Hastanelerde Miyav Miyav düzeni mi? -3-
Bir önceki yazım 5 Şubat 2014 günü yazıldı.
İyi incelerseniz içinde bu yemek işi ile ilgili daha önce yazıp yaptığım uyarıları ve bilgilendirmeleri görürsünüz. Şimdi ise MERSİN İLİNDEKİ tüm hastanelerde yemek yiyen, HASTA- HASTA REFAKETÇİLERİ- PERSONEL- TAŞERON İŞÇİLERİ’ ne ve ayrıca tüm kamuoyuna hitaben hukuki bilgi veriyorum.
Bakınız bu iş gıda ile ilgili bir iş. Gıda ile ilgili 5179 sayılı Gıdaların denetimi ile ilgili Tarım Bakanlığı uhdesine bırakılan bir kanun var. Bu kanunun “Sağlığın korunması” başlıklı bölümünde, “MADDE 18. - İnsan sağlığının korunması amacıyla, gıda maddelerini ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten ve/veya satan işyerleri; a) Bakanlıkça çıkarılacak ilgili yönetmeliklerde belirtilen asgarî teknik, hijyenik ve güvenlik şartlarını taşımak zorundadır. b) Gıda kodeksine uyulmaksızın gıda maddelerini imal edemez, mübadele konusu yapamaz ve muameleye tâbi tutamaz. c) İnsan sağlığına zarar verecek muhteviyatta gıda maddeleri üretemez, içerisine zararlı bir madde katamaz, böyle bir maddenin kalıntısını bulunduramaz ve gıdaya zararlı özelliğe yol açacak herhangi bir işlem uygulayamaz” demektedir.
Aynı kanunun içinde, “Tüketici haklarının korunması” başlıklı kısımda, “MADDE 22. - Tüketici haklarının korunması amacıyla, tüketiciler; her türlü gıda maddesi ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemeleri üreten, ithal eden ve satan gerçek veya tüzel kişiler tarafından bilgilendirilir. Lüzumu halinde gıdaların içeriği ve özelliği hakkında tüketicilerin bilgi sahibi olmaları sağlanır. Gıda maddeleri ile ilgili olarak tüketiciler yanıltılamaz ve yanlış yönlendirilemez. Gıda konusunda, tüketici haklarının korunması ve toplumun bütün kesimlerinin gıda kontrol safhalarına katılmasını sağlayacak tedbirler ve buna ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir” der.
Ayrnı kanunun içinde, “ Piyasa gözetimi ve denetimi” başlıklı kısımda, “MADDE 23. - Bu Kanun ve bu Kanuna istinaden çıkarılan mevzuatın uygulanmasına ilişkin olarak tüm gıda maddeleri ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten, satan işyerleri ile bu yerlerde üretilen, satılan tüm gıda maddelerinin ve gıda ile temasta bulunan madde ve malzemelerin piyasa gözetimi ve denetimi, ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde yapılır. Ancak, halk sağlığını ilgilendiren acil durumlarda gerektiğinde, Sağlık Bakanlığının müdahale hakkı saklıdır. Gıda maddeleri satış ve toplu tüketim yerlerinin denetimi, Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlığın belirleyeceği usul ve esaslar çerçevesinde ilgili mercilerce yapılır” der.
