Kurnaz olunca işler yasaya uymuş olmuyor, ayıp oluyor…
Günlerdir buradan kamuoyuna sesleniyoruz. Hastanelerin Başhekimleri ve Müdürleri çok kurnazca davranıp, olaylara kılıf buluyorlar.
Ama olmuyor. Ayıp oluyor.
Nerede bu tüyü bitmedik yetim hakkı, nerede Fırat’ın kenarındaki kuzu adaleti?
Bu mu idarecilik ve adaletli çalışma şekli?
MERSİN DEVLET HASTANESİNDE garip ve enteresan bir uygulama var. Temizlik kadrosundan işe alınıp yıllardır masa başında yada servislerde görev yaptırılan insanlar var. Yataklı tedavi kurumları işletme yönetmeliğine de, yürürlükteki mevzuatlara da ve söz konusu işçilerin çalıştığı taşeronların kurum ile yaptıkları sözleşme ve bu sözleşmeye dayalı idari ve teknik şartnamelere de uygun değil.
Günlerdir sesleniyoruz. Ama MDH de bir aymazlık, umarsızlık ve torpilli çalışmalar sürüyor. Hiç işe ihtiyacı olmayanlar, kurumdan TEMİZLİK KADROSUNDA çalışıp da o paraya ihtiyacı olmayanlar, hali vakti yerinde olanlar, evinde temizlikçisi olanlar, işine SIFIR araba ile giden gelenler, çocuğunu özel okulda okutanlar, özel ders alanlar, bunların içinde aldığı paradan ev kirası, elektrik ve su parası, telefon parası ödemek zorunda olmayanlar var ve bunu dile getiriyoruz, kızıyorlar.
Ve işin garibi bu durumda olanların ellerinde TOZ BEZİ, SÜPÜRGE yok diyoruz.
Bunların kendileri bizim çalışmaya ihtiyacımız yok diyorlar ve bunu resmen tüm temizlik çalışanlarının içinde dillendirdikleri gibi, kurumun amirleri görev değişikliği yaptıklarında da ben o işte çalışmam çeker giderim diyebiliyorlar. Ve ısrar ve inatla ellerine toz bezi almayıp masa başında istihdam edilmek için araya insan koyuyorlar.
Ama bizim BAŞHEKİM VE MÜDÜR olan kişilere bu durumu aktardığımız halde o yerli olmayıp bu kişileri masa başında, 657 ye tabi memurun yaptığı işte değerlendirmeye devam ediyorlar.
Yüzlerine bu durumu söylediğinizde ise “o kişi orada senin dediğin işi değil, temizlik yapıyor” demeyi de arsızca sürdürüyorlar.
Temizlik yapanın üstü başı formalı olur, temizlik yapmaya uygun olur.
Bu kişilerin üzerinde temizlik forması olmadığı gibi, Gran tuvalet giyinmişler ve masa başında oturup memurun yaptığı işi yapıyorlar.
Utanmıyor ve sıkılmıyorlar bize böyle cevap veriyorlar.
Ama DEVLETİN ilgili ve yetkili makamında oturan üst amirlerde gidip orada denetim yapıp, bu işin önüne geçmiyorlar.
Demek ki bu paraya ihtiyacı olmayan ve ısrar ile TEMİZLİK kadrosunda orada istihdam edilen kişilerin bir ayrıcalığı, dokunulmazlığı var.
Bunlar BAŞHEKİMLERDEN, MÜDÜRLERDEN VE İLGİLİ İDARECİLERDEN ÇOK BÜYÜK TORPİLLİLER (!)
Ayıp yahu..
Eline bir kez toz bezi almayan, tuvalet yıkamayan, koridor silmeyen, hasta odalarını temizlemeyen bir TEMİZLİKÇİ KADROLU işçi olur mu?
Olur!
Burası MERSİN DEVLET HASTANESİ ve burada olur beyler.
Kimse de dur demeye gücü yetmiyor.
Çünkü işin arkasında BAŞHEKİM VE MÜDÜR var.
Onlar ne derse o oluyor.
Müdür’ün sekretaryasında ki, müdürlerin sekreteri olmaz, bir hanımefendi oturuyor. Sürekli beyaz önlük giyiyor ve beyaz önlük ile koridorlarda dolaşıyor.
