Hastane yemeklerini CİDDİ kontrol eden var mı?
Diyeceksiniz ki, nereden çıktı bu yazı. Ben bu yazıyı tam 1 ay önce kaleme alacaktım. Ancak araya rahatsızlığım girdi. Üzerinize afiyet şimdilerde biraz iyiyim. Yazıyı şimdi kaleme alıyorum. Sık sık telefon alıyorum. Mersin’de kimse hastanelerde çıkan yemekten memnun değil. Ama bunu dillendiren yok. Yemek yiyen personelin çoğu İdareden korkuyorlar. Çünkü içerideki yemek firmalarının çoğu idareden, siyaseten torpilli… Zaten bu yüzden firmaların isimleri değişse de içeride işleri takip edenler bir türlü değişmiyor. Her ne kadar idare olaylardan habersizmiş gibi davransa da, içerde işi ifa eden personelin aynı olması, şirket idarecilerinin aynı olması, evrak ve faturaları aynı kişilerin takip etmesi idare ile firma arasında aslında bir hukuk olduğunu gösteriyor. Önemli değil.Önemli olan ihale suretiyle alınan bu işte İDARİ VE TEKNİK ŞARTNAMENİN harfiyen uygulanıp uygulanmadığı…
Mesele, İdarenin içerideki firmayı düzgün ve titiz kontrol etmeyip, rahat bırakması…CİDDİ Kontrol olmaz ise 3 kap yemeği 2 liraya da verse 3 liraya da verse, 5 liraya da verse kazanır. Adam helal süt emmiş ise 4-5 liraya aldığı yemekten çalmaz zaten kazanır. Adamın sütü bozuksa, bu fiyata verse de çalar. Bu ar namus meselesi… Ahlak meselesi. Ama eğer düşük fiyata işi almış ise çalmaması mümkün değil. Malzemeden, işçilikten, demirbaştan, her alandaki her kısımdan çalmak zorunda…Yoksa vaziyeti kurtaramaz. Kısa sürede batar. İşte kontrol teşkilatları burada önem arz ediyor. Kontrol sıkı ve işten anlayanlarca titizlikle yapılırsa, firmalar iyi niyetli de olsa, kötü niyetli de olsa, malzemeden çalamaz. Örneklerini yaşadık. Gerçi hoş, hangi hastanede bu şartnamelere harfiyen uyuluyor ki? Uymuş olsalar, firmalar birer ikişer gümler. İşi, YASA- MEVZUAT- GENELGE- TEBLİĞLER- YÖNETMELİKLER gereği idareler ve yöneticiler sıkı tutmaları lazım. Neyse biz yazalım, bu işlerin İFA edildiği mekânlarda, değerli devlet büyüklerimiz, idarecilerimiz, olayı bundan sonra daha dikkatli takip etsinler.
Değerli yöneticiler, Öncelikle burada amacım kimseyi karalamak ve lekelemek değil, bilesiniz. KONTROL VE MUAYENE TEŞKİLATLARI başta olmak üzere, Hastanelerin OTELCİLİK MÜDÜRLERİ, İDARİ MÜDÜRLERİNİN yapması gereken görevler çok önemli. İşler baştan savma, saldım çayıra, mevlam kayıra mantığı ile yapılırsa,HASTANIN YEMEĞİNİ KEPÇELERLER. PERSONELİN YEMEĞİNİ KEPÇELERLER. O zaman o teknik şartnameyi uygulanmayacaksa, neden yazdınız işleme koydunuz diye sormak gerekir.
Şimdi ben örnek olsun diye, Mersin Devlet Hastanesinin teknik şartnamesini elime alıyorum. Buranın nasıl işlediğini, nasıl çalıştığını geçmişte defalarca yazdım. Şimdi elime burasının TEKNİK ŞARTNAMESİNİ ALIYORUM. Ve sizlere, KONTROL VE MUAYENE TEKİLATLARI BAŞTA OLMAK ÜZERE DİĞER YETKİLİLERİ bilgilendirme açısından aktarma yapıyorum. İsteyen burada aktardığım hususlarda Mersin ilindeki TARSUS- ERDEMLİ- SİLİFKE- ANAMUR- AYDINCIK- GÜLNAR- TOROS DEVLET- KADIN DOĞUM gibi Diğer hastaneler içinde benzer şekilde kontrol yapabilir. Yeter ki DEVLET İDARECİLERİNİN canları istesin. Canları istemez ise, “bizi yazmamış ki, orayı yazmış, bizde her şey normal ve iyi gidiyor. Bize ne derler”, yan gelir yatarlar. Hâlbuki yemek hizmeti işi, her yerde titizlikle, hassas bir şekilde, aynı şekilde denetlenmesi ve incelenmesi gereken önemli bir hizmet alımı… Benim elimdeki şu anda üzerinden bilgiler vereceğim şartname, 2012/40605 İKN nolu ihale. Teknik şartnamenin en altında ve her sayfasında imzası bulunanlar ve şartnameyi hazırlamış olanlar; Diyet uzmanları, ŞÜKRAN ALPARGIN, MURAT YAŞAR ÖZ, MELEK TOPAKTAŞ, ÖZGE KARAASLAN… Onaylayan O günkü Başhekim, şimdiki Genel sekreter Dr. YAVUZ GÖZÜKARA… Bu teknik şartname 50 sayfadan ibaret. Bu şartnameyi TÜM KONTROLCÜLER elinize alıp SATIR SATIR okuyunuz, burada devletin hastanesinde günlük yemek olarak ne çıkacak, nasıl çıkacak, ne şekilde çıkacak, hangi yemeğe hangi malzeme girecek, nasıl girecek, evsafı, niteliği, miktarı, gramı A dan Z ye her şeyi belirlenmiş.İstekli firmalarda bu şartnameyi okuyup, kabul edip, buna göre ihaleye girip teklif atmışlar. Sonuçta birinde kalmış. Yani baştan, bu teknik şartname kabul edilmiş ve ona göre bir fiyat verilmiş. Şimdi para kazanıyoruz, kazanmıyoruz, zarardayız demenin bir anlam ve manası yok. Kazanmıyorsanız yapmayacaksınız. Yapıyorsanız, demek ki kazanıyorsunuz. Hem de kazanmanız mümkün olmadığı halde, kazanıyorsanız, yâda işi sürdürebiliyorsanız, o zaman akıllara farklı sorular gelir. Bu sorular benim aklıma geliyor da, ilgili ve yetkili makamlarda oturanların, bu işi kontrol edenlerin aklına gelmiyor mu? Neyse, kimseyi zan altında bırakmaya gerek yok. Biz bu hususlardaki tespit ve bildiklerimizi aktaralım, görevlerini düzgün ve hassas şekilde, vicdanlarına ve Allah katında hesap verecek şekilde, yaparlar yapmazlar onların bileceği iş. Tabiri caiz ise, biz Farenin kaçacağı deliği tıkayalım da, bırakalım kedi ne yaparsa yapsın (!)
Evet, bu teknik şartnamenin 2.nci sayfasında alt tarafta HİZMETİN İFA ŞEKLİ anlatılmış.MADDE 1 de, B bendinde, “hizmetin yürütülmesi için gerekli personel sayısı ve nitelikleri” başlıklı yerde bakın neler diyor?
Diyetisyen, 1 kişi, tam zamanlı çalışacak. Aşçıbaşı 1 kişi, diplomalı olacak. Aşçı 6 kişiolacak diplomalı olacak. Aşçı yardımcısı 6 kişi olacak diplomalı olacak. En az ilköğretim mezunu olacak olan 38 garson olacak. 4 kişi bulaşıkçı olacak. 3 kişi meydancı olacak. Hastaneye bağlı birimlere yemek dağıtması için birde şoför olacak. Toplam da 60 kişi. Kadro bu. Başkaca kadro yok, unvan ve makam yok. Kimin ne olduğu, orada nasıl çalışacağı belli…. Ve diyor ki, “Hizmetin yürütülmesi için gerekli personel, şoför hariç, haftalık çalışma saatlerini (mesaisinin tamamının) kurumumuzda geçirecektir… Yüklenici üstlenmiş olduğu işin devamı süresince, işyerinden ayrılamaz. Ancak idare tarafından kendi yerine kabul edilecek birisini, işlerin gecikmesine veya