Yine 5996 sayılı Kanun var. Bu kanunun içeriğinde de Tüketicilerin hepsini ilgilendiren hususlar var. Bu kanunun adı, VETERİNER HİZMETLERİ, BİTKİ SAĞLIĞI, GIDA VE YEM KANUNU’ dur. 2010 yılında çıkmıştır. Bu yasanın beşinci bölümünde, “Gıda ve Yem Güvenilirliği, Sorumluluklar, Gıda Kodeksi, Etiketleme ve İzlenebilirlik, Sunum ve Reklâm, Tüketici Haklarının Korunması “ başlıklı bölümde, 21- 22- 23- 24’üncü maddelerinde Tüketiciyi ilgilendiren haklarını koruyan ve madde 40 dada yaptırımlar mevcuttur. Yine aynı yasanın “Hijyen” başlıklı kısmında, Madde 29 da Tüketiciyi ilgilendiren önemli açıklamalar ve madde 40 ve 41 dede yaptırımlar vardır. Aynı kanunun ekinde ise ekli tablolarda hangi iş yerlerinde hangi sorumlular çalışacak, eğitim, tahsili, ehliyeti yazılıdır. Bu tablonun başında ise “GIDA VE YEM İŞLETMELERİNDEN ÜRETİMİN NEVİNE GÖRE PERSONEL ÇALIŞTIRMAK ZORUNDA OLAN İŞLETMELER VE BU İŞLETMELERDE ÇALIŞABİLECEK MESLEK MENSUPLARI “ yazar. Tabloyu iyi incelerseniz, Devletin tüketicinin hak ve hukukunu korumak adına nasıl tedbir aldığını görürsünüz. Bu tablonun 9.uncu bölümünde (paragrafında)HASTANELERİ İLGİLENDİREN KISMINDA (Hazır yemek, tabldot yemek ve meze üreten işyerleri ) : “Gıda mühendisi, ziraat mühendisi (gıda ve süt bölümü), kimya mühendisi, kimyager, diyetisten, ev ekonomisi yüksek okulu beslenme bölümü, veteriner hekim “ bunlardan birisini sorumlu yönetici olarak çalıştırmak zorundadır der. Yani devlet Tüketici açısından her şeyi garanti altına almış. Uygulamada yapılmıyorsa, bu hakları aramak sizlere düşer.
Bu arada Tarım Bakanlığının Gıda ve gıda ile temas eden Madde ve Malzemeleri Üreten iş yerlerinin çalışma izni ve gıda sicili ve üretim izni işlemleri ile sorumlu yönetici istihdamı hakkında yönetmeliği var. Devlet bu kadar yasa ve mevzuatı uygulanmayacaksa neden çıkarmış? Tarım Bakanlığına ait, 5179 sayılı yasaya istinaden bir yönetmelik çıkarılmıştır. Bu yönetmeliğin adı: “Gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemeleri üreten iş yerlerinin çalışma izni ve gıda sicili ve üretim izni işlemleri ile sorumlu yönetici istihdamı hakkında yönetmelik” tir.
UYULMASI GEREKEN HİJYEN VE TEMİZLİK KURALLARI.
SOSYAL TESİSLER (TUVALET- BANYO- AYDINLATMA GİBİ ) YERLERİN DURUMLARI HAKKINDA.
ÇALIŞAN PERSONELİN HİJYENİ VE DAVRANIŞ, ÇALIŞMA ŞEKLİ
GIDA MADDESİ VE ÜRETİLEN YEMEKLERİN TAŞINMASI HAKKINDA MADDELER.
Düşünün halen birçok hastanede yemek üretilen mutfak da çalışanların SOYUNMA GİYİNME ODALARI, KULLANDIKLARI TUVALETLERİ, BANYOLARI bu kurallara uygun mu? Değil. Peki, kim kontrol edecek? İlgili idarelerdeki kontrol memurları mı? Yapıyorlar ise, neden bu alanlar bu yönetmeliğe uygun değil? Orada çalışan işçilerin tamamının hakkı bu… O işçiye bu hijyenik ortamı sağlamak onların görevi. Sağlamıyorlarsa, çalışan işçinin bunu şikâyet etme hakkı var. Ama yazılı olarak… Çalıştığı kuruma yapmaya korkuyor ise, Tarım müdürlüğüne herhangi bir internet kafeden bir ihbar maili atsın. Onu da yapmıyor ise, bizim burada yazdığımız yazının altına girip yorum yapsın. Bildiklerini yazsın. Adını açıklamasın. Ama hakaret ve küfür yapmasın. Biz sizler adına olayı takip edelim. Evet, Önemli bir konu, yemeğin taşınması meselesi… Halen hastanelerde yemek hasta ile personelin kullandığı ASANSÖRDE UBİRLİKTE TAŞINIYOR. Bu uygulamada yönetmeliğe aykırı… Bu hizmetten istifade eden herkes durumu yönetmeliğe aykırı gördüğü her hususta TARIM MÜDÜRLÜĞÜNE başvuruda bulunabilir. Gelip denetlerler. Ceza keserler.
Diğer taraftan, 4077 ve 6502 sayılı yasa kapsamında, Tüketicilerin ayrıca yasal hakları var. 4077 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu’nda, 1 Maddesinde, “Bu kanunun amacı, kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını koruyucu, aydınlatıcı, eğitici, zararlarını tazmin edici, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikaların oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmeye ilişkin hususları düzenlemektir” der.
