Davalar ardı ardına birer birer açılıyor
Yazıyorsunuz da ne oluyor? Diyorlardı.
Çok şey oluyor.
Bakın davalar birer ikişer açılmaya başladı.
Görevi kötüye kullanmak, ihmal etmek, suiistimal etmek, ihaleye fesat karıştırmak, hazineyi zarara uğratmak suçlamaları ile ardı ardına açılan davalar önümüzdeki günler MERSİN ADLİYESİNDE GÖRÜLECEKTİR.
Gerek Sağlık Bakanlığı müfettişlerince, gerekse yerel MUHAKKİKLERCE yapılan inceleme ve soruşturmaların seyri değişti.
Çoğunluk adliyede sonlanmaya başladı.
Demek ki, takip etmek, irdelemek gerekiyormuş..
Biz size diyoruz.
Devlete güvenin.
Devlette helal süt emmiş çok sayıda vatan evladı var ve gereğini yapıyorlar.
Gelelim bu günkü mevzuya.
Hani şu meşhur TOROS DEVLET HASTANESİ ihaleleri vardı ya, alım satımlar üzerine çok sayıda yazdık çizdik.
İşte onlardan birisi olan soruşturma neticesi gelmiş ve size duyurmuştuk.
Kişilere zimmet çıkmış, ayrıca suç duyurusu yapılmıştı.
Davlar Ağır cezalık olmuş durumda.
Bu arada devlet alamadığı parasını almak için bu kişi ve firmalara ayrıca dava açıyor.
Mersin Hazine Avukatlığı MEDDATA şirketi ile o günkü eski başhekim Dr.CAVİT GÖKTAŞ hakkında yeni bir suç duyurusu yaptılar ve alacak davası açtılar.
Açılan alacak davasının miktarı davanın açıldığı tarih itibari ile 310.551 TL.
Hazine avukatları Davalılardan müştereken ve müteselsilen bu parayı istiyor.
Üstelik bu zimmetin oluştuğu ve çıktığı gün olan 14.2.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber istiyor.
Bu arada MEDDATA şirketi ve eski başhekim Dr. CAVİT GÖKTAŞ’IN mal varlığına da ihtiyati tedbir konulmasını talep ediyorlar.
Hazine avukatlarının verdiği dava dilekçesinde “….Mersin Toros Devlet Hastanesinde 2006 yılından bu yana davalı Meddata Bilişim Sistemleri şirketine ait HBYS nin kullanıldığı, 7.7.2006 tarihinde şirket tarafından otomasyon programının hastaneye hibe edildiği söz konusu hibenin hastane idaresi tarafından kabul edildiği ve hibe kabulünün Meddata firmasına bildirildiği halde, 31.7.2007 tarihinden inceleme tarihi olan 30.6.2010 tarihine kadar kiralama yolu ile aynı HBYS nin aynı firmadan yapılan ihale ve doğrudan temin usulleri ile sözleşmeler yapılarak programına tekrar tekrar kiralama bedeli ödendiğinin subut bulduğu bu yolla 1.1.2008 – 30.6.2010 tarihleri arasında toplam 310.551 TL kamu zararına sebebiyet verildiği sonucuna varılmıştır”….. Denildi.
Bu hususta Sağlık Bakanlığı Teftiş kurulu Başkanlığının 17.12.2010 tarih 158-2 nolu tazmin raporu ve ekleri olan 3 klasör belgeyi de sundular.
Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan TAZMİN DAVASI 2011/288 esas no ile işleme girdi.
Tensip tutanağı alındı.
İlgili duruşma 8.12.2011 günü saat 09.20 ye bırakıldı.
Durum hakkında davalıları davetiye çıkartıldı ve mahkemeye sunulan dava dilekçelerinin suretleri gönderildi.
Şimdi bu dosya kapsamındaki alacak davası devletin, yani kamunun alacağı. Çünkü ortada hazine zararı var. Bu alacak davası onun için. Bu dosya kapsamındaki işlenen suçlar nedeniyle ise ceza davaları açıldı. Açılan davalarda bazılarına tutuklama ve bazılarını ise yakalama müzekkereleri var.