durmasına hiçbir şekilde yol açmamak şartı ile vekil bırakarak iş başından ayrılabilir. Yüklenici veya vekili, iş yerinden ayrılmasını gerektiren zorunlu halde, Kontrol teşkilatından izin almak zorundadır.” Şimdi bu madde ile ilgili oradaki KONTROL VE MUAYENE TEŞKİLATLARINA, Özellikle Otelcilik müdürü ve idari mali müdüre, genel sekreterlikteki uzmanlara soruyorum. Yukarıdaki sayıdaki personel şartnameye uygun olarak orada hazır ve nazır mı? Kaç kez ansızın bu kontrolü yaptınız? Ay sonu bordroyu faturaya ekleyip getirmek marifet değil, siz vakitli vakitsiz, kontrol teşkilatınızla beraber, farklı üç beş isimle inip elinize bordroyu alıp bu isimleri ve görevlerini, görev yerlerini tespit ediniz bakınız bakalım, orada hazır ve nazır şekilde kim var kim yok….Ayrıca teknik şartnamede isim ve unvanı belirlenmeyen ancak eli poposunun üstünde AMİR GİBİ GEZEN kaç kişi var, görevleri ne, neyi temsil ediyorlar, şirketi temsil ediyorlar ise ellerinde vekâlet var mı bu vekâletin içeriği ne, ne gibi yetkilere haiz kişiler, bunları da kontrol edin. Yine teknik şartnamede belirtilmeyen ve bordroda olmayanların orada ne işi var? İnceleyin ve bordroda ve teknik şartnamede tarif edilmeyenlerin ilişiğini mutfaktan kesiverin. Diyeceksiniz ki, Böyle birileri yok. O zaman Mesele yok. Geçmişte çok oldu. Adam kendi evinde, özel iş yerinde, fabrikasında çalıştırdığı kişiyi sizde bordroda gösterdi. Orada yoktu ama bordroda vardı. Ve şartnamede istenen vasıftaki kişileri tek tek inceleyin, Diplomasını, tahsilini, belgesini… Bakın bakalım uyuyor mu? Bunları niye yazıyorum? Çünkü bu hususlar hep maliyet arttıran hususlar. İyi kontrol edilmez ise, vasıfsız adamı çalıştırırlar, o vasıfsızlarda düşük para ile çalışır, kimse bilmez. Siz firmayı veya sizinle iş yapanı hırsız muamelesi yapmayacak, elinizdeki şartnamenin aynen ve harfiyen uygulanmasına özen göstereceksiniz. Yani herkes görevini yapacak. Görevini eksiksiz yaparsa sorun kalmaz. Mesele burada.
Teknik şartnamenin aynı maddesinin alt tarafında “şirket bünyesinde çalışacak olan personelin görevi” açıkça yazılmış tarif edilmiş. Buna göre, şirket bünyesinde çalışan Diyetisyenin, Aşçıbaşının, aşçının, aşçı yardımcısının, Garsonun, Bulaşıkçının ve Meydancının yapacakları işler ve görevler ayrı ayrı tespit edilmiş. Yani kimin hangi işi yapacağı, nasıl yapacağı belli… Kontrol teşkilatı sık sık çaktırmadan gidip bunları yerlerinde kontrol etmek durumunda. Yerinde mi değil mi, hangi kişi hangi kadroda ama gerçekte ne iş yapıyor bakacak? Bunu niye diyorum? Çünkü Garsona, bulaşıkçıya, meydancıya veya bir başkasına, bir bakarsınız, başkaca işler yükleniyor ve çalıştırılıyor. O zaman olmuyor işte. “Benim elemanım değil mi, istediğim yerde çalıştırırım” mantığı ile hareket olmaz. Elemanın yapacağı iş ve çalışma şekli teknik şartnamede belli. Aykırı hareket cezai işlem gerektirir.
Aynı maddenin D bendinde ise istenilen araç ve gereçler demirbaşlar belli. O nu incelemek, orada mı değil mi, evsafa uygun mu değil mi, o ayrı bir konu. Onun çok titiz şekilde kontrol ve muayene teşkilatları ile özel kurulacak bir ekibin inip tek tek kontrol edip tutanak altına alması gerekir. Dünyalarca mal ve malzeme var. Birinin eksik olması cezai işlem gerektirir. Ama kontrol edilirse, edilmez ise, kimin ruhu duyacak, orada hangi malzeme var veya yok… Dikkatli kontrol edilmez ise mal ve malzeme eksikliğin ile de çalışır,buradan da fayda kazanmış olurlar.
