Mersin KHB çatısında gelişim yok!
Kim ne derse desin, Mersin KHB çatısında bulunan Sağlık kuruluşlarında önemli bir gelişme yok.
Buraya kontrole gelenler eş dost hatırı ile geldikleri ve torpilli olarak gelip gittikleri için kalite malite hak getire.
Personelin hiç biri memnun değil. Ama baskı kuruluyor. Tayin ve sürgünle tehdit edildiklerinden personel ağzını açıp gerçekleri haykıramıyor.
Devlet ise ebed mübet ama bu ekip ve takıma bakarak yol yürüyor.
Mersin’deki hastanelerde sözleşme imzalayarak KHB çatısına doluşanların ARTI BİR GETİRİSİ olmadı.
Oldu diyen, varsa, nasıl olmuş ise, bunu kamuoyuna verilerle, istatistiklerle, maddi değerler ile izah etsin.
Hastaneler borç batak içinde kıvranıyorlar.
Personel DÖNER SERMAYE PİRİMİNİN dağıtımından oldukça çok rahatsız. Performans denen şey bazılarına uğrarken, bazılarına hiç uğramıyor.
Taşeron çalışanları mutsuz ve umutsuz...
Hastanelerde dağıtılan ve hem hastaya hem personele sunulan yemekler verimsiz. Kaliteden uzak. Teknik şartnamelere harfiyen uyulmuyor. Etli yemeklerde et aranıyor, bulunmuyor…
Hastanelerin bırakın içini bahçelerinin içi berbat halde. Temizlik hak getire. Sigara izmaritleri, çekirdek kalıntıları, mendil atıkları, pet şişele, ne ararsanız bahçelerde mevcut.
Tabi Partiden torpilli taşeron dönemi yaşandığı için, bunlara hesap soracak makam bulunamıyor.
Hastaneler eskiden kendi çamaşırını kendi yıkardı. Pırıl pırıl olur tertemiz mis gibi kokardı. Şimdi çamaşır dışarı veriliyor, temiz gelmediği gibi, ıslak ve berbat halde geliyor. Bunu adam gibi kontrol edecek, takip edecek kadroları kuramıyorlar.
Tabir caiz ise, İKİ DÖNÜM BOSTAN YAN GEL YAT OSMAN mantığı ile çalışan bir ekip ve kadro var.
Ama hastanın mutluluğunu, hasta sahibinin mutluluğunu düşünen yok.
Bunları objektif olarak gelip, çaktırmadan bur memnuniyet araştırması yapan da yok.
Kendi aralarında bir ekip kurup, sözde anketlerle kendilerini çok başarılı gösteriyorlar.
Mersin KHB genel sekreterliği oluştuğundan bu yana gerek genel sekreterin, gerekse daire başkanlarının ve gerekse hastane yöneticilerinin SAĞLIK ALANIND, İNSAN YAŞAMINI DİREK İLGİLENDİREN, HAYATİ konularda basın ne bir demeçleri var, ne bir uyarıcı aktarımları var.
Ayrıca KHB nin kendi kurumsal web sitesinde ve çatısı altında bulunan Hastanelerin kurumsal web sitelerinde vatandaşı uyaran, hayati önem arz eden sağlık bilgi ve çalışmaları yok.
Ama yöneticilerin resimleri, ismi, onları anlatan reklamsal veriler bolca mevcut (!)
KHB çatısında bir araya gelen hastanelerin yaptığı alımların tek tek elden geçmesi gerekir.
Özellikle KHB çatısı kurulduğu günden bu yana MERSİN VE YÖRESİNDEKİ tüm hastanelerin alımları, ihaleleri çok ciddi bir şekilde SAĞLIK BAKANLIĞI MÜFETTİŞLERİ tarafından ciddi bir şekilde incelenmesi gerekir.
Dikkat edilmesi gerekenler ise pazarlıklı alımlar. Davet usulü alımlar. Bunların çok ciddi incelenmesi gerek.
Bir önemli husus da, nasıl oluyor da, bu denli iş sıkıntısı çekilen ortamda, ülkemizde herkes iş için çırpınırken ve özel sektör bir biri ardına gümlerken, Mersin KHB çatısında iş yapan başta taşeron firmalar hep aynı firmalar.
Özellikle Bilgi işlem, mr, tomo, yemek, güvenlik gibi firmalar.
Bu firmaların dünü ve bugününün çok iyi araştırılması gerekir.
Sözde emniyet yetkilileri tam 2 senedir bu işi araştırıyorlar (!)
Artık neyi, nasıl araştırıyorlar bilemiyorum.
Ama buralara neşter atılması gerektiğini çok iyi biliyorum.
Teknik takip, fiziki takip dedikleri, makul şüphe dedikleri bu çatıya neden uğramıyor, acaba bu çatıda makamlara gelenlerin ardında çok yüksek siyasi güçler mi var?!
Bir zaman sendika, cemaat birleşkeliği buralarda hüküm sürdü. Bir zaman parti içinde yuvalananların mekânı oldu.
Ama ne olursa olsun, KHB çatısında istenen verim, kalite elde edilemedi.
Yapılan ihaleler sürekli itirazlı ve iptaller yaşamış.
Üstelik çoğunun üzerinde gölgeler var.
Sn. Müezzinoğlu’nun MERSİN için önemle ve ivedilikle bir soruşturma yapması gerekir.
Hem de KHB çatısındaki başta MDH, TDH, KADIN DOĞUM, TARSUS DEVLET, ERDEMLİ DEVLET, SİLİFKE DEVLET, ANAMUR DEVLET, MUT DEVLET, ADSM gibi kurumlar olmak üzere tüm kurumların sıkı bir şekilde denetimi gerekir.
Alımlar, yapılan onarımlar, tadilatlar, inşaatlar, ödemeler, medikal malzemeler başta olmak üzere tüm her şeyin soruşturulması gerekir.
Dikkatli incelemeye alsınlar, bakın neler çıkacak.
Halen hastanelerde Mr ve Tomo olayında hastaya günler sonrasına gün veriliyor. Ve sonuçları çok geç veriliyor. Bu işi sıkıya alan, takip eden yok.
Hastadan yana, hastanın yanında yer alan bir anlayışı Mersin de göremiyoruz.
Şimdi önümüzde bir yeni sözleşme dönemi var.
KHB de yenden görev alacaklar ile Genel sekreter sözleşme imzalayacak.
MDH müdürü Sendikacı kökenli olan Şemsettin Karadoğan’ın istifası söz konusu.
Sendikacılığı yapacakmış.
Şimdi oraya gözünü dikenlerin sayısının haddi hesabı yok.
Partinin kapısını aşındıranların haddi hesabı yok.
Kimse ben bu işe layık mıyım, bu işin ehli miyim demiyor.
Herkes talip olmuş. Olsunlar bakalım.
Bu arada ilginç bir iki isim var.
Birisi Daire Başkanı Atakan Kızılok’un akrabası olan Tarsus müdürü Gültekin’in MDH ye müdür yapılacağı yönünde.
Çok sıkı çalışıyorlar, atraksiyon içindeler.
Bir diğeri Kadın Doğumda kurucu müdürlük yapan, şimdi MDH de müdür yardımcılığını sürdüren Mehmet Ali Gök.
Yoğun bir tempo ile müdür olayım çalışması içinde. Mehmet Ali Gök’ün Kadın doğumdaki çalışmalarının çok ince incelenmesi gerekiyor. Özellikle DMO kökenli alımları ile dönemindeki bilgi işlem ihalesi meselesinin çok titiz incelenmesi soruşturulması gerekiyor.
Yine bir başka isim Selahattin Göksu. Bu isim MDH de yıllar evvel satın almada çalışırken AK Parti iktidarı döneminde bakanlıkça soruşturma geçirip, tenzili rütbe edilip müdür yardımcılığından alınıp ayniyat saymanlığına indirilip, görev yeri de değiştirilmişti. Hatta idari dava açıp göreve iade istemiş kabul görmemişti. Fakat KHB çatısı oluşurken, Atakan Kızılok, Gültekin Arsoy ikilisinin üstün gayretleri ile soruşturma ile gönderilmiş olan bu isim tekraren MDH çatısına getirilip sözleşme imzalanıp ihalelerin başına oturtuldu. Şimdi birileri onu müdür yapalım diyor.
Bir başka ekip ve takım ise Toros Devlette iken Yine Daire başkanı Atakan Kızılok ile beraber çalışan ve hakkında onlarca soruşturma yapılan bir kısmı mahkemeye intikal eden Mustafa Sarı. Burada uzman sıfatı ile çalıştırılıyor. Müdür yapmak istiyorlar.
Sn. Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun tek işi burası değil tabi. Fakat dikkat etmesi gerekir.
Şimdilerde İrfan Şencan isimli müsteşar yardımcısı Mersin’e karargah kurmuş. Üniversiteye rektör olmak ister. Kendisinin faaliyet gösterdiği yazıhane Genel sekreter Yavuz Gözükara’ya ait eski muayenehane. Beleş verildiği ve burada seçim çalışmalarını sürdürdüğü bildiriliyor.
Partinin rektör adayı ise Ahmet Çamsarı. Ahmet Çamsarı’nın eşi ise MDH de Yavuz Gözükara’nın sözleşme imzaladığı Hastane Yöneticisi Memnune Çamsarı.
Herkes bir güç arayışı içinde.
Allah doğrusu ne ise ve hayırlısı ne ise Mersin’e onu nasip etsin.
Diğer taraftan ADSM ye bir müddet önce Başhekim yapılan Selvi Koca’nın durumu.
Bu isim Mezitli Ak Partide geçmişte görev yapmış Mesut Türkoğlu’nun akrabası.
Selvi Koca’nın eşi özel idareden MHP li Büyükşehir belediyesine yeni geçmiş, orada Tiyatro müdürlüğüne getirilmiş kişi. (Ahmet Koca)
Bir başka KHB çatısındaki isim ise, TDH Hastane yöneticisi olan Süleyman Ülger. Süleyman Bey akraba, tanıdık, bildik kim varsa kendi kurumuna getirtti. Bir ekip ve takım kurdu. Ama Hastanede başarı gözükmüyor. Üstelik çalışan personel hiç sevmiyor.
Ak Parti il yönetim ise geleli aylar oldu, buralarda bir yenileşim ve değişim için hiçbir çaba içine girmedi.
Mevcut Taşeronların uzantıları partinin içine egemen haldeler.
Yine partide etkin olanlar buradaki makama getirilenlerin ardında duruyorlar.
Dolayısıyla Mersin halkı kör bir hizmet görüyor.
Sağlık alanında yapılan çok güzel hizmet ve çalışmalar buradalar yansımıyor.
İşin ehli, uzmanı, layık olanların makam getirilmesini acaba kim sağlayacak merak ediyoruz.
Özellikle MDH çatısında bahçede yürüyecek bir alan kalmadı. Bırakın otoparkı… Hepsini yıktı yerine hormonlu binalar diktiler.
Orta yere konuşlanan laboratuar mı dersiniz…. Bahçelere tıkış tıkış yapılan birimler mi… Acil yeni yeri mi…. Kantin yeni yeri mi… Ana giriş kapısı üzerine yapılan yeni onarım ve tadilat mı…
Hangisini sayacaksınız….
Bunların hiçbir MDH nin orijinal projesine uygun değil.
İnşaat Ruhsatları ve Belediye izinleri var mı onu da bilmiyorum.
Ama yaptılar oldu.
Ve hiç de verimli değiller.
Bu inşaat ve tadilatlarında çok sıkı incelenmesi gerekir.
Yine MDH de idari kattaki sürekli tadilat ve onarımın incelenmesi gerekir.
Tasarruf tedbirleri buraya uğramamış demek ki…
İdarecilerin odalarının tefrişatı neden bu denli sık değişiyor incelenmesi gerekir.