haberanaliz
Her şeyin Başı SAĞLIK

Her şeyin Başı SAĞLIK

Mail: hbssaglik@gmail.com

Devletin Savcısının önünü kesme hesapları yapılıyor

Ben burada hep dile getirdim.

Ama anlamak istemeyenler, işine gelmeyenler, ellerine ÇAMUR alıp bana atmaya kalktılar.

Önemli değil.

Güneş balçıkla sıvanmaz!

Devam ediyorum uyarmaya!

Kimi?

Yetkilileri, ilgilileri, devletimi, milletimi, memleketimi idare eden siyasileri, vicdan sahibi tüm insanlarımızı…

Hatırlayın.

Bu sütunlarda 26 Kasım 2012 günühttp://haberanaliz.net/article_detail.php?article_id=861  bu linkte bulunan yazıyı kaleme aldım.

Halen yerli yerinde duruyor.

Ardından 6 aralık 2012 günühttp://haberanaliz.net/article_detail.php?article_id=892 bu linkte bulunan ikinci bir yazıyı yazdım.

Oda yerli yerinde duruyor.

Linklerin üzerini tıklarsanız içeriklerini okursunuz.

Konu ile ilgili Mersin Milletvekili Dr. Aytuğ Atıcı hem soru önergesi verdi, hmde basın huzurunda açıklamalar yapıp basına bilgi verdi.

Onun açıklama ve önergesi ile ilgili haberde 7 Aralık 2012 günü yani bu gün, http://haberanaliz.net/news-atici-seslendi-saglik-sustu-7879.html bu linkte duruyor.

Tıs yok…

Yetkili, ilgili, alakalı makamlardan tek bir kelime yok. Düzeltici işlem yok! YAZIK!

Geliyorum bu gün size aktaracaklarıma.

Lütfen bu gün burada aktaracaklarımı VİCDANLARINIZDA değerlendirip, Sn. Başbakan’a, Sn. Sağlık Bakanı’na ve devletin üst idarecilerine sizlerde iletin.

Biz  e -posta ile gönderiyoruz.

Ama birde sizler iletin.

Duyarlı vatandaş, sorumlu yurttaş olduğunuzu, samimi MÜSLÜMAN olduğunuzu ispat edin.

26 Kasım günü yazdığım ve en üstte linkini verdiğim o yazının içeriği var ya, ibret vericidir.

O olayda savcı bey işin ihaleye fesat karıştırma bölümü ve sahte evrak bölümü ile ilgili kısmı için cezalanmaları için davayı açmış.

Ancak aynı dosyada adı geçen devlet idarecileri (şüpheli sanık durumundaki 38  kişiden bazıları) için GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA ve KAMU ZARARI SUÇUNDAN ayrıca dava açmak için ilgililerin bağlı olduğu kuruma ön inceleme yapılmasını ve kendisine yargılama izni verilmesini isteyen resmi yazı yazmış, talepte bulunmuş.

Aylar evvel.

O kurum Mersin sağlık müdürlüğü.

Dolayısıyla ilçe müdürlüğü.

İlçe Kaymakama bağlı.

Derken bu savcımızın isteğini üç kişilik bir komisyon görevlendirip olayı onlara havale etmişler (!)

Bu görevlilerin İsimleri Muhammet ve Abdullah beyler, Duyguhanım. 

Bu arkadaşlar çok titiz incelemişler (!)

Ve adı geçenler için yargılanmalarına gerek yok demişler.

Sağlık Bakanlığı Başmüfettişlerine rağmen, ilgili muhakkiklere rağmen, savcının bu husus da ihaleye fesat karıştırmak ve evrakta sahtecilik suçlaması ile dava açtığı adamlar hakkında GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA ve KAMU ZARARI SUÇUNDAN yargılanmalarına gerek yok kanaatiyle görüş bildirmişler, Mersin merkezdeki Akdeniz Kaymakamı da bunu onaylamış. Savcıya göndermiş.

İşe bakar mısınız?

Bu nasıl olur diyeceksiniz?

Olur, olur, geçmişte de benzerlerini yaşadık ve biz buradan elli kere yayın yaparak ilgililerin dikkatini çektik, sonra yeniden dosyalar açıldı.