Et deposu, sebze deposu, süt deposu, kuru gıda depoları, dondurulmuş gıdalar nasıl olacak, içeriği nasıl olacak, kaç derece ısıda saklanacak belirlenmiş ve kayıt altına alınmış. İnip bakmaz ve ciddi kontrol yapmazsanız buradan da firmaya fayda sağlamış olursunuz.Son yapılan ihaledeki yeni şartnameye bakarsanız böyle değil ama burada yemek Sabah, Öğlen, akşam diye belirlenmiş olup Öğle ve akşam yemeği aynı yemek. Dolayısıyla bunlara dikkat etmek gerek. Yemek öğlen çıkınca, akşama kadar soğur. Akşam yemeğinin tadı kaçar. Nefaset açısından kontrolü gerekir. Dikkatli kontrol edilmesi gerekir. Ayrıca sütün, yoğurdun, meyve suyunun, ayranın ve çayın gramajı nevi, evsafı belirlenmiş, bunlara dikkat etmek gerekiyor. Tamam, veriliyor da, kaç gram, evsafa uygun mu, istenen özellikte mi veriliyor, bunları kontrol etmek lazım. Kahvaltılarda verilen zeytin, reçel, peynirin gramajını tartıp bakacaksınız. Bunun için hastane olarak demirbaşınıza bir sebze ve yemek tartı aleti alın (hassas terazi) her mutfak eşyası satan yerde var, 40- 50 lira değerinde. Basit, küçücük bir şey... Alın teraziyi inin aşağı. Yâda çıkın hastanın yanına, yemek verilirken tartın. Her şeyi tartın. Meyveyi tartın. Yumurtayı tartın. Bakın nasıl şaşıracaklar. Eğer sizin alacak paranız yoksa YEMİN OLSUN BEN İKİ TANE ALIR SİZLERE HEDİYE EDERİM. Devletime feda olsun. O kasada yetimlerin, şehitlerin hakkı var.
Firmalar bu güne kadar hiç böyle bir uygulamayı görmemişler ki, görünce afallayacaklardır. Elinizde yetki var. Alın teknik şartnameyi, bir elinize de hassas teraziyi, hem çiğken hem pişmişken eti kontrol edin. Sebzeyi kontrol edin. Tartın. Bakın nelerle karşılaşacaksınız? Bunlar ile karşılaşmak bir kenara, hangi yemeğin, nasıl pişeceği, içine ne gireceğinin şekli şemali var elinizde. Alın elinize bakın ve kontrol edin. Orada hangi yemek nasıl yapılacak tarif edilmiş. İçine giren malzemeyi kontrol edin. O malzemeler tek tek yazılmış, gramajları belli. Ama elinize alıp okumazsanız ve elinize alıp tek tek incelemezseniz, nereden bileceksiniz yemeğin içine ne girdi, ne kadar girdi, nasıl girdi ve biz ne yiyoruz? Siz işi kişilerin insafına bırakmayacak, işinizi sıkı yapacaksınız.
Ha diyeceksiniz ki, “işini yapan arkadaş oluyor, onu da bir bakıyorsunuz kuytu bir yerde dövüyorlar, kolunu kanadını kırıyorlar, kimse sahip çıkmıyor, o yüzden korkuyoruz, ne yapalım” gibi. Yok öyle dava. Herkes işini yapsın. Herkes görevini görevinin bilinç ve şuuru içinde yapsın. Orası devletin resmi kurumu dağ başı değil. Kimsenin yaptığı da yanına kalmaz. Birileri orada MAFYA BABASI GİBİ GEZİP ATIP TUTUYOR, ÜFLEDİKÇE ÜFLÜYORDA. Ne oldu? Devlete gücü yetti mi? Herkes işini layıkı vechile yapmalı. Evet, Bu kadar hatırlatma ve ince bilgi aktarmadan sonra hemen soruyorum.
ETLER çiğ olarak oraya gelirken nasıl geliyor? Karkas halde mi, yoksa parça olarak mı? Bunu çok dikkatli kontrol etmek lazım.. Çünkü karkas gelmez ise, ne eti geldiğini anlamanız mümkün olmaz. Karkas ne demek? Kemikli halde bütün demek… Parça oldu mu ne eti olduğunu anlamazsınız. Kuzu der, koyun gelir, Dana der, SIĞIR gelir, Camız gelir, Manda gelir… Nereden bileceksin? Ayrıca Etin Erkek yâda dişi olduğunu nereden bileceksin? Erkek ise, üzerinde yumurtaları asılı olacak. Onu da kontrol edeceksin. Bazen dişi etin üzerine yumurta dikerler. Elinle kontrol edecek yoklayacaksın, dikilmiş mi, gerçekten erkek eti mi diye. Gülmeyin, bunu yapan oldu, yakalandı da. Geçmişi hatırlayın. Siz işinizi sağlam yapın. Et önemli bir olay çünkü. Elinizdeki teknik şartnameye göre çalınmadan, çırpılmadan oraya sizin istediğiniz şekilde ET gelirse en az ayda bu şartnameye göre 5 ton et girmesi gerekir. İyi kontrol edilmez ise bu et miktarı 3 tona düşer. Hele birde erkek diye dişi, kuzu diye sığır eti girerse, siz artık haksız kazancın durumuna ve miktarına bakın. Normal şartlarda sadece et için ayda 100 bin liraya yakın masraf gider.Birde tavuk var. Normal şartlarda bu şartnameye göre sadece Tavuk masrafı aylık olarak 2,5 -3 ton civarı olur en az 10 bin lira gider.
