haberanaliz
Her şeyin Başı SAĞLIK

Her şeyin Başı SAĞLIK

Mail: hbssaglik@gmail.com

Mersin Saglığın yeni hali evlere şenlik..

Mersin Saglığın yeni hali…

Önce sormak isterim, HARAMİDEN HARAMİYE ÇALMAK MÜBAH MI?

Saglık’ta hastanelerde yeni dönem başladı… Sayın Başbakan, Sağlık Bakanı ve Kamu Hastaneler Kurumu Başkanı gazetelerde televizyonlarda sürekli sistemi anlatıyorlar ve övüyorlar. Üstünde çok çalıştıklarından eminim.

Anlaşıldığına göre sistemde eski sağlık bakanlığı genelge ve yönetmelikleri, başarı kriterleri ve hedefleri aynen devam ediyor.Değişen ne? Değişen, yöneticilerin yüksek maaşlarla sözleşmeli yapılması, yöneticilere karne verilmesi. Bakanlık buna ihtiyaç duydu, kendi çıkardığı yönetmelikleri beğenemediğinden mi yoksa bu yönetmeliklerin yerelde uygulanmamasından mı?

Demek ki yereldeki yöneticilerden memnun değildi. Ancak çeşitli ilişkiler devreye girince yöneticilere kimse dokunamıyordu.

Ben yıllarca yazdım, sağlık bakanlığının güzel hizmetleri Mersine yansımıyor dedim, kimse tınlamadı. Şimdi tüm yenilenme yöneticiler üzerine yapılmış yani sorun yöneticilerde imiş, tarih beni haklı çıkardı.Karnelerle başarıya göre değerlendirme yapacaklarmışşşşşş.

Sayın Kamu Hastane Birliği Başkanım bu karneye başlangıçta da bir baksaydınız, atama yaptığınız kişilerin sicil dosyalarını karıştırsaydınız.Kurumları kurtaracak diye gelenler Kimler bir baksaydınız.  Gene sizin hükümetiniz döneminde sizin müfettişleriniz önerisiyle, sayın sağlık bakanı Recep Akdağ’ın talimatıyla yöneticilikten alınanları nerelere atadınız inceleseydiniz. Bu kişilerin dosyaları neyle dolu? Disiplin cezaları, mahkeme tebligatları mı yoksa takdirname belgeleri, liyakat belgeleri mi dolu? Yöneticilere bir başlangıç karnesi de verseniz iyi olurdu.

Karne puanlarına baktım, çeşitli başarı ölçütleri var. Peki bunların arasında sicili düzgün, dürüst, çeşitli liyakat belgelerine sahip olmak gibi bir kriter olsa ne olurdu? Buna kim karşı çıkardı. Yoksa sağlık bakanlığı teşkilatında bu özelliklerde kimse yok mu? Temiz Sicil ve liyakat kırıteri konsa idi acaba, mevcut kişiler yer alamayacağı için mi konmadı. Yöneticileri sadece sağlık bakanlığından seçmek zorunda da değilsiniz. Mersinde halen görev yapmakta olanların CV Ankara’ya gönderildi. Anlaşılan o ki o belgelerde sadece siyasi referanslar incelenmiş. Siyaset de bula, bula aynı kişileri bulmuş (!) Acaba neden?Bakanlık kendi başarıları yerele ulaşsın diye çırpınıyor, kurum yapısını değiştiriyor, yerel siyasetçiler de aynı haksızlık hukuksuzluk ama fayda düzeni devam etsin diye çırpınıyor.

Kadersiz Mersin’im de bir şey değişmeyeceğinin örneğini bakın size anlatayım. 1 Kasım 2012 Mersin Adliyesinde ağır ceza mahkemesin de bir dava vardı. Mersin Toros Devlet Hastanesinde otomasyon ihalesi ile ilgili. Savcının İddiaları ihaleye fesat karıştırmak, kamuyu zarara uğratmak, görevi kötüye kullanmak, hastane yöneticileri ve onlara güvenip çeşitli yerlerde imzaları olan 40 kişi sanıktı. Önce şu 40 kişiyi inceleyin, araştırıp soruşturun, hakkındaki müfettiş raporunu okuyun, yapmazlar (!) Allahın işine bakın ki hastanelerde dönüşümün son günü 1 Kasım ağır cezada yargılananlar 2 Kasım 2012 günü yüksek, yüksek maaşlarla taltif edildiler yüksek makamlara getirildiler. Allah bu tarihi denk getirmiştir… Bazı şeyleri gözünüze sokmak için denk getirmiştir.Anlayan anladı da anlamayana davul zurna az.

Mahkemede yargılanan sanıklar ve yeni makamları; Atakan Kızılok Mersin kamu hastane birliği mali işler başkanı. Bu ne demek? Taaa Anamur’dan Çamlıyayla’ya kadar hastanelerin alımı satımı borcu alacağı bu kişiden sorulacak demek. Trilyonlarca parayı ihale edecek demek.

Süleyman Ülger Toros devlet hastanesi hastane yöneticisi ve başhekimi, Mustafa Sarı Toros devlet hastanesi müdür yardımcısı, Sakine Altan büyük umutlarla kadın doğum ve çocuk hastanesi müdür yardımcısı oldular. Hayırlı olsun hayırlı. Birilerine hayrı olur ama bu birileri çalışanlar mı vatandaş mı olur bunu zaman gösterecek.

Ak parti döneminde aynı sağlık bakanlığı müfettişleri ve sağlık bakanı tarafından Atakan Kızılok il sağlık müdürü iken tenzili rütbe ettirildi, Şemsettin Karadoğan Çeşitli cezalar aldılar ve Bakanlık bunları yargılanmaları için yargıya havale etti. Geçmişten şimdiye ne değişti.Bu kişiler birdenbire yetenek mi kazandılar, tövbe mi ettiler, nasıl AKlandılar, kim AK ladı ne oldu? Şimdi yüksek yüksek maaşlara en etkili yerlere getirildiler. Buna kimse bakmadı mı hayret bir şey.

Dr. A.Atakan Kızılok Mersin İl Sağlık Müdürü iken Sağlık bakanlığı Müfettişlerince yolsuzluktan görevden alınıp Toros Devlet hastanesine Satın almadan sorumlu Başhekim yardımcısı yapılmıştı. Tabi bu kişi Komisyon başkanlığı yaptığı ihalelerin hemen hemen hepsinden soruşturma geçirip kamu zararına sebebiyet vermiş olup bu davalardan ağır cezada yargılanmaya başladı ve yargısı devam ediyor. Böyle bir kişiye Hale Mersin ilinin Mali işlemlerden sorumlu yapılması düşündürücü ve ibret vericidir. Demek ki Bu kişin finans aktarımdan birçok kişi memnun ki il başkanları değişse bile bu adam ne hikmet ise değişmiyor (!)

Çalıştığı dönemlerde hastane borçları hat safhada olup, çalışan personellerin döner sermayeyi tabandan almasına sebep olandır.Mustafa Sarı yıllardır satın alma sorumlusu olarak başhekim Cavit Göktaş ve Süleyman Ülgerin yargılanmalarına ve cezalar almalarına sebebiyet verdiği bir gerçektir. Ve haklarında yargı dosyaları vardır. Bu yeni yapılanmada ne hikmetse Toros devlet hastanesinin mali işlerin tekrar başına getirildi. Bu kişi birçok ihale yolsuzluğundan dolayı disiplin cezası alan ve kamu zararı oluşturmaktan ağır ceza mahkemesinde yargılanmaktadır. İşin garibi sağlık bakanlığı müfettişlerince soruşturmaları devam etmekte iken soruşturmaya ait bir ihaleye dosyasından belgeleri yok ederek, sağlık bakanlığı müfettişlerini yalan yanlış bilgi ve belge vererek soruşturmanın seyrini değiştirmeye çalışmıştır. Yani Dr. Atakan Kızılok ile Mustafa Sarı bu ekibin ikisidir. Bunların burada kalması için mücadele veren ekibin 3. kişisi hangi siyasetçi ve kimdir?

Genel sekreter popüler deyimle CEO, Yavuz Gözükaranın bundan ibret almadan neden ısrarla bu kişilerle çalışmak istediğini anlamak mümkün değil. Kendini dindar yönetici diye tanıtanlar dikkat etsin ki Kur’an, birçok ayetinde geçmişten ibret alınmasını tavsiye etmektedir…. Neyse kendi düşen ağlamaz demiş atalarımız. Bizden uyarması! Sayın Başbakan ve Sağlık Bakanımız her ortamda sistemi övüyor ve inanıyorlar...

