İşler yavaş yavaş su üzerine çıkıyor..
Size her zaman DEVLETE olan inancınızı yitirmeyin diyorum.
Bakın Devlet yavaş yavaş da olsa olayları takip ediyor ve gereğini yapıyor.
Her ne kadar bir kısım idareciler olayları kapatmaya yönelik hareket ve tavır içine girseler de, bu devletin gerçek sahipleri uyumuyor.
Sürekli hareket halindeler.
Tüyü bitmedik yetimin, şehidin, fakir fukaranın hakkını koruyorlar.
Yani yalnız değiliz.
Yazdıklarımızla ilgili GEREĞİNİ gerektiği şekilde yapması gerekenler bir türlü yapmıyorlar da, bizim hakkımızda olur olmadık iftiraya ve pisliğe kalkışıyorlar. Oysa önce oturdukları koltukların hakkını vermeleri gerekir.
Neyse..
Dün ve önceki gün hani şu BAKANLIK MÜFETTİŞLERİNİN 2011 sene sonu itibari ile ilimiz genelinde yaptıkları genel teftiş vardı ya.
Hah, işte onun sonuçlarını ele geçirdim.
Amanın neler var neler.
Ama Genel teftiş olduğu için her hangi bir ceza önermemişler.
Sadece, şunu bulduk, şu eksiği gördük, şöyle olması gerekirdi, neden böyle oldu, böyle yapın, şunu düzeltin gibi öneriler, eleştiriler ve sorular sormuşlar.
Her genel teftişte olduğu gibi.
Diyeceksiniz ki ne var?
Çok şey var.
Benim aylardır, yıllardır burada ortaya koyduğum USULSUZ, YANLIŞ, KANUNA VE NİZAMA aykırı çalışmaların birçoğunu genel teftişi yapan bu BAKANLIK MÜFETTİŞLERİDE sorgularına almış uyarmışlar.
Denetim sonuçlarını bildirir raporlarını il müdürüne bizzat teslim etmişler.
İl müdürünün teftiş defterine yerleştirmişler.
O da özel kalemden 27 Aralık 2011 gün 53381 sayılı kendi imzası ile ilgili teftiş edilen birimlere tebliğ yapıp acele gereğini yapın uyarısında bulunmuş.
Sağlık Bakanlığı teftiş kurulu Başkanlığının 11/10/2011 tarih 11100 sayılı iş emirleri ile yapılan teftiş sonucunda müfettişlerin eleştiri ve önerilerini içeren raporlar alelacele ilgilileri tarafından cevaplandırılıp gönderilmiş.
20.12.2011 gün ve 136/69 sayılı denetim sonuçları bildirimi ortada.
Bakanlık müfettişliğinin 25.10.2011 tarih ve 136/65 sayılı yazıları da açık.
Saklı gizli.
Ama ne kadar saklarlarsa saklasınlar, yapılan işlerdeki eksiklikler belli ve biz bunların çoğunu daha önceleri yazıp uyarmışız.
Ama dikkate alan olmamış.
Mersin ilindeki 11 Devlet hastanesi, 1 Ağız diş sağlığı Merkezi, ile 11 özel hastanenin) teftişlerinde nelere rastlanmış (!)
Neyse o rapora daha sonra detayları ile değineceğim.
Şimdi bir hususun altını daha çizmek istiyorum.
Devletin resmi arşivi devletin kendi kurumunda olur.
Olması gerekir.
MDH dışarıda arşiv kiraladığında yapmayın derken, bize dil çıkartanlara, devlette çok güzel sopasını göstermiş.
Bakanlığın bu konudaki uyarısını ve resmi yazışmalarını bile dikkate almayanlar gittiler dışarıda arşiv için yer kiraladılar.
Ve günlerce oraya taşıdılar.
Resmi dosyalar, hasta bilgileri, tüm dosyalar.
Bu genel teftişe gelenler o arşivi gezerken kızdılar, ilgili memuru bulamadıkları için ilgililere birde fırça çekmişlerdi.
O da önemli değil.
Bizim dediğimize geldi.