Ben diğer maliyet unsurlarını da ele alayım isterseniz. İşçilik-maaş-stopaj-sgk için en az 92.000 liraya yakın para gider. Burada aylık su en az 3 bin lira, elektrik en az 7 bin lira, tüp kullandığı nevi ve miktarına göre en az 7 bin lira. Deterjan için en az 5 bin lira. Nebati yağ için en az 7 bin lira. Peynir (kaşar ve karper) için en az 10 bin lira. Yoğurt için en az 15 bin lira. Kahvaltıda verilen piknik tipi için (Bal- reçel) en az 4 bin lira. Zeytin için en az 3 bin lira. Yumurta için en az aylık 3-4 bin lira. Un için en az Bin lira, Pirinç için en az 5- 6 bin lira. Bulgur ona kavi bin lira, şehriye- makarna- mercimek türüne en az bin lira. Fıstık, ceviz içi fındık, yufka gibi şeylere en az bin lira. Ekmek en az 15 bin lira. Kahvaltıda kullanılan şeker için en az 3 bin lira. Çay 500 lira, Baharat gurubuna en az 4 bin lira. Sebze ve meyve aylık olarak en az 23 bin lira. Kapalı su ve kapalı meyve suyuna en az 10 bin lira gider. Bu rakamları kafadan atmıyorum. Teknik şartnamedeki tariflere bakıp, rasyonlara göre olması gerekeni yazıyorum. Böyle olursa, bu rakamları alt alta yazıp toplarsanız, ortaya büyük bir rakam çıkar. Bu iş gerçekten o teknik şartnameye harfiyen uyularak yapılsın, bu rakamdan aşağı çıkmaz ve çıkması da mümkün değil.
Şimdi siz Firma tarafından kuruma Kesilen Ağustos- Eylül- Ekim/2013 faturasını elinize alın bakın. Kasım/2013 faturasına bir bakın. Rasyonlara bakın inceleyin. Ardından bu yazdıklarımızın doğruluğu yâda güvenilirliği adına gelin Aralık/2013 ayı için yemek listesini şimdiden elinize alıp, bundan sonrası için burada yazdıklarımı göz önüne alarak, tek tek ince eleyip sık dokuyun. Kendiniz tarafsız gözlükle vicdanen rahat etmek için kontrolü düzgün yapın. Bakın ne görecek, nelere şahit olacaksınız. Kimseyi hırsız ve namussuz çıkarmaya gerek yok. Görevinizi gerektiği şekilde hassas yapın, kimin ne olduğu kendiliğinden ortaya zaten çıkar.
Bakın piknik grubu denilen Reçel grubu yani kahvaltıda verilen gurubu bizzat tartın, markasına bakın, gramajına bakın neler göreceksiniz. Mesela sizin şartnamede reçel için 30 gram denmiş. Ben piyasaya baktım 30 gram yok. 20 gram var, 10 gramlık var. Şimdi firma verirken ya üç adet 10 gramlık verecek, ya bir adet 20 gramlık 1 adet 10 gramlık verecek. Kontrol edin bakalım kahvaltıda verilen ürünlerin gramajları şartnamedeki gramaja uygun mu? Markası ne? Piyasada en ucuz olanı mı? Bunlar kontrol ile çıkacak. Siz kontrolü gerçekçi ve ALLAH RIZASI İÇİN HAK VE HUKUK GÖZETEREK yapmazsanız, firmanın burada ne suçu olacak. Kim bilecek? Reçel verildi mi, verildi. Peki, ne verildi, nasıl verildi, gramajı, evsafına uygun mu? Kim tespit edecek?Kontrol teşkilatı ve Özellikle hastanelerin OTELCİLİK müdürleri ve Genel sekreterliğin görevlendireceği uzmanlar birlikte takip edecekler. İki üç kişi değil, bu işte en az 7 kişi olacak ve aynı anda hassas terazi ile tartacaklar. Bal der getirir bal verir. Glikozla üretileni getir verirse, en adi markayı getirir verirse, ne yapacaksın? Bunu iyi incelemek gerekmez mi? O hastalara ve onu yiyenlere yazık değil mi?