Dikkat çekmesek açılmayacak kapanacaktı.

O açılan dosyalardan da ciddi cezalar aldılar.

Bu tip dosyaları yerelde kapatan il müdürleri üst makama sıçradılar. Yine müdür yardımcısı, şübe müdürü yapılanlar oldu.

Neyse.

Şimdi bu hususa gelelim.

Savcı bu olay karşısında şaşırıp kalır.

Tabi ki devletin savcısı işi bilmeyen insan değil.

Tutar 19.7.2012 gün 27672 (21) sayılı yazı ile durumu ilgililere bildirir bunu ayrıca bir yazı ile yeni yakın tebliğ eder fakat 10 gün içinde duruma kanun gereği İDARİ MAHKEMEYE İTİRAZ EDEBİLECEĞİNİ de bildirir.

Yani o izin vermeyen kuruma, siz her ne kadar böyle deseniz de, ben gerek görüyorum, idari mahkemeye gidip yargılama iznini alacağım ve bunların yargılanmasını isteyeceğim der.

Sıkı durun şimdi.

Bu adı geçen sanık durumundakilerin ardında siyasiler olduğundan, (Özellikle AK Parti il Başkanı ve Ak Partide etkin siyaset yapanlar) oradan aldıkları güçle görev yaptıkları yerlerde şöyle konuşuyorlar.

Gidin Toros Devlet Hastanesinde kimi tanıyorsanız bunları sorun.

Diyorlarmış ki; “Bizim daha önceden haberimiz olsa idi o açılan davayı da açtırmazdık. Biz siyaseten güçlüyüz. Ardımızda il başkanı var, milletvekilleri var. Sendika var. Orada uyanmadık. Burada ise kurumdaki yerel muhakkiklere olay verilince siyasi baskı yaptık ve yargılama izni verdirmezdik. Şimdi savcıya da siyaseten devreye girecekler, dava açmayacak idari mahkemeye başvurmayacak. Baktık olmuyor, savcı başvursa bile biz bu kez idari mahkemede işin önüne keseceğiz yargılama izni verdirmeyeceğiz” Aynen böyle konuşuyorlarmış.

Ne zaman?

Biz bu olayla ilgili ilk yayını 26 Kasım günü yapınca, millet olayı öğrenince, milletin yüzüne bakacak durum kalmayınca, kendileri ile ilgili böyle savunmalar geliştiriyorlarmış.

Cesarete bakın, vaziyete bakın!

Allah aşkına, Kur-an aşkına, devletini, milletini, memleketini seven bu uğurda büyük mücadele veren Sn. Başbakan’a ve Sn. Sağlık Bakanımıza sesleniyorum. Olayın kapanmasını değil, yargılanmalarının önünü açın.

Yerelde savcının talebine rağmen bu işi kapatmaya çalışan o üç kişilik komisyonu da inceleme ve soruşturmaya alın.

Nasıl yapmışlar bu işi?

Devletten yanalar mı, yoksa ihaleye fesat karıştıran, evrakta sahtecilik yapan, görevini kötüye kullananlardan yanalar mı?

Onlardan da hesap sorun.

Ayrıca Sn. Mersin Valisi de bu olaya bir el atsın, Kaymakam beye bir sorsun bakalım. Nedir, ne iştir, niye izin verilmemiş, o izin vermeyen görüşü verenlerin tuttukları raporu iyi okumuş mu, ayrıca savcının istemini iyi okumuş mu?

Bakın buradan bir daha yazıyorum. Mersin’de göreve yeni getirilen fakat yolsuzluğa, usulsüzlüğe bulaşan bu kişilerin hiç birinin MENZİL ile ve o mübarek yol ile ilgileri alakaları yok. Makamda kalabilmek adına o ismi kendi çıkarları için kullanmaktan çekinmiyorlar. Mübarek zatın adını bile kullanıyorlar. Ucuz çıkarcı bir iki ismi yanlarına alıp gidip geliyorlar, oluyorlar Mübareğin yolundaki kişiler. Mümkün değil. Hiç ilgileri yok. Günah yahu!