haberanaliz
Her şeyin Başı SAĞLIK

Her şeyin Başı SAĞLIK

Mail: hbssaglik@gmail.com

MERSİN DE SAĞLIK İŞLERİ

MERSİN DE SAĞLIK İŞLERİ

Kurum İçi Hiyerarşi çok önemli. Ama Mersin’de kimin umurunda? Gücü eline geçirenler peri ferde dağılımı sağlamadıkları gibi, hiyerarşiye de önem vermiyorlar. Sıkıştılar mı amiri YEREL SİYASİLERE şikâyet etme adet haline gelmiş.

Bildiğiniz üzere, Kamu kurumları görev ve yetki bakımından hiyerarşik biçimde, yani ast-üst biçiminde örgütlenmiştir. Bir başka ifadeyle birimler arasında bir derece ve mertebe silsilesi söz konusudur. Hiyerarşi bağı ile merkezde en büyük üstüne bağlı olan kamu görevlisi, kanunu kendiliğinden ve kendi anlayışına göre uygulamaz. Kaynaklarını daha etkili, daha verimli, daha tutumlu kullanan, hukuka uygun ve hesap verebilir bir yönetim için hiyerarşik düzenin korunması gerekir. Devlet memurları, resmi sıfatlarının gerektirdiği itibar ve güvene layık olduklarını hizmet içindeki ve dışındaki davranışlarıyla göstermek zorundadırlar (657 s. DMK. Md. 8). Eş dost kayırmacılığı (kronizm), akraba kayırmacılığı (nepotizm), partizanlık, ideolojik yaklaşımlar vb. nedenlerle hiyerarşinin bozulması; eşitlik, dürüstlük, tarafsızlık, görevin yerine getirilmesinde kamu hizmeti bilinci ve halka hizmet bilinci gibi etik ilkelerin (İlkeler için Bkz. Yürekli, 2016:7-13), 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda belirlenmiş olan sadakat, tarafsızlık ve devlete bağlılık gibi yükümlülüklerin zedelenmesine neden olabilir. Bu da görevlerin gerektiği gibi yapılmasını engelleyebilir. Dolayısıyla kamu yönetimine olan güvenin sarsılmasına sebep olabilir. O nedenle işyerlerinde hiyerarşik düzeni bozan, profesyonel işleyiş düzenini aksatan yaklaşımlardan ve ilişkilerden kaçınmak gerekir. Özel ilişkiler olsa bile bu ilişkilerin işe yansıtılmaması daha uygun bir yaklaşım olacaktır. Bu bağlamda Mersin Sağlık müdürlüğü üst yapısının ve Başhekim, yardımcıları onlara bağlı idari kadroların,  İlçe müdürü ve yardımcılarının, benzeri kadroların çok titiz kolluk kuvvetlerince ve devletin istihbarat birimlerince incelenmesinde fayda vardır.

Ehliyet ve liyakat sahibi olmayan BAŞHEKİMLERİN ve idarecilerin elinde sürüm sürüm sürünen personelin en çok şikâyet ettiği hususlardan birisi de. İCAP NÖBETLERİDİR. İcap Nöbetindeki Personelin Çağrıldığı Halde Göreve Gelmemesi düşündürücü ve bir o kadar da üzüntü verici.

Bilindiği üzere sağlık hizmetlerinin aciliyeti, sürekli ve ertelenemez özelliği sebebiyle, kamu ve özel sağlık kuruluşlarında çalışan sağlık personelinin, ihtiyaç duyulduğunda sağlık kuruluşuna en kısa sürede ulaşması gerek sağlık hizmetinin etkililiği gerekse hastaların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetine zamanında ulaşabilmeleri bakımından büyük önem taşımaktadır. 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan I sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 383’ üncü maddesinde; “Sağlık personelinin mesai saatleri haricinde de hizmetine ihtiyaç duyulduğunda ilgili sağlık kuruluşuna ulaşabilmeleri için alınacak tedbirler ve ilgililerin uyacağı kurallar Bakanlıkça belirlenir” hükmü yer almaktadır.

