haberanaliz
Perihan ÇAKIROĞLU

Perihan ÇAKIROĞLU

Mail: perihancakiroglu@gmail.com

GENÇ NÜFUSA SAHİP OLMANIN BEDELİ VAR

GENÇ NÜFUSA SAHİP OLMANIN BEDELİ VAR

Gençlerin 19 Mayıs’taki bayramlarını hep birlikte kutladık. Gerçekten çok coşkulu ve ilginç gösteriler yapıldı.

Gurur duyduk. Ne var ki, kadın ve erkek gençlerimizin sorunlarını da çözmeliyiz. Kısa, orta ve uzun vadeli planlarla, genç nüfusun geleceğe yönelik umutlarını artırmalıyız.

Bunu ihmal edersek, mutsuz gençler ileride mutsuz vatandaşlara dönüşebilir. Aile kuramazlar, kursalar da yürütemezler.

Son yıllarda evlilikten kaçanları çevremizde de görüyoruz.

Gençlik, çocuklukla yetişkinlik arasındaki geçiş sürecidir. Tanımlarda bu süreç, 15 yaşından başlayıp 30 yaşa kadar uzatılabilir.

Çok farklı ve kimi zaman da çetrefil kendilerine göre meselelerle uğraşır gençler. Genç kızların ve genç erkeklerin ayrı ayrı sıkıntıları olsa da temelde iki cins de geleceğin erişkin fertleri olmak için mücadele ederler. Ebevyenlerle nesil farkı görüş ve düşüncelerde anlaşmazlıklar, geleneksel ataerkil baskılardan kaçıp kurtulma gayretleri, hayallerle gerçeklerin uyuşmaması, karşı cinse ilgiler hep bu çağda yaşanır.

BAŞIMDA ESER KAVAK YELLERİ

Günümüzde bastıran hayat pahalılığı, ailenin verdiği harçlıkların yetmemesi, orta eğitimi tamamlayıp üniversiteye girme projeleri kimi zaman zorlu eşiklerden geçmeyi gerektirir.

Hani, “Başımda eser kavak yelleri” denilir ya, düşünce çelişkileri öylesine kavrar ki gençleri, büyüklerin kendilerini anlamadığından şikayet ederler sık sık. Hepimiz o günleri gördük geçirdik, sıkışmışlık duygularını fazlasıyla yaşadık.

Gençlerin bugün baktığımızda en büyük meselesi meslek seçimi ve o mesleğe giden yolda yapacağı kariyerin kaliteli olması. Donanımını öyle bir geliştirmeli ki, meslek seçimi yanında sanatla kültürel faaliyetlerle de entelektüel sermayesini zenginleştirebilmeli.

Uzun bir pandemi süreci yaşadık. Gençler de aileleriyle birlikte evde kaldılar. On line eğitim ve öğretim devreye girse de lise ve üniversite öğrencileri bu durumu soyut buldular ve pek de başarılı olamadılar.

KAYIP GENÇLERE BÜYÜK DESTEK LAZIM

Başta TÜİK olmak üzere yapılan birçok istatistiki araştırmalara göre, her 4 gençten biri, ne eğitimde ne de çalışma hayatında görünüyor.

Çok yazılıp çiziliyor ancak yine yazmak gerekiyor. Ülkemizdeki genç işsizliği, dünya ortalamalarının çok üzerinde.

2.3 milyon genç işsiz görünse de bu rakamın 4 - 5 milyonları bulduğuna inanılıyor. Çünkü, ev gençleri pek kayıtlara girmiyor.

Kendine uygun işi yapmayanlar ya da yapamayanlar, “Ne iş olsa yaparım” anlayışıyla piyasaya giriyor. Kuryelik, kasiyerlik, dadılık gibi işlerle yetinmek zorunda kalıyor.

Kayıp gençlere sahip olmak çok acı bir gerçek. İki yıla yakındır süren ekonomik kriz, ailelerin çocuklarına gereken yatırımları gerçekleştirmesine de engel oluyor.

Geçim krizi, dar gelirli ve artık orta sınıf için de en büyük yıkım.

Anne ve baba istese de çocuğunu okutmakta çok zorlanıyor. Burslar sınırlı ve başarıya endeksli. Büyük çabalar lazım.

Bunu da her ailenin sağlaması neredeyse imkansız.Yerel yönetimlerin, iş dünyasının, hayırsever insanların daha fazla katkı vermesi gerekiyor.

İŞSİZLİĞİN GENİŞ TANIMI DAHA GERÇEKÇİ

TÜİK’in 16 Mayıs 2022'de yayımladığı 1. çeyrek verilerine göre; Türkiye'de her iki genç kadından biri işsiz.

İş aramaktan vazgeçen, iş bulmaktan ümidini kesen ve işgücü dışına çıkan gençlerde hem dar hem geniş tanımlı işsizlik oranı artmaya devam ediyor. TÜİK 2021 yıllık verilerine göre gençlerde “dar tanımlı” işsizlik oranı yüzde 21,1, geniş tanımlı işsizlik oranı ise yüzde 41. Yani, geniş tanımlı genç işsizliği, dar tanımlı genç işsizliğinden 20 puan fazla.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), “İstatistiklerle Gençlik-2021” verilerini açıkladı. Veriler Türkiye’de gençlerin ekonomik ve sosyal açıdan yaşadığı sorunların boyutlarını gözler önüne serdi. Verilere göre 4 gençten 1'i ne eğitimde ne istihdamda yer alıyor. Bir diğer ifadeyle kayıp. İstihdamdaki gençlerin yarısından fazlası güvencesizliğin yaygın ve ücret ortalamasının daha düşük olduğu hizmet sektöründe yer alıyor. Her 4 gençten 1'i işinden memnun değilken ücret memnuniyetsizliği ise yüzde 60’a yaklaşıyor.

Evli olan genç kadınların oranı, evli olan genç erkeklerin oranının yaklaşık 4 katı. Bununla birlikte ailesinin izin vermemesi nedeniyle eğitimini tamamlayamayan genç kadın oranı erkeklerin yaklaşık 7 katı. Aldığı eğitimden memnun olmayan gençlerin oranı ise yüzde 40’ın üzerinde. “Mutluyum” diyebilen gençlerin oranı bir önceki yıla göre gerileyerek yüzde 44 oldu.

GENÇ NÜFUSLU ÜLKEYİZ AMA...

TÜİK’in açıkladığı verilere göre 2021 yılı sonu itibarıyla Türkiye'nin toplam nüfusu 84 milyon 680 bin 273 kişi iken 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 971 bin 289 kişi oldu. Genç nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 15,3.

Nüfus projeksiyonlarına göre genç nüfusun toplam nüfus içindeki oranının ilerleyen yıllarda düşmesi öngörülüyor. Genç nüfus oranı ile Türkiye, Avrupa Birliği üyesi 27 ülkedenin çok üzerinde yer alıyor.

Nüfus istatistiklerine göre genç nüfusun en yüksek olduğu il yüzde 22,8 ile Hakkari oldu. Onu Şırnak, Siirt, Bayburt, Ağrı ve Muş gibi bölge illeri takip etti. Genç nüfus oranının en düşük olduğu il ise Muğla. Muğla’yı sırasıyla Dersim, Balıkesir, İzmir ve Sinop takip ediyor.

GENÇ KIZLAR BASTIRIYOR.,

İlkokul, ortaokul ve ortaöğretimde erkeklerin okullaşma oranı kadınlara göre daha yüksek olmasına rağmen cinsiyetler arası belirgin bir fark gözlenmezken yükseköğretimde fark genç kadınların lehine belirginleşiyor. Genç kadınlarda yüzde 48,5 olan yüksek öğretimde okullaşma oranı; genç erkeklerde yüzde 40,5 olarak tespit edildi.

Buna karşın eğitime devam etmek istemesine rağmen eğitimini yarıda bırakan gençlerin oranı dikkat çekiyor.

Verilere göre 15-24 yaş grubundaki genç nüfus içinde üniversite dahil, eğitimini yarıda bırakan gençlerin oranı yüzde 7,6 oldu. Eğitimi yarıda bırakma nedenleri incelendiğinde ilk sırayı yüzde 48,1 ile ekonomik nedenler alıyor. Başarısızlık nedeniyle eğitimden koparılma oranı ise yüzde 23,6. Eğitimini yarıda bırakan gençlerin yüzde 10,8’i ise ailenin izin vermemesi nedeniyle eğitimden uzaklaştı. Ailenin izin vermemesi nedeniyle eğitimden koparılan genç kadın sayısı ise genç erkeklerin yaklaşık 7 katı.

Genç nüfusun medeni durumu incelendiğinde cinsiyetler arasında önemli fark olduğu görülüyor.

Genç erkek nüfusun yüzde 3,8'inin resmi nikahla evli. Bu oran genç kadınlarda yüzde 14,7. Bir diğer ifadeyle evli olan genç kadınların oranı, evli olan genç erkeklerin oranının yaklaşık 4 katı. Yine boşanmış olan genç kadınların oranı da boşanmış genç erkeklerin 4 katı.

Bunun nedeni, genç kadınların evlilikte aradıklarını bulamaması. Farkında mısınız, son yıllarda “bekar anne”lerin sayısı hızla artıyor.

Bu yazıyı yazmamın sebebi, şu anda Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip bir ülke olmamız. Bu iyi, henüz yaşlı ülke değiliz ama GENÇ NÜFUSLU olmanın da bedeli var.