KHB, Kamu Hastane bölüşenleri mi..?

Kısa adı KHB olan Kamu Hastane Birlikleri beklenen ve özlenen hizmeti sunamayınca halkın gözünde SAĞLIK alanında yapılan hizmetleri daha da berbat hale getirdi.

KHB kadrolarına ataması yapılanların ÇOĞUNLUĞUNUN yolsuzlukla, haksızlıkla, usulsüz alımlar ile ihaleye fesat karıştırmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, devlete zarar vermek, görevi kötüye kullanmak suçlamaları ile YA AĞIR CEZADA YA ASLİYE CEZALARDA yargılanmalarının ortaya çıkması KAMUOYUNDA şüphe ve endişelere yol açtığı gibi, güvensizlik de yaratmakta.

Özellikle MERSİN ilinde yapılan atamaların ve görevlendirmelerin çok ciddi bağlamda elden geçmesi gerektiği bilinen bir gerçek.

Ancak Sağlık Bakanlığı halen bu konu ile ilgili ciddi tedbir almamakta ısrarcı.

KHB’nin tepesinde bulunan kurum Başkanı olan HASAN ÇAĞIL’ ın ise Mersin de yaşanan olaylara sessiz kalışı, görmezden gelişi, Mersin deki ihalelerdeki yanlışlıkları, adam kayırmacı tutumları, yaklaşık maliyetlerin dışarıya bir şekilde sızdırılmasının önüne geçilmemesi hadiselerine kayıtsız kalınması üzüntü verici durum.

Bu günkü durumlara geçelim.

TARSUS DEVLET HASTANESİNİN YEMEK İHALESİ yapılmıştı.

Tabi kimsenin umurunda değil. Fakat bizim umurumuzda. BAKIN TEKRAREN BELİRTİYORUM Kİ, hastanelerin yapmış oldukları tüm hizmetler dâhil alım satımların ihale ilan ve dokümanlarının kendi web sitelerinde yayınlanması devletimizin, kamunun çıkarınadır. BU KADAR UYARICI YAZI YAZMAMIZA RAĞMEN HALEN ISRAR VE İNATLA BİR KISIM KESİM BU BİLGİLERİ KENDİ WEB SİTELERİNE KOYMUYOR.

Sizce sebebi ne olabilir?

Bakın eğer konsa, teknik ve idari şartnameler İŞİ BİLEN UZMANLARI TARAFINDAN önceden GÖRÜLECEK, ihale gününden önce çok şey ortaya çıkacaktır.

En azından zaman kaybedilmeyecek, bir yanlışlık, hata var ise, yâda kasıt, düzeltilecektir.

Fakat bu işleri ayarlayanlar ne hikmet ise bunları koymamakta direniyorlar.

İŞTE SİZE BU EKSİKLİKTEN KAYNAKLANAN bir vukuat belirteyim.

TARSUS DEVLETİN yemeği iptal edildi. İhale iptal.

Niye diyeceksiniz?

Bizim burada yazdığımız dile getirdiğimiz hususlar tuzu biberi olmuştur.

Ama idareye katılan firmalardan çok sayıda itiraz olmuş.

O firmaların birçoğu anlaşmalı, paslaşmalı firmalar.

Yukarıda linkini verdiğim yazıyı tıklayıp okursanız olayı kavrarsınız.

İşe teklif atanların çoğu ihalenin içeriğini biliyor.

Ama seslenmiyor.

İş umdukları gibi olmaz ise, şikâyet edip, itiraz ediyorlar.

Her yerde durum aynı…

İdareciler bu durumu biliyorlar ama buna fırsat veriyorlar.

Eğer idari ve teknik şartnameler gününden önce, KİK e bildirildiği vakitte kurumun kendi web sitesine konmuş olsa, bugün ihalenin iptaline sebep olan hususlar olmazdı.

İptal gerekçesi TEKNİK ŞARTNAMEDEKİ MADDELER ARASINDAKİ UYUMSUZLUKLAR (!)

Duruma bakar mısınız?

Kim hazırladı o şartnameyi?

Etrafınızda çok sayıda hastane mevcut çok sayıda şartname mevcut…

Nasıl oluyor da bu teknik hatalar yapılıyor (!)

Özellikle GÜLTEKİN ARSOY isimli Tarsus Devletin Müdürüne müdüre soruyorum.

Senin gibi işi bilen bir adamın burnu burada herhangi bir koku almıyor mu?

CEHDİ ERTONG gibi bir adam var.

Ona da soruyorum.

Senin burnun bu işte bir koku almıyor mu?

Almıyor diyebilirsiniz.

Ama işi bilen, az çok olayların farkında olan, bu işlerin nasıl döndüğünü bilen insanlarsınız.

O vakit, benim gelin bu idari ve teknik şartname ve ilan metinlerini, ihale dokümanlarını kurumunuz web sitesine koyun dememe niye sıcak bakmıyorsunuz?

Siz mi bakmıyorsunuz, yoksa bu işin alt yapısını yapanlar mı?

Size bilgi sunanlar mı?

El atın bu işe.

Şimdi pazarlıklı alımla iş sürdürülecek.

Bu iş sizce kime yarayacak?

Devletin burada kaç kuruş kazancı var?

Anlaşmalı, paslaşmalı teklif ve davetler ile devlet kazınmış mı oluyor burada?

Bakın MERSİN DEVLET HASTANESİ aynı davet usulü ile pazarlıklı alımlarla her seferinde yemeğin fiyatını arttırmak suretiyle alım yapıyor.

Ve devlet kazançta değil, zararda.

İşin başına da geçmişte yine bu satın almalarda görev aldığı süre içinde bakanlıkça soruşturma geçiren, idari ceza alan, müdür yardımcılığı unvanı elinden alınan, idari mahkemeye gidip unvanını geri alamayan, tenzili rütbe edilen, halen ceza mahkemesinde yargılanan ve aklanmayan bir ismi getirip oturtuyorlar.

KHB başkanı HASAN ÇAĞIL bu kadar yazıyoruz da olayları duymazdan görmezden geliyor.

Bu da hayret verici bir olay….

HAK- HUKUK- ADALET ve Fırat’ın kenarındaki kuzu adaleti ile kurum yönetmek böyle bir şey demek ki (!)

Tekrar ediyorum!

MERSİNDEKİ HASTANELERİN TAMAMINDA; YEMEK- TEMİZLİK- ÇAMAŞIR YIKAMA- BİLGİ İŞLEM- TOMO/MR- GÜVENLİK gibi tüm büyük hizmet alımlarının ihale dokümanları KADIN DOĞUM HASTANESİ GİBİ gününden önce kurumunuzun web sitesine konsun.

Bu işlerin başına şaibesiz, işi bilen, düzgün adamları oturtun.

Firmaların sahipleri, kurum ile iş yapan taşeronlar satın almaların başkan ve idarecileri ile görevlilerinin odasında KANKA olmasınlar.

Özellikle bunların odalarını gören gireni çıkanı gören KAMERA sistemini kurun.

Devletin anlaşmalı, paslaşmalı bir şekilde soyulmasının önlemini alın.

Kurum içinden yaklaşık MALİYETİ kim sızdırıyor, nasıl sızıyor bunu araştırın.

En azından Hastane yöneticisi ve Satın alma başkanı yaklaşık maliyetin rakamını gizli tutsunlar.

Geçici görev ile diyet uzmanı değil, kadrolu diyet uzmanı bulundurun.

Bunun yanı sıra özellikle ÇIKAN YEMEĞİN kontrolü ve denetimi için işin ehli ve uzmanı GIDA MÜHENDİSİ bulundurun.

Firmanın gıda mühendisi var, bize ne demeyin!

Firmanın gıda mühendisi yâda diyetisyeni sizin (devletin) çıkarlarınızı değil firmanın çıkarlarını korumakla mükellef. Maaşını oradan alıyor.

Siz sizden maaşını alanları denetim ve takibe alın.

Hastaneler de çok acil GIDA MÜHENDİSLERİ hizmete girmeli.

Diyet uzmanları polikliniklerini rahat rahat yapsınlar.

Mutfakta Gıda mühendisi olmalı.

Ne yediriliyor, ne yeniyor, ne giriyor çıkıyor onların bilirkişiliğinde denetim altında olmalı.

Neyse. Şimdi konuyu dağıtmayalım.

Mersin’deki yemek ihalesi ve temizlik ihalelerinde pazarlıklı alımlarda, üç teklif metodu denilen metot ile yapılan alımlarda, neden hep içerdeki firmalar korunup kollanıyor?

Bu işi yapacak başkaca firma yok mu?

Bu ihaleler herkese açık bir şekilde neden yapılmıyor?

Bu pazarlıklı alımlara girmek isteyenlere neden set çekiliyor?

KHB nin Mersin’deki sorumlusu olan GENEL SEKRETER YAVUZ GÖZÜKARA bu işler için neden sıkı tedbirler almıyor?

Bizim gibi eleştiren, YANLIŞLIĞI ortaya çıkartanlar, devletin ve milletin yararına eksik ve gediği bulup ortaya çıkartanlar için; “ bunlarla konuşmayın, yanınıza almayın, görüşmeyin, selam vermeyin, selam verirseniz başınıza iş getiririz..” denirken, idare ile kanki olan, yağ çeken, bal çeken, bu arada firma işi takip eden, ara sıra kendisine de lokma kapan tiptekilerin rica ve istekleri ile görevlendirmeler, geçici görevlendirmeler, memur ve çalışan yeri değiştirmeler yapılması DOĞRU- HAKKANİYET İLE ÖRTÜŞEN, DÜRÜST TAVIRLAR MI?

Ak Parti il Başkanı MEKİN MERTER SALT ‘ın tüm bu olup bitenleri görmesine rağmen, yazdıklarımızı görmezden gelmesi, irdelememesi, devletin ve milletin adına, kurumlardaki idarecilerden hesap sormaması dikkat çekici.

Her şeyden evvel KHB çatısı altında yapılan yeni oluşumda, şaibeye bulaşan, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, görevi kötüye kullanma, görevi ihmal, görevi suistimal edimin ifasına fesat karıştırma, fahiş fiyatla mal alıp devlete zarar verme suçlarından yargılananları nasıl iş başına getirdiler, bunun düzeltilmesi için neden bir çaba içinde değil?!

Ayrıca bir önemli konuda şu….

KHB oluşumu ile ATIL DURUMA DÜŞEN, BOŞA DÜŞEN onlarca şube müdürü, müdür yardımcısı, müdür kadrosundaki adam ARAŞTIRMACI adı altında bir kenara itildi.

Bunlar benim BABAMIN EVLADI DEĞİL.

Ama bu devletin elemanı, maaşlı memuru…

Hiç merek ediyor mu il başkanı MEKİN MERTER SALT?!...

Bu insanlar şu anda ne yapıyorlar, ne iş üretiyorlar, ne işle meşguller, nerede vakit öldürüyorlar (!)

Kırk defa yazdım.

İl başkanı MEKİN MERTER SALT öncelikle Akdeniz sağlık ilçe müdürlüğüne ansızın gitsin ve çağır şu adamları göreceğim desin.

Birini o an orada görebilirse namerdim.

Diğer ilçelerde de durum aynı.

Bunların çoğu ilçe müdürlüğünün arkasındaki KAHVEDE ( onların deyimi ile sosyal tesis) tüm gün mesai içinde okey oynuyor.

Bir kısmı evinden beri gelmiyor.

Niye, neden, niçin?

Çünkü bu kişilerin gittikleri yerde, gönderildikleri kurumda oturacağı bir oda, masa, sandalye yok.