Sağlık hizmetlerinin verimli ve aksamadan yerine getirilmesini temin amacıyla normal mesai saatleri haricinde de hizmetine ihtiyaç duyulabilen sağlık personelinin, ihtiyaç durumunda en kısa sürede sağlık kuruluşuna ulaşması gerekmektedir. Bu itibarla ilgili personelin normal ulaşım şartlarında 30 dakika içinde sağlık kuruluşunda bulunmasını sağlayacak şekilde bahse konu Kararname hükmüne riayet edilmelidir. Uygulamanın titizlikle takip edilerek, aykırı hareket eden personel hakkında görev yaptığı kuruluşun mevzuatına göre idari ve disiplin işlemi yapılması gerektiği hususuna dikkat edilmesi gerekmektedir. (Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 04/12/2018 tarihli ve 6056 sayılı (2018/28) Genelgesi) Bu açıklamalar ışığında, icap nöbeti, Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nde düzenlenmiş bir nöbet türü olup, mezkûr Yönetmeliğin 42’ nci maddesine göre; icapçı nöbeti (ev nöbeti) uzman adedi nöbet tutacak miktarlardan az, fakat birden fazla olan kurumlarda uzmanlar sırayla ev nöbetini tutarlar. Bunun için aylık ev nöbet listeleri hazırlanır. Ev nöbetçisi mesai saatleri dışında kurumun idari ve tıbbi her türlü gereklerinden sorumlu olup, akşam vizitelerini yapmaya, mesai dışında bulunduğu yeri bildirmeye, kuruma her davette gelmeye mecburdur. Görüldüğü üzere Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliği’nde ev nöbetçisinin, görev dolayısıyla kuruma her davet edildiğinde göreve gelmesi mecburiyet olarak düzenlenmiştir. Dolayısıyla takdire bırakılmamıştır. İcap nöbeti tutan personel, göreve çağrıldığı halde görev yerine gelmezse, olayın özelliğine göre (kamu zararı, hasta mağduriyeti olup olmaması, davete icabet etmeme fiilinde kasıt, kusur, ihmal olup olmaması vs. gibi durumlar dikkate alınarak) hakkında idari, disiplin, mali ve adli yönden işlem yapılması gerekir. Yapan var mı? Bu durumdakileri kayıran var mı? Tabi ki kayırma had safhada. O yüzden BAŞHEKİMLİKLER ve personel idaresinde olanların daha etkin ve ciddi çalışmaları sağlanmalıdır.

Mersin Sağlık da önemli bir ayrıntı da HAK ETMEYENLERİN hak etmedikleri koltukta barındırılmalarıdır. Burada da HEMŞERİCİLİK ve siyaset etkindir. O yüzden kişiliksiz, kimliksiz tiplerin şehrimize çok büyük zararı olmaktadır. Bunu yereldeki siyasilere yıllardır anlatıyorum ama bu yıl son 2 aydır çok daha etkin, bir bir ziyaret edip belge bilgi ile izah ediyorum. Onlarda bilmiyor, bunların içinde 15-20 yıldır KAŞARLANMIŞ idareciler yereldeki siyasileri nasıl aldatacaklarının yüksek lisansını yapmışlar. Adamlar bunların perde gerisinde neler yaptığını bilmiyor. Anlatıyorum. Ben üzerime düşeni aktarayım. Onlar ne yaparsa yapın. Günah benden gitsin.

Personel hangi birimde olursa olsun, nerede ve hangi kısımda çalışırsa çalışsın, Kendi İşiyle İlgili Mevzuatı Okumaması büyük eksikliktir. Gidin yürürlükteki mevzuat ve yönetmelikler ile genelgeleri sorun hiç biri bilmez.  Uygulama Üzerinden İşin Öğrenilmesi yönünde bir gayretleri de yok. Ay 30 maaş dokuz misali çalışma sergileniyor. Kadronun yüzde 30 u gerçekten çalışıyor geri klan yüzde 70 i ise yüzde 30 kapasite ile çalışıyor. Allah rızası için yaptıkları işleri titiz kontrol edin. Devlete mesainin 1-2 saatini veriyorlar, gerisinde kaytarıyorlar.

Düşünün 20 bin liraya yakın aylık alıyor, yerini beğenmiyor daha sakin yer istiyor. Bizim Burada halk ağzı ile OTLU KOYAK DERLER. Yâda DULDA yer... Öyle yer arıyorlar...

