Hastanelerde TANTİRİTİNTON dönemi..
Biz yazdıkça kızan, bağıran çok da, bunlar niye kızıyor, bağırıyor, tehdide yelteniyorlar diye işin perde gerisini merak eden, araştıran makam yok. Hep yüzeysel olaylara bakıyorlar. Baksınlar bakalım. Biz yazmaya, çizmeye devam edeceğiz.
Bu arada bu piyasada GÖK GÜRLEMEYE, ŞİMŞEK ÇAKMAYA BAŞLADI. YAKINDA BU İŞLERİ ADET HALİNE GETİREN VE DEVLETİN SOYULMASINA GÖZ YUMAN, YÜZDECİ, KOMİSYONCU, YİYİCİLERİN BAŞINA HER BİRİ ŞEFTALİ BOYUNDA DOLU YAĞMAYA BAŞLAR (!)
Geçen gün yazdık.
“GELELİM ŞU ERDEMLİ DEVLETTEKİ ORTOPEDİ İHALESİNE” dedik ve ilgili ve yetkiliye şöyle seslendik; “Daha önce bir iki seslendik. O yerli olmadılar. Burasının BAŞHEKİMİ istifa etmiş ama herhalde makam boş değildir. Orada mutlaka bir yetkili vardır. Buradan sesleniyorum. Değerli yetkili, sizdeki görevliler Mersin TOROS devlet hastanesi BAŞHEKİMİNE sorsunlar. Gerekirse resmi yazı ile sorsunlar. Orası bu ortopedi ihalesini önce iptal etti sonra yeniledi. İptal ettiklerini niçin etmişler, gerekçe ne imiş, bir sorsunlar. O iptal gerekçesi ve içeriği inceledikten sonra kendilerinin idare olarak yaptıkları şu anki ihaleyi de incelesinler. Teknik şartnameyi de inceleyip bir göz atsınlar. Aradaki benzerlik ve farklılıkları bir görsünler. Mutlaka bir kanaat oluşacaktır.
Bu ortopedi ihalesinin de elden geçmesi ve yenilenmesinde yani iptal edilip, yeniden diğer hastanelerin yaptığı ihalelerde göz önüne alınarak (çerçeve ihale kapsamında MDH- TOROS’a da bakılarak) Sağlık müdürlüğünden de görüş alınarak yenilenmesinde DEVLETİN çıkarı açısından fayda mülahaza etmekteyim. En azından bir incelesinler.
FTA belgeleri, CE belgeleri, TSE belgeleri kontrolü ile UBB kontrolleri yapılsın. Bu ihale sonrasında A malzemesi yerine B malzemesi verilmesi işi sıklıkla yaşanacaktır. Uzak doğu malları UCUZ diye hastaya takılacak ve sonrasında hasta enfeksiyonları oluşacak, yâda takılan malzemeler kırılabilecektir. Buda hastaları mağdur edecektir. Gibi sorgular ile her açıdan teknik şartname ele alınıp ihalede verilen fiyatlar ve malzemeler getirtilerek kontrol edilmesinde büyük fayda var.” Demiştik…
Çerçeve ihalenin uygulanmasında ihaleye çıkan ilgili birim alınacak olan malzemelerin istenilen evsaf ve niteliğe uygun UBB sağlık bakanlığı onaylı verilerini inceleyerek ve bunların teknik şartnameye uygunluğuna bakarak sonuçlandırıp, firmalar ile çerçeve sözleşmesini yaparak, bu sözleşme metnini münferit alımlara çıkacak olan bağlı birimlere göndermesi ve ihalelerde sadece fiyat alımı için geçerli olduğunu bildirmesi lazımdı.
Bu çerçeve ihale alımlarında iki aşamalı olup birinci aşamada teknik şartnameye uygun kalemlerin onaylanması, ikinci aşamada ise sadece o kalemlerin fiyat olarak alınması gerekirdi. Ama öyle yapılmıyor.
Çünkü sağlık il müdürlüğünde oluşturulan teknik dal uzmanı komisyon üyeleri bu incelemeye yapmadılar ve oradaki bir iki memur arkadaşa bırakarak işi ihmal ettiler. Buda şimdi kargaşaya mahal veriyor. Aynı zamanda teknik özelliğe uymayan ürünlerin onay alarak ikinci alımdaki haksız fiyat uygulamasına sebep oluyor.
Dolayısıyla da hastaneler tercih yaparken de ucuz fiyat pahalı fiyat diyerek devletin zararına sebebiyet veriyorlar, yâda biz zan altında kalmayalım diye ucuzu tercih ettik deyip işin içinden çıkıyorlar. Ama o ucuz olan hastada arıza meydana getiriyor, enfeksiyona yol açıyor, kırılıyor ve bu sefer tekrar ameliyata alınıyor. İkinci kez devlet para ödemek durumunda kalıyor. Araştırın bakın.
Şartnamede belirtilen ürünler tek bir adresi mi tarif ediyor, yoksa serbest rekabet oluşuyor mu? Yine bu şartnamede belirtilen ürünler ile teklif edeline ürünler uyumlu mu? Uyumlu değilse, fiyat farklılığı oluşacağı içinden haksız rekabet oluşacağı gibi, usulsüz alım gerçekleşecektir. Lütfen bunlara devlet adını, millet adına dikkat ediniz.
HİÇ O YERLİ OLMADILAR. KİMSENİN UMURUNDA OLMADI. “FİRMA, DOKTOR EL ELE, AYDINLIK VE MÜREFFEH GÜNLERE… (!)”
Niye böyle dedik?
Değerli ilgili yetkililer, sizin bilmediğiniz bir önemli husus var ki, bunu ancak kurumunuzun dışından DAL uzmanlarının gelip olaya bakıp değerlendirmesi ile ortaya çıkartabilirsiniz.
Çünkü kurumunuzdaki dal uzmanı arkadaşlar hepsi birbirini tanıyor, birbirinin eksiğini ve hatasını biliyor, hepsi “aman oyunbozan ben olmayayım” diyerek sesini çıkartmıyor, doğruyu ve gerçeği haykırmıyor. Sesini çıkartacak olsa onlarda baskı altına alınıyor. Geçmiş var geçmiş..
Geçmişteki yenen tatlı hurmalar bir bakıyorlar ki kendilerini de cırmalamaya başlamış. Ne yapsınlar?
O yüzden tıs yok.
Yetkili ve ilgili bu sesimize dikkat edecek, ne diyor bu adamlar diyecek ve orasının devlet makamı olduğunu unutmayacak, sorumluluğunun bilinci içinde tarafsız dal uzmanlarını çağırıp bu işlerde ihale ve alımlar gerçekleşmeden en ince ayrıntılarına kadar kontrol ettirecek.
Yoksa aynı tas aynı hamam DEVLETİN SOYULMASI devam eder.
O der ben yapmadım, bu der ben yapmadım. Öbüre der ki, ben dürüst adamım.
Kâğıt üstünde, işler ayna, kendin çal kendin oyna düzeni böylece devam eder. Yapmayın. Günahtır, yazıktır.
Vicdan taşıyan insanlara buradan sesleniyorum.
MDH- TOROS DEVLET- TARSUS DEVLET- SİLİFKE DEVLET başta olmak üzere tüm ilçelerdeki hastanelerde ORTOPEDİ, BEYİN CERRAHİ, KARDİYOLOJİ tek reçete alımlarını tek tek elden geçirin.
Ameliyat defterleri ile anjiyo defterlerini kontrol edip karşılaştırın.
Endikasyonlumu operasyon yapılmış, yoksa endikasyonsuz mu ona da bakın.
Birde Doktorun çalıştığı malzemeye bakın.
Niye hep aynı malzeme ve niye hep aynı medikal firma?
Bunu da bir inceden inceye araştırın.
Tek reçete alımlarda ameliyat öncesi ve sonrasındaki reçeteleri mutlaka DOKTORUN yazması gerekirken, medikal firma sahibi veya temsilcisi reçeteyi nasıl yazar?
Gelin bu işlerin tamamını kontrol edin.
2007- 2008- 2009- 2010- 2011 yıllarında yapılan ameliyatlardaki kullanılan malzemelerin reçetelerini önünüze alın ve tek tek kontrol edin.
Reçetelerin çoğunda Doktorların yazmadığını, firma sahip ve yöneticileri ile elemanlarının yazdığını bizzat tespit edeceksiniz.
Bu ne anlama geliyor?
Kanuni ve yasal bir uygulama mı?
Ve böyle bir şey nasıl olur?
Hadi, benim diyen, iyi niyetliyim diyen, ben onurlu ve gururlu namuslu iş yaparım diyen yönetici şu dediğimi dikkate alıp çok titiz araştırsın.
Yanlış ise bizi TEKZİP etsin.
Doğru ise gereğini yapsın. Cezalandırsın. Nerede o yürek?
Yine TOROS devletten geçmişte olan bir olay aktarmak isterim.
Olayı küllendirip, geçiştirdiler.
Niye?
Çünkü hepsinin birbirine olan açığı var da ondan.
Biri ses çıkarırsa, diğeri onun açığını arıyor, müfettiş gibi.
Peki, bu bakanlık müfettiş nerede?
Niye gelip bu işleri kendisi incelemiyor, araştırmıyor?
2007 de ikişer ameliyat yapılmış ve malzeme eksik ve yanlış verilmiş. SGK müfettişleri olayı çıkartmış. Bakanlığa bildirmişler. Ama aynı firma hastane ile iş yapmaya ve aynı doktor ile hızla çalışmaya devam ediyor.
Acaba niye?
Hiç araştıran soruşturan inceleyen var mı?
Acaba firma doktor ile ne gibi bir özel hususiyet içinde?
Doktora çıkan TAZMİN ’i doktor mu ödemiş, yoksa o firma mı?
Doktor ödemiş ise ödediğini gösterir makbuz ve belgenin tarihinde o parayı nereden bulmuş, hangi banka hesabından çekmiş, yâda neyi satıp savmışta o kadar parayı bulup götürüp devlete yatırmış?
Rakam büyük.
Şunu bir araştırın bakalım.