Soruyorsunuz.
Bilgi işlem elemanı diyorlar. Özel çalışan. Taşeron elemanı. 657 li değil.
Niye burada diyorsunuz?
Müdür diyor ki, benim burada bilgi işlem işleri yapıyor, hasta kayıt ediyor, takip yapıyor. Allah aşkına hasta kayıt ve kabul orası mı?
Müdürün sekreterliğini yapıyor diyemiyorlar.
Çünkü usulsüz, kanunsuz ve ben yaptım oldu misali bir uygulama.
Ve bunu dilendiriyorsunuz, biz oluyoruz o hanımefendinin düşmanı.
Asla!
Uygulama doğru değil.
Bu tür uygulamalar iş yerindeki çalışma barışını bozuyor.
Diğer çalışanlar arasında huzursuzluk ve kargaşaya sebep oluyor.
Bunu anlatmaya çalışıyoruz.
Ayrıca niçin üzerlerinde otururken ve dolaşırken kendi firmalarının üniformaları yok? Niye?
Bu ayrıcalık niye?
Bir başkası BAŞHEKİMLİK sekreterliğinde uzun yıllar istihdam ediliyor.
TEMİZLİKÇİ ( Yani tuvalet yıkama, yer silme, cam silme, hasta odası silme gibi işler) için özelden alınmışlar, Başhekim sekreteri oluvermişler (!)
Derken biz genel yazılarımızı yazmış, kimseyi kınamadan durumu aktarmışız, bu sefer bakmışlar olmayacak yer değiştirmişler.
Aynı kişi olmuş KALİTE biriminde anketör.
Anketörlük diye bir kadro yok.
Üstelik orada istihdam edilirken de üzerlerinde çalıştıkları işin forması da yok.
Çalıştıkları iş, temizlik işi… Firmaları bu. Bu formayı giymek zorundalar.
Ama BAŞHEKİM VE MÜDÜR torpil olunca, destek olunca, forma kimin umurunda!
Yazıp konuyu aktarıyorsunuz, ilgili müdür yardımcısını bulup durumu söylüyorsunuz, haklısın da, müdür ve Başhekimin haberi var, onlar ne derse o olur diyor.
Hayda!..
Yahu bu nasıl bir iştir?
Müdür ve Başhekim kanunsuz, usulsüz, nizamsız işleri mi geçit veriyorlar?
Ya gerçekten ayıp ya…
Birde diyorlar ki, uğraştığınız işe bakın. Daha büyük işlerle uğraşın (!)
Yazıklar olsun. Bu tür uygulamalar iş yerindeki çalışma barışına zarar veriyor beyler. Moral bozuyor, hizmetteki verimlilik düşüyor.
Olan DEVLETİN KURUMUNA OLUYOR.
Kimin umurunda.
Bu sefer bunu yazdık diye alıyorlar aynı kişiye SANTRAL MEMURU yapıyorlar.
Dikkat edin.
Santral MEMURU….
Santral temizlikçisi değil.
Memuru.
Ve orada telefon bağlamaya başlıyor.
Arayın hastaneyi santral da karşınıza kim çıkacak bakın.
Ayıp ya.
Bu kadar ayıp göz göre göre işleniyor ve buradaki BAŞHEKİM VE MÜDÜR ben işimi kanuna, nizama, yasaya, bu usuldeki örf ve âdete göre yapıyorum, yanlışım yok diyebiliyor.
Size soruyorum, bu TEMİZLİK KADROSU İLE ( Tuvalet yıkama, cam silme, yer silme, hasta odası temizleme, genel temizlik işleri) alınıp da temizlik yapmayan, masa başında çalıştırılan, servislerde çalıştırılanlar için vicdanınız rahat mı?
Diğer temizlik yapanların ne suçu günahı var?
Üstelik bu temizlik kadrosunda çalışanların hiç birindeki üniforma yeni değil.
Eski. Çok eski.
10 yıl önceki firmanın verdiği formalar.
Üzerinde Altay yazıyor.
Ayıp ya.
O firma gideli yıllar oldu.
İçerdeki firma farklı...
Ve kimse yeni forma vermiyor, verdiremiyor.
Bu çalışanların giyim yardımlarına niçin özen göstermiyorsunuz?
