CUMHURİYET İLERİ BİR ATILIMDI...
CUMHURİYET İLERİ BİR ATILIMDI, AMA DAHA ALINACAK ÇOK YOLUMUZ VAR
Ekende yok, biçende yok
Yemede ortak Osmanlı.
Halkımız Osmanlı Hanedanını bu sözlerle eleştirmişti.
Cumhuriyet bu sömürücü saltanata karşı “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ilkelerini savunan 1789 Fransız Devriminin kazanımlarını Türkiye’ye yerleştirmeye çalışmıştı.
Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları Avrupa’da 200 yıl süren kazanımlar olan aydınlanmayı, laikliği, kadının çağdaş toplumdaki yerini en fazla 15 yıl içinde elde etme yolunda büyük bir başarı kazandılar.
Ancak bu devrim daha ilk günden itibaren gerek Osmanlı saltanatı ve bürokrasisi gerekse de bu atılımı yeterince içine sindiremeyenler tarafından baltalanmaya çalışıldı.
Halkın, çalışanların, köylülerin yönetme hakkı, özgür düşünce geçtiğimiz 100 yıl boyunca değişik darbeler aldı.
Örneğin toprak reformu için yapılan atılımlar yeni yönetime de girmiş Osmanlı bürokrasisinin üyeleri ve toprak ağaları tarafından engellendi.
Özgür ve öğrenci katılımlı eğitimin parlak örneklerinden olan “Köy Enstitüleri” deneyimi daha 1950 öncesi kötürümleştirilmeye çalışıldı.
Cumhuriyeti kuran CHP içinde bulunan ve giderek buradan ayrılarak Türkiye’deki değişik sağcı partileri kurmuş olan toprak ağaları, tutucu bürokratlar, devleti soyarak zengin olmayı yol edinmiş iş adamları bu ileri atılımların sakatlanması için ellerinden geleni yaptılar.
İkinci yüzyılına girmiş bulunduğumuz cumhuriyet döneminde kapitalizmin insanı sömüren, aşağılayan, kısıtlayan çemberlerini kırarak; gerçek bir özgürlük, eşitlik, bütün çalışanların işyerinde, çiftliklerde, okullarda, mahallelerde özyönetimini öne alan bir büyük yeni atılıma ihtiyacımız var.
Cumhuriyetin 100 yılını kutlarken işimizin bitmediğini, alınacak daha çok yollar olduğunu not etmeyi görev sayıyoruz.