Bir başka ayrıntı... Şartnamede Yumurtanın gramajını vermişsiniz. 55- 60 gram yazıyor. Kahvaltıda verilen yumurtaları tartın bakalım. Kaç gram geliyor? 55- 60 gram yerine 40 gramlığı verilirse, kim kazançlı çıkacak, kim zararlı çıkacak, ne olacak? Aynı şekilde kahvaltıda verilen yeşil veya siyah zeytinin evsafı gramajı belli. Peynirin gramajı belli.. Bir tartın bakalım ne çıkacak? Bisküvi, poğaçanın gramajı belli bir tartın bakalım. Bunlar sıkı kontrol ile olur. Her gün yemek sabah, öğlen, akşam verilirken bunları bir çiğ, birde pişmiş halini kontrol edeceksiniz. Çiğ halinde hangi sebzenin nasıl olacağı şartnamede yazıyor. Marol geldi mi, domates geldi mi, geldi. Ama nasıl geldi, evsafa, şartnamedeki özelliğe uygun mu? Bunu, çiğkende pişmişken de şartnameyi okuyarak inceleyerek teslim alacaksınız.
Önemli bir konu da, Siz geceleri orada yoksunuz. Depoya sabah giren bir malın gece siz yokken oradan çıkmayacağını kim bilecek, nasıl bilecek. Sabah kuzu eti girer. Teslim alırsınız, Gece siz yokken sığır eti ile yer değiştirir. Sabah depoya temiz sebze ve mal girer, gece yer değiştirir. Nasıl tespit edeceksiniz. Her dakika kontrol yapmıyorsunuz ki. Depoyu gören bir veya iki kameranın, mutfağı gören bir iki kameranın, koridorları gören bir iki kameranın 7/24 saat ayrı bir şekilde kayıt yapması ve bunu diyet uzmanlarının oturduğu odada “ayrı bir cihazda” tutulmasının size maliyeti ne olur ki? Çok çok Bir defaya mahsus 5 bin lira. Ama o harcama ile depoya ne giriyor, ne çıkıyor, orada kim var, kim yok, ne olup bitiyor, her şeyden dakika dakika haberiniz olur. Hem gıdanın güvenliği, hem asayişin sağlanması açısından da çok önemli… Bir şikâyet ve talep olduğunda da kamera kayıtlarını kontrol edersiniz. Bu kayıtları 6’şar aylık tutarsınız. Her 6 aylığı bir flaş belleğe alır saklarsınız. Zor değil. İsterseniz 24 aylık kayıt tutarsınız. Zor değil. Neyse…
Bir başka ayrıntı veriyorum. Ankara tava diyorsunuz değil mi? Örneğin yemekte Ankara tava var. Bakın en basiti Ankara tava LOP etle olur. Yani tek parça etle…. Bundan önceki yediğinize karışmam, buyurun varsa bu ay için kontrol yapın. Ankara tava nasıl çıkıyor, bir bakın? Bundan sonraki aylarda da bakın.
Dönere geleyim. Bir döner verilecekse çiğ hali 150 gram pişmiş hali ise 120 gram olması gerekir. Verilenlere bir bakın bakalım… Döner pilavın üzerinde yada içinde 50 yada 40 gram verilirse ne olacak? Et ayrı verilecek. Tartın bakalım ne çıkacak? Ayrıca döner pilava karıştırılıp verilmez. Eğer pilava karıştırılıyorsa, çok gözüksün millet durumu fark etmesin diye yapılır. Bunları ince ince kontrol edin. Pilavı da ayrıca tartın. Pilavında gramajı belli…
Şimdi biri çıkar der ki, “sulu yemekte etin ne kadar olduğunu nasıl bileceğiz, yahu kepçeyi kazana daldırıyoruz, veriyoruz.” İyi de birincisi o kepçelerin ölçüsü ayarı var. Gramajı var. Ona göre kepçe kullanacaklar. İkincisi, hangi yemekte ne kadar et olacaksa belli. Kontrolcü memurum, amirim, Kepçeyi eline sen alacaksın kazana kendin rastgele değişik yerlerinden daldıracaksın. Her kepçedeki eti çıkartıp hassas terazide tartacaksın. Birinci kişiden başlayıp, 20 nci kişiye kadar ki kepçe ile verilen yemeğin içindeki eti tek tek hassas tartıda tartacaksın. Bak bakalım hastaya verilen veya personele verilen yemeğin içinde kaç tike et çıkıyor? Senin elinde şartname var. İçinde hastanın ve yemek yiyecek olanın kaç gram et yemesi gerektiği ve yemeğin içine girecek olan miktar yazıyor. Kontrolü zor değil ki. Kontrolü ciddi yapacaksınız. Firmalardan, “Efendim kepçeyi daldırıyoruz, et kepçenin içine denk gelmiyorsa biz ne yapalım, biz gözünüzün önünde bu etleri etleri koyduk” gibi değişik hikâyeler dinlemeyeceksiniz. Bir kepçede 10 gram diğerinde 30 gram diğerinde 100 gram mı çıkıyor (!) Her attığınız kepçede et gramajı şartnamede yazılanın çok çok altında çıkıyorsa tutun tutanağınızı firma hakkında gereğini yapın… Özellikle personele çıkan yemek ile hastaya çıkan yemek neyle servise çıkıyor, nasıl taşıyorlar, nasıl servis yapılıyor sıkı kontrol edeceksiniz. Biri tavada, biri kazanda, biri küvette çıkarsa olmaz. Bunlar hassas konular. Maliyet arttıran konular. Ayrıca hijyen meselesi, gıda güveliği meselesi.
