Mersin Sağlık Tedaviye muhtaç!
Yazımı günler öncesinden yazacaktım.
Ancak sizlere afiyet, üst solunum yolları enfeksiyonu (ÜSYE) diye bir lanet hastalığa kapıldım.
Tam 15 gündür yatak döşek yatıyorum.
Şükür bu gün biraz iyiyim, Gecikmeden birilerine bir şeyleri duyurayım, aktarayım istedim. İnşallah gecikmemişimdir.
Mersin Sağlık alanında özellikle KHB çatısındaki işlerde hiç umulan verimli hizmetleri göremedi.
İş bilmeyen, ehil olmayan, ehliyet ve liyakatine bakılmadan yapılan görevlendirmeler bir yana, ahbaş çavuş ilişkileri ile makama getirilenler yüzünden Mersin Sağlık berbat hale geldi.
Aradığınız zaman “bir namazımı kılimde gelim” diyerek sıvışanlar, şimdilerde “bir il’e kadar gidim de gelim” diye kıvırıp duruyorlar (!)
Sağlık müdürü iken Mersin’e hiçbir olumlu katkısı olmayan Atakan Kızılok’un sonrasında geldiği Toros Devletteki hizmetlerinde de yargıya intikal eden onlarca dosyasının halen akıbetini bizler bilmemekle beraber, bu kişinin idari mali işler başkanı yapılması kamuyu üzüyor.
Yine Sayısız soruşturma geçiren Mustafa Sarı’nın uzman olarak değerlendirilmesi, bir başka isim olan Selahattin Göksu’nun müfettiş raporu ile tenzili rütbe edilmesine rağmen ve idari mahkemeyi kaybetmesine rağmen 3 yıl aradan sonra getirilip müdür yardımcısı yapılması kamuoyunu üzüyor.
Ebenin müdür pozisyonunda değerlendirilmesi, röntgencinin idareci yapılması gibi olaylar kamuyu üzüyor.
Başta da Yavuz Gözükara gibi bir ismin ısrar ve inatla KHB genel sekreteri olarak tutulması Mersinde siyasilerde akıl tutulması olarak nitelendiriliyor.
Yapılan yeni görevlendirmede Volkan Kahveci’nin daire başkanı yapılacağı bildiriliyor.
Memnune Çamsarı’nın hem hastane yöneticisi hem aynı hastaneye başhekim yapılması dikkat çekiyor.
663 sayılı düzenlemede KHB çalışma mevzuatlarında her şey açıkca belli olmasına rağmen, birlik merkezine alınacak olan uzmanların meslek dallarının bakanlıkça belirlenmesi gerekirken ve buna göre uzmanlar atanması lazımken hiçbir kritere uymadan uzman atıyorlar. İlgisiz alasız tipler uzman kