İhale Başını Duman almış, Sebep olanları yiyelim arkadaşlar!

Devletin kör kuruşunu heba eden kimse, ALLAH ONUN GÖZLERİNİ KÖR ETSİN!

Tüyü bitmedik yetimin hakkı, şehidin hakkının olduğu BEYTÜL MAL dediğimiz devletin kasasını hor kullanan, kullandıranın ALLAH BELASINI VERSİN!

Makamlara bu benim adamım, bu bizim işi yapar, bunun kellesini koparın, bu işimize çomak sokar düşüncesi ile siyaset ticaret el ele vererek adam oturtuyorsa ve buna seyirci kalınıyodrsa, Ehliyet ve liyakat gözetilmeden makama adam oturtuluyorsa, performansı düşük olduğu halde makamda tutuluyorsa, makamda iken soruşturma geçirdiği halde görmezden gelinip tekrar görev veriliyorsa, makama geldiği günden beri devlete tek bir kuruş kazandırmamış, aksine aldığı maaşı ve ek ödemiyi bile haketmemiş insan makamda tutuluyorsa, bu işe sebep olanları ALLAH KAHREYLESİN!

Diyecek başkaca sözüm kalmadı!!!

Size siyaseti aktif olarak yaptığım günlerde (12 yıl önce aktif siyaseti bıraktım. Şimdi akratacağım olay ise 20 yıl oluyor) o zaman güçlü bir başkanımız, bir memuru görevinden aldırıp, il dışına sürgüne gönderiyor.

İlgili memur benim birkaç yakınımı bulmuş, bana ulaşmış. Dinledim. Suratında tertemiz bir ifade var. Allah bilir tabi. Adama şu işin gerçeğini anlatt dedim. Bana inanıp güvenip anlattı.

Kendi kendime, YUHH!!! Dedim.

Bu mu siyaset, bu mu ilkeli olmak, ahlaklı olmak, devlete ve millete hizmet etmek için siyasete soyunmak (!)

Hemen başkana gittim. Durumu anlatıp bu işi düzeltelim, günah diyeceğim.

Daha olaya başlar başlamaz sözümü kesti, dinlemeden, “o, benim için hırsız” demiş dedi.

Dondum kaldım.

Böyle bir şey demesi mümkün değil.

Ama bizim başımızdaki başkan, böyle buyuruyor.

Yersen!!!

Böyle diyor ki, işi şahsi mesele haline getirip, içinden çıkılamaz duruma düşürüp, kimse kendinden ricacı olmasın!!!

Harcadılar o memuru.

Ama ALLAH ÇOK BÜYÜK. Dünyalık yapacağız diye harcarsanız, gün gelir harcanırsınız. Herkesin hesabı varsa, YÜCE ALLAHINDA BİR HESABI VAR, bunu unutmayın!!!

Bunu niye anlattım?!

Benzer olaylar aradan 20 yıl geçmesine rağmen günümüzde yeniden yaşanıyor da ondan.

Diyorum ya, siyaseti namuslu adamlara yaptırmazsanız, namussuzluk alır başını gider.

Boşuna dizinizi dövmeyin.

Yesin ağa, çalsın ağa, götürsün ağa, bizede nasılsa düşer, tabağın kenarıda da bize de kalır, bal tutan parmağını yalar, MANTIĞI İLE YAPILANLARA ÖDÜN VERİRSENİZ, şakşakçılık yaparsanız, görmedim, duymadım, bilmiyorum derseniz, bi tarafınızın yaşı hiç kurumaz.

Olan bu ülkeye, devlete, millete, milletin ve devletin geleceğine olur….

Yazık değil mi bu devlete, ülkeye, millete???

Yazıyorum, uyarıyorum, KÖTÜ ADAM İLAN EDİLİYORUM…

Vurun diyorlar, vurun bu adama.

VURUN KARDEŞİM VURUN…

BİR SİZ KALMADINIZ VURAN.

SİZDE VURUN.

EKSİK KALMAYIN, KADROYU TAMAMLAYIN…

Bu dünyalıklarınız için her karşı çıkana, eleştirene, yanlışınızı söyleyene, yetimin şehidin hakkını koruyana vurun bakim, sonu ne olacak?!

Kiminiz dindar, kiminiz milliyetçi, kiminiz sosyetiksiniz…

El ele vermişsiniz, devleti kemirmeye yemin etmişsiniz (!)

Yarın ne olacak?

Bu işin öte tarafı yok mu?

Nasıl dindar, mütedeyyin, milliyetçi, mukadesatçısınız, siz ki, AHİRETİ düşünmüyorsunuz?!

Buradaki adaleti ayarladınız, korkmuyorsunuz diyelim (!)

Yüce Allahın adaleti ne olacak?

Onu da ayarladık mı diyorsunuz (!)

Yaşarsak, hepimiz, birbirimizin sonunu göreceğiz.

Yüce Allahın işi yarına kalır ama, kimsenin YANINA KALMAZ!!!

Siyaseti AKTİF yapanlar akıllarını başlarına toplasınlar.

Firmalar, taşeronlar, müteahitler bürokrasiye eğemen olurlarsa, ihaleyi hazırlayanlar, şartnameye imza koyanlar, alt yapısını hazırlayanlar ile ihale gününden bir iki gün önce o kuruma gelir, oradaki bürokraside kurduğu kadro ile resmi odaya kapanır, 2,5 saat görüşür, sonra çıkar gider, ertesi günde İHALEYİ alır.

Tabi üç liralık iş, 25 liraya verilir. Buna sebep olan herkesde, boyu ve gücü oranında nemalanır…

Vaktiyle yenen tatlı hurmalar, gün gelir adamı acı acı çırmalar….

Siz hiç meraklanmayın.

Devlet boş değil, kimse uykuda değil.

Elbet bu işleri takip edenlerde var…

El etek öperek şimdilerde bu durumları görmezden gelmelerini sağlıyor olabilirsiniz, ama bunun yarını var.

BENİM ALLAHA İNANCIM, DEVLETE OLAN GÜVENİM TAMDIR…

Kim kimin akrabası, kim kimin yakını, kim kim ile iş tutuyor, kim kimin bürosunu kullanıyor, kim kimi neden ısrar ile bir makamda tutuyor ve makama getiriyor, kokusu yarın çıkar.

Makama oturan susar, makamdan inen bağırmaya başlar…

Bu arada sıkışıp EMEKLİ OLMAK İÇİN dilekçe veren, sözde kahraman milliyetçi bürokratlarımızı duydum.

Etrafa üfürük yapıyorlar.

Aha da yazıyorum, birkaç gün sonra vazgeçerler.

Biz bu filmi çok gördük.

Yazımın başlığı “İhale Başını Duman almış, Sebep olanları yiyelim arkadaşlar!” bu idi.

Şimdi tirilyonluk ihaleyi bozan, devletin kılıcını çeken, devletin hakkını gözeten, tüyü bitmedik yetimin, şehidin hakkını gözetenler bakın bu sözleşme imzalandığında nasıl kadro dışı bırakılacaklar ve sürüm sürüm süründürülecekler, hep birlikte göreceğiz…

Makama geldiği günden beri yalakalıktan başka bir şey yapmayan, partinin çaycısına bile hazırola geçenlerin makamda nasıl tutulduklarını, korunup kollandıklarını görürsek şaşmayın….

İnşallah yanılırım!!!

İnşallah beni utandırırlar….

Bu günlük bu kadar. Teyzemin eşi canım eniştemi kaybettik. Acımız büyük. Cenazeye katılacağım.

Yarın çok önemli bir hususu dile getireceğim, bakalım birilerinin yüzü kızaracak mı?!!

Geldik şimdi, Meşhur, KİM ÜZERİNE ALINIRSA KEFEN ONUNDUR bölümümüze....

Bu günkü hiciv ve taşlamamız aşağıda. Kalem şairimizin;

SİLAH VERİN BEYLERE

Artık çeneler sustu, iş düştü şimdi ellere

Kırıkkale kurtarmıyor mağnum gerek beylere

Parayla, pulla seçimi alırız sanıyorlar

Dilekçe yazıldı, silah verin beylere

Kapıcıya bıçak vermeyin çekmesini bilemez