BİR GARİP UYGULAMA DAHA VAR..
Tüm hastaneler için geçerli.
Ama ben MDH yi örnek vereceğim şimdi.
Fakat yetkililer dediklerimi il genelindeki tüm hastaneler için inceleyip, bir uygulamaya gitsinler.
Böyle şey olur mu? Oluyor işte… Aktarıyorum.
Hastanelerde geceleri nöbetçi amirlik diye bir uygulama var. Güzel.
Adı üzerinde AMİRLİK…
Ne diyor? Amirlik…
Memurluk değil… Amirlik..
O zaman ne olması lazım?
Orada AMİR pozisyonunda bir yetkili kişi olması lazım...
Gidin bakın. Aslı öyle değil. Buralarda idareden torpilliler nöbetçi amir yapılmışlar. Düz memurlar yâda 657 li memur arkadaşlar. İçlerinde BAKANLIK MÜFETTİŞLERİNCE yapılan tahkikatlar ve soruşturmalar neticesi makamından ve görevinden alınmış, tenzili rütbe edilmiş memurlarda var. Buralara verilmişler. Gözden ırak. Gece gelip kalıyorlar, ONDAN SONRAKİ birkaç gün yoklar.
Böyle bir şeyi nasıl yaparsınız ve yapmaktasınız?
YATAKLI TEDAVİ KURUMLARI İŞLETME YÖNETMELİĞİ ortada.
Açın okuyun. Gece kim nöbet tutacak, nasıl tutacak, icap nöbeti ne, branş nöbeti ne, müdür yardımcısı nöbeti ne?
Bana söyler misiniz bu nöbetçe amir dediğiniz ve görevlendirdiklerinizin bu yönetmelikteki yeri ne?
Bunların görevi ne?
Asıl görevi ne?
Niye asıl görevlerinde değiller de, gece nöbetçi amir diye ayrılan odada sözde nöbet tutuyorlar?
Niye?
Niye her gece bir müdür yardımcısı orada nöbette değil de, bu görevi bunları yapıyor?
Bu etik mi, doğru mu, yasal mı?
Hastanelerde aşırı derecede müdür yardımcısı var. Gece orada birisi nöbetçi amir olarak kalacak olsan 12 günde bir kendisine nöbet gelir.
Niye Ayda üç kez nöbet tutmaktan kaçıyorlar ve bu işi ilgisi, alakası olmayan düz memura bırakıyorlar?
Niye?
Ve ayrıca bu gece nöbetçi amir dediklerinizin işini, gece nöbetini, yaptığı hizmeti denetleyeniniz var mı?
Yok!
Lafta ve kâğıt üstünde var.
Ama icraatta yok.
Günah ya.
Bu devlete bu yapılmaz.
Onca müdür yardımcısı varken, gece nöbetçi amirlik uygulaması böyle yapılmaz. Yetkililere sesleniyorum. Bu işi düzeltsinler.
TOROS DEVLET HASTANESİNDE ACİLDE BİR GARİP UYGULAMA VAR. Hasta ve yakınları sıkıntı yaşamaktalar. Acil servise gelen ve hastadan alınan kan örnekleri (hemoğram biokimya vs.) servisteki laboratuar kaldırıldığından dolayı başka yere gönderiliyor. Burada çalışan hekim ve hemşire büyük sıkıntı yaşıyor. Çünkü alınan kanlar üst kata gidiyor. Bunu da temizlikçi kadrodan işe alınan taşeron çalışanlarına temsil ediyorlar. Onları araki bulasın. Gelip götürsün. 15 dakika içinde yukarı çıkması gereken idrar, hemoğram 1 saati buluyor. Hasta yakınları ve hastalar çıldırıyorlar. PTZ (pıhtılaşma) olan kanlar yukarı kata çıkana kadar bozuluyorlar. Bu sefer hastadan tekrar kan alınmak durumunda kalınıyor. Hastanın anemi hastası olduğunu düşünün, ne olacak? Hastanın vay haline… Hemoğlobin ve hemotokrit’i düşük kan üstüne kan veriyor. Yazık ya. Bu işe bir çözüm bulun beyler. Bu nasıl hasta hakkı korumak, bu nasıl hizmet yapmak?
Bu günlük de bu kadar.