KHB’deki yetkili ilgili sesimizi duymadı mı?
Yazıyoruz, gündeme taşıyoruz, anlık bir düzeltmeye gidiyorlar. Kalıcı bir çalışma ve esere imza atamıyorlar. Özellikle Temizlik ve hijyende bunu sağlayamıyorlar. 23 Temmuz 2014 günü yazdım.
İlgili yazının son bölümünde: “Sn. Genel Sekreter, illa birini gönderip fotoğraf ile tespit mi yapalım. Bakın KHB çatısı altında bulunan tüm hastanelerin bahçesi çok kirli. Özellikle demir parmaklık ve bahçe duvarlarının dilberinde sigara izmaritleri, peçete, naylon poşet, pet şişe, havlu, aklınızın almayacağı çer çöp atılı vaziyet de. Bu işe bakın kişi kim ise, sadece hastanenin içindeki koridor ve hizmet odalarını değil, hastanelerin bahçelerinin içi, duvar ve çit kenarlarını da sık sık kontrol etsinler. Sağlık dağıtan kuruluşlara hiç yakışmıyor. Bu yazımı okur okumaz, lütfen bulunduğunuz binadaki MDH çatısının etrafını bir gezin. Kendi gözünüzle görün. Hani belki diğerlerine gidecek vaktiniz ve zamanınız olamayabilir. Ama oturduğunuz katın merdivenlerden inip, tüm hastanenin etrafını, çitlerin kenarını, binaların aralarındaki boşlukları kontrol etmeniz, 25 dakikanızı alır. Kamu adına ricamdır. Bir inin bakın. Saygı ile.” Diyerek bir sesleniş yaptım.
Ogün, aslında yukarıdaki yazıyı yazdığımda, 2 gün önce resim çekmiştim. O yazıyı yazarken o resimleri yayınlamadım. O gün çektiğim resimler aşağıda yayınlananlar arasında 8 ve 9 nolu resimlerdir. Bu resimleri çekerken MDH’nin etrafını da şöyle bir gözlerimle kontrol etmiştim. Şimdi yayınlayacağım ek görüntüleri o zaman çekebilirdim, çekmedim, uyarayım, belki düzelir dedim ve yukarıdaki 23 Temmuz 2014 günlü yazıyı yazdım ama görüntü vermedim. (8 ve 9 nolu resimler o zaman çekildi)
Önceki gün, arife günü, bir dostumun beni araması ile acilen hastane karşısındaki bir ofise geçtim. Üzüntülü idi. Derdine ortak olmaya çalıştım. Sonra oradan indim geri ofise dönerken birde ne göreyim. Hastane bahçesinde pırıl pırıl tertemiz deri koltuklar, bahçeye, orta yere atılmışlar. Yani büro malzemeleri… Tertemiz, kullanışlı. Ama açık havada her tür yağmura, çamura, rezalete bakılmadan orta yere atılmışlar. Üst üste yığılı... (Resim 6 - 7) Dikkatimi çekti biraz ilerledim hemen yanında bir üstü açık uydurma bir depo meydana getirmişler, bunları buraya üst üste atıyorlar. Adeta yığıyorlar. (Resim 4-5) Kanser hastalarının tedavi gördüğü petrole bakan taraf da baraka gibi bir yer. Bunları kimse görmesin diye de bahçe duvarına atermit dayamışlar. Sordum, hurdaya çıkan malzemeler dediler. Hiç hurdaya benzemiyor. Tertemiz, pırıl pırıl, çoğu vatandaşın evinde yok. Şaşırdım. Tabi burada bulunanların görüntüsünü hemen aldım. Buraya attığınız bu deri koltukları, büro malzemelerini, çekyatları siz beğenmiyor olabilirsiniz. Bunlar biz vatandaşların paraları ile alınıyor. Böyle orta yere, korunmasız paldır küldür atılır mı? Yazık günah. İhtiyacı olan bir başka kuruma verin. Bunların neresi hurda? Sorarım, biri gitsin incelesin. Ben yyını yaptıktan sonra bir yerlerini yırtarlar diyerek, tüm malzemelerin yakından görüntülerini çektim. Yüksek çözünürlüklü fotoları elimde. Ancak burada çözünürlülüğünü küçültüyoruz ki, sitede çok yer işgal etmesin. Arzulayana yüksek çözünürlüklü olan değişik görüntüleri veririm. Deri koltuklarda yırtık pırtık yok, pırıl pırıllar.
Bu arada aklıma geldi, ben geçen gün ( 23 Temmuz 2014 günlü yazım) yazdım, bunlara seslendim, acaba bir değişiklik oldu mu, gidip bir daha şu hastane bahçesinin etrafını bir gezeyim dedim. Aynı yerlere gittim ve yine gördüm ki, hiçbir değişiklik yok. Temizlik yapılmamış. Üstelik ilgili ve yetkili amirlere seslenmeme rağmen, yazıp uyarmama rağmen… Bayrama girmiş ve şu anda bayramı idrak ediyoruz, Kalite belgeli hastanelerimizden en büyüklerinden birinin bahçesindeki görüntülere bakın. İnanın bu görüntüler 23’ünde yazdığım sırada orada olan görüntüler. Ama ben Arife günü bunları çektim. Binaların etrafı çör çöp, çuval artığı, pet şişe, kâğıt, peçete, ayran ve kahve kapları, çocukların oyun topu, bitkisel atıklar, samanlar v.s. üzüldüm. (Resim – 10- 11- 12- 13- 14)
Demek ki sadece hastanenin içi değil, bahçesi, dış görüntüsü de fena halde ihmal ediliyor, temizlenmiyordu. Üstelik bu berbat görüntüler dışarıdan fark edilmesin diye birde tahta, suntalarla demir çitlerin halka bakan tarafları örtülmüş, kapatılmıştı. Böyle bir şeyin sağlık kuruluşunun çatısına yakışmadığının altını çizmek istiyorum. Yayınlıyorum ki, bir an evvel düzeltsinler.
Ayrıca hastanenin iki binayı birbirine bağlayan üst geçitli geçiş köprüsü üzerindeki pencerenin kenarı ne öyle? Peçete, kirli atık dolu… Burasını kamera görmüyor mu? Burasını sizin temizlikten sorumlu arkadaşlar 10- 15 dakikada bir görmüyorlar mı? Buradan hasta gelip geçiyor. (Resim -1)
Asansöre bindim. Hani şu hastanın, personelin, yemek servisinin birlikte taşındığı asansöre... Ne göreyim yukarı çıkarken asansör kabini içinde kirlilik var. (Resim-2) Peçete ve tıbbi atık.
Hastaneyi gezdim, aynı asansör ile tekrar aşağı indim. Aynı asansör kabininde bu kez ne göreyim? (Resim -3) Kirli pamuk parçaları ve sonda. Şaşarsınız. Temizlik hak getire. Oysa burası sağlık kuruluşu… Buradaki temizlik elemanlarının ve ekiplerinin, amirleri ve ilgili kısım müdürleri ile 10- 15 dakikada bir her yeri kontrol etmesi ve temizliğine dikkat etmesi gerekir. Ama kimin umurunda… Biz yazacağız da gidip önlem alacaklar (!) O da geçici. Kalıcı değil.
Şimdi bu resimleri gördünüz. Gidin birde yerinde görün. Bugün bayramın ikinci günü… Biliyorsunuz dün birde yağmur yağdı. Bu gördüğünüz tüm malzemeler, çekyatlar, deri koltuklar o yağmurda o bahçede kaderine terk edilmiş vaziyette. Üstleri korunmasız, yağmuruda yediler. Öyle mi değil mi diye bu gün gidip tekrar baktım. İçim cız etti. O nedenle geldim ve bu yazıyı yazdım. Yokmu bu memleketin sahibi? Yokmu bu görüntünün hesabını soracak yetkili? Bir sağlık kuruluşunun içi ve dışı böyle hor ve pis olabilir mi? Üstelik kalite belgeli. Ayrıca bu denli diri görünen malzemeler nasıl hurdaya çıkarılırlar ve bu şekilde üstü açık yerlerde yağmur çamur ve güneş düşünülmeden orta yere atılırlar? Bu bir milli servet... Ona ihtiyacı olanlar var. Yokmu bunun hesabını soracak olan?!