KIYI KUMULLARINI SATMAK
“Müflis tüccar eski defterleri karıştırırmış” sözünde olduğu gibi Türkiye’nin dış boçları 2002 yılı başında 129’dan 2013 yılı sonlarına doğru 372 milyar dolara çıkınca eski defterleri karıştırıp nereden para bulurum telaşına girmiş ve bu süreçte herşeyini satmaya başlamış. Türkiye’nin satmak için bulduklarından birisi de kıyı kumullarıdır.
İflas eden Yunanistan’ın en iyi 110 plajını “gelişme” adı altında bu yıl satışa çıkarması gibi Türkiye’de plajlarını satışa çıkarmaya başladı. Basında çıkan haberlere göre
- Çıralı (Antalya)
- Kilyos (İstanbul)
- Akkum (İzmir)
- Ölüdeniz (Muğla)
kumulları çeşitli tarihlerde satılığa çıkarıldı. Bunların en sonuncusu Ölüdeniz. Ölüdeniz ayrıca Tabiat parkı statüsünde bir alan. Çıralı, doğal sit alanı ve Kilyos, önemli bitki alanı. Kumul olarak önemli olan bu alanlardan Çıralı ve Ölüdeniz ayrıca koruma alanı statüsüne sahip. Ölüdeniz’in satış kararı şimdilik yargı kararı ile geçici olarak durmuş durumda.
Fransa’da kurulan vakıf, devlet gelirleri ile desteklenerek önemli kumulları satın almakta ve buralarda etkili koruma sağlamaktadır. Vakıf özerk statüsü ile sadece şahısların değil devletin yapacağı tahribatın da önünde bir engel olması için kurulmuştur. Fransa kıyı kumullarını korumak için satın alma yoluna giderken Türkiye yüzlerce yılda oluşmuş kıyı kumullarını satarak günü kurtarmaya çalışmaktadır. Türkiye 1986 yılından beri ulusal kaynaklarını satmakta ancak düze çıkamamaktadır.
1910’dan sonra Milli Eğitim Bakanlığı yapan Emrullah Efendi’nin “Şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” sözündeki gibi Türkiye kıyılarında kumullar, tuzlu topraklar, acı su toprakları, bataklıklar, deltalar, lagünler, akarsu ağızları, göller, kıyı kayalıkları, kıyı makisi, kıyı ormanları vb. olmasaydı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Banlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığını kimse bu konularda eleştiremezdi ve kendileri de bakanlıkları ne güzel idare ettiklerini sanırlardı. Sözde doğa korumadan sorumlu bu bakanlıkların hiçbir elemanının kıyı kumul satışları konusunda gıkı çıkmamaktadır. Çevreyi koruma konusunda özellikle 3 maymunu oynayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığını aslında kaldırmak hayırlı olacaktır.
Türkiye iflas etmiş tüccar olarak ormanlarını, doğal sit alanlarını, kıyı kumullarını satışa çıkarmakta. Bu satışların sonu yoktur ve bu satışlar manevi değerlere kadar gidebilir. Kumulların özellikle sahip olduğu Türkiye’ye özgü (dünyada sadece Türkiye’de bulunan) bitki türleri ve bitki toplulukları sadece Türkiye’nin değil dünyanın biyolojik değerleri olup gelecek nesillere bırakmak için zamanımızda bize emanet edilen biyolojik zenginliklerimizdir. Kumullar yüzyıllarca doğa turizminde ve birçok bilim dalında eğitim alanı olarak kullanılacak alanlardır. Kumulların satışı dünya ortak mirasının satışına cüret göstermek ve emanete hıyanet etmek demektir.