Geri sayım başladı!
Önümüzdeki Pazar, seçimler yapılacak. Seçim sonuçları kuşkusuz ki, herkesi ve her şeyi ilgilendiriyor. Ekonomiden, hukuka, diplomasiden savunmaya kadar hemen her alanda ve konuda uygulanacak politikalar ve atılacak adımlar için seçim sonuçları çok önemli.
Ekonomide döviz kurlarından, faiz politikasına, dış borçlanmadan, bütçe açığına, KKM’nin geleceğinden, cari açığa kadar tüm başlıkların yeniden şekilleneceğine dair yaygın bir beklenti oluşmuş durumda iç ve dış piyasalarda.
Bugün varlıkların (gayrı menkul, hisse senedi, döviz, faiz vb.) gerçek değerlerini yansıtmadığı, ikili fiyatların oluştuğu, borsanın sert iniş-çıkışlarla dalgalandığı, altın fiyatlarının rekor kırdığı net rezervlerin gerilediği, politika faizi ile gerçek piyasa fiyatının arasındaki makasın açıldığı bir süreç yaşanıyor.
***
Tabii 14 Mayıs seçimlerinden yaklaşık 10 ay sonra da yerel seçimler yapılacak. O nedenle, kim kazanırsa kazansın, ciddi-tutarlı ve toplumsal desteği arkasına alarak, kararlılıkla yönetilecek detaylı bir istikrar programının yürürlüğe konulması hayli güç görünüyor, siyaseten. Ömrü kısa olan, yetersiz ve başarıya ulaşamamış sayısı 25’i aşkın program, eylem planı, politika vb. açıklandı son 15-20 yılda. Ama hemen hepsi kalıcı, başarılı ve yeterli olamadı ne yazık ki.
***
Tüm bu sebepler, 14 Mayıs seçimlerinin önemini ve seçime olan ilgi ve talebi yükselten unsurlar.
14 Mayıs seçimlerine eşi görülmemiş şekilde, doğrudan ya da ittifaklar yoluyla 24 partinin katılıyor olması da bu durum bir göstergesi adeta. 2018 seçimlerinde toplam 8, 2011 seçimlerinde ise, 15 partinin seçimlere katıldığı hatırlandığında, aradaki fark daha iyi anlaşılabiliyor. 14 Mayıs seçimlerindeki aday sayısı da 13 bini aşmış vaziyette 2002 seçimlerde aday sayısının 10 bin civarında, 2018 seçimlerinde 4.851 olduğu göz önüne alındığında, parti sayısı ve aday sayısında rekor bir katılım söz konusu.
Seçime katılım oranının da yüksek olacağı öngörülüyor. 2002 seçimlerinde seçime katılım oranı %79,13 2018 seçimlerde %86 olarak gerçekleşmişti. Buna bakarak 64 milyon seçmenin yaklaşık %85’inin seçime katılmasının ve yaklaşık 55 milyon seçmenin oy kullanmasının büyük bir olasılık olduğu değerlendiriliyor.
Yüksek enflasyon, bütçe açığı, gıda fiyatlarındaki aşırı yükselme, cari açık, büyüme, donuk ve sorunlu krediler, net döviz rezervleri gibi çok sayıda konu ve sorunun çözümüne yönelik beklentiler, 14 Mayıs seçimlerini ve sonuçlarını son derecede önemli kılıyor.
Kronikleşen işsizlik ve yüksek enflasyonla mücadele edilmesi de öncelikli konuların başında geliyor. Cumhurbaşkanları adaylarının ve siyasi partilerin, adeta gökteki yıldızları vaadeden, hemen her gün açıkladıkları, parasal katkı, destek ve teşviklere yönelik taahhütleri, seçim sonrası için ciddi ciddi düşündürüyor ekonomik çevreleri.
***
Bunları, devlet adamlığı niteliği, deneyimi ve birikimi olanlar söylüyor ama bu seçim rüzgârı ve görüntüsü içinde duyan ya da kulak asan pek olmuyor ne yazık ki.
Bilinen laftır; “siyasetçiler gelecek seçimleri, devlet insanları ise, gelecek kuşakları düşünürmüş.” Seçime 5 kala, dilimizin döndüğü, aklımızın yettiğince risklere, fırsatlara ve çözümlere yönelik öneri ve tespitleri yapmaya çalıştık. Artık 2 gün sonra milletçe sandığa gidiyoruz. Demokrasinin en iyi ve güzel tarafı da bence “sandıktır”. Sandıktan çıkacak sonuçların ülkemiz ve insanımız için hayırlı olması dileklerimizle birlikte, seçime doğru geri sayımı başlatalım şimdi…