Gerçekler kimsenin işine gelmez

Bizim ülkemiz insanı kendini kandırmayı sever. Gerçekleri görmezden gelmeyi maharet sayar.

Oysa bir ülkenin her açıdan kalkınması, münevver bir toplum olması, uygar bir yaşama kavuşması, gerçekleri görmesi ve yaşaması ile mümkün.

Torpil, icazet her dönemde olmuştur. Herkesin işine de gelmiştir. Adamını bulan işini yaptırmış, iş bulmuş, kapağı devlete atmıştır. Adamını bulan yaşamın her alanında rahat etmeye çalışmıştır. İş, aş, mevki, makam, her alanda icazet etkin olmuştur.

Bizdeki siyaset ve politik bilinç EGO’LAR  ile doludur.

O yüzden iktidardan biri iner diğeri çıkar değişen hiçbir şey olmaz. Çarpık siyasi ve idari düzen aynen devam eder, HAK- HUKUK- ADALET lafta kalır, hep tartışılır, konuşulur, zamanımı boşa akar gider.

Bakın son  17  seneyi gözden geçirin. Genelde Ak Parti iktidar. Bu yıllar içinde çeşitli kamu kurum ve kuruluşlara on binlerce insan alındı. Yine son zamanlarda BEKÇİ alındı. Bir kişi çıksın ve desin ki, ben hükümete ve iktidara muhalif düşüncede yada çizgideyim. Mümkün mü?!

Cumhuriyet kuruldu, ardından çok partili sistem eldi ve bu çarpık anlayış hiç değişmedi. Genelde ve yerelde kim var ise ona yakın isimler iş buldu, aş buldu, işi görüldü.

Onlar için hayat kaymaklı kadayıf olurken, diğer kesim ezildi, dışlandı. YALAN MI?!!!

Kimse benim yoğurdum ekşi demez.

Ama Gerçek bu... Şimdi siyasi etik yasası deniyor. Geç kalınmış bir şey. Ama iktidara göre şekil almamalı. ADİL- HAKKANİYETLİ- HAK-HUKUK KAVRAMINI içinde barındıran, tam demokratik bir siyasi ahlak ve yasa çıkmalı. Partilerin tüzükleri lider egemen olmamalı. Ayrıcalıklar herkes için, her kesim için kalkmalı.

Siyasetin içindeki AĞALIK düzeni de son bulmalı.

Siyasetin içinde, partilerin kendi içinde aykırı seslere, muhalefete yer olmalı.

657 sayılı devlet memurları kanununu günün gereklerine uygun değişmeli.

Memur, işçi alımı, kamu kurum kuruluşlarına eleman almanın önündeki torpil, icazet müessesi kalkmalı.

İşin ehli, liyakat sahibi olanlar, gerçekte o işi hak edenler iş başına gelmeli.

Özel sektörde kapıya dikmeyeceğiniz bir kişiyi devlet kapısında etkin bir göreve getirmenin, zararını bu devlet ve millet ödüyor.

Olan devlete ve millete oluyor, vatanımızın kaderiyle oynanıyor.

Lüks, israf önlenmeli. Makam arabası saltanatı sonlanmalı. Kamu kurum ve kuruluşlarında araç kiralama başta olmak üzere hizmet binası israflarına son verilmeli.

Devlet kapılarında 1 kişinin yapabileceği işi 3-5 kişi yapmalı.

Kişi hangi kurumda ise, hangi kadroda ve branşta ise o kadro ve branşta çalışmalı.

Ebeyi idareci, hemşireyi masa başı memuru, doktoru müdür, öğretmeni müdür, idareci, teknik personeli idareci yapmaya devam ederseniz, iş yerlerindeki çalışma barışına zarar verdiğiniz gibi verimli hizmet de alamazsınız. Olan devlete olur ve oluyor da.

Yıllardır böyle. Gelin artık buna dur diyelim.

Bu ülkeye, devlete, millete yazık.