OGUZ UÇAR

OGUZ UÇAR

Mail: oguzucar1@gmail.com

EKONOMİYİ KURTARACAKLAR BELLİ

EKONOMİYİ KURTARACAKLAR BELLİ

Atasözlerine ve fıkralara bayılırım…
Çünkü çuval dolusu sözle anlatılacak olayları, bir çırpıda özetleyiverir.
Hem zamandan kazandırır, hem de uyumakta olan insanı uyandırır!
Öncelikle ifade etmek isterim ki;
Biz okumayı, araştırmayı seven millet olmaktan çıktık!

Kulaktan duyma sözlerle hayatımızı şekillendirmeye bayılıyoruz. Tarihimizi filmlerden, dinimizi de “hurafe satan” hocalardan öğrenmeyi seviyoruz.
Böyle olunca, ekonomideki “Arz-Talep” teorisi günlük hayatımıza da giriyor.
Tüm yaşamımız bu çerçevede şekillenmeye başlıyor.

İnsanlarımız hurafelerden hoşlandıkça, bu konudaki hoca efendiler’in (!) sayıları da artıyor!
Tabloya bakınca, herkes hayatından memnun!

* * *

Birileri ülkeye yönetenlere kızıyor!
Ben onlara kızmadığım gibi hatta takdir ediyorum(!)
Çünkü, onlar halkın şifrelerini iyi çözmüşler.
İnsanlarımız tam “Açız, geçinemiyoruz” diye ses yükseltecek, hayatımızda dini söylemler çoğalıveriyor!
Kendileri “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek yaşam sürerken, “Fakir fukara, garip greba” diye tanımladıkları kesimlere bol bol “Din-İman” satılmasına onay veriyorlar.
Devlet bütçesinden neredeyse 3- 4 Bakanlığa ayrılan kaynaktan fazla parayı harcayan Diyanet İşleri Başkanı, sabırlı olan fakirlerin cennete girme konusunda şanslı (!) Olduğunu söylüyor.

“Üsttekilere han, hamam… Alttakilere din iman” olsa da, madem sonunda cennet var!
Sabredelim bakalım!..


* * *

Takvim yaprakları Temmuz ayına geldi!
Açlık sınırı altında yaşamlarını sürdürmeye çalışan asgari ücretliler, işçi ve memur emeklileri maaşlarına zam bekliyor!
Geldiğimiz nokta, gerçekten de hiç de iç açıcı değil!..
Akaryakıta gelen zamlar otomatiğe bağlanmışken, toplu taşıma fiyatları ile marketteki etiketler el yakarken iktidar sözcüleri “Zam yok. Tasarruf etmemiz lazım!” diyorlar.

Milletten “Sabır” istiyorlar.


* * *

Şimdi size bir fıkra anlatayım;
İstanbul’dan Erzurum’a hareket eden bir tren Aşkale’yi geçer geçmez arıza yapıyor.
Daphan Ovası’nın yanı başında kalan tren tamir edilmeye çalışılırken, yolcular merakla camlardan bakıyor.
Makinist ve ilgililerin çabaları boşa çıkınca durum Baş Kondüktöre aktarılıyor.
Baş Kondüktör önce birinci mevki vagonuna gidiyor ve oradaki yolculara şöyle diyor;

“Çok kıymetli yolcularımız! Trenimiz şu sebepten dolayı arızalanmıştır. Arkadaşlarımız arızayı gideremediler. Devlet Demir yolları adına sizlerden özür diliyorum. Hazırlıklarınızı yapınız. Bir saate kadar otobüsler gelecek ve sizleri Erzurum’a götürecek.”
Açıklamanın ardından Baş Kondüktör ikinci mevkinin olduğu vagonlara geçiyor bu defa;
“Beyler, bayanlar… Trenimiz azıralandı. Şu karşı taraftaki yoldan Aşkale-Erzurum minibüsleri geçiyor. Şimdi başınızın çaresine bakın ve treni tezden boşaltın!..” sözleri ağzından dökülüyor.

Bu arada garibanların olduğu üçüncü mevkide bir telaş yaşanıyor…
Burada bulunanlar trenden inmeye çalışırken, Baş Kondüktör buraya da yetişiyor.

Baş Kondüktör “Hele durun bakalım… Nereye böyle? Bu telaş niye?” deyince, içlerinden biri öne atılıyor ve “Ağabey! Belli ki tren arızalandı. Treni de tamir edemediniz. Eeee biz de ufak ufak yürümeye başlayalım diye düşündük. Biliyorsunuz Erzurum’a daha çok yol var!”

Bu arada Baş Kondüktör bağırır;
“Ula oğlum… Siz gideceksiniz ya!.. Bu treni Erzurum’a kadar kim itecek?”

* * *

Şimdi Temmuz ayındayız…
Zenginlerimiz, ya yurtdışında ya da ülkenin en güzel köşelerinde tatil yaparken açlık sınırı altındaki kesimler Temmuz ayında maaşlarına yapılacak zammı bekliyor.
Hükümet yetkilileri sesleniyor;
Zam yok! Ekonominin düzelmesi için sabır lazım!..
Bizi yönetenler ekonomiyi kurtaracakları çoktan belirlemişler!