Şimdi resmi olarak müfettiş raporu uyarısı ile “bu arşivi derhal eski yerine, kendi içinize alın, özel yerden taşıyın” emri geldi.
Çünkü yasaya, kanuna, yürürlükteki mevzuata ve bu hususlardaki örf âdete aykırılık teşkil ediyor.
Şimdi ne yapacaklar?
Orasını kaç yıllığına kirasını ödeyerek tuttular.
Boşaltınca ne olacak?
Kirayı veya anlaşmayı yok sayamayacaklarına göre, orasını bir başka amaçla kullanacaklardır diye düşünüyorum.
Çünkü bu sefer devlet zararı oluşacak.
Oluşmasın diye alternatif üreteceklerdir.
Hey yavrum hey...
Yazık yahu..
Bunun detaylarına da sonra değineceğim.
Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin genel teftişi ortaya çok yanlış işleri çıkardı da, MALİYE BAKANLIĞININ kontrolörlerinin yaptığı incelemelerde ne çıktı?
Orada da sıkıntı büyük…
Onlarda MDH, Kadın doğum ve çocuk, Toros devlet, Ağız diş sağlığında tespit ettikleri (31.10.2011 – 4.1.2012 tarihleri arasındaki) yapılan incelemelerde usul ve esaslar açısından yanlışlar ve eksiklikler tespit ettiler.
31.12.2011 tarih ve 95/CR. 1/3 sayılı cevaplı raporu sunan maliye yetkilileri bu sorgularının cevabını istediler.
İnceleyin güler misiniz, ağlar mısınız anlarsınız.
Devletim.
Canım devletim.
Kimlerin elinde oyuncak olmuş.
Siz makamlara insanları getirirken, yaşına, başına, liyakatine, tecrübe ve bilgisine bakmadan adam getirirseniz olacağı budur işte.
Olan devlete olur.
Devletin kasasında hakkı bulunan tüyü bitmedik yetime, fakir fukaraya, garip gurebaya ve tüm millete olur.
Yazıktır.
Daha fazla dikkatle makamlara adam oturtmak lazım geldiği her geçen gün ortaya çıkmaktadır.
Bu sorgulara ve verilen cevaplara da daha sonra detayları ile ayrıca değineceğim.
Şimdi geleyim MERSİN TOROS DEVLET HASTANESİNDE dün gelişen olaylara.
Mersin emniyet Müdürlüğü Kaçak Organize Şubesi elemanları savcılık emri ile aniden oraya gelip yaklaşık 16 kişiyi sorguya almışlar.
Alıp merkeze götürmüş tek tek ifadelerini almışlar.
Renk bed beniz kalmamış.
Olayı biliyorsunuz.
Otomasyon olayı.
Hani hakkında usulsüzdür, yanlıştır, devlet zararı oluşmuştur diyerekten rapor bulunan ve adliyelik olan iş.
Neredeyse 2 yıl oldu.
Halen devam ediyor ve adli boyutu ise yeni başlıyor.
Orada görev yapan ATAKAN KIZILOK, ERKAL BOZ, MUSTAFA SARI ve CAVİT GÖKTAŞ başta olmak üzere çok sayıda idareci, memur ifadeye alınmış.
Bakın neler çıkacak hep birlikte göreceğiz.
Devlete güvenin.
Devletin POLİSİNE daha fazla güvenin.
Çünkü çok geliştiler, teknik imkânlar öylesine harika ki, artık bazı şeylerden kaçış yok.
Mersin İl Başkanı ve il sağlık müdürü acaba bu olan bitenleri görüyorlar mı? Görüyorlarsa ne gibi bir çalışma içindeler?
Bu hadiselere meydan verenlerin yanında mı yer alıyorlar, yoksa idari yönden gereğini yapıyorlar mı?
Haklarında adli işlem yapılan ve şu an organize suçlar tarafından ifadesi alınan bu kişiler için her hangi bir idari yaptırım yapacaklar mı?
Bekleyeceğiz bunu hep birlikte göreceğiz.
