HAYVANCILIKTA NEDEN GERİLEDİK?
“14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü”’nde çiftçilerimizin ve tüketicilerimizin refah içinde olduklarını yazmak isterdim.
Ancak çiftçilerimiz ve tüketicilerimizle hoşnut olmayan bir zaman sürecinde yaşıyoruz..
Sızlanmak yerine bu durumun kök nedenlerini aramak gerek. Bunu yapabilirsek çıkış yollarını bulabiliriz.
Türkiye’de, vatandaşların ete ulaşmaları hangi bahara kaldı bilinmiyor.
Et fiyatları neden giderek artıyor ya da hayvancılıkta neden geriledik?
Bunun cevabını neden-sonuç ilişkileri bağlamında aramadan, sağlıklı sonuç ve önlemler üretemeyiz.
Kanımca bunun cevaplarından birisi de “Tarımsal Kitlerin Özelleştirilmesi” idi.
Tarımsal Kitlerin İşlevleri Neydi?
•Tarımda verimliliği yükselterek önemli düzeyde üretim artışına neden olmuşlardı.•Kırsal kesimin alt yapısını ve hizmetlerini sağlamışlar, göreli zenginleştirilmesine katkıda bulunmuşlardı. •Kırsal kesimin eğitim düzeyini yükseltmişlerdi.•Köylüyü ağaların ve yabancı güçlerin denetiminden belirli düzeylerde kurtarmaya çalışmışlardı.
•Köylü ile devlet arasında bağı güçlendirerek, ulusal bütünlüğün pekiştirilmesinde rol oynamışlardı.
Tarımsal Kitlerin Özelleştirilmesinin 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi ile Bağlantısı Var Mı?
Önce 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi’nin ekonomi-politiğine bir bakalım. O yıllarda Türkiye sistem içinde de olsa ekonomi-politik açıdan göreli olarak daha bağımsız bir noktaya gelmiş ve sosyal uyanış hız kazanmıştı. İç ve dış egemen güçler buna izin vermek istemedi.
Bu amaçla sağdaki ve soldaki gençlerin çatışmaları bilerek körüklendi, düşman gruplar yaratıldı ve iç çatışmayı durdurmak gerekçesiyle darbe gerçekleştirildi. Askeri darbenin halkın gözünde meşru görülebilmesi için terör ve anarşi olaylarının üzerine bilerek gidilmedi, darbe yapmak için koşulların olgunlaşması beklenildi.
İsterseniz,1980 yıllardan sonra doğanlara ve / ya da bilmek istemeyenlere, Birleşik Krallık yayın organı BBC tarafından yayınlanan ve gizliliği kaldırılan 12 Eylül Askeri Darbesi’ne ilişkin ABD Dışişleri Bakanlığı belgelerini anımsatalım.
Belgeler, 12 Eylül 1980 ile 5 Kasım 1980 tarihleri arasında ABD’nin Ankara, İstanbul ve İzmir’deki diplomatik temsilciliklerinden Washington’daki Dışişleri Bakanlığı ile diğer ülkelerdeki temsilciliklerine gönderilmiş 10 adet yazışmaya dayanıyor.12 Eylül darbesini 1970’li yıllarda CIA’nin Türkiye Şefi olan Paul Henze, ABD Başkanı Jimmy Carter’a “bizim çocuklar başardı” diye haber vermişti.
Darbeyi yapan bütün cuntacılar da, bildirilerinde “NATO dâhil bütün ittifaklarımıza ve taahhütlerimize sadığız” diye kendilerine destek veren dış güçlere bağlılık sözünü en baştan vermişlerdi. Bu bile darbelerin ardındaki Batı desteğini anlamak için başkaca kanıta da gerek yok olduğunu göstermiyor mu?
Ve de 12 Eylül 1980 yöneticileri ve onlardan sonra gelenler, aşama aşama Türkiye’yi daha yüksek düzeyde emperyal kapitalizminin denetimi altına sokmak, bir başka deyişle sisteme daha bağımlı duruma getirmek için; devletin piyasa malları üretimi, piyasayı düzenlemede kural koyucu işlevi ve sosyal devletle ilgili kamu hizmetleri gibi başlıca üç müdahale alanından çekilmesi uygulamalarını gerçekleştirdiler.
Bu kapsamda devletin küçültülmesi uygulamalarının bir aracı olarak özelleştirmeler, süreç içinde devreye sokuldu.
Kitlerin Özelleştirilmesiyle Neler Oldu?
Özelleştirme için KİT’ler karadelik ilan edildi. Sanayi ve tarım kitlerinin zararlı duruma gelmesi için ne gerekiyorsa yapıldı.
Böylelikle, tekelci sermayeye yeni kar alanları açıldı. Devlet, sosyal niteliğinden uzaklaştırılarak, devlet-yurttaş ilişkisi yerine tüketici ilişkisi oluştu ve yurttaşın devletle bağı, en alt düzeye indirildi.
Tarımsal KİT’ler ile de kendine yeter duruma gelen Türkiye’nin, besin güvencesi açısından çökertilmesi gerekiyordu. Tarımsal KİT’lerin özelleştirilmesi de bu bağlamda gündeme geldi.
Özelleştirilmesi ile ortaya çıkan olumsuzlukları, hayvancılıkta öne çıkan dört Tarımsal Kit’den örnek vererek açıklayalım.
SEK Neden Özelleştirildi?
Süt Endüstrisi Kurumu(SEK)’ in özelleştirilmesi ile üreticiden çok ucuza alınan süt, tüketicilere de yüksek fiyatta satılmaya başlandı. Üretici süt fiyatlarının belirlenmesi, yerli ve yabancı sanayicilerin denetimine girdi. Yem ve diğer girdiler arttığı halde üretici süt fiyatları artmadı, aksine göreli olarak düştü.
YEMSAN Özelleştirildi ve Çiftçi Özel Yem Fabrikalarının İnsafına Bırakıldı.
Yem Sanayi A.Ş. (YEMSAN)’nin de özelleştirilmesiyle Türkiye Hayvancılığı onarılmaz yaralar aldı. Ürün fiyatlarında istikrar olmayışı ve hızlı düşüşler olması nedeniyle hayvan yetiştiricileri hızla fakirleşti. Hayvanlarını elden çıkardı ve kasaba gönderdi. Hayvan sayılarında önemli azalmalar oldu. İçinde yaşamakta olduğumuz süreçte, Türkiye kırmızı ette kendine yeterli olmaktan çıktı, canlı hayvan ve et ithali sürekli duruma geldi.
EBK, ESK’na dönüştürüldü ve İşlevsiz Duruma Getirildi.
Et Balık Kurumu(EBK),Et ve Süt Kurumu(ESK) dönüştürüldü. Ancak elindeki kurumları büyük ölçüde sattığı gibi günümüzde piyasaya müdahalesi neredeyse yok duruma geldi.
TİGEM’lerin Devreden Çıkarıldı.
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM)’lerin özelleştirilmesi sürecine sokulması ile de birçok Tarım İşletmesi (Tİ) 30 yıllığına kiraya da verilerek elden çıkarıldı. Elden çıkarılması için Tİ’lerin zarar etmesi için her türlü iş yapıldı. Örneğin, alt yapı hizmetleri ihmal edildi, ekonomik ömürlerini tamamlayan iş makinaları yenilenmedi ve de çalışan mühendis ve yöneticilerin iş görme ve üretme istek ve coşkuları geriletildi. İlk aşamada Acıpayam, Çiçekdağı, Gelemen, İnanlı, Gökçeada, Ardahan, Hafik, Boztepe ve Kazova Tİ’leri özel sektöre kiralandılar ya da kapatıldılar. Günümüzde de bu süreç devam ediyor. Bunun sonucunda Türk Çiftçisi, damızlık hayvan ve sertifikalı tohumlukta dışa ve tekelci sermayeye bağımlı duruma getirildi.
Kimileri, “Hayvancılıkta Neden Geriledik?” konusunu özelleştirmenin bir sonucu olarak da değerlendirmemi yadırgayabilir, ya da karşı çıkabilir. İçinde yaşamakta olduğumuz süreci, neden-sonuç ilişkileri bağlamında irdelemek zorunluğu vardır. Gerisi,eskilerin deyimiyle “laf-ı güzaf”tır.
Anımsatalım; TARIMSAL KİTLERİN TEMEL İŞLEVİ, TARIM ÜRÜNLERİNİN FİYAT OLUŞUMUNDA DÜZENLEYİCİ OLMALARIYDI. BU İŞLEVLERİ NEDENİYLE ÜRETİCİLER, YERLİ VE YABANCI BÜYÜK SERMAYE GRUPLARININ VE TEŞKİLATLANMAMIŞ KREDİ PİYASASININ EGEMENLİĞİNDEN BELLİ ÖLÇÜLERDE KENDİLERİNİ KURTARABİLİYORLARDI. BU KURUMLARIN ÖZELLEŞTİRİLMESİ, KİMİLERİNİN DE KAPATILMASIYLA ÜRETİCİLER SAHİPSİZ BIRAKILDILAR.
ÇİFTÇİLER GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN