haberanaliz
Prof.Dr.Turhan USLU

Prof.Dr.Turhan USLU

Mail: turhanuslu@gmail.com

KIYI KUMULLARI VE DENİZ KAPLUMBAĞALARI

Türkiye’de kıyı kumullarına bilerek doğrudan zarar verenlerin yanında, bilmeyerek dolaylı zarar verenler de bulunmaktadır. Bilmeyerek dolaylı zarar verenler içinde en önemli grup, deniz kaplumbağası araştırması yapan bilim adamları bulunmakta. Bu görüşümü açıklamak için önce kıyı kumullarının öneminden tekrar kısaca bahsettikten sonra deniz kaplumbağası araştırması yapan bilim adamlarının bunlardan hangisine dikkat ettiklerini irdeleyelim.

Kıyı kumulları;

  • Kıyı kumullarının oluşum süreçleri yüzlerce yıldan başlamaktadır. Zamanımızda yapılan barajlar ile de Türkiye’de kumulların büyük çoğunluğunun oluşum süreçleri durmuştur.
  • Türkiye’nin sahip olduğu jeomorfolojik özellikler nedeniyle 1970’li yıllarda 110 büyük kıyı kumulu ve pek çok plaja sahiptik.
  • Kıyı kumulları önemli bir biyolojik zenginliğe sahiptir. Kıyı kumulu kendi içinde birçok küçük yaşam ortamına (habitata) sahiptir ve bu habitat çeşitliliğine bağlı olarak bitki türü ve bitki topluluğu çeşitliliği açısından zengindir. Bu bitki türleri ve bitki topluluklarından bazıları dünyada yalnızca Türkiye’de bulunmaktadır yani endemiktirler.
  • Kıyı kumulları biyoçeşitliliği içinde sadece deniz kaplumbağaları bulunmamakta, ayrıca memeliler, kuşlar, sürüngenler, amfibiler gibi omurgalı hayvanların yanında pek çok omurgasız hayvan gruplarına sahiptir.
  • Kıyı kumulları, kıyıların aşınması ve gerilemesi, deniz seviyesi yükselmelerine karşı kıyıları ve kıyı gerisini koruması bakımından da önemlidir.
  • Kıyı kumulları sahip olduğu biyolojik çeşitlilik açısından başta biyoloji olmak üzere doğa ile ilgilenen bilimler konusunda öncelikle üniversiteler için eğitim alanlarıdır.
  • Kıyı kumulları, doğa, botanik, flora ve kuş gözlemciliği turizmi açısında önemlidir.
  • Kıyı kumullarımız sahip oldukları bu değerler ile sadece Türkiye’ye değil dünyaya ait doğal miraslar olup gelecek nesillere bırakılması gereken yaşam ortamlarıdır.

Deniz kaplumbağası çalışan bilim adamlarının kıyı kumullarının bu önemli özellikleri karşısındaki duruşları ise;

  • Kıyı kumullarının oluşum süreçlerine bakmazlar. Deniz kaplumbağası çalışan bilim adamları kaplumbağaya odaklandıklarından kıyı kumullarını görmezler.
  • Deniz Kaplumbağası araştıran bilim adamları için Türkiye’de 110 değil 10 (yeşil kaplumbağanın yumurtladığı kumul sayısı) veya 17 (İribaş kaplumbağa kaplumbağanın yumurtladığı kumul sayısı) veya her iki kaplumbağa ile de ilgileniyorsa 20 kıyı kumulu vardır. Kaplumbağacılara göre Ege, Marmara ve Karadeniz kıyılarında kıyı kumulu yoktur.
  • Deniz kaplumbağası araştıran bilim adamları için kıyı kumullarında biyolojik zenginlik olarak sadece deniz kaplumbağaları vardır. İlla ki başka canlılar denirse deniz kaplumbağalarının kumun altındaki yumurtalarını yiyen veya yumurtadan çıkan yavru deniz kaplumbağalarını yiyen birkaç canlı daha olabilir.
  • Kıyı kumullarının tümüyle korunmasının önemi konusunda bir fikir ileri sürmezler. Deniz kaplumbağası denizden 15 m veya 30 m uzaklıkta yumurtlama alanı seçiyorsa kumulun eni onlar için o kadardır. Gerçekte kumulun 1 000 m veya 5 000 m genişlikte olduğunu görmezler. Kumula ayaklar üzerinde ev yapılabileceğini yazarlar veya kumul arkasını istediğiniz gibi yapılaştırın ama ışıklarınız kumula doğru olmasın yeter derler.

Deniz kaplumbağalarını araştıran bilim adamlarını eleştirmemizin nedenleri yalnızca bunlar değil. Daha önemli nedenler ise;

  • Çevre Bakanlığı Bern Sözleşmesi kapsamında 1980’lerin sonunda “Deniz Kaplumbağaları Ortamlarını Koruma Komisyonu” kurmuştur. Dikkat edilirse yaşam ortamını adı “Kıyı Kumulu” değildir. Yaşam ortamının adı “Deniz kaplumbağaları ortamları” dır. Bu komisyonlarda başka konularda bilim adamlarından birkaç kişi olsa da bunlar komisyon çalışmalarına yön verememişlerdir. Komisyonlar deniz kaplumbağası araştıran bilim adamları ile bakanlık bürokratlarının hâkimiyetinde olmuş. Bakanlık her zaman kıyı kumullarının korunması konusunda, bu komisyondaki kaplumbağa çalışan bilim adamlarının önerilerini almış ve onlara projeler vermiştir.
  • Deniz kaplumbağası araştıran bilim adamları kumullara “kaplumbağaların ortamları” da dese bu ortamların korunması konusunda “ağaca bakmaktan ormanı görememek” deyişinde olduğu gibi “kaplumbağalara bakmaktan kumulu görememişler” ve bu doğrultuda önerilerde bulunmuşlardır. Kumulların korunması konusunda yaptıkları araştırmalar, projeler ve önerilerinde kumulları başka yönlerden araştıran bilim adamları ile bir araya gelmekten kaçınmışlardır. Bakanlık kumul konusunda bizim ağzımıza bakıyor ve biz kalabalığız diye gelmişlerdir.

Sonuç ortada, “birlikten kuvvet doğar” sözü gerçekleşmemiş ve Türkiye kıyı kumulları geri dönülemez şekillerde hızla yok edilmeye başlamış ve deniz kaplumbağaları da bundan nasiplerini almışlardır.