildiler?

Mersin’in AK Parti Milletvekilleri, başta Bakan Zafer ÇAĞLAYAN, YardımcısıMustafa SEVER, Vekillerimiz Çiğdem Münevver ÖKTEN, Nebi BOZKURT, Ahmet Tevfik UZUN konulardan habersiziz, bir şey bilmiyoruz, haberimiz yok diyorlarsa, en azından benim yukarıda verdiğim linki okusunlar. Gerçi haberim yok demeleri mümkün değil. Her şeyden haberleri olduğundan eminim. Ayrıca biz bu köşede ne yazılıyorsa ilgilisine, yetkilisine, kurum amirine, Valilik basın bürosuna, Sağlık Bakanlığına, Başbakan, Cumhurbaşkanı, tüm TBMM deki milletvekillerine, Tüm siyasi partilerin üst yönetimlerine, Mersindeki doktorların tamamına, diş hekimlerinin tamamına, hastane çalışanlarından (değişik hastanelerde)  1974 kişiye,  toplamda 375 bin kişiye e-posta ile ulaştırıyoruz.

Nasıl duymadık, okumadık, görmedik, bilmiyoruz (!)

Hikâye…

Görmediler, duymadılar, okumadılar ama bu köşenin tirajı her yazıda 200 bin, 274 bin…  Nasıl oluyor? Aslında herkes okuyor, duyuyor, biliyor, ama sessizliği tercih ediyor. Burada asıl olan şu. Sade memur korkar, susar, bir şey demiyorum. Ama gücü elinde bulunduranların susmaması lazım… Acaba komşuda pişer bize de bir tas düşer mantığı ile mi susuyorlar (!) İşte bu çok acı ve ürkütücü. Eğer böyle ise, yandı gülüm keten helva. Yazık olur memlekete. Fırat’ın kenarındaki kuzu adaletine gölge düşer, beytül mal dediğimiz yetimin hakkının olduğu devlet kesesine yazık olur.

Yukarıda linkini verdiğim yazıda Mersin 3. Ağır ceza Mahkemesinde 2012/349 dosya nosu ile başlayan yargılamayı verdim.

Birkaç aklı evvel şöyle dermiş. Zaten ben o yazıda da belirtmiştim bunu diyeceklerini. Derlermiş ki, “HENÜZ KESİNLEŞEN BİR YARGI KARARI YOK. Sağlıkta herkesin hakkında dosya var. Ne yapalım çalışacak adam bulamıyoruz. Ayrıca bunlar Ak Partili diye yazıyorlar” derlermiş. Yuh! Yazıklar olsun! Kimi, neden, niçin, niye kandırmaya çalışıyorsunuz?

Birincisi Ben AK Parti düşmanı değilim. İkincisi AK Partililerin makama gelmesine karşı da değilim. Üçüncüsü, o dosyada iddianameyi hazırlayan savcı, deliller kısmında: ”Müşteki iddiaları, bilirkişi raporları, müfettiş ön inceleme raporları, tanık beyanları, şüphelilerin tevil yollu beyanı, şüpheli H.K.'in açık itirafı, ekspertiz raporları ile tüm dosya” diyerek detaylar veriyor. Bu şu oluyor? Bu kişileri önce kurumundaki yerelMUHAKKİKLER araştırmış soruşturmuş. Onlar suçlu bulup Bakanlığa bildirmiş. Bakanlıktan Başmüfettişler gelmiş, bakan emri ile olayı tahkik etmiş, onlarda suçlu bulup ilgililer hakkında idari cezalar önermişler ardından da konuyu adliyeye bakan izni ile sevk ettirmişler. TCK ya göre ceza alsınlar diye. Bu müfettiş raporlarını alan Devletin savcısı ani karar vermemiş, dosyayı buradan Ankara’ya göndermiş bilirkişileri incelettirmiş. Bilirkişilerde bunları suçlu bulmuş. Ve ardından bu sefer iddianamesini hazırlamış. Davayı açmış. Devletin birçok kurumu bu kişiler hakkında aynı kanaate varmış, ama bunları makamlara getirenlerde bu kanaat oluşmuyor (!) Acaba niye? Niye duyarsız kalıyorlar, umursamıyorlar?