Tüketicinin Sağlık ve güvenliğinin korunması hususunda Sağlık Bakanlığı’na düşen görevler var. Bu bağlamda, Tüketiciye sunulan ürün ve hizmetlerin risk taşımaması, Gıda üretiminde kullanılan maddelerin açıkça belirtilmesi, Ürünlerin güvenliğinin denetlenmesi gibi zorunluluklar Tüketici sağlığının korunmasının ön koşuludur.
Yine Tüketicilerin bilgilendirilme hakları vardır. Tüketiciler mal ve hizmetler hakkında yanlış veya yanıltıcı olan bilgilere karşı korunma ve doğru bilgilere sahip olma hakkına sahiptir. Bir mal veya hizmet hakkında tüketicinin bilmek isteyeceği bilgi, satın alacakları şeye ve onu ne için kullanmayı planladıklarına bağlıdır. Basın yayın organlarındaki reklamlar, ürünlerin etiketleri, garantiler ve ürünler hakkındaki yazılan makaleler tüketicilerin bilgi kaynaklarıdır. Bu kaynaklar doğru bilgilendirme yapmak durumundadırlar.
TÜKETİCİLERİN, Besinlerde ambalaj kontrolü yapmaları ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan üretim/ithalat izni olup olmadığını irdelemeleri, Her besinin etiketini incelemeleri, Üretim ve son kullanma tarihlerini mutlaka kontrol etmeleri, Şüpheli buldukları besinleri ilgili yerlere bildirmeleri, Tüketici hakları konusunda bilgilenmeleri ve gereğini yerine getirmeleri önemlidir.
6502 sayılı yasada “Yiyecek taklidi ürünler” başlıklı bölümde, “MADDE 79 – (1) Gıda ürünü olmamalarına rağmen, sahip oldukları şekil, koku, renk, görünüm, ambalaj, etiket, hacim veya boyutları nedeniyle olduklarından farklı görünen ve bu sebeple tüketiciler, özellikle çocuklar tarafından, gıda ürünleriyle karıştırılarak tüketicilerin sağlığını ve güvenliğini tehlikeye atan ürünlerin üretilmesi, pazarlanması, ithalatı ve ihracatı yasaktır” der.
Hastanelerde YEMEK HİZMETİ satın alınması he ne kadar idare tarafından ihale suretiyle de yapılıyor olsa, orada bu hizmetin ifasından kaynaklanan sunumla, bu hizmetten istifade edenlerin, yemek yiyenlerin ( Personel, taşeron işçileri, hasta ve hasta refakatçileri) hepsi bu bağlamda birer tüketicidir ve 4077 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu ile yürürlükteki Tüketiciyi koruyan mevzuattan kaynaklanan yasal hakları vardır.
Üstelik DEVLET (Yani ilgili idare) bu işi ihaleye çıkartırken İDARİ ve TEKNİK şartnameler hazırlıyor. Bu şartnamelerde yer alan Tüketiciyi ilgilendiren maddeler mevcut. Bu maddelerde, o hizmetlerden istifade edenlerin yasal hakları var. Ve kurum bu yasal hakları, bu şartnamenin içeriğini tüm bu hizmetten istifade edenlerin bilgisine sunmak zorundadır. Bu kanun hükmüdür. Bu tüketicinin bilgilendirilme hakkıdır. Eğer idare bunu, kanun hükmü gereği olduğu için, kimse istemeden kendisi yapmıyor ve yerine getirmiyor ise, bu hizmetten faydalanan herkes bunu yazılı olarak isteme hakkına sahiptir. Yazılı olarak istendiği vakit de idarenin kusuru ortaya çıkar. Bu kusurlu davranışın karşılığında ise ilgililer için değişik cezalar vardır. Çekinmeden hakkınızı arayınız.
Bu hak aramayı ise 4077 sayılı yasa gereği ve yürürlükteki diğer mevzuatlar kapsamında ilgili idareye başvurarak yapınız. Diyelim ki, idare size olumlu karşılık vermiyor. O zaman Bulunduğunuz yer ilçedeki Kaymakamlıktaki Tüketici hakem heyete başvurunuz. (Mahkeme sıfatındadır) Diyelim ki, idarenin orada da sizi engellediğini düşünüyorsunuz, o zaman Tüketici i Mahkemesine başvurun. Burada ufak bir hatırlatma yapıyorum.
