KUMULLARA YAPILAN SALDIRILAR VE SUSAN YETKİLİLER
İzmir’in Selçuk İlçesi Pananos mevkiinde K. Menderes nehri kuzeyindeki Pananos kumullarına rahatlık haram olmuş. 30 Mayıs 2009’da bu bölgedeki bir tanıdığımdan aldığım postada Selçuk Belediyesi’nin kumulun plaj kuşağına mıcır döktüğünü, beton attığını ve üzerlerine büfeler inşa etmeye başladığını yazmış. Bu tanıdık şu anda kıyıya 5 büfenin yapıldığını, Efes antik şehrini denize bağlayan tarihi kanalın doğal yapısının bozulduğunu ve balıkçı barınağı yapmak için kıyının betonlaştırıldığını iletmiş mektubunda...
Selçuk Belediyesi’nin yasa tanımazlığı ilk değil. Daha öncede Pananos kumulunun plaj kuşağını makinelerle temizleyerek bu kuşaktaki bitki türleri ve bitki topluluklarını yok ederek alanı plaj olarak kullanmanın adımlarını atmıştı.
Selçuk Belediyesi 6 Nisan 2005’te Pananos kumulu ve çevresine ait “Kentsel Tasarım ve Peyzaj Projesi Yarışması” düzenlemiş ve bu yarışmada 3 projeye ödül ve 3 projeye mansiyon vermişti.
Selçuk Belediyesi K. Menderes nehrinin güneyinde Pamucak’ ta yaptığı Halk plajını, kuzeyde Pananos’ta kumulun plaj kuşağında da yapma konusunda kararlı gözüküyor.
9 Nisan 1987 tarihli Resmi Gazete’de “Selçuk-Pamucak Turizm Merkezi” ilanıyla başlayan süreçte K. Menderes nehri güneyindeki kumullar üzerine 4 büyük otel ile 1 büyük kooperatife ait evlerin inşası ile bu alanın doğası yok edildi.
Pananos kumulunu da içine alan ve Kültür Bakanlığı’nca 12 Nisan 2007’de onaylanan
1/5.000 ölçekli Selçuk-Pamucak Revizyon Nazım İmar Planı için 24 Eylül 2007’de iptal davası açıldı. Bilirkişi incelemesi ve raporuna dayanarak Danıştay 6. Dairesi tarafından bu plan hakkında yürütmenin durdurulması kararı verildi.
Oluşum süreci bin yılı aşan bu kumullarda Şubat 2009’da BMC Sanayi ve Ticaret A.Ş.’de askeri amaçlı araçların performans testlerini yaptı
Hakkında Danıştay kararı bulunan bir alan için kurum ve şahısların mahkeme kararlarını tanımamasının nedeni eylemlerin cezasız kalmasıdır.
Selçuk Belediyesi’nin özellikle Mayıs 2009’da yaptıkları konusunda doğayı korumadan sorumlu kurumların yetkililerine aşağıdaki soruları sormak istiyorum.
- Pananos kumulunu doğal sit yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri bu doğal site yapılan saldırılar konusunda neden susuyor?
- Hukuk kararlarını tanımayan Belediye hakkında İçişleri bakanlığı yetkilileri neden harekete geçmiyor?
- Bayındırlık ve İskân Bakanlığı yetkilileri, sorumlu olduğu kıyı kenar çizgisine yapılan bu inşaatlar karşısında neden susuyor?
- Türkiye'de doğanın korunmasından sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığı yetkilileri Ege bölgesinde kalmış son büyük doğal kumsal olan Pananos kumuluna yapılan bu saldırılar karşısında neden bir şeyler yapmıyor?
- Hazine arazilerinden sorumlu Maliye Bakanlığı yetkilileri milletin malına yapılan bu saldırı karşısında neden kayıtsız kalıyor?
- Bölgedeki en büyük mülki amirler yani İzmir Valisi ve Selçuk Kaymakamı bu saldırılar karşısında neden gerekli işlemleri yapmıyor?
- Pananos kumulu konusunda verilen mahkeme kararına rağmen Selçuk Belediyesi bu eylemleri yaparken hukukun korunması konusunda görevli İzmir ve Selçuk savcıları neden harekete geçmiyor ve susuyor? İlla suç duyurusu olsun belki harekete geçeriz diyorlarsa bu yazıyı suç duyurusu olarak görürler mi?
- Topluma önder ve örnek olma durumunda olması gereken bölge Üniversitelerindeki (özellikle İzmir ilindeki devlet ve vakıf üniversiteleri) yetkililer ve buralardaki yüzlerce bilim adamı neden susuyor? Bilim adamları YÖK’ten korkarak susuyorlarsa bilmelidirler ki korku ve bilim adamlığı birlikte olmayan vasıflar. Bu bilim adamları bırakın bize emanet olarak kalan doğal mirasları, kumul ekosistemini öğrencilerine tanıtmak için başka ülkelere mi bilimsel gezi düzenlemeyi düşünüyorlar?
- Bölgedeki sivil toplum kuruluşlarının yetkilileri neden Belediyenin bu eylemi karşısında sesini çıkarmıyor? Doğanın korunması konusunda hangi durumda bu kuruluşlar hassas davranacaklar?
- Parti programlarına çevre ve doğa konusunda taahhütler koyan siyasi partiler neden doğaya yapılan bu saldırıları TBMM gündemine almaya çalışmıyorlar?
- Acaba yukarıda saydığımız tüm yetkililer "bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" diye düşündükleri için mi susuyor? Yoksa "devletin malı deniz" veya "sükût altındır" yaygın söylemlerinden hareket ederek mi susuyorlar? Bu yetkililer milletin vergilerinden sağlanan maaşlarını susmak için mi alıyorlar?
- Bölge insanlarını Pananos kumulu hiç ilgilendirmediği için mi buradaki insanların hepsi susuyor?
- Toprak kullanım planlaması yapamamış ve bunları haritalara dökememiş Türkiye böyle giderse pek çok doğal değerini kaybedecek ve gelecek nesillerin bundan gurur duyacağı mı zannediliyor?
- Dini öğelerin ön planda olduğu ve bu ölçülere göre partilerin iktidara getirildiği ve nüfusunun % 99’unun Müslüman olduğunun sıkça dile getirildiği Türkiye’de insanlar doğal miraslarımızı nasıl gönül rahatlığı ile yok edebiliyor?
- Doğal değerlerimiz birileri tarafından yok edilirken milletin çoğunluğu susarak bu durum dolaylı olarak nasıl desteklenebilmekte?
- 67.000 okul ve 85.000 caminin neden Türkiye’ye doğanın korunması konusunda bir faydası olmuyor?