Mersin KHB yönetimine...
Bugünkü yazımın ana TEMASI, KHB Genel Sekreterliğinde görev alan şu anki kişilerin durumlarıdır.
Sn. Uz. Dr. Yavuz Gözükara – KHB Mersin Genel Sekreteri.
Şu anda size intikal eden ve hakkında işlem yaptığınız Kamu ihale Kurumu kararı ile ilgili yanlış yorumlar ve yanlış anlatımlar var. Kasıtlı olarak o kararı yanlış yorumlayanlar var. Tarafsız insanlara incelettirin, gerçekleri anlamaya çalışın. Ama benim burada yazacaklarım o kararın doğrusu eğrisini tartışmak değil, olayın başka boyutunu size aktarmak.Başka boyut… Dikkat edin ben başka boyutunu ele alacağım. Bu karar ilgili firmaların işini iptal edin, yaptığınız ihaleyi yenileyin anlamında olması ayrı, ancak bu kararın içinde yer alan anlatım ve bilgilendirmeden yöneticilerin kendisine KISSADAN HİSSE misali bir durum çıkarmasıda gerekir. Nedir? Şudur. Ne diyor bu karar? Ve Bu karara dayanak olan 4734 sayılı kanun… Önce ilgili KİK kararının ilgili bölümlerini bir ele alalım. Lütfen dikkatli okuyunuz.
İşte o karar;
KAMU İHALE KURULU KARARI
Toplantı No: 2013/039, Gündem No: 17, Karar Tarihi: 29.05.2013, Karar No: 2013/UH. II-2260
Bu kararda açık ve bariz bir şekilde yer salan kesin hükmü amir ifadeler var. İşte bazıları…..
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 11’inci maddesinde “Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı veya alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere katılamazlar:
a) Bu Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak idarelerce veya mahkeme kararıyla kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan veya örgütlü suçlardan veyahut kendi ülkesinde ya da yabancı bir ülkede kamu görevlilerine rüşvet verme suçundan dolayı hükümlü bulunanlar…” hükmü, 17’nci maddesinde “İhalelerde aşağıda belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:
e) 11 inci maddeye göre ihaleye katılamayacağı belirtildiği halde ihaleye katılmak. Bu yasak fiil veya davranışlarda bulunanlar hakkında bu Kanunun Dördüncü Kısmında belirtilen hükümler uygulanır.” hükmü,
“İsteklilerin Ceza Sorumluluğu” başlıklı 59’uncu maddesinde,
“Taahhüt tamamlandıktan ve kabul işlemi yapıldıktan sonra tespit edilmiş olsa dahi, 17 nci maddede belirtilen fiil veya davranışlardan Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunan gerçek veya tüzel kişiler ile o işteki ortak veya vekilleri hakkında Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre ceza kovuşturması yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Hükmolunacak cezanın yanısıra, idarece 58 inci maddeye göre verilen yasaklama kararının bitiş tarihini izleyen günden itibaren uygulanmak şartıyla bir yıldan az olmamak üzere üç yıla kadar bu Kanun kapsamında yer alan bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaktan mahkeme kararıyla 58 inci maddenin ikinci fıkrasında sayılanlarla birlikte yasaklanırlar.
Bu Kanun kapsamında yapılan ihalelerden dolayı haklarında birinci fıkra gereğince ceza kovuşturması yapılarak kamu davası açılmasına karar verilenler ve 58 inci maddenin ikinci fıkrasında sayılanlar yargılama sonuna kadar Kanun kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılamaz. Haklarında kamu davası açılmasına karar verilenler, Cumhuriyet Savcılıklarınca sicillerine işlenmek üzere Kamu İhale Kurumuna bildirilir.” hükmü,
“İhalelere Katılmaktan Yasaklama” başlıklı 58’inci maddesinin 2’nci fıkrasında; “Haklarında yasaklama kararı verilen tüzel kişilerin şahıs şirketi olması halinde şirket ortaklarının tamamı hakkında, sermaye şirketi olması halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olan gerçek veya tüzel kişi ortaklar hakkında birinci fıkra hükmüne göre yasaklama kararı verilir. Haklarında yasaklama kararı verilenlerin gerçek veya tüzel kişi olması durumuna göre; ayrıca bir şahıs şirketinde ortak olmaları halinde bu şahıs şirketi hakkında da, sermaye şirketinde ortak olmaları halinde ise sermayesinin yarısından fazlasına sahip olmaları kaydıyla bu sermaye şirketi hakkında da aynı şekilde yasaklama kararı verilir.” hükmü,
Kamu İhale Genel Tebliği’nin “İhalelere Katılmaktan Yasaklama” başlıklı dördüncü bölümünde,
“28.1.8.1 İhale veya son başvuru tarihi itibarıyla haklarında yasaklama kararı veya haklarında kamu davası açılmış bulunan aday veya isteklilerin;
1) İhaleye katılmaları halinde ihale dışı bırakılmaları ve geçici teminatlarının gelir kaydedilmesi,
2) Bu durumlarının tekliflerin değerlendirilmesi aşamasında tespit edilememesi nedeniyle bunlardan biri üzerine ihale yapılmış ancak ihale kararı ihale yetkilisince onaylanmamış olması durumunda, bu isteklilerin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılması ve geçici teminatlarının gelir kaydedilmesi, …gerekmektedir.
……
28.1.9.2. Bununla birlikte aynı Kanunun 11 inci maddesine göre 4734 sayılı Kanun ve diğer kanunlardaki hükümler gereğince geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanmış olanların doğrudan veya dolaylı ya da alt yüklenici olarak, kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihaleye katılmaları mümkün bulunmayıp, bu yasağa rağmen ihaleye katılan isteklilerin ihale dışı bırakılarak geçici teminatlarının gelir kaydedilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda anılan Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen ve Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunmaları nedeniyle haklarında kamu davası açılanların da bu dava nedeniyle ihalelere katılmaktan geçici olarak yasaklanmış oldukları dikkate alındığında; haklarında ihalelere katılmaktan yasaklama kararı bulunanlar ile kamu davası açılmış olanların bir tüzel kişi veya başka bir gerçek kişi adına teklif vererek ihaleye katılmaları halinde aday veya istekli durumunda olanların, maddede belirtilen yasağa rağmen ihaleye katılmış olması nedeniyle ihale dışı bırakılarak geçici teminatının gelir kaydedilmesi gerekmektedir.
…28.2.3. 4734 sayılı Kanunun 59 uncu maddesinin 2 nci fıkrası gereğince bu Kanun kapsamında yapılan bir ihaleden dolayı haklarında kamu davası açılanlar, kamu davası açıldığı tarihte 58 inci maddenin 2 nci fıkrasında sayılanlarla birlikte ihalelere katılamayacaktır. 58 inci maddenin 2 nci fıkrasında sayılan ve ihalelere katılamayacak olan ortak/ortaklıklar belirlenirken, kamu davası açıldığı tarihteki durum dikkate alınacaktır. Bu nedenle, bu Kanun kapsamında yapılan bir ihaleden dolayı kamu davası açıldığı tarihte Kanunun 58 inci maddesinin 2 nci fıkrasında sayılanlar arasında yer alan gerçek ve tüzel kişilerin bu durumlarında daha sonra bir değişiklik olsa bile yargılama sonuna kadar Kanun kapsamında yer alan kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine katılmaları mümkün bulunmamaktadır.
İdareler, hakkında kamu davası açılan isteklinin 58 inci maddenin 2 nci fıkrasında sayılan ortak/ortaklıklarını, ihaleye katılım aşamasında sunulan belgeleri dikkate alarak ve gerektiğinde yapacağı araştırmalar neticesinde tespit edecektir.” açıklaması bulunmaktadır.
Belirtilen hükümlerin bir arada değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere;
10.11.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6359 sayılı Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’la aynı Kanun’un 11’inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “olarak” ibaresinden sonra gelmek üzere “idarelerce veya mahkeme kararıyla” ibaresi eklenmiş ve bu değişiklik sonucunda söz konusu bent, yukarıda hükmüne yer verildiği şekilde düzenlenmiştir. Bu bentte değişiklik yapan 6359 sayılı Kanun’un gerekçesinde de “…Kanunun 59 uncu maddesinde yer verilen özel düzenleme veya özel kanunlarla yer verilen düzenlemeler nedeniyle ihalelere katılamayacak durumda olanların ihalelere katılması halinde, bu kişilerin sadece tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılması, ancak bu durumda olanlar hakkında 4734 sayılı Kanunun 11 inci ve 58 inci maddelerinde yer alan müeyyidelerin uygulanmaması gerekmektedir. Uygulamada karşılaşılan belirsizliğin ortadan kaldırılması ve özel düzenlemeler nedeniyle ihalelere katılamayacak durumda olanların 11 inci madde kapsamında değerlendirilmemesini teminen, 4734 sayılı Kanunun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin ilk cümlesinin değiştirilerek, kamu ihalelerinden yasaklanmış olma halinin idari bir işlem veya mahkeme kararının bulunması koşuluna bağlanması öngörülmektedir.” açıklamasına yer verilmiştir. Dolayısıyla, 4734 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hüküm gereğince hakkında kamu davası açılanlar kendisi ya da bir tüzel kişi veya başka bir gerçek kişi adına doğrudan veya dolaylı olarak teklif vererek ihaleye katılamayacakları gibi, ortağı oldukları şahıs şirketleri ile sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları sermaye şirketleri de ihalelere katılamayacaktır. Buna rağmen katılması durumunda ise, değerlendirme dışı bırakılacak, ancak geçici teminatları gelir kaydedilmeyecek ve idarece haklarında kamu ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilmeyecektir.
Ayrıca, ihaleye katılamayacak olan ortak/ortaklıklar belirlenirken kamu davası açıldığı tarihteki duruma bakılacak, kamu davasının açıldığı tarihten sonra hisse devri gerçekleşmiş olsa dahi bu durum yarısından fazlasına ortak olan sermaye şirketinin hukuki durumunda bir değişiklik yaratmayacak ve kamu davası açıldığı tarihteki hisse durumuna göre sermaye şirketi de ihalelere katılamayacaktır.
Kamu İhale Kurulunun “Haklarında kamu davası açılanların ortağı olduğu şirketlerin ihalelere katılması”na ilişkin 09.08.2010 tarih ve 2010/DK.D-124 sayılı kararında ise “…1-Haklarında kamu davası açılanların, kamu davasının açıldığı tarihteki hisse durumuna göre 4734 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin 2 nci fıkrasında sayılanlarla birlikte ihalelere katılamayacağı…
BAKINIZ SN. YAVUZ GÖZÜKARA, YUKARIDAKİ KİK KARARINDAKİ İFADELERİ TEKRAR TEKRAR BAŞA DÖNÜP OKUYUNUZ.
Bu karara esas teşkil eden yasa maddesi açık. “HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILANLAR, HAKKINDA MAHKEME TARAFINDAN KOVUŞTURMA OLANLAR, İHALEDEN YASAKLI OLAN hiçbir firma ve sahibi, yöneticisi Devlet ile iş yapamayacağı, ihaleye katılamayacağı” kesin hükmü amirdir.
Kamu ihale genel tebliğinin yukarıda sunduğum 28.2.3. de ne diyordu?
“İdareler, hakkında kamu davası açılan isteklinin 58 inci maddenin 2 nci fıkrasında sayılan ortak/ortaklıklarını, ihaleye katılım aşamasında sunulan belgeleri dikkate alarak ve gerektiğinde yapacağı araştırmalar neticesinde tespit edecektir.”
Peki, şimdi iptalini yaparak yeniden tekrarlayacağınız işe imza atan satın almacılar, komisyon başkan ve üyeleri, ilgili memurlarınızın bu işte hiç mi suçu yok? Niçin titiz ve hakkaniyetli bir çalışma sergilememişler?
Bu nedenler bir kenara, ilgili KİK KARARINININ 9.UNCU SAYFASINDA:
“İhale analiz modülü üzerinde yapılan incelemede Kayacı Bilgisayar Güvenlik Otomasyon Sistemleri Elektronik Gıda İnşaat Taahhüt İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti.nin eski ortaklarından Hakan Kayacı hakkında 04.11.2011 tarihinde Tarsus Ağır Ceza Mahkemesince kamu davası açıldığının tespit edilmesi üzerine, anılan mahkemeden açılan kamu davasının hangi tarihte adı geçen kişiye tebliğ edildiği ve yargılamanın devam edip etmediği hususlarında bilgi istenilmiş, anılan mahkeme tarafından gönderilen yazıdan kamu davası açıldığının Hakan Kayacı’ya 06.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği ve yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır.”
“Yukarıda yapılan değerlendirmeler uyarınca Kayacı Bilgisayar Güvenlik Otomasyon Sistemleri Elektronik Gıda İnşaat Taahhüt İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti.nin ortağı Hakan Kayacı’nın 15.12.2011 tarihinde ortaklıktan ayrılmış sayılacağı, kamu davasının ise adı geçen kişiye 06.12.2011 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla, kamu davası açıldığını öğrendiği tarih itibariyle şirkette ortak olduğu ve ortaklık hissesinin % 99,5 olduğu ve bu bağlamda adı geçen isteklinin ihaleye katılamayacağı anlaşıldığından Kayacı Bilgisayar Güvenlik Otomasyon Sistemleri Elektronik Gıda İnşaat Taahhüt İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti.nin teklifinin değerlendirme dışı bırakılması gerektiği sonucuna varılmıştır.”
YİNE İLGİLİ KİK KARARINININ 13. SAYFASINDA; “Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri uyarınca, 4734 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan hüküm gereğince hakkında kamu davası açılanlar kendisi ya da bir tüzel kişi veya başka bir gerçek kişi adına doğrudan veya dolaylı olarak teklif vererek ihaleye katılamayacakları gibi, ortağı oldukları şahıs şirketleri ile sermayesinin yarısından fazlasına sahip oldukları sermaye şirketleri de ihalelere katılamayacaktır. Buna rağmen katılması durumunda ise, değerlendirme dışı bırakılacak, ancak geçici teminatları gelir kaydedilmeyecek ve idarece haklarında kamu ihalelerine katılmaktan yasaklama kararı verilmeyecektir.”
YİNE İLGİLİ KİK KARARININ 14. SAYFASINDA : “Sonuç olarak, yukarıda mevzuata aykırılıkları belirtilen işlemlerin düzeltici işlemle giderilebilecek nitelikte işlemler olduğu tespit edildiğinden, Arsoft Yazılım Güven Sist. Telekm. İnş. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti., Kayacı Bilgisayar Güvenlik Otomasyon Sistemleri Elektronik Gıda İnşaat Taahhüt İthalat İhracat San. Tic. Ltd. Şti. ile Panates Bilişim ve Teknoloji San. Tic. Ltd. Şti.nin tekliflerinin değerlendirme dışı bırakılması, ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif olma ihtimali bulunan istekli/istekliler tarafından teklif edilen ürünlere demonstrasyon yapılarak ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif sahibinin belirlenmesi ve bu aşamadan sonraki işlemlerin mevzuata uygun olarak yeniden gerçekleştirilmesi gerekmektedir.”DEMEKTEDİR…
Bunun üzerine şu an idareler, başta siz olmak üzere, ilgili firmanın sözleşmesini iptal edip bu işi yeniden ihaleye çıkacağınızı ilgililere bildiriyorsunuz. Diğer taraftan ilgili ve yetkili makamlarda oturanlar işin başka boyutu var mı diye de ayrıca araştırıyorlar.
Sn. Gözükara, Yazıma başlarken, işin başka boyutuna değineceğim demiştim. O başka boyut şudur… Bakınız devlet, yasa çıkarmış, açık açık tavrını koymuş. Bu yasa 4734 sayılı yasa ve Kamu ihale genel tebliğinde belli. Ne diyor? “HAKKINDA KAMU DAVASI AÇILANLAR, HAKKINDA MAHKEME TARAFINDAN KOVUŞTURMA OLANLAR, İHALEDEN YASAKLI OLAN hiçbir firma ve sahibi, yöneticisi Devlet ile iş yapamayacağı, ihaleye katılamayacağı” kesin hükmü amirdir.
Şimdi sorarım size. Devlet kendisi ile iş yaparken, ihaleye fesat karıştıran, ihalede edimin ifasına fesat karıştıran, yolsuzluğa bulaşan, fahiş fiyatla mal sattığı anlaşılanları tespit edince ihaleden yasaklıyor ve bunlarla bir daha iş yapmayacağını beyan ediyor.
Peki, bu işlere sebebiyet veren, ihalenin fesadına yol açan, edimin ifasına fesada yol açan, rüşvete ve iltimasa yol açan, görevini kötüye kullanmaktan yargıya düşen, görevi suiistimal ve ihmalden yargıya düşen Devlet memuru için neden idari işlem yapılmıyor? Önleyici tedbir alınmıyor? Diyeceksiniz ki, bu benim sorunum değil. Elbette.
Ancak devlet, soruşturma yapmış, bir kısmı için idarecilik yapamaz, bir kısmı için bulunduğu makamdan alınıp başka makama verilmesi, bir kısmı için maaş kesim, bir kısmı için kınama cezaları vermişse ve siz bunları üst makama taşıyorsanız, bunu araştırmak size düşer. Ve böyle olanları makamda tutmamanız gerekir. Ancak sizin alt kadrolarınızda halen yargılamaları devam eden isimler var ve bunlar aklanmadan bulundukları yerden üst makamlara getirildiler. Kimi daire başkanı, kimi uzman yapıldı. Olacak iş değil. Ama oldu.
Bu devleti o kurumda en üst seviyede siz temsil ettiğinize göre, bu işin muhatabı da sizsiniz. Sözleşmeyi bunlarla siz imzaladınız. Vicdanınız rahat mı? Haklarında mahkûmiyet yok, henüz ceza almamışlar derseniz, KİK kararını okuyun derim. Bakın firma hakkında da mahkûmiyet yok, yasaklama da almamış, ama kesin hükmü amir ifade var. Dava açılmışsa işe giremez diyor. Bunlar hakkında da dava açılmış ve aklanmamışlar. Ama üst makamlara gelmişler. Bunlar gelecek diyerek, siz Başhekimken, sizinle yol yürüyen ve namusu ile çalışan onlarca hastane müdür yardımcısı ve başhekim yardımcısı idareci şu an boşluktalar. Bunların bir kısmı araştırmacı adı altında değişik ilçelere ihdas edildiler. Yılların idarecileri maddi ve manevi zarara uğradılar. Günah değil mi? Devletin yetiştirdiği çoğu akıl küpü tertemiz isimlerdi. Haklarında tek bir soruşturma ve ceza olmayan insanlardı. Adamların içinde bu eğitimi almış olanlar vardı, mesleklerinden ve ekmeklerinden uzaklaştırdınız.
Sn. Gözükara bu tutum ve davranış kamuoyunda derin yaralar açıyor. İş yerinde çalışma barışına zarar veriyor. Bu durum içinize nasıl siniyor? Vicdanen rahat mısınız? Ak Parti İl Başkanına bunların birçoğu yalan yanlış bilgi veriyor. Milletin günahına giriyorlar. İl başkanını, yanıltmanın, kandırmanın kime ne faydası var? Olan devlete oluyor. Bakın iş yürümüyor. Başında bulunduğunuz kurum tıkanmış vaziyet de. İşten anlayan, işi takip eden, hizmeti kusursuz hale getirecek kişi bulamıyorsunuz. Yapılan ihaleler hep itirazlı, hep mahkemelik. İhalelerin hazırlanan teknik ve idari şartnameleri kanundan, yasadan uzak olduğu için işler iptal ediliyor.
Naçizane önerim, alt kadrolarınızdaki çalıştığınız isimleri tekrar elden geçirip, iş bilen, işin ehli, ehliyet ve liyakat sahibi olan kişileri makamda tutun, diğerlerini ayıklayın. Yoksa sadece size değil, kuruma da yazık olacak.
www.haberanaliz.net
CEVAP HAKKINA SAYGILIYIZ. Cevabı yazıda, adı geçen ilgilisi ve yetkilisi göndermesi gerekir. Telefon ve iletişim bilgilerini koymayı unutmayınız.
CEVAP GÖNDERECEĞİNİZ ADRES: batuhansezerhaberanaliz06@gmail.com