Benim anlamakta güçlük çektiğim konu ise haklarında defaten soruşturmalar açılan ve türlü çeşitli idari cezaya çarptırılan ve ardından mahkemelere sevk edilen bu isimlerin birçoğunun halen idari görevlerde tutulmalarının amacı ne?
Ya da kim var bu işlerin arkasında?
Yani adam idari ceza almış mı almış, adliyeye sevk edilmiş mi edilmiş.
Peki, ilinti ve bağlantıları kim veya kimler ki, bunlar halen makam ve mevkilerde tutuluyorlar diye aklıma gelmiyor değil.
Acaba niye?
Buradan sormak isterim şimdiki Başhekim Süleyman Ülger’e :
Siz halen bu hususta ödeme yapıyor musunuz yapmıyor musunuz?
Kaç para ödüyorsunuz?
Otomasyonla ilgili.
Hani şu hibe denilen işle ilgili.
Bu ödemeyi neye göre ve niçin yapıyorsunuz?
Ortada müfettiş raporu varken nasıl oluyor da bu işler devam edebiliyor?
Ve siz bu hususta devletimizin lehine hangi işlemleri tesis ettiniz bilmek istiyoruz?
Çünkü günün birinde bu işlerin hesabı sizden de sorulur diye hiç düşünmüyor musunuz?
Ortada 660 milyara yakın bir para söz konusu.
Devletin parası.
Bu para geri nasıl tahsil edilecek diye düşünen ve irdeleyen yok mu?
Sayın il başkanı Salt, sizin bu işle ilgili ne gibi bir bilginiz var ve ne yapmayı düşünüyorsunuz?
Gelen bilgiler sizin bu insanlara sahip çıktığınız doğrultusunda.
Bu böyle ise yanlışa düşüyorsunuz.
Sizi bu tür olaylara ve kişilere arka çıkmaz diye düşünüyorduk ama yanıldık mı?
Siz sıkıntıya girersiniz.
Yarın seçimleriniz var.
O il delegeleriniz bunları yaşıyor ve görüyor.
Değerlendirmelerinden nasibinizi alırsınız.
Bir önemli husus ise sn. il başkanı, sizin büyük bir şirketiniz var.
Bu adı yolsuzluk ve usulsüzlüğe, devletin zararına karışmış isimler sizin şirkette çalışıyor olsalar ve bu zararın onda biri kadar şirketinize zarar vermiş olsalar görevde tutar mısınız?
Burada söz konusu para devletin parası imkân ve olanakları olunca mı göz ardı ediliyor?
Günahtır.
Sn il müdürü, tüm bu olan bitenleri görüyorsunuzdur.
Görmüyorsanız olan biten hususlarda dosyaları önünüze alın, adliyedeki evrakları inceleyin, adı geçenlerin organizeye gidip gitmediklerini inceleyin ve bu işler için bir idari işlem tahsis edilmesi gerekir mi gerekmez mi siz karar verin.
Çünkü idari işlemi yapmak sizin elinizde...
Her hangi bir şey yaptınız mı?
Mesela açığa alırsınız, alma hakkınız var. Görevden uzaklaştırırsınız, görevden alınmalarını tavsiye edersiniz, haklarında görevden alınmaları için müfettiş istersiniz yâda yerelde muhakkik tayin edebilirsiniz.
Acaba bunlar için bir işlem tahsis edildi mi?
Yâda yapılıyorsa şu ana kadar ne gibi işlemler ortaya çıktı?
Bir örnek.
Tarsus’ta Kaymakam hastane müdürünü soruşturmaya aldı, ve hemen açığa aldı.
Ardından başka bir göreve gönderildi.
Kaymakam beyin yaptığı soruşturma ve ilgili memur hakkındaki dosyayı alın iyice inceleyin.
Bakın nasıl bir konuda nasıl açığa almış, idari işlemler tahsis etmiş.
Burada ki olaylar oradakinden çok daha büyük boyutta.
Acaba buradaki isimlere idari tasarruf neden gecikiyor?
Kim, neden, niçin, ne amaçla geciktiriyor?
Bunları bilmek kamuoyunun hakkıdır.