Sakın ola ki, “aman ne olacak sanki çalan belli, çaldıran belli, kimin umurunda” gibi bir tavrın içine girmeyin. Gördüğünüz ve yakaladığınız her hususu ilgili makamlara yazılı olarak bildirin.
Toplu yemek tüketiminin olduğu yerlerde sayılar belli. Yani bu işten istifade edenlerin (Personel, taşeron işçileri, hasta ve hasta refakatçileri) sayılarının toplamı, En az 10 bin kişi. Daha önceki yayınlarımda rasyonları, porsiyonları size buradan aktardım. Teknik şartnamede Milyonlar ile ifade edilmekte. Eğer bu yemek hizmetinden faydalanan bir iki kişi değil her yanlışı gören yazılı olarak idareye başvurmuş olsa, idare de daha ciddi ve dikkatli çalışılmasına özen gösterecektir. Lafla sözle değil. Lafla sözle başvurduğunuz vakit, idarecilerin içinde firmalarla işbirliği içinde olanlar olur ve “Ne yapalım, kaç kuruş veriliyor ki, karşılığında ne yapsınlar. Bu paraya bu kadar olur” gibi cümleler duyarsınız. Böyle abuk subuk, yasa dışı, kanun dışı anlatım olmaz. Siz sözlü dile getirirseniz, size yutturmaya kalkarlar. Ortada kural var, kaide var, şart var. Bu iş ihale suretiyle yapılmış, Firmalar bu kural ve kaideleri okumuş kabul etmiş ve o kural ve kaidelere göre yemek çıkaracaklarını beyan ve taahhüt etmişler. Uydur kaydır çıkartıyorlar ise, malzemeden çalınıyorsa, işçilikten çalınıyorsa, gramajlardan çalınıyorsa, bu tüketen sizlerin değil, o işe üretenlerin ve onlara göz yumanların sorunudur. Bu yüzden Hakkınızı yazılı olarak yasal nitelikte arayın.
Düşünün Bir hastanede 1600 kişi bu yemekten istifade ediyor. Bunların 100’ü yazılı başvurmuş olsa, ne olur? Ortalık KEL ALİ’NİN BAĞINA DÖNER. Ne oluyor, biri yalan söylüyor, ikisi yalan söylüyor, ulan bunların 50’si 100’de mi yalan söylüyor derler, b işe sebep olanların tepesine binerler. Eğer tüketici olarak sizler kendi sağlığınızı ilgilendiren hususta, ne yediğinizi, nasıl yediğinizi merak etmez, araştırmaz ve incelemezseniz, kimin umurunda sizin sağlığınız (!) Şimdilik bizden bu kadar… Bundan sonrası Tüketici olarak sizlerin işi…
Geleyim sendikalarınıza. Bu kadar yazdım, ayrıca üşenmedim kendilerine telefon açtım durum hakkında bilgilendirdim. Bir kısmına bu işin İDARİ VE TEKNİK şartnamesini gönderdim ve yemeğin sunumları ile ilgili olarak detaylı bilgi verdim. Kimsenin umurunda olmadı. Sözde kayıtlı üyelerinin hak ve hukukunu korumakla mükellefler. Kıllarını kıpırdatmadılar. Bu yazışmalar arşivimde var. Sözde ilgili idarelerde sendika temsilcileri varmış, onlara bilgi verilmiş, onlar gereken çalışmayı yapıyorlarmış… Hani nerede? Şeffaf mı çalışıyorlar, niye görmüyoruz? O nedenle Tüketen durumda olan bu hizmetten faydalanan herkesin kişisel hakkıdır hesap sormak. Kendi hakkınızı kendiniz arayınız. İki satırlık bir şikâyet başvurusunun altında… İlla İdareye yapacaksınız diye bir kayıt yok. Burada kanuni haklarınızı aktardım. İdari ve Teknik şartnamelerin görüntülerini yayınladım. Okuyun, aykırı bir durum gördüğünüzde şikâyetçi olun. Gıda hijyeni, güvenliği, içeriği ile ilgili TARIM MÜDÜRLÜĞÜNE çekinmeden yazın. Durumu bildirin. Sormak, sorgulamak, hesap sormak sizin yasal hakkınız.