Memleket çocuğu
Bizim yörede, bir memleket çocukluğu meselesi vardır.
Ne hikmet ise, işine gelen , işine geldiği gibi bu sözü söyler.
Memleketin fabrika ayarları ile oynarlar, soyarlar, talan ederler, kıyılarını yok ederler, yeşil alanlarını yok ederler, ormanları yaylalık yerleri betonlaştırır yok ederler, kamu kurum ve kuruluşlarında ihaleye fesat karıştırırlar, edimin ifasına fesat sokarlar, fahiş fiyat ile mal alırlar, tüyü bitmedik yetimin hakkını çalarlar, çaldırırlar, devletin kurumlarına bir makama adam yada hatun getirirken aklama koklama yapacaklar, MEMLEKET ÇOCUKLUĞU AKILLARINA GELMEYECEK...
Ne zaman kendi çıkarları söz konusu oldu mu , arkadaşlar memleket çocuğu....
Bu ipe çok iyi sarılırlar...
Çıkarcı sahtekar, beynamaz, hadsiz, ahlaksız, arsız ve hırsızlar sizi...
Devletçi, milliyetçi, vatansever geçinirler...
Alayının YALAN bi tarafına yuva yapmıştır.
Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır...
Kim diyor bu sözü...
ATATÜRK...
Göreve getirilenlerin içinde görevini, görevinin gerektirdiği biçimde en iyi şekilde yapanlara HELAL OLSUN..
Gerisine haram olsun...
Kamu kurum ve kuruluşları ARPALIK değildir.
Birilerinin yan gelip yatma yeri değildir.
İki dönüm bostan yan gel yat Osman mekanları değildir..
Orada tüyü bitmedik yetimin ve şehitlerin hakkı vardır.
BEYTÜLMALDIR.
Orada en ufak devlet görevlisinden en büyüğüne kadar herkes peygamber efendimizin HİLATINI giymiş sayılır.
O gömleği giyen HAKTAN- ADALETTEN şaşamaz ve haksızlık ve adaletsizliğin içinde olamaz.
Eğer oluyorsa, o, bırakın vatandaş olmayı İNSAN BİLE OLAMAZ.
Devletimizin kör kuruşuna helal gelir ise, o tüyü bitmedik yetim ve şehitten nasıl helaleşeceksiniz???
Bizim çabamız bunun içindir.
Siyaset- Sendika- Ticaret el ele vermişler, halkımıza veriyorlar talkını, yıllardır kendileri yutuyor salkımı...
Haram zehir zıkkım olsun.
Fellik fellik, dirhem dirhem çaksın onlardan.
Bu aziz vatanımızda çalma, kayırma, adaletsizlik, hakkaniyetsizlik olmasın tüm kaynaklarımız tüm vatandaşlarımıza fazlası ile yeter.
Bazen bin kişinin bazen bir milyon kişinin hakkını bir kişiye verirseniz, toplum gerilir.
Adalet suya düşür.
Toplumsal barış ortadan kalkar, huzur ortamı gider, toplumsal refah ve kalkınma biter.
Bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük, şahsi çıkarların ülke çıkarlarının önüne geçmesidir...
Memleket çocuğuyum diyen gebeşlere el vermeyeceğiz, işini en iyi ve doğru yapanları bulup değerlendireceğiz.
Ehliyet, liyakat, hizmet, mesleki kariyer, özel ve resmi hayattaki başarıları ön plana çıkacak...
Aile hayatı nasıl inceleyeceğiz.
Resmi hayatında aldığı ödül, başarı belgesi, takdir, teşekkür, yaptığı toplumsal işlere bakacağız...
Kendi fabrikanıza kapı görevlisi diye almayacağınız kişiyi, devlet dairesinde önemli bir makama oturtursanız, millet kaybeder, devlet kaybeder.
Devlet ve Millet kaybetmemeli ve kazanmalı diyorsanız, evinize aldığınız bir beyaz eşyaya, sebzeye, giysiye gösterdiğiniz özeni, makama getirdikmleriniz için de göstereceksiniz.
Kaliteli, ahlaklı, dik duran, yamulmayan, milletin ırzına namusuna göz dikmeyen, HAK RIZA İÇİN çalışan, ehliyet ve liyakat sahiplerinden seçeceksiniz.
Bu bağlamda şimdi bazı makamlar boşaldı ve boşalıyor.
Gün, el ele verip, devleti- milleti- memleketi düşünerek, şahsi hesapları bir kenara koyarak, makamlara adam getirme günüdür.
Buradan vekillerimize, il başkan ve yönetimlerine seslenmek istiyorum.
Gözüm üzerinizde.
Hanginizin hangi tezğah peşinde olduğunu çok iyi biliyorum.
Yok bu filanın akrabası, arkadaşı, okul arkadaşı, öğrencisi, oğlu, kızı, yakını, yandaşı milliyetçiliği ile yine hareket ederseniz ömrüm vefa ettiği sürece yakanıza yapışırım.
Mevta olduktan sonrada öte tarafta yakanıza yapışırım.
Baki selam ve dua ile.