Şimdi size içeriğini yayınlamayacağım yeni bir dosya numarasını sunuyorum. Bu dosyada da üç isim dikkat çekiyor. Çünkü bu üç isimin birisi şu an yeni oluşumda görev almış. Bir diğeri Sn. Genel Sekreterin çok yakın arkadaşının kardeşi olduğu için ve yakın arkadaşı yargıda olduğundan buralarda görev alamadığı için, aynı kurumda olan kardeşini makama getirmişler.  Üçüncü ve dördüncü isimleri hiç bahsetmek istemiyorum, kendiniz araştırın soruşturun. Bakalım ne yapacaksınız? Ne gibi bir tavır alacaksınız?  Dosya, Mersin 4. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/1068 esas nosu ile kovuşturuluyor. Yani bununda mahkemesi başladı.  Dosyada bulunan iddianamede geçen Soruşturma nosu:2011/20965 (31), Esas No:2011/8891, İddianame no: 2011/3836.. Suç ne? GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK….

Ne yapmışlarda görevi kötüye kullanmışlar, devletin bu işte ne kadar hazine zararı olmuş, bu hazine zararını kimden tahsil etmişler?

Dosyada adı geçen Firma bunlar hakkında benim haberim yokken kendilerine zimmet çıkan, fazla ödemeyi benim hak edişimden kesmişler, ben bu işe razı değilim, iznim ve muvafakatim olmadan kesmiş ve devlete yatırmışlar diyerek bu dosyada adı geçen ilgililer hakkında ayrıca dava açmış. Onun açtığı dava bir yana, burada zimmet çıkan ve bu parayı derhal ödeyin dediği sanık durumundaki şüphelilerin bu parayı oradan kesip devlete yatırmaları, zaten olayı kabul etmeleri anlamına gelmekte.

Tamam, parayı yatırdık, devletin zararını kurtardık, bari bize Mahkemede bir şey yapmayın, ceza vermeyin savunmasıdır bu.  Adamlar yatırmış parayı, daha ne istiyorsunuz, derdiniz ne? Diyenler olabilir. Devlet işi böyle olmaz. Eğer öyle olsa idi, devletin savcısı o ödenen parayı ve yatan parayı da görüyor, bu davayı açmazdı. Takipsizlik verirdi,. Vermemiş açmış. Demek ki yasanın gerekleri var. Şimdi şu yukarıda adlarını zikrettiğim Mersin’in bakan ve yardımcısı ile milletvekilleri bu olayı da incelesinler.  Adliye orada, dosya numarasını verdim.  Resmi yazı yazıp sorsunlar. Bakalım yalan mı yazıyoruz, iftira mı atıyoruz. Amacımız biz doğruyuz, haklıyız savunması yapmak değil. Devletin yetimin, şehidin hakkına sahip çıkmak… Tabi burada ince bir ayrıntı var. Bu dosyalarda adı geçen bürokratların (Sanık) bazılarının avukatlığını şu anda kim yapıyor? Resmi avukatlığını AK Partili hangi Avukat yapıyor? Birde ona bakın. Onu tespit edin. Nasıl yanlış bilgiler kendilerine sunulduğunu, yerel yetkili durumundaki partililerin nasıl kendilerini ve üst düzeyi yanılttıklarını, kandırdıklarını görün. Benim yazdığımı doğru kabul etmeyin, ihbar kabul edin, onların söylediklerini de doğru kabul etmeyin, savunma gözü ile bakın, esas dosyaları önünüze alıp siz bir inceleyin. Birde savcı beyle konuşun. Kararı ADİL VE TARAFSIZ olarak sizler verin. Kime sesleniyorum? Devlet gücünü elinde bulunduran makam sahiplerine… Gerisi sizin bileceğiniz iş. Ben yazdım uyarıcı görevimi yaptım. Benim hiçbiri ile şahsi bir hesabım yok. Çoğunu şahsen tanımam bile. Ama olan memlekete oluyor, devlete oluyor, millete oluyor.

Yazık günah oluyor. Bu arada bir başka husus daha var.

Onu da bir sonraki yazıma bırakıyorum. Yine Görevi kötüye kullanmaktan bir başkasının ciddi bir dosyası daha var. O da idari müdür olmuş.  Bir tarafta devlete yıllarını vermiş hulus kalple hizmet etmiş çok sayıda insan bu oluşumlarda hak ettikleri halde yer alamazken, bir tarafta SENDİKA- SİYASET- İCAZET ile makama getirilip, pisliğe bulaştıkları halde ısrar ve inatla makamda tutulmaya çalışan kesim var.

Günahtır yahu!