Bakın aynı teknik şartname içinde Meyvelerin tarifi var. Evsafı belli. Diyor ki MEYVELERİN HEPSİ 200 GRAM OLACAK, KAVUN VE KARPUZ 500 GRAM OLACAK… İyi okudunuz mu? Yani firma elma, armut, erik, şeftali, üzüm gibi meyveleri verirken 200 gramdan aşağı veremez. Kavun ve Karpuzu da 500 gramdan aşağı veremez. Şimdi elinizi vicdanınıza koyup (cüzdanınıza değil) Bakın bakalım bu gramajlara uyuluyor mu? Hadi geç şimdi bu güne kadar olanı, bundan sonrası için dikkatle takip et. Bu yazıyı yazdıktan sonra eline hassas teraziyi alıp in aşağıda tart, çık yukarıda hastaya verilirken farklı servislerde 10 – 15 hastada tart bakalım, hastaya ve personele kaç gram meyve veriliyor? Şartname açık. Kontrolcünün işi bu değil mi? Görevini bu şekilde yaparsa, layıkı ile yapmış, hulus kalple yapmış olmaz mı? Niye titizlikle yerine getirmiyorlar? (!)
Bakın şimdi burada, MDH nin Aralık ayı yemek listenize bakarak söylüyorum.
15 Aralık 2013 günü itibari ile ele alalım. Elinize yemek menüsünü alın. Teknik şartnameyi öbür elinize alın. Oradaki yemek ve verilecek malzemenin şartnameye göre evsafına bakıp kontrolü yukarıda izah ettiğim şekilde hassas terazi ile yapın.
15’i, Pazar günü sabah kahvaltıda her bir kişi için, ıhlamur, yumurta, siyah zeytin var. Şartname ne diyor (9. uncu sayfada) 1,5 gram ıhlamur poşet, yumurta 55 -60 gram siyah zeytin 25 gram. Her kişiye bu şekilde verilecek.
Buna göre 20 farklı hastaya ne veriliyor bir kontrol yapın. Personele (15- 20 kişininkine) ne veriliyor onu da kontrol yapın.
16’sında sabah,( Pazartesi) kahvaltıda, süt, eritme peynir, siyah zeytin ve bal var. Bakıyoruz şartnamede ne yazıyor? Süt kutu halinde 200 ml, eritme peynir 20 gram, Siyah zeytin 25 gram. Poşet bal 30 gram. Her kişiye kişi başına verilecek miktar. Buyurun kontrol edin. Hem gramajı hem markasını… Hem içeriğini.
17.sine geliyoruz. Salı gününe. Buradaki kahvaltıyı tekrar ele almıyorum, çünkü yukarıda kahvaltılar için örnekleme verdim. Siz 15 aralık 31.aralık arasındaki sabah kahvaltıda ne verilecekse elinizdeki şartnamedeki tarife göre bakın, inceleyin.
Şimdi burada esas önemli nokta, etli yemeklerdeki durumlar. ANA YEMEKLER YANİ… Mesela, Etli nohut. Bu nohutta kişi başına 75 gram et olması lazım. Eti kontrol edin. Menüde Et döner var. Kişi başı 150 gram pişmiş et olması lazım. Pilavın üstünde olması lazım… Pilavla beraber 150 gram değil. İzmir köfte var. Dana etinden 120 gram olacak. Kişi başı. Mantarlı tavuk sote var, içinde tavuk eti 150 gram olacak. Kişi başı. 15.inde Ankara tava var. Lop etten olması gerek ve 120 gram olması gerekir. Kişi başı. 16.sında Etli kuru fasulye var. Kişi başı 75 gram et olacak. 17.sinde Tavuk şinitzel var. Kişi başı tavuk eti 150 gram olacak. 18.inde Bahçevan kebap var. Kişi başı dana eti 120 gram olacak. 19.unda Balık tava var. Kişi başı, 150 gram balık olacak. 20.sinde kadınbudu köfte var. Kişi başı dana etinden 150 gram et olacak. 21.inde tas kebap var. Dana eti 150 gram olacak. 23.ünde et sote var. Dana etinden kişi başı 200 gram olacak. 25.inde Hasanpaşa köftesi var. Kişi başı dana eti 150 gram olacak. 26.sında yine Ankara tava var. Dana eti 120 gram olacak. 27.sinde tavuk döner var. Kişi başı 150 gram tavuk olması gerek. 29.unda Tire köfte var. Kişi başı 150 gram dana eti olacak. 30.unda Terbiyeli haşlama var. Dana eti 200 gram olacak. Bunlar et ve tavuk ile ilgili kısımlar.
Aynı ayın içindeki diğer menüde olan makarna, çorbanın tarifi de var. Bütün bu tarifler TEKNİK ŞARTNAMENİN 11.inci sayfasından başlıyor 29.uncu sayfasına kadar bizzat tarif ediliyor. Hangi yemeğin içine ne girecek, tek tek açıklanmış vaziyet de.Ayrıca 30 uncu sayfadan başlayıp 33.üncü sayfaya kadar sebze ve meyvenin evsafları, nasıl olması gerektiği açıklanıyor. 33.üncü sayfanın sonu ile 35 inci sayfa içinde dana eti, koyun eti, balık, tavuk etinin evsafı ve nasıl olması gerektiği anlatılıyor. Bunların nasıl saklanması muhafaza edilmesi gerektiği anlatılıyor. 35 inci sayfadan başlayıp 41 inci sayfaya kadar ise baklagiller, bulgur, gibi yiyeceklerin tamamının evsaf ve özellikleri yazıyor. Bu arada verilecek tatlılar ve pasta çöreklerle hoşaflara kadar her şey tarif edilmiş. İçine ne girecek, ne kadar miktarda malzeme girecek belli. Bunların bu yönünü bu şekilde hiç kontrol ediyor musunuz? Kim ediyor? Bu yemekler çiğ iken ve pişmiş halde iken elinizdeki şartnamenin gereklerine uygun çok titiz bir şekilde kontrol yapılsın bakın neler çıkacaktır. YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI İŞLETME YÖNETMELİĞİNDEKİ TEDAVİ HİZMETİNİN VERİLDİĞİ YERDE SİZİN TEKNİK ŞARTNAMEDE BELİLEDİĞİNİZ GRAMAJ VE KALORİ MİKTARI HASTAYA UĞRAMADAN YOLDA KABYOLUYOR (!) Eğer çalınmasın, çırpılmasın, malzemeden yürütülmesin bu işten para kazanmak o DÜŞÜK FİYATLAR İLE mümkün değil. Hangi firma olursa olsun batmaya mahkûmdur. Ama eğer idare tarafından firma içeri de edilirse, yapılanlar görmezden gelinirse, ona bir şey diyemem. Herkesin sütüne ve namusuna kalmış. BAKIN SAYIN KHB GENEL SEKRETERİ VE TÜM HASTANELERİN YÖNETİCİLERİ, Burada yazdıklarımı sadece Mersin Devlet Hastanesi gibi değerlendirmeyin. Ben elimdeki teknik şartnameye göre fikrimi ortaya koydum. Ama sizin il genel tüm hastanelerinizde aynı yemekler veya benzer yemekler çıkıyor. Verilen fiyatlar belli. Yukarıda arz ve izah ettiğim hususlara dikkat edilerek, sadece diyet uzmanları değil- idareden en az 3- 5 kişi ilave edilerek, otelcilik müdürlerinizin başkanlığında kontrol teşkilatınızı kurun kontrolü öyle yapın. Bakın nelerle karşılaşacaksınız. ANCAK ŞİMDİ BİR HATIRLATMA YAPMAK İSTİYORUM. 2014 – 2015 YILLARINI kapsayan ve benim sürekli burada yazarak sizlere bilgi sunduğum 2013/103267 ihale kesinleşti. Sözleşmesi 6.12.2013 günü taraflarca yapıldı. KHB tarafından sözleşme, HARPUT İAŞE İNŞ.TUR. GIDA SAN.VE TİC. LTD.ŞTİ., SFK TEMİZLİK HİZMETLERİ BİLGAYAR TURİZM YEMEKÇİLİK OTOMOTİV SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ, FATİH TEMİZLİK TEKSTİL GIDA KIRTASİYE NAKLİYE İTHALAT.. ile yapıldı. Kurumun kendi belirlediği Yaklaşık maliyet 30.469.109,98, TRY idi. Verilen rakam ise: 33.899.100,00 TRY . Bu ihale ile ilgili geniş çaplı yazacağım. Bu günlük bu kadar… Bu hususlarda yetkilileri ince ve detaylı uyarılara devam edeceğim.