İĞNEADA KIYI KUMULU
İğneada kumulu Kırklareli’nin Demirköy ilçesi sınırları içindedir. Uzunluğu 16.830 m ve en geniş yeri 155 m.ye kadar çıkar. Kıyı kumulu, 1965-1972 toprak haritalarına göre Türkiye’nin 13 üncü en uzun ve 25 inci en büyük kumuludur.
İğneada, birçok yaşam ortamına (ekosistem) sahip olup kıyı kumulu bu ortamlardan biridir. Kıyıda deniz içinde “Deniz Çayırları” ilk kuşakta olup ikinci kuşakta “kıyı kumulu”, üçüncü kuşakta “Çayır” ve dördüncü kuşakta “Longoz Ormanları” yer almaktadır. İlk 3 kuşak sahasında “Kıyı Tuzcul”, “Tatlı su Bataklık Alanı” yaşam ortamları da bulunmakta. Yine kıyıda “Göl” ve “Akarsu” yaşam alanlarını da görmekteyiz. Bu yaşam ortamları içinde de çeşitli ortamlar (habitat) bulunmaktadır. Örneğin kıyı kumulunda denizden içi kısımlara doğru “Plaj”, “Hareketli kumul”, “Sabit kumul” ve “Kıyı makisi” kuşakları bulunmaktadır.
Aliye Gonca Bozkaya’nın yaptığı yüksek lisans tezinde 1984 yılında 247 ha olan kumul alanı 2010 yılında 624 ha. olmuştur. Türkiye’de son 40 yılda kumul alanın bu denli büyüdüğü tek kumul alanı İğneada kıyı kumuludur.
Ali Kavgacı’nın yaptığı doktora tezine göre İğneada kumul florasında 140’dan daha fazla bitki türü bulunmaktadır. Bu türler içinde dünyada sadece Türkiye’ye özgü (endemik), Türkiye için nadir ve Bern Sözleşmesinde yer alan bitki türleri bulunmaktadır.
Yine Ali Kavgacı’nın doktora tezine göre kıyı kumulunda 2 bitki topluluğu bulunmaktadır.
- Otantho-Leymetum sabulosi
- Medicago rigidula-Cionura erecta
İlk bitki topluluğu dünyada sadece Türkiye’de bulunmaktadır. İğneada’nın dışında biz Kasatura (Tekirdağ), Terkos, Karaburun, Akpınar, Kilyos, Gümüşdere (İstanbul), Karasu ve Kocaali (Sakarya) de bulmuştuk. Ancak bu yerlerden Akpınar’ı 3 üncü havaalanı, Kilyos’u Boğaziçi Üniversitesi, Gümüşdere’yi bir kooperatif, Karasu’yu yerleşme yerleri yok etti. Diğer yerlerde ise bu bitki topluluğunun varlığını sürdürdüğü hakkında şüphelerimiz var.
1994 yılında Mert Gölü ve çevresi adı altında bir alan 1. Derece doğal sit alanı ilan edilmiş. Amaç kıyı kumulunu korumak olmasa da kumulun bir kısmı bu alan içinde kalmakta. Bunun dışında İğneada kumulunu koruma çabası hiç olmamış. Ancak buradaki kıyı kumulunun yok edilmesi için planlar yapılmış durumda. Bulgaristan sınırına kadar yapılması planlanan Batı Karadeniz Otoyolu projesi tıpkı Antalya-Gazipaşa arası ile Samsun-Hopa arası çift yol yapımında kumulları yok etmesi gibi buradaki kumulları yok edecek. Ayrıca Kültür ve Turizm Bakanlığı 2007 yılında İğneada bölgesini turizm alanı olarak saptamış ve bu kararı Resmi Gazete’de yayınlamıştır. Bu iki proje yanında burada kum çıkarımı oluyor, plaj tesisleri ve resmi yaz kampları var, yaz aylarında yoğun turist geliyor, araçlar kum üzerinde geziyor ve hayvan otlatması var.
Bu arada İğneada kumunun kuzeyinde Bulgaristan sınırında Beğendik kıyı kumulu bulunmakta. Bu kumulun civarında termik santral projesi bulunmakta. Yani hiçbir kumulun yaşaması için bir ümit bırakılmamakta.
Ancak kumulun gerisindeki longoz ormanını korumak için genelde kâğıt üstünde kalan koruma çabaları görmekteyiz. Çünkü bu alanda ağaçlandırma ve yazlık ev yapımı gibi tahribatlar devam etmektedir. Bu alana 1978-2007 yılları arasında Yaban Hayatı Koruma Sahası, Tabiatı Koruma Alanı, 1, 2 ve 3. Derece Doğal Sit Alanları ve Milli Park gibi koruma statüleri verilmiş. Bakalım bu statüler longoz ormanlarını Batı Karadeniz Otoyolu ve İğneada Turizm Alanı projelerinden koruyabilecek mi?