Bu işlerin hesabını soracak kimse yok mu?
Buradan Tekrar Sn.Mersin Valisine ısrar ile sesleniyorum. Mersin Valisi Hasan Basri Güzeloğlu çok acele ve ivedilikle olaylara el atmalıdır.
Yiten giden zaman bir yana, çar çur edilen kaynaklar devletin kaynaklarıdır. Beytülmaldır.
Ortopedi ve Beyin cerrahi kısmında acayip işler dönüyor. Dillendiriyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz, ortaya subut bazı olaylar koyuyoruz, yine de olayların üstünü bir şekilde örtüyorlar.
Kim, neden, niçin örtüyor?
Bu örtmeler kimin işine geliyor?
Devletin ve milletin sahibi durumunda olacak olan DEVLET İDARECİLERİ ellerindeki gücü, yetkiyi kötüye mi kullanıyorlar (!)
Bakın bu konuda defaten yazılar yazdım.
Bu yazıların çoğunluğunu şimdi aşağıya alıyorum.
ALLAH RIZASI İÇİN, içinde vicdan ve merhamet duygusu taşıyanlar olayları irdelesinler, incelesinler, soruştursunlar.
Bize gönül koyacaklarına ne olup bittiğini anlamaya çalışsınlar.
Bu husustaki ilkyazımı,
1 Ağustos 2013 günü:
İkinci yazımı,
3. Ağustos.2013 günü:
Üçüncü yazımı,
7 Ağustos 2013 günü :
Dördüncü yazımı,
11 Ağustos 2013 günü:
Beşinci yazım,
14 Eylül 2013 :
Altıncı yazım,
17 Eylül 2013 günü :
Yazdım.
Bu verdiğim yukarıdaki tarihlerde ORTOPEDİ VE BEYİN CERRAHİ İLE İLGİLİ neler yazmışım, yazıların altında okuyucuların tarafsız yorumları ne diyor, gözlerinizle görürsünüz.
AMAÇ DEVLETİN ÇIKARI…
KAMUNUN YARARI.
Sizden ricam, BU YAZILARIN YAZICIDAN ÇIKTISINI ALIP, TARİH SIRASINA GÖRE DİZİP, ADAM GİBİ, İŞİN EHLİ VE UZMANLARINA HAVALE EDİP TİTİZLİKLE ARAŞTIRILMASI VE SORUŞTURULMASIDIR….
Sn. Mersin Valisi, emin olun sizleri BİZİM YAZDIĞIMIZ HUSUSLAR İLE İLGİLİ BİLEREK VE İSTEYEREK yanıltıyorlar.
Olayları üstün körü inceleyip kapatıyorlar.
Aman, yaman, bir şey oymasın, hepsi arkadaşımız diyerek, devlete verdikleri zarar bir kenara, hastaların hakları ve sağlıkları hiçe sayılıyor.
Yazıktır, günahtır.
Bakınız, bu satırları yazan evladınız, bu kardeşiniz, ısrar ile olayları gündeme taşıyor.
Ben savcı yâda polis değilim. Hâkim değilim. Benim görevim yazıp devletimin ilgili birimlerine bunu duyurmak dikkat çekmek..
Bunu araştıracak olanlar, soruşturacak olanlar, takip edip devletin ve kamunun çıkarını savunacak ve koruyacak olan makamlar var.
Birçoğu görevini düzgün yapmıyor.
Hep baştan savma görevler yaptıkları için netice alınmıyor.
Bu belirttiğim ve yazdığım hususlarda; Mali konularda Defterdarlıktan bir vergi denetmeni ve mali uzman, Tıbbi konularda üniversitelerden Doçent ve Profesör ehliyetli bir iki uzman, Devlet idaresi konusunda işin ehli ve uzmanı bir üst makam yetkili, sizin emriniz ve görevlendirmeniz ile oluşturun.
Bakın neler çıkacak?
Adamlar düne kadar başka mesleklerde olan, KULUPÇÜYÜ, PAVYONCUYU, BARCIYI, AVRAT SATANI MEDİKALCI YAPTILAR (!)
Mersin de herkes herkesi tanır.
Bir çırpıda iki, üç, beş senede bu tür adamlar trilyonluk iş adamı oldular (!)
Hikâye değil.
Devletin istihbarat, kaçak organize birimleri var.
Bu işleri yapanlar, ifa edenler, firmalar, firmaların yönetici ve sorumluları, ilgili doktorlar, sıkı bir izlenmeye, takibe alınsın VALLAHİ DE BİLLAHİ DE BU İŞİ ÇÖZERLER.
Devletin hakkının, yetimin hakkının nasıl hor ve hoyrat kullanıldığını, nasıl hazinenin tırtıklandığını çözerler.
Yeter ki cidden, ALLAH RIZASI İÇİN, hile ve desiseye kaçmadan bu işi çözmeyi istesinler!...
Ve bu olay TÜRKİYENİN gündemine oturur.
Bu işin boyutu çok büyük…
Yıllardır kanayan bir yara.
Devletimiz her alanda yolsuzluk, hırsızlık olaylarının, kaçakçılık, uyuşturucu olaylarının üzerine gidiyor.
Bu mesele bu olayların çok üstünde bir mesele…
Bana bilgi ve belge ulaştırdığını sandıkları devlet kademesindeki gariban kesimi tehdit ediyorlar, sindiriyorlar.
Benim TELEFONUMUN DİNLENDİĞİNİ YAYIYORLAR ki millet korkup çekinsin bilgi vermesin, benden uzaklaşsın.
Benim telefonumu dinlesinler.
Ben firmalar ile görüşmeyeceksem, ben doktorlar ile görüşmeyeceksem, ben hastanelerin çalışanları ile görüşmeyeceksem, ben olayların tarafları ile görüşmeyeceksem, ben nasıl olaylara hâkim olup bu işi gündeme taşıyacağım?
Gece istihareye yatıp sabah gece rüyamda gördüklerimi mi yazacağım (!) Elbette görüşeceğim.
Şimdi bir laf yayıyorlar, Benim Mersin Devlet Hastanesinde adamlarım varmış, onlardan bilgi alıyormuşum, ama Diğer hastanelerde yokmuş, oralardan bilgi sızmıyormuş (!)
Siz öyle sanın.
Oralarda da o kadar çok olay var ki, ağzınız uçuklar.
Mesele Tarsus…
Tarsus’daki ortopedi ve beyin cerrahi alımlarını incelemiyor muyum sanıyorsunuz?
Ya erdemli? Orayı incelemiyorum mu sanıyorsunuz?
Aslında bu inceleme, araştırma ve soruşturmayı benim bu yazımdan sonra DEĞVLETİN VALİSİ ÖZEL BİR EKİP KURARAK İNCELEMESİ lazım.
Mersin7deki tüm hastanelerdeki ortopedi ve beyin cerrahi alımlarının didik didik edilmesi, satın alma evraklarının süzgeçten geçirilmesi, ameliyat olan hastaların dinlenmesi, ilgili malzemeyi veren firma ile o ameliyatı yapan doktorların teknik ve fiziki takibi her şeyi ortaya çıkartır.
Bakın Değerli insanlar, Polisten, Askerden, yani devletin adaleti tecelli ettirecek adamlarından kim korkar?
Sahtekâr, düzenbazlar, alçaklar, hırsızlar, namussuzlar korkar.
Ben niye korkayım.
Benim ayranım ekşi değil.
Gün ışığı gibi ortadayım.
Aynı türdeki adamlar Gazeteciden de korkar.
Ulan yakalar, yazar, ağzımıza mıçar derler.
Kaçarlar.
Gazetecilerden kaçanlara bakın, hepsi hilekar, düzenbaz, sahtekar, alçak tiplerdir.
Hak etmedikleri makamdadırlar. Görevlerini hulus kalple yapmayanlardır. Yada hilel kazanç temin edenlerdir.
Düzgün adam niye kaçsın? Neyse..
Değerli Mersin Valisi, Yukarıda linklerini verdiğim yazıları lütfen değerlendirmeye ÖZEL olarak alınız.
Bu arada ORTOPEDİ de olan biten bir hususu size örnekle aktarmak isterim.
Benim 2011 yılında ortaya atığım çok sayıda konudan birisi olan; “A”malzemesi yerine “B” malzemesi verme, takma, kullanma olayı….
Bunlar malzemeyi kullandıktan sonra, hangi malzeme hastaya kullanıldığını bulmanız, çözmeniz çok zor.
O yüzden sıkı takip edilmeliler.
O yüzden MUAYENE VE KONTROL teşkilatları işin ehli ve uzmanı olan tarafsız kişilerden oluşmalıdır.
Reçeteyi yazan, malzemeyi isteyen doktor malzemeyi kontrol edip uygunluk verdiği zaman film ve fırıldağın kralı dönüyor.
Bu sisteme artık çomak sokun.
Bakınız, 2011 yılında Mersin Devlet Hastanesin de bir olay cereyan etti.
Siz sadece bu soruşturmanın içeriğine bakıp, miktarı küçümserseniz, yanılırsınız.
Bu yakalanan…
Bu ihbar edilen…
Bu ortaya çıkan…
Ve ne zorluklarla çıkan…
Eğer istihbarat, Kaçak timleri bu işlerde teknik ve fiziki takibi sıkı yapsın, bakın vurgunun miktarının büyüklüğüne kendiniz şaşırırsınız.
Yoksa dünün firması bir dakikada 400- 500 bin liraya ev, 300 bin liraya araba alabilir mi?
Kısa zamanda Trilyonluk yatırımlara yönelebilir mi?
Nasıl oluyor bu işler?
Bu bir kişinin, iki kişinin işi değil.
ORGANİZE olmuş bir grubun ve ekibin işi.
Bir doktor yâda firma değil çok sayıda doktor ve firmanın işi.
O yüzden bu işlerde rol alanların dikkatle izlenmesi, takip edilmesi, incelenmesi gerekir.
Bunlara yeter artık denmesi gerekir.
Bu soygun ve talan düzenine dur denmesi gerekir.
Bunları bir kere daha ÖNEMLE dile getirdikten sona 2011 yılının mevzusuna değinmek istiyorum.
Mersin Devlet Hastanesinde görev yapan ortopedi uzmanı Fethi Ölgün, o sıralar Hastanede yatarak tedavi gören birkaç hastaya, ihale ile alınmış olan ve sözleşme ile bağlanmış olan kullanılması gereken tıbbi malzemeyi kullanmayıp, hastane muayene kabul komisyonuna ihaledeki anlaşma yaptıkları markayı gösterip, daha sonra, o malzemenin yerine ortopedi uzmanı Fethi Ölgün ve firma anlaşarak piyasada daha ucuz olan ve sağlık bakanlığına bağlı UBB kayıtları olmayan bir malzemeyi kullanırlar…..
Yani ihalede alınan ve markası belli olan malı alması ve kullanması gerekirken, hastaya bir başka marka malı kullanırlar…
Bu olay ortaya çıkar.
Bir değil bu şekilde 20 ye yakın hasta tespit edilir.
Hem kamu zararı açısından hem hasta hakkı ve hasta sağlığı açısından bu olayı değerlendirmek lazım…
İlgili kişiler hakkında adli yönden Savcılıkça soruşturma yapılmasını ve gerekli cezalandırmanın yapılmasını gerekir.
Kaldı ki bizim duyumlarımıza göre Doktor da A malı yerine B malını kullandığını ifade etmiş.
İhaleye konu olan malzemeler, muayene kabul komisyon ve kontrol kurulu üyelerine sözleşmede olan esas malzeme gösteriliyor, ancak hastaya daha farklısı takılıyor.
Bu takılan malzemede Sağlık Bakanlığı UBB kayıtlı olmayan bir malzeme olmakta olup hasta sağlığı açısından da sakıncalar doğuruyor.
Muayene komisyonu ve kontrol komisyonu hepsi Hastanede aynı yerde görev yapan, birbirinin ağzına bakan, birbirini tanıyan arkadaşlar.
Biri yazıyor, diğeri mala ve malzemeye kontrol ve muayenede onay veriyor.
Öyle olunca da bu işler sıklıkla oluyor.
Fethi Ölgün bu işte sizce ne yapmak istiyor ve sonuç ne oldu?
Sadece bu olayda kamu zararı ne kadardır?
Bu malzemeyi veren firma ise ACABAN firması…
Sözleşme dışı ürün kullandığından dolayı Doktorun yargılanması gerekirken, ilgili firmanın da yargılanması gerekir.
İlgili firma ACABAN firması, Bu firma hakkında 4734- 4735 sayılı yasalar doğrultusunda, o günden bu yana, devletçe ne gibi işlemler yapılmıştır?
O dönemde bu işin araştırılmasının yapıldığı yolunda bilgimiz mevcut.
Bu işin gerçekleştirme görevlisi şimdiki hastanenin müdürü ŞEMSETTİN KARADOĞAN.
O da bu işten dolayı idari ceza almıştı.
Hatta o zaman Bölge idareye gidiyor cezaya ve işleme itiraz ediyor, itirazı red ediliyordu. Hem de Bölge idare Mahkemesi tarafından oy birliği ile red edilmişti. Ve bende konuyu o zaman yazmıştım.
Şimdi bu dosyanın adliyede olması gerekir.
Ve yasal sürecin çoktan başlamış olması gerekir.
O gün bu gün bu dosyadan Tıssss yok.
Daha halen bu işle ilgili açılmış ve bizim duyduğumuz tek bir dava yok.
Dosya bildiğimiz kadarı ile savcılıkta.
Mümkünse bu bahsettiğim konu ile ilgili, ilgili makamlardan dosyayı komple isteyin ve kendiniz inceleyin.
2011 yılından beri bu dosya savcılıkta ise neden halen ilgililer hakkında bir dava açılmamış buna lütfen bir bakınız.
Açılmış ise safahatına lütfen bir bakınız.
Bu olaylar niye hep böyle geçiştiriliyor ve kapatılıyor?
Bu olaylar kapatılınca ART NİYETLİ bazılarının sürekli iştahı kabarıyor.
Ve istenmeyen üzücü olaylar gelişiyor.
Değerli Valim, artık bu ORTOPEDİ ve BEYİN CERRAHİ malzeme alımlarında iş, sadece ilgili kuruma bırakmayınız.
Sizin emriniz altında olan devletin diğer birimlerini gizli bir şekilde görevlendiriniz ve olayı takibe alsınlar.
Yukarıda bahsettiğim Mersin Devlet Hastanesin de geçen ve olayı da inceleme ve takibe alın.
Bu günlük bu kadar, devam edeceğim.