Devlet memurlarının görevlerini hakkıyla yapabilmeleri için ehliyet ve liyakat sahibi olmaları, kendi alanlarındaki mevzuatı bilmeleri ve kendilerini sürekli geliştirmeleri gerekmektedir. Nitekim buna ilişkin 657 sayılı Kanun’da da hükümler bulunmaktadır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 11’inci maddesine göre, devlet memurları kanun ve diğer mevzuatta belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar. Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmağa mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir. Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.Memurun, yukarıda belirtilen görev ve sorumluluklarını gereği gibi yerine getirebilmesi için kendi alanıyla ilgili Kanunları ve ilgili diğer mevzuatı çok iyi bilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan liyakat ilkesi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun temel ilkeleri arasında yer almaktadır (657 sayılı DMK Md. 3). Adaylık sürecinde memurların yetiştirilmesi anılan Kanun’un 55’inci maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre aday memurların, önce bütün memurların ortak vasıfları ile ilgili temel eğitime, bilahare sınıfları ile ilgili hazırlayıcı eğitime ve staja tabi tutulmaları ve Devlet memuru olarak atanabilmeleri için başarılı olmaları öngörülmüştür. Memurluk süreci içinde de sürekli gelişme için hizmet içi eğitim düzenlenmiştir. Buna göre devlet memurlarının yetişmelerini sağlamak, verimliliğini artırmak ve daha ileriki görevlere hazırlamak amacıyla hizmet içi eğitim yapılması gerekmektedir (657 s. DMK Md. 214). Uygulamada, “Benden önce böyle yapılıyordu, bana bu şekilde gösterildi” şeklinde söylemlerle karşılaşılmaktadır. Bu şekilde bir öğrenme, yani uygulamayı kendine gösterilenden öğrenme yeterli bir öğrenme modeli değildir. Öteden beri yapılan uygulama, ilgili mevzuata uygun değilse ne olacaktır? Uygulama ve mevzuat arasındaki uyumsuzluğu gidermenin tek yolu ilgili mevzuatı öğrenmekten, okumaktan ve ona göre işlem yapmaktan geçmektedir. Ayrıca çalışma alanındaki gelişmeleri, yenilikleri ve mevzuat değişikliklerini takip etmek gerekmektedir. Dolayısıyla kamu çalışanlarının görev ve sorumluluklarını hakkıyla yerine getirebilmeleri, hizmet içi eğitimin hedeflediği gibi yetişmeleri, verimliliklerini artırmaları ve daha ileriki görevlere hazırlanmaları için ilgili mevzuatı okumaları, kendi iş alanlarındaki gelişmeleri takip etmeleri gerekir.

İl sağlık müdürlüğü şu an yeni bir kadro oluşturuyor. Başta UZMAN sıfatı verilenler, Ardından Başkan ve Başkan Yardımcısı sıfatı verilenler ve Ardından Başhekim ve hastanelerdeki idarecileri lütfen yenilesinler. Bir insan 15-20 yıldır idareci olarak kalırsa, o insandan devlete hizmet beklemeyin. Artık oturduğu yere MİTİLİ atmış kakmak bilmiyor. Niye? İnsan altını kirletmemiş ise her an yerinden kalkar. Bazen oturduğun yerden kakmakta fazilettir. Devlete yük olmaya gerek yok. Kadroları gençlerden, yeni simalardan belirleyin. Bu arada belirleyeceğiniz isimleri de göreve başlamadan evvel işin uzmanı olan BAŞMÜFETTİŞLER ve eğitmenler aracılığı ile ve meslekte ağabey, anne durumunda olan tecrübeli idarecileri de içine alan 10-15 günlük sıkı bir SEMİNERDEN geçirin, mevzuatı öğreterek koltuğu öyle teslim edin.

Dosyası sizde olan ve 10-15-20 yıldır idareci durumunda olan personellerinizin göreve geldikleri zamanki mal varlıkları ile şimdiki mal varlıklarını titizlikle incelettirin. Sosyal yaşamlarına bakın. Oturdukları evlere ve bindikleri arabalara bakın. Mal beyanlarını karşılaştırın. Gezdikleri, yedikleri içtikleri lokanta, otel motel incelettirin. Gerekirse kolluktan yardım alın. Bu arada arzularsanız, bir yeşil ceketle memlekete gelip Hacivat tipi ayakkabı ile gezerken şimdi 4 trilyonluk evde oturan, donuna kadar marka giyinenleri araştırın.  Devam edeceğim.

ALLAH, DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN.

Baki Selam ve Dua ile.

www.haberanaliz.net

CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ. 

Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.

CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES: batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com