Sonrasında doktor firma el ele daha aydınlık ve mutlu günlere sloganı daha mı iyi çalışmış ona da bir bakın.
ÖNEMLİ BİR KONU, ortopedi alımlarında ihalede ucuz verilen kalemleri incelemeye alın. Birde fiyatı yüksek kalemleri incelemeye alın. Bakın işi onaylamadan bu dediklerimi en ince detayları ile düşünüp yapın. YİTEN GİDEN DEVLETİN HAZİNESİ, OLAN HASTAYA OLUYOR. Yazık ve günah… Sorumlu yöneticiler, devletin gömleğini giyenler dediklerime aldırış etsinler.
Ucuz fiyat atılan kalemleri inceleyin.
Bir yıl içinde kaç kez bu kalemler ile çalışılmış, kaç operasyon yapılmış?
Yani bu kalemler sıklıkla kullanılan kalemler mi?
Kullanılmayan malzemelerin fiyatları ucuz verilse bile devlete ne faydası var, ne getirisi var?
İşin getirisi kime?
İhalelerdeki bu türden malzemelerin en ince detaylarına kadar kontrolünü yapınız.
Bu arada şu malzemelere göz atınız.
Hangisi ÇİN- MALEZYA- HİNDİSTAN- PAKİSTAN malı ve ürünü?
Bu malzemelerin kullanımında hastalarda bir memnuniyet var mı?
Kaç hastada kullanılan malzemeler kırılmış, paslanmış, enfeksiyon yaşanmış?
Şunları ameliyat olanlar için ameliyat defterini elinize alarak tek tek hastaları huzura çağırıp sorarak bir araştırın.
Ama bu işi gizli yapın.
Bakın neler çıkacak.
Kaç kişide plak kırılmış, kaş kişide vida paslanmış, kaç kişide enfeksiyon olmuş, kaç kişide gerekmediği halde malzeme takılmış çıkartacaksınız.
Ama yapmazsınız.
Çünkü sizinde huzurunuz kaçar.
Uğraşmak istemezsiniz.
Ama kendi huzurunu bir kenara bırakıp, ikinci plana atarak, devletin ve milletin huzurunu daha önemli tutan ve öncelik tanıyan makamlarda var.
Meraklanmayın araştırılıyordur.
İnceleniyordur.
Biz yazmaya devam edeceğiz.
Mevla ne eylerse güzel eyler..
İşin garibi HİPOKRAT YEMİNİ edenler, bu yemine nasıl aykırı davranış sergileyebiliyorlar?
Medikal firmaların yazanelerinde viski yudumlayıp, sigara püfürdetenler, uzatmalı sevgilisinin içtiği sigarayı bile firmaya getirtenler olduğunu duyuyoruz şok oluyoruz.
Tarsus devletin işlerine el atınız.
Orada ameliyat defterini inceleyip, oradaki doktorların hangi firma ile sık sık çalıştığına ve hangi malzemeyi kullandığına bakınız.
Bu nasıl bir şeydir ki, her gelen hastada aynı teşhis ve aynı tedavi?
Hiç merak eden yok mu?
Bu Tarsus’taki vatandaşlarımızın hepsi aynı hastalık ve teşhisten mi muzdarip (!)
Aynısı diğer hastanelerimizde de geçerli..
Unutmayın dediğimi..
Takibe alın.
Başhekimler başta olmak üzere, SAĞLIK İL MÜDÜRLÜRE, GURUP BAŞKANLARI, KAYMAKAMLAR, VALİ YARDIMCILARI el ele verip olayların üzerine beraber gitmeli ve bu işleri sonlandırmalıdır.
Ama nerede, kimin umurunda?
Birilerinin umurunda.
Biz bunu denizin kenarındaki kumsala yazmıyoruz.
Dalgalar gelip alsın götürsün.
Burada resmi bir şekilde yazıyoruz. Ve ilgilenen, alakadar olan, inceden inceye araştıranlar olduğunu da unutmayınız..
Canlarım benim, canseverlerim benim…
Biz yazdıkça bir bakıyoruz firmalar el değiştiriyor, isim değiştiriyor ama aynı malzeme ve işlemler aynı doktorlar ile ne hikmet ise devam ediyor (!)
Sizce bu iş nasıl oluyor?
İçerde doktor, ilgili memur, ilgili firma el ele vermeseler bu işler gelişir mi?
Niye takip yok, Niye?
Firmaya vergi dairesinden 3–4 trilyon ceza çıkıyor, adam derhal kapatıp işi tasfiye ediyor bu arada yıllarca kendisinin çalıştığı doktor ve hastane içindeki kişileri işi terk ettiği adamlara lanse ediyor ve kendi kenarda işler ayna çal çal oyna düzeni devam ediyor…
Bir bakıyorsunuz firma yeni, ama yaptı işler ardı ardına gelişiyor (!)
Ardı ardına malzemeler veriyor, reçeteler çalışıyor…
Kardeş bu iş nasıl oluyor?
Firma daha yeni ve üç beş günlük…
Nasıl birden bire köprü kurdu ve işlere dört elle sarıldı?
Hiç merak eden araştıran yok mu?
Bu günlük de bu kadar.