Mersinde de ak parti il başkanı atamalarına bizzat müdahil olduğu yöneticilere başarılar dilemeli ve bunu ekranlarda bizzat açıklamalı ve yapmalıdır. Dürüstlüklerine, yeteneklerine, bilgi ve becerilerine güvendiği bu bürokratları tebrik etmeli ve sistemi vatandaşa anlatmalı ve bunlara kefil olmalıdır. Çünkü yeni yönetimin başarı ve başarısızlığını vatandaşa anlatacak olan Ak Parti il başkanının kendisidir. Vatandaş Yavuz’u, Atakan’ı, Süleyman’ı, Sakine’yi, Mustafa Sarı’yı ve diğerlerini bilmez.. Vatandaş hizmetin karışlığını sandıkta siyasetçiye verir. Neyse Allah hepsinin yolunu açık etsin. Ak parti Mersin il başkanı MEKİN MERTER SALT demek ki kendi iş yerini de böyle yönetiyor (!) Demek şirketinde cam kıran, şirketi zarara uğratan, şirketle mahkemelik olan çalışanları daha yüksek maaşla başka bölümlerde görevlendiriyor (!) Mükemmel bir işletme mantığı (!)

Ayrıca yeni yapılanmada kaç kişi MARAŞ ve kazalarından bunu da bir açıklasınlar! Memlekette Maraş ve kazalarından başkaca kimse yok mu? Atanan kişilerinin kimi kendi Maraşlı, kimi eşi….

Herkes görevini yapacak bende vatandaş ve gazeteci olarak görevimi kamu adına yapacağım... Benim görevim de vatandaşa olan biteni olduğu gibi anlatmak… Bizde kendi çapımızda kamu adına bunlara karne notumuzu vereceğiz…

Gelelim bu işler gerçekleşirken birde işin planlamasına.. Bakanlık diyor ki; “Sözleşmenin yürürlüğe giriş tarihi itibariyle ilgililer sözleşme imzaladıkları pozisyonda göreve başlamış sayılacaktır’’..

2 Kasım tarihiyle hastanelerden gidenler oldu, kalanlar oldu. Yetkili kişiler değişti. Aylar önceden 2 Kasımda birliğe geçileceği ve bu değişikliklerin olacağı biliniyor. Buna rağmen yemek, otomasyon vb. trilyonluk büyük ihaleler 31 Ekim, 1 Kasım, 6 Kasım… gibi tarihlere veriliyor. Bu nasıl bir planlamadır. İhaleye komisyonları, ihale yetkilileri değişmiş ne zaman firmalara bildirilecek, firma itiraz etse muhatabı kim, o hastanede ilk defa göreve başlayacak olanların suçu ne? Konuyu bilmeden önüne geleni imzalayacaklar. Yavuz Gözükara da Süleyman Ülger de 2 Kasımdaki değişimi bilmesine rağmen neden böyle tarihleri seçtiler.  Bu karmaşaya bilerek zemin hazırladılar. Bunlar oyuncak mı Kamu İhale Kanunu sizi her şekilde bağlar. Bakalım bu ihalelerin tarih belirlemesin altından ne bit yeniği çıkacak. Bu karmaşa ortamında ihale yapmamın nedeni ne, acaba puslu havada gözden ne kaçırılır sanıldı. Merak etmeyin yakında çıkar kokusu. Planlama işlerinden karnelerine bir sıfır ben verdim bile. Yeni yapılanmaya göre tıbbi hizmetler ve Mali hizmetler ayrıldı. Görev yetki alanları da ayrı.Başarı ölçütleri olan faaliyetler de ayrı. Yani bir başhekim yardımcısı artık ihale komisyon başkanı değil. Tüm mali işlemleri mali işler müdürlüğü yapacak. 2 Kasım itibarıyla görevden ayrılan İhale komisyon başkanlarından ayrılanın yerine denk bir yedek başhekim yardımcısı nasıl görevlendirilecek. Başhekim yardımcısının görevi de değil, yetkisi de değil.. Başlanmış bir ihalenin Hastane müdür yardımcısı mı başlanmış bir ihalenin başkanlığına devam edecek.Bunlar hep planlama hatası. Bunları kim düşündü sanki. Herkes nasıl yer kaparım da daha yüksek maaş alırım diye siyasetçilerin ardından koşmakla meşguldü. Neyse büyük çabalar sonucunda makamlara geldiler… Ama artık öyle oturmak yok. Başhekim yardımcıları, müdür, müdür yardımcıları bizzat gidip işlerde çalışacaklar. Artık öyle birim sorumluluğuydu, şeflikti gibi makamlar yok. Bunların hepsi sona erdi.