Önümüzdeki günler MERSİN adliyesinde bu davalar görüşülecek ve çok kimselerin canı fena halde sıkılacak.
Bu arada Mersin ili dâhilindeki tüm hastaneler ile ilgili yazdığımız ve ihbar telakki eden haber ve duyurularımıza büyük önem veren SAĞLIK BAKANLIĞI yetkilileri, olayları derinlemesine araştırmak üzere takibat başlattı.
Öte taraftan biz bilgileri nereden alıyormuşuz, kimle görüşüyormuşuz, kimle ilintili bağlantılıymışız diye sözde bizim hakkımızda da telefon dinlemesi yapıyorlarmış. Bizi izliyor takip ediyorlar-mış…
Teh teh teh… Çok korktum, tırstım valla. Sanki mesleğe yeni başlamış bir insanım. Ben yıllarımı hırsız, uğursuz ve namussuzlarla uğraşmakla geçirdim. Onların taktiklerini çok iyi bilirim. Etrafımda bulunanlara korku verip, benden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Canım sevenlerim ve inananlarım, bu ZOTTİRİK TİPLERİN üfürmelerine bakmayın.
Devletin işi yok, gücü yok, hırsızı namussuzu şerefsizi, uyuşturucu satanı, karı satanı, devleti çarpanı dinleyeceğine, bunlarla uğraşan ve mücadele eden beni mi dinleyecek, benimle mi uğraşacak (!)
Dinlesin.
Ben bundan gocunmam.
Ben ölene kadar beni dinlesin.
Bakalım ne bulacak!
Allah’a şükür ki yüzümü kızartacak her hangi bir işin içine hiçbir zaman girmedim, girmemde. Allah bize kötülüğü, arsızlığı, hırsızlığı, namussuzluğu nasip etmesin.
Yazılarımdan çok rahatsız olanlar var.
Bir değil, beş değil, yüz-ler var..
Emin olun onların hepsi ile baş edecek güçte ve kudretteyim.
Allah devletimize, milletimize zeval vermesin.
Allah tüyü bitmedik yetimin hakkını korumayan, şehidin hakkını gözetmeyen, fakir fukaranın hakkının bulunduğu, hepimizin hakkının bulunduğu devlet kasasını korumayanların cezasını versin. Amin…
Bu arada bir hatırlatma yapayım.
Vakti ile SAĞLIKTAKİ OLAYLARI ve yolsuzlukları, Hırsızlık ve arsızlıkları, makamda karı oynatanları yazıyorum. Bu arada o dönemlerde biri il müdürü diğeri başhekim olan iki ZOPÇUK gittiler beni Jitem’e, şifahen şikâyet ettiler. Orada bulunan kendilerine yakın gördükleri tiplere dertlenince onlarda beni DEĞİŞİK USULLERLE sıkıştırmaya kalktılar. Sonra tabi bende gereğini yaptım. O beni sıkıştırmaya kalkanların analarından emdiği süt burnundan geldi. O, Jitem’ in Mersin’deki adamı çok büyük sıkıntılar yaşadı. Bu sefer araya adamlar koyarak benim af etmemi, beni tanımadıklarını, kendilerine başka türlü aktarıldığını, yanlış aksettirildiğini anlatmaya başladılar. Böyle olur zaten. Bükemedikleri eli öperler. Biz yemeyiz, yutmayız.
Devlete inancımız tam, güvenimiz sonsuz. O günden bu yana 10 yıl geçmiş. Değişen yok. Yine bazı tipler beni oraya buraya çekiştiriyorlar. Ama devlet beni tanıyor ve ben gün ışığı gibi ortadayım. İnternete girer adımı soy adımı yazar sorgularsınız. Milyonlarca habere imza atmış, icraat imza atmış, halktan yana, devletten yana icraatımı görürsünüz.
Sonuna kadar DEVLETTEN YANA, HAKTAN YANA, HAKLIDAN YANA KILIÇ ÇEKMEYE DEVAM EDECEĞİM. Benim kılıcım KALEMİM…
Bu günlük de bu kadar.