haberanaliz
Dr.Binhan OĞUZ

Dr.Binhan OĞUZ

Mail: binhanoguz@gmail.com

HUBUBATTA RUSYA’YA BAĞIMLILIK: TARIMA DESTEK ŞART

HUBUBATTA RUSYA’YA BAĞIMLILIK: TARIMA DESTEK ŞART

İstanbul Ticaret Odası tarafından Kasım 2003 yayınlanmış olan araştırmam Türkiye, Rusya, Ukrayna Bölgesel Ekonomik iş birliğine odaklı olduğundan ve bölge ileilgiligüncel gelişmeler birkaç zamandır ben de endişe uyandırdığından Rusya ‘ya bağımlılığımızı 2000’ler başı ile bir mukayese edeyim Haber Analiz okuyucuları ile paylaşmak için dedim… Türkiye, enerjiden sonra tarımda da her geçen yıl Rusya'ya daha bağımlı hale gelmiş. Özellikle stratejik ürün buğdayda, ithalatın yüzde 74,8'i Rusya ve Ukrayna'dan yapılıyor

1999’da Rusya’dan ithalatımızın %70’ni enerji ve demir-çelik oluşturmakta yazmışım veHububat ithalatı 14. Sırada

Toplam Türkiye ithalatında Rusya bugün %8’i aşan bir pay ile 3. sırada; 2020 yılı verilerine göre Türkiye Rusya’dan 18 milyar dolar ithalat yapıyor (Trademap Şubat 2022) ve Hububat ithalatı 3. Sıraya gelmiş. (Konu gıda, ekmek olduğundan Enerji bağımlılığımızdan da önemli) 1, 7 milyon dolar tutarındaRusya’dan hububat ithalatı…Ağırlıklı olarak Türkiye Rusya’dan, 1,5 milyon dolar yani 6,5 milyon ton buğday, mahlut ithal etmiş. GTIP kodu 100199 olan Buğday (makarnalık durum buğdayı hariç ve Mahlut) Türkiye’nin Rusya’dan en çok ithalatını yaptığı hububat kalemi…

Ayrıca, 2016-2020 arası bu ürün grubu ithalatı %37 artmış.

Birçok üründe olduğu gibi stratejik ürün buğdayda dünya üretiminde 11. sırada olan Türkiye'de her yıl, 20-22 milyon ton buğday üretiliyor. İhtiyaç ise yıllık 23 milyon ton civarında diyor görüşlerine başvurduğum sektör yetkilileri. Yani açık ve net olanyurt içi tüketimin sağlanması için buğday ithalatına ihtiyacımız var.

Ve az önce de değindiğim gibi en önemli tedarikçilerimiz Rusya ve Ukrayna ama AB de de ciddi bir buğday üretimi olduğuna dikkat çekiyor yetkililer…yani Rusya ve Ukrayna’da işler daha karışırsa AB’den buğday alma ihtimalimiz var…Fakat tabi fiyat aynı olmayacak…Rusya’dan alınan buğdayın tonu 232 dolar (Trademap 2022: 2020 verileri) oysa Fransa’dan alınan buğdayın tonu 1 326 dolar…

Dolayısıyla ihtiyacımızın eksik olan kısmında tedarikteboşluk olmayacağını düşünüyorum ancak buğdaydaki bağımlılık maliyet artışı yükü getirebilir tam da gıda enflasyonunu dizginleme girişimleri yolda iken…

Konu ekmeklik buğday öncelikle ama ben daha önce incelediğim makarna, bulgur sektörünün göz bebeği durum buğdayına da bakalım derim.

2015 yazında Mardin’de bir kurumumuzun iş birliğinde “MARDİN’in Bulgur ve Makarnasının Uluslararası RekabetçiliğininGeliştirilmesi Projesi” kapsamında yöre firmalarına ziyaretler yaparak potansiyeli değerlendirmeye çalışmıştım…

Bulgur ve makarna üretim, satış ve ihracatı yapan küçük ve orta büyüklükteki 10 kadar işletmeyi inceleyerek özellikle yabancı ülkelerdekiteşvik mekanizmalarının belirlenmesi veithalatçıülkelerinaldığıönlemlerkarşısındaTürk makarna ve bulgur sektörünün konumunun tespit edilmesine gayret etmiştik…Hatırladığım kadarı ile 190430 GTIP numaralı Bulgur ve 1902 GTIP numaralı Makarnaya ek olarak 110429510000 GTIP numaralı aşurelikbuğdayın da incelenmesi talebi üzerinehepsinin Türkiye ihracatı açısından detaylı analizi yapılmıştı.

2014 yıl sonu itibariyle dünya bulgur ihracatında ilk beşte yer alan ülkeler sırası ile Türkiye, Belçika, ABD, Almanya ve Fransa olurken, Türkiyedünya toplam bulgur ihracatından %73,6 oranında ciddi bir pay alarak, rakiplerine göre fark yaratmıştır” diye yazmışım.

Eldeki güvenilir uluslararası son veriler 2020 yılına dair ve %68,7 ile Bulgur ihracatında, 2014’e göre pazar payı kaybetmiş olsak da dünya liderliğimizi ortaya koruyabilmişiz…ilk 5 yine aynı ülkeler….

“Türkiye’de bulgur üretimi sert durum buğdayındangerçekleşmektedir. Dünya durum buğdayı ekim alanının yaklaşık 16,7 milyon hektar olduğu tahmin edilmektedir. Uluslararası Tahıl Konseyi’nin (IGC) verilerine göre; 2010/11 sezonunda 34,9 milyon ton olan dünya durum buğdayıüretimi, 2011/12 sezonunda yaklaşık 2 milyon ton artarak 36,7 milyon tona ulaşmıştır.” Diye yazmışız

Durum buğdayıüretiminde ilk sırada yer alan ülkeler ise Kanada ve baştaİtalya olmak üzere AB ülkeleridir. Durum buğdayıüretimindeTürkiye’nin konumuna bakıldığında ise;
TUIK verilerine göreTürkiye’de durum buğdayı ekim alanı 2014 yılında 12,7 milyon dekariken 2019 yılında 11 milyon dekara düşmüş, 2020 yılında 12,6 milyon dekara, yaklaşık 2014 değerlerine dönmüştür. Tabi okuyucuyu sayılara boğmak değil amacım ama dünya lideri olduğumuz bulgur için gereken durum buğdayının dahi son 10 yılda iki adım ileri gitmediğini göstererek kaygılarımı paylaşabilmek ve belki yetkili vicdanlı beyinlere “zenginlikburada haydi kolları sıvayın” diye seslenebilmek.

2015 yılındaki raporun 51. Sayfasında eksizsiz şunları kaleme almışım o zaman:

“Sektörün Zaafları ve Kamudan Çözüm Bekleyen Sorunlar

  • Durum buğdayı ekim alanlarının azalması
  • Durum buğdayı veriminin düşük olması (Dekar başına verim 2004-2013 ortalamasında 252 kg olup (2013 yılında 319 kg)
  • Durum buğdayında ithalata bağımlılıktaartış
  • Mamul üretimindekiartışa paralel bir üretimolmayışı (TMO’nun 2011 yılında "Kaliteli Üret, Daha Fazla Kazanç Elde Et" sloganıyla başlattığı Proteine Dayalı Alım Sistemi ile ürünlerin kalitesinde artış sağlanmış ancak ileriye dönük daha az sıkıntı olması beklenmektedir)
  • Dünya fiyatlarından yurt içi veya ithalattan hammadde tedarik edilemeyişi
  • Çok fazla çeşit tohumluk olması ve ürün tedarikte standardizasyonun zor oluşu Tohumda sertifika olmaması
  • Çiftçi denetimlerinde eksiklikler

TÜİK verilerine göre; Türkiye durum buğdayıüretiminde 2004-2014 yılları arasında en yükseküretim miktarına 2004 yılında ulaşılmıştır. 2004 yılında 5 milyon ton olarak gerçekleşenTürkiye durum buğdayıüretimi, 2020 yılında 4 milyon tona gerilemiştir. Yazıktır, günahtır…Ülkemizde bulgur ve makarna için gerekli durum buğdayının toplam buğday ekim alanı oranı %18,7 (2020) …Hububat ithalatına gerek var dedik, ihtiyaçlara göre eksiğimiz var bildik de…bu 10 yıl önce de aynı idi…ithalata ayırdığımız dövizi üreticiye versek daha akılcı olmaz mı acaba diye soruyor insan … ister istemez hangi iller durum buğdayında önde geliyor diye bakınca yıllar önce çalıştığım Mardin dışında Ş.Urfa, Diyarbakır, K.Maraş’ı seçip diyorum ki…üreticinin burada desteklenmesi ile “sorunlu illerimizin işsiz, aşsız gençlerine umut olunsa fena mı olur…hem civardaki makarna, bulgur firmalarına fayda, hem tarlasında kalmak isteyen çiftçiye kazanç…destekler hem Rusya, Ukrayna gibi çetrefilli ülkelerin doğuracağı risklere maruz kalmaktan korur, hem ihracata, işsizliğe merhem olur, hem gıda fiyatlarının zıplamasını engeller…amaçlanan da bu değil mi zaten? Ben mi yanılıyorum?