Bakanlığın talimatı var “663 sayılı KHK’da yer alan pozisyonlar dışında bir unvanda görevlendirme yapılamayacaktır” diyor.Birimlerde çalışan memurlar var bir de müdür yardımcıları. Başka unvan ve makam yok. Şimdi hastanelerde ne kadar torpilli, sendikalı, yandaş, mandaş varsa onlara sorumlu, şef falan filan uydurup bir de oda tahsis edip onları çalıştırmak yok. Bakanlık öyle eskisi gibi odada oturun diye vermedi bu yüksek maaşları. Bu işin ben bizzat takipçisi olacağım. Yönetmeliğe aykırı görevlendirme yapamazsınız. Yeni dönemde personelin kaygıları korkusu var… Bu atamalar bu kadar siyasi yapıldı diyorlar. Yeni yöneticiler siyaseti iyice arkasına aldı, Süleyman Ülger tam Kullanabileceği ekibi kurduğu gibi, keyfi istediği uygulama ve değişikliği yapacak deniyor. Çalışanları ben anlıyorum.Olanları defalarca yazdım. Toros Devlet Hastanesinde anestezi teknisyeni Fatih ERMİŞ’i Başhekim kafasına taktı. Sadece ve sadece hakkını aradığı için adama etmediğini bırakmadı. Başka bir memur mahkemede hakkını aradığı için Mezitli ye sürdü onu da yazdım.Yaşananları ve Süleyman Ülgeri düşününce hak veriyorum personelin korkusuna. Fatih ERMİŞ tacizlerden bıktı, tayin istedi, memleketini değiştirdi gitti. Gittiği şehirde hala adamla uğraşıyorlar. Çalışanlar işyeri güvencemiz mi kalkacak diye korkuyorlar.

Sağlık Bakanı da rahatlatmak için çeşitli açıklamalar yapıyor. Gerçi Mersin sağlık bakanını dinlemez ama bakalım neler olacak. Umarım, bu kişiler İmzaladıkları Kamu Hastaneleri Kurumu Hizmet Sözleşmesinin Madde- 9-10-11  maddelerine uyarlar, uymaz ise kendileri bilirler artık 657 sayılı Devlet Memurlarının koruma zırhı üzerlerinden  kaldırılmıştır.

Sayın Valim, Burada kırk harami anlayışı ile yürütülen işlemlerin bizzat siz de takipçisi olunuz. Bakanlık rehberlerine göre Valilikler de İl Özel idareleri de Kamu hastane birliğine ödenek tahsis edebilecektir.Bu durumda Özel İdare kaynaklarını idare edenleri de verimlilik ve dürüstlük yönünden siz de takip ediniz..

Gelelim otelcilik hizmetlerine… Kamu Hastane birliği başkanı açıkladı, önümüzdeki dönemde otelcilik işletmesi için otelcilik sektöründe deneyimli ilave müdür ataması yapılacakmış. Bakanlık resmi olarak mesleki bilgisi, tecrübe veya ihtisası uygun kişiler görevlendirilerek hizmetin yürütüleceğini açıkladı.  Otelcilik hizmeti çok önemli hastanedeki tüm hizmetin vatandaşa yansıyan vitrini. Bu görevi yapacak kişinin otelcilik sektöründe eğitimli, deneyimli, genç, dinamik, hastaneye 24 saatini ayırabilecek, yabancı dil bilen kişiler arasından seçmelisiniz. Ancak bu durumda özel hastanelerden hasta alabilirisiniz.Eğer torpilli, sendikalı, partili mantığıyla birilerine makam vermek için bu makamlara adam seçilirse olacak olan bellidir. Otelcilik müdürü ile beraber hastane yöneticisi de başka yöneticiler de hantallaşır ve yok olur gider. Özellikle Toros Devlet Hastanesi yep yeni, modern binası ile iyi bir otelcilik müdürü atamalıdır. Vatandaş o yepyeni, tertemiz binada en güzel şekilde ağırlanmalıdır. Yoksa o binaya da hizmetlere de yazık edersiniz. Diğerlerine de aynı şekilde donanımlı otelcilik müdürleri atanmalıdır. Ben de iyi ve güzel olan her şeyin yanındayım… Bir teşekkür yapmak istiyorum. Değerli bir iş adamımız aracılığı ile MDH yoğun bakım ünitesi pırıl pırıl olmuş. Emeği geçen herkesten ALLAH RAZI OLSUN. İnşallah yöneticiler ve atayıcılar benim eleştirilerimdeki iyi niyeti görebiliyorlardır.  Göremiyorlarsa da canları sağolsun, Allah biliyor yeter. Yeni bir dönem başladı başarılı olmasını istiyorum.  Hep birlikte göreceğiz. Benim Temennim, ruhunu  şeytana satanlardan olmayın.

ŞİMDİ GELEYİM İKİ GÜNDÜR DURUMUNU AKTARDIĞIM MDH YEMEK İŞÇİLERİNE… Şu an yaklaşık 9-10 kişi işten atılmış… Uydur kaydır nedenlerle sen git gelme, senle çalışmayacağız denmiş. Durumu aktaran yazılar yazıyoruz. HAK, HUKUK, ADALET diyen bu yöneticilerimizin umurunda bile değil. Ne hikmet ise, atılanlardan birisini Diyet uzmanının ağır baskısı ile geri almışlar. Bir başkasını bir başka yöneticimizin baskısı ile geri almışlar. Diğerlerinin sahibi yok demek ki, ortada dımdızlak kalkmışlar. Ben şimdi o işten ne maksatla atılanları dinliyorum. O mutfakta hiçbir görevi, unvanı olmayan, şirketin bordrosunda gözükmeyen, İDARİ VE TEKNİK şartnamelere aykırı şekilde o mutfakta gezinen ve patron rollerindekileri idare eden DİYET UZMANLARI BAŞTA OLMAK ÜZERE, HASTANE YÖNETİCİSİ, MÜDÜRÜ ne yapmaya çalışıyor, bunu araştırıyorum. Güya dermiş ki, siz benden evvelde burada olan birilerini idare ettiniz, karışmadınız, beni de idare edecek, karışmayacaksınız, yoksa konuşurum (!) Ne konuşacakmış?Konuşsun. Zaten bu aralar ağzı olan konuşuyor. Bırakın oda konuşsun.Filanı maaşa bağlamış, filanı yedirmiş içirmiş, filanı giydirmiş, filana ev almış dedikodusu ve karalama mantığı ile mi yol yürüyeceksiniz?Bunları konuşanın siz önce bir sabıka kaydını isteyin! Ayrıca bu güne kadar yaptığı iş yerlerindeki referanslarını isteyin! Üstündeki kimliği incelettirin. Özel hayatını araştırıp soruşturun! Çalışanlara nasıl davrandığını, kadınlara ne gibi hareketler yaptığını o çalışan kadınlara sorun! Ben bu kişi ile ilgili bir yıl önce de yazdım, tınlamadınız. Niye?Kimin hemşerisi, kimin yanına sık sık gelip gidiyor, hangi satın almacı ile kahvelerde buluşuyor birde buna bakın. Çıkarılan işçiler devletin koruması altındadır. Ortada şartnameler var. İdarenin bilgisi ve dahli olmadan bir tek adamı çıkartamazlar. İşten çıkartan dermiş ki, ben gittim genel sekreter ve hastane yöneticisi ile konuştum çıkartın dedi.Böyle bir şey nasıl olur? Gelen şirket idari düzeyde kendisi ile yol yürüyecekleri belki ayıklar, bunlarda şartnamede en fazla 2-3 kişiyi geçmez. Zaten onu da yapmışlar. Ama meydancısı, garsonu, işçisi diyerek toplamda 9- 10 kişiyi işten atmak ayıptır, günahtır, yazıktır.Orada 6- 7 yıldır çalışan ekmek yiyen insanlar var. Herkesin çoluk çocuğu var. Vicdanlarınız bunu nasıl kabul eder? Genel sekreter ve hastane yöneticisi bu işe neden el atmaz? Kimine sen git iki üç gün gelme, kimine direk senle çalışmayacağız çek git demek cesaret ve mantığı nasıl olur? Şimdi o işçiler rapor almışlar, başlarına gelecekleri biliyorlar. Genel sekreter ve hastane yöneticisi duruma el atmalı, bir BABA edası ile olayları tahkik etmeli. Şirketi değil, o çıkartılan işçileri de çağırıp bir dinlemeli. Günah ya!

BU ARADA TDH NİN YAPILAN BİLGİ İŞLEM İHALESİ herhalde bozuldu ki, dün kamuoyuna bir ihale ilanı yansıdı. Genel sekreterlik üç beş hastaneyi birden yapacakmış. 2013 yılı için. Çok iyi olmuş. Ama bu konu ile ilgili detay bilgiler vereceğim, şimdi idari ve teknik şartnameleri inceliyorum. Ayrıca katılım yapan firma sayısı 7, yaklaşık maliyet ise 1.977.846 gibi bir rakam.

KADIN DOĞUM hastanesi yemek ihalesi yapıldı. Hiç durum Sağılık müdürlüğü basın bürosuna bildirilmedi. Yazdık o yerli olmadılar. Yemek yaklaşık bedeli 2.613.172.33 civarı bir şey belirlemişler. Neye göre, nasıl belirlemişler sır gibi saklıyorlar. İhale anında söyleniyor tabi. 10 firma katılmış. 1.540, 1.678, 1.911, 1.918, 1.978, 2.114, 2.399, 2.408, 2.411, 2.451 lira fiyat verenler olmuş. Ne karar verdiler bilmiyoruz. Çünkü sır gibi açıklamıyorlar. Açıklık, şeffaflık ilkeleri hak getire. Ancak idari ve teknik şartnamelere ulaştım. Teknik şartnamede bu kez bebek menüsü konmuş. Bunun için ayrıca tebrik ederim. Doğrusu budur. Ama teknik şartnamede çok hatalar tespit ettim, bunları dile getireceğim. Eğer ihalenin yapılmadan evvel teknik ve idari şartnamesini kendi veb sitelerine koymuş olsalardı, uyarır düzeltmelerini sağlardık. Bu teknik şartnameye göre içerdeki firma içerdekinin insafına kalır. Hatalar var. Bu hatalar hem şirketin, hem idarenin işine geldiği için ses çıkarmıyorlar. Ama KAMUNUN, MİLLETİN işine gelmiyor, hazine zararına oluyor. Aktaracağım.

TARSUS DEVLETİN YEMEK İŞİNE HİÇ BAKTINIZ MI SAYIN GENEL SEKRETER? Buralardaki ( MDH- TDH- KADIN DOĞUM) verilen fiyatlar ile orada verilen fiyata bir bakın, inceleyin. Adamlar şu anda kaçtan yapıyorlar? Bu iş nasıl oluyor, devletin malı deniz mi diye bir sorgulayın. Bunu Allah rızası için yapın.

MDH ÇAMAŞIR İHALESİ YAPILDI. Sır gibi saklanıyor. İdari ve teknik şartnameleri ile ilgili yazdım, o yerli olmadılar. Aldığım bir bilgide YAVUZ GÖZÜKARA’ nın bu işi yapanlara kızdığı. Benim adımı lekelemeyin dediği. Eğer öyle ise, helal olsun!

3 firma katılmış. Bakın rekabet bile tam oluşmamış. Çünkü açıklık, şeffaflık, serbestlik ilkeleri göz ardı edilerek şartnameler hazırlanmıştı. Sn. Genel sekreter bu işi iptal etmeli ve yeniden teknik ve idari şartname hazırlayıp, herkesin girebileceği bir ihale haline getirmeli. İşin aslı ihaleyi bir kezliğine yapmalı, ihale süresi bitmeden kendi çamaşırhanesini hizmete sokmalı ve bu arpalığı da sonlandırmalı.

KHB yeni oluşumunda MERSİN de görev alanların incelemesini yaptım. Kim kimin akrabası, yakını, hemşerisi, eşi, nerede iken nasıl geldiler aktaracağım. Şaşacaksınız.