haberanaliz
Her şeyin Başı SAĞLIK

Her şeyin Başı SAĞLIK

Mail: hbssaglik@gmail.com

Çarşafa SARI enfeksiyon bulaşmış..

Mersin’deki sağlık alanındaki olayları yazmak çizmekten yoruldum. 

Ama bir yetkili çıkıp da bu işlerle uğraşmak ve düzeltmek için gayret sarf etmedi, ona yanarım.

Hastanelerin YEMEK- TEMİZLİK- GÜVENLİK- BİLGİ İŞLEM- MR/TOMOĞRAFİ- gibi özelleşmiş taşerona verilmiş işlerini iyiden iyiye incelemeye alın.

En ince ayrıntılarına kadar kontrol edin, bu işi alan firmalar ile bu işlere teklif veren, ihaleye katılım yapanların cep ev, iş telefonlarını dinlemeye alın, teknik ve fiziki takibi sıklaştırın bakın neler görecek, bulacaksınız.

Sadece onları değil tabi, tüm hastanelerde satın alma biriminde çalışanları, tahakkuk biriminde çalışanları, satın almadan sorumlu başhekim yardımcısı, müdür yardımcısını, yine satın alma komisyon başkanlarını, satın alma komisyonundaki üyeleri de aynı şekilde takibe alın.

Eğer TİRİLYONLUK olayların ortaya çıkmasını sağlayamazsanız, ben hiçbir şey bilmiyorum.

İlimizde bu yukarıdaki ana büyük işleri üstlenen ve iş yapan firmalar ya iç içeler, ya akrabalar, ya ortaklar, ya gizli ortaklar, ya aleni ortaklar. Hiç iş bunların çemberinden çıkmıyor. Yıllardır aynı kişiler buralarda aynı işleri yapıyorlar. İçerde dayısı olanlar, anlaşmalı paslaşmalı adamları olanlar olmasa, bu işler nasıl bu şekilde gelişebilir?

Sizce bu mümkün mü?

Bir defa hangi iş olursa olsun, YAKLAŞIK BEDELE bu kadar yakın fiyat verebilirler mi?

Müneccim mi bunlar, yoksa içerden bilgi mi sızıyor?

Ve özellikle TRİLYONLUK bütçesi olan (80- 75- 150- 250 trilyon gibi) Hastanelerde yapılan harcamaların daha titiz ve dikkatli yapılması gerekmez mi?

Satın alma komisyonlarında yer alan kişilerin ciddi eğitimden geçirilmesi gerekmez mi?

Ve buralarda görev yapanların kurum ile iş yapan MÜTEAHİT, FİRMA, ÖZEL SEKTÖR İLE bağlantılarının olmamasına dikkat edilmesi gerekmez mi?

Akşamları, öğlenleri bu görevde bulunanların özel hayatları dâhil takibe alınması lazım…

Devletin kör kuruşunu yönlendiren, alım satımı gerçekleştiren, alınan hizmetin ve malın muayenesini yapan, kontrol edenlerin her an ve her saat kontrol altında, izleme ve takip altında bulundurulması lazım.

Bu işleri yapanları başı boş bıraktığınız zaman, özel sektör ve firmacılar tarafından hemen etrafları çevrilecek ve çıkara dayalı işler gelişecektir.

Başhekimler ita amiridirler.

Onay mercidirler.

Ama genelde bunların alt yapısı, işin zeminini sekretaryasını, müdür, ilgili müdür yardımcısı, satın alma personeli, komisyon üyeleri yaparlar. Bunların çok sıkı ve gizli olarak devlet tarafından takip edilmesi devletin ve milletin çıkarınadır.

Yoksa ÇAMAŞIRI yıkattık. 

Lekeli geldi, yaş geldi, ütüsüz geldi, kirli geldi der durursunuz.

Önemli olan ÇAMAŞIR YIKANIRKEN enfeksiyonlu SARI lekelerin oluşmamasıdır…

Son çamaşır işinde bakın SARI bir leke ortaya çıktı. (Tarsus)

Tek kişiye yönelik zeyilname hazırlanmış. Vay be… İş bozuldu, ortada devlet zararı var, ama halen ciddi bir soruşturma yok.

Neyse…

Başhekimin biri, benim kendisini sık sık aradığımı, cep telefonuna mesaj geçtiğimi, isteklerimin hiç bitmediğini, bunun için telefon değiştirmek zorunda kaldığını ifade ederek, sağda solda adımı olumsuz zikrediyormuş.

Eğer ben burada adını bile vermekten zul duyduğum bu başhekim başta olmak üzere bir başka başhekimi yâda bir başka sağlık çalışanını, idarecisini, kendi cep telefonumu bırakın, başkasının cebinden bile her hangi çıkarım için, menfaatim için, nefsim için, aramış isem dünyanın en namert adamıyım. Yâda mesaj atmış isem yine en namert adamıyım. Ayrıca ben hiçbir iş için kimseyi aramadım, bu güne kadarda hiçbir özel ve önemli günde bile kimseye mesaj atmadım. Kanıtlarlarsa insanlıktan istifa ederim.

Ancak MDH başhekimini ben bizzat kendi telefonumdan bir kez arayıp, işten atacakları bir insan için “ben yazdım bir suçlu ortaya çıktı. İşten atmak ağır bir ceza.. Ekmeği ile oynamayın, başka ceza verin. Günahtır” dedim.

Sağ olsun Başhekim beyde işten attırmadı, farklı bir ceza verdi.

Gidin, KURANI KERİME yemin ettirerek, ilimizdeki tüm BAŞHEKİMLERE ve hakkında yazı yazmak durumunda kaldığım idarecilere sorun bakalım, ben kimi hangi iş için aramış, ricacı olmuşum?

Eğer, devletimin çıkarı, milletimin çıkarının dışında, kendi nefsimle ilgili bir işim olmuş ta onu söylemez iseler HARAMZADEDİRLER, NAMERTTİRLER.

Allah bize kötülüğü, fenalığı, fesatlığı nasip etmesin!

Gelelim başka bir önemli hususa…

Mersin Toros Devlet Hastanesinde bundan bir süre önce önemli bir inceleme soruşturma yapılmış idi.

Bu soruşturma ve incelemenin sebebi ise SAVCILIK TARAFINDAN istenmiş ve savcılık bize soruşturma izni verin ki, olayı takip edelim demişti.

Bunun üzerine ilgili ve yetkili makamlar çok ciddi bir şekilde savcının bu isteği üzerine harekete geçmişler ve olayı derinliği ile araştırıp, konu hakkında tespit ettikleri önemli suç ve suç unsuru oluşturan işlerden dolayı SAVCILIĞA SORUŞTURMA İZNİNİ VERMİŞLERDİ.

Orada söz konusu kişiler devletin arşivlerinde var.

Ve şu anda savcılık bu işi CEZAİ yönden tahkikini yapıp AĞIR CEZAYA sevk ile ilgililerin yargılanmasını temin etmiş.

Görevi kötüye kullanmak, ihaleye fesat karıştırmak suçlamaları ile adı geçenler hakkında mahkeme yeni başladı.

Bilen bilmeyen ağzını öttürüp duruyor.

Gidip ADLİYEYE araştırın.

TOROS DEVLETTE mahkemeye düşmüş olan AĞIR CEZALIK olan ve halen savcılıkta dava açılması için soruşturma aşamasında olan kaç dosya var?

Ben bir ufak bilgi vereyim.

Toplam 14 adet.

Suç ve suçlu aramıyoruz.

Sadece bakın bir RÖNTGEN olayı var.

Ve bu röntgen olayında yapılan soruşturmada.    

Mersin Toros Devlet Hastanesi tarafından yapılan 2 adet röntgen cihazı demontaj ve montaj işinin yapılması sırasında, montaj işinin işlemleri ve yapılma tarihleri ile, yapılan ihaleye ait yürütülen işlemler birlikte ele alınıp incelenmiş, ortaya şu kanunsuz ve uygunsuz işlemler çıkmış. 

1- Cihaz demontaj montaj işinin ihale tarihinden önce yapıldığı, 

2- Başhekimin taşımadan önce işlemler için bilgilendirme ve taşıma talimatı verdiği, 

3- İhale onayı alınmadan usul tespit çalışması yapıldığı, 

4- Mersin ilinde yeterince piyasa araştırması yapılmadığı, 

5- Görevli personelin piyasa araştırmasına tam katılmadığı TESPİT EDİLMİŞ,  Savcılığın istemi üzerine hazırlanan rapor neticesi savcılığa ilgililer için SORUŞTURMA İZNİ VERİLMİŞ. Derken bu iş AĞIR CEZAYA DÜŞMÜŞ. Şu an o ilgili memurlar yargılanıyorlar. İşin yargı aşamasında olmasından dolayı, dosya hakkında ileri geri konuşmuyor, işin gerisini adalete bırakıyorum.

Ama bilinmesi lazım ki, bu dosyada yargılanan kişiler arasında o meşhur sendikanın üyesi olan ve SENDİKA BAŞKANI Şemsettin Karadoğan’ın da kefaleti ile bir yerlere getirilmeye çalışılan, TOROS da iken başka yere, sonra TARSUS’a gönderilen ve sonra oradan da çıkıp Mersin’e geri gelen ve halende bir yerlere ve makamlara getirilmeye çalışılan Mustafa Sarı var. 

Ve halen birileri çıkıyor, bize gıygıdı geçiyor.

Memlekette soruşturmaya, inceleme araştırmaya düşmemiş, adliyede yargılaması olmayan, hakkında disiplin ve adli idari cezalandırma olmayan hiç mi insan kalmadı da, ısrar ve inatla bazı isimler üzerinde duruluyor işte bunu anlamıyoruz.

Siyasilerin işi, devletin kapılarını nasıl söğüşleriz, nasıl bir tarumar ekibi kurarız da, paraları cebe indiririz midir, yoksa devletin imkân ve olanaklarına sahip çıkmak mıdır?

Bu günlük de bu kadar.