KOCAALİ KIYI KUMULU
Kocaali kıyı kumulu; Sakarya’nın Maden deresi ile Melen çayı arasında kalan kumullardır. Kumulun büyük kısmı Kocaali ilçe sınırları içindedir, sadece batısında bir bölüm Karasu ilçesinde yer alır.
Bu kıyı kumulunun batı bölümünü, Fransız Prof. Dr. Jean-Marie Géhu ile birlikte 14 Temmuz 1987’de araştırdık. Bu araştırmamızda kıyı kumulunda 2 bitki topluluğu tespit ettik. Bunlar;
1. Otantho – Leymetum sabulosi
2. Stachyo subcrenatae – Centaureetum kilaeae
Bitki topluluklarından 1’incisini plaj kuşağının arkasında yer alan hareketli kumullar kuşağında ve 2’nci bitki topluluğunu bu kuşağın da arkasında yer alan arka kumul kuşağında tespit ettik. Bu bitki topluluklarının ikisi de dünyada sadece Türkiye’ye özgü bitki topluluklarıdır ve Türkiye’de sadece Karadeniz kıyı kumullarında bulunur.
1’inci bitki topluluğunu Türkiye’de Tekirdağ (Kasatura), İstanbul (Terkos, Karaburun, Akpınar, Gümüşdere ve Kilyos) ve Sakarya (Karasu ve Kocaali) kıyı kumullarında tespit ettik.
2’nci bitki topluluğunu Tekirdağ (Kasatura), İstanbul (Yeniköy ve Kilyos) ve Sakarya (Karasu ve Kocaali) kıyı kumullarında tespit ettik.
1987’deki araştırmamızdan sonra geçen 24 yıl süresince yapılan tahribatlar için Google Earth uydu görüntülerine baktım. 13800 m uzunluğundaki bu kumulda kumsal üzerinde yapılaşma olmayan yerlerde tarım alanlarının denize doğru ilerlediğin gördük. Yapılaşma olan yerlerde ise sitelerin denize doğru yaklaşmaları, bize Türkiye’de devlet yapısının doğanın korunması konusunda ne kadar yetersiz olduğunu acı bir şekilde göstermektedir. Birçok kıyı kumulumuzda olduğu gibi Kocaali kıyı kumulunda da devletin verdiği inşaat ruhsatlarıyla kumulun nasıl acımasızca istila edildiği açıkça görülmekte. Batıdan itibaren Google Earth uydu görüntülerinden çıkarabildiğimiz yerleşimler şunlar: Kuyumculu Maliye kampı, Alandere Mahallesi, Cetinus, Öğretmenler Sitesi, Kadıköy sahil siteleri, Işık Sitesi, Caferiye siteleri, Bulut Sitesi, Sakaryalılar Sitesi. Bu sitelerin dışında pek çok site bulunmasına rağmen bunların isimlerini çıkaramadık. Sitelerin adlarından da anlaşılacağı üzere devlerin memurları da bu istila ve yağmanın içinde.
Türkiye’de kıyı kanunu imiş, kıyı kenar çizgisi bir kenara konulup ruhsatlar veriliyor ve bunlara itiraz eden yerel devlet temsilcileri yok. Kıyı kumullarının güzelliği karşısında yapılan, gelip bu kumulların üstüne bina yapıp güzelliğin bizzat içinde yaşama kültürü. Ancak Türkiye’de bu kültürde binlerce ve milyonlarca insan olunca sorun başlamakta ve bu güzelliklerin devam etmesi olanaksız. Her zaman yazdığımız gibi doğa korumadan sorumlu bakanlıklar ve bunların başındakiler “gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım” felsefesiyle iş yaptıklarından Türkiye’de biyolojik zenginliklerin gelecek nesillere bırakılması oldukça zor.