haberanaliz
Prof.Dr.Turhan USLU

Prof.Dr.Turhan USLU

Mail: turhanuslu@gmail.com

KUMULLARIMIZ VE ÇEVRE BAKANLIĞI

Türkiye’deki kıyı kumulları, çeşitli nedenlerle bir daha dönüşü olmayacak şekilde arazi varlığı ve doğası yok edilmektedir. Bu nedenle her yıl ne kadar kıyı kumul arazisinin kaldığı ve bunların da ne kadarının doğasının yok edildiğinin tespiti yapılamamaktadır. Böyle olunca ne kaybettiğinin farkında olmayanların rahatlığı içinde bir Çevre ve Orman Bakanlığı görmekteyiz. Eğer kaybedilen kıyı kumul arazilerinin ne kadar olduğu, kalan kumul arazilerinin ne kadarında doğal yaşamın devam ettiği, daha önce tespit edilen bitki türleri ve bitki topluluklarından hangilerinin yok edildiği bilgileri sürekli bu bakanlığa gelebilse idi acaba bakanlık yetkilileri aynı rahatlığı devam ettirebilirler miydi?

1970–1975 yıllarında basılan 1:100.000 ölçekli il toprak haritalarından sonra geçen sürede toprak haritaları yenilenmediği için de kıyı kumul tahribatları hakkında bilgi sahibi olamıyoruz. Ancak Dr. Yılmaz BAL ile Akdeniz kıyı kumulları için ilk hava fotoğrafları (1947–1957) ile son hava fotoğraflarını (1990–1994) karşılaştırmamız sonucu bu kumullardaki tahribatların derecesini çıkarmıştık. Bu karşılaştırmalar dışında genel olarak kıyı kumullarımızdaki tahribatlar konusunda bilgi sahibi değiliz. Türkiye`nin 1970–1975 yıllarında basılan toprak haritalarının yenilenmesi için Samsun Toprak Su Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Koordinasyonu`nda 2008 yılında bir proje hazırlandığı ve bu proje Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğü`ne sunulduğu bilgisi basında yer aldı. Haberde projenin Bakanlık tarafından bilimsel çalışma olarak TÜBİTAK`a gönderildiği de yer aldı. Proje onaylanıp çalışma yapılırsa birçok bilginin yanında kıyı kumul arazi varlığının da son durumu belli olacak. Bu çalışma ile kumulların büyük bir tahribat sürecinden geçtiği rakamlarla ortaya çıkacak. Çevre ve Orman Bakanlığı neden uydu ve hava fotoğraflarını değerlendirme programları ile çalışıp kıyı kumullarımızın tahribatını takip etme ve tedbir alma yoluna gitmemekte? l990 yılında “Deniz Kaplumbağaları İzleme-Değerlendirme Komisyonu” komisyonu kuran bakanlığın deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı bir ekosistem olan kıyı kumulları için neden kayıtsız kaldığını anlamak ta oldukça güç.

Türkiye’de 1975 yılında mevcut 110 büyük kıyı kumulundan kaçının kaldığı yeni toprak haritası çalışması ile ortaya çıkacak. Sayı olarak coğrafi bölgelere göre: Marmara’da 46, Akdeniz’de 36, Karadeniz’de 12 ve Ege’de 11 kıyı kumulundan ne kadarının kaldığı da belli olacak. Sayı olarak illere göre: Antalya’da 20, Çanakkale’de 15, İstanbul’da 13, Balıkesir’de 9, Adana’da 7, Kocaeli’nde 6, Muğla’da 5, İçel ve Kırklareli’nde 4’er, Edirne, Zonguldak, Sinop ve Samsun’da 3’er, Hatay, Aydın, İzmir ve Tekirdağ’da 2’şer, Bursa, Sakarya, Ordu, Giresun ve Rize’de 1’er kıyı kumuldan ne kadarının kaldığını bu çalışma ile bilebileceğiz.

1975 yılında alan olarak coğrafi bölgelere göre: Akdeniz’de 19.525 ha, Marmara’da 11.274 ha, Karadeniz’de 4.136 ha ve Ege’de 1.023 ha kıyı kumulundan geride kalanları bu çalışma ile öğrenebileceğiz. Alan olarak illere göre: Adana’da 9.591 ha, İstanbul’da 6.521 ha, Antalya’da 4893 ha, Samsun’da 2.951 ha, İçel’de 2.387 ha, Muğla’da 1.775 ha, Sakarya’da 1740 ha, Hatay’da 1.089 ha, Çanakkale’de 947 ha, Bursa’da 925 ha, Kocaeli’nde 858 ha, Balıkesir’de 588 ha, Edirne’de 432 ha, Kırklareli’nde 294 ha, Sinop’ta 278 ha, İzmir’de 261 ha, Zonguldak’ta 257 ha, Ordu’da 179 ha, Giresun’da 176 ha, Trabzon’da 173 ha, Rize’de 122 ha, Tekirdağ’da 96 ha ve Aydın’da 24 ha genişliğinde kumullardan bugün ne kadarının kaldığı bilgisine bu çalışma ile ulaşabileceğiz.
1975 yılında uzunluk olarak coğrafi bölgelere göre: Akdeniz’de 381 km, Marmara’da 311 km, Karadeniz’de 180 km ve Ege’de 48 km. olan kıyı kumullarının son durumlarını bu çalışma ile görebileceğiz. Uzunluk olarak illere göre: Antalya’da 193 km, Samsun’da 149 km, Adana’da 86 km, Çanakkale’de 74 km, İstanbul’da 70 km, Sakarya’da 53 km, İçel’de 49 km, Kırklareli’nde 34 km, Hatay’da 31 km, Bursa’da 26 km, Muğla’da 25 km, Balıkesir’de 25 km, Kocaeli’nde 20 km, Edirne’de 15 km, Tekirdağ’da 13 km, Ordu’da 11 km, Zonguldak ve Rize’de 6 km, Sinop’ta 5 km ve Giresun’da 1 km uzunluğundaki kumulların son durumunu bu çalışma ile görebileceğiz.

1980’li yılların başında  “İspanya gibi kıyılarımızı betonlaştırmayacağız” diyerek turizme büyük ağırlık vermeye başlamışken ne oldu da kıyılarımızı ve bu arada kıyı kumullarımızı da tahrip ettik. Gelişmeyi ve turizmi bizden önce yaşayan ülkeleri örneğin İspanya’nın kıyı kumullarındaki otelleri 1980’den sonra neden yıktığını anlama zahmetine girmedik. Acaba bu kıyı kumullarımızın doğasını bozmadan turizm yapabilseydik ve kumullarımızı turizm bakanlığının web sitesinde de bahsedilen botanik ve eko turizmde kullanabilseydik daha fazla gelir elde edemez miydik? Doğal ve dünya miraslarını gelecek kuşaklara bırakabilme gururunu Türkiye’ye yaşatmayı neden bürokratlar akıllarına şimdiye kadar getiremediler? Ve neden hala zararın neresinden dönülse kardır diyerek kıyı kumullarımızı koruma altına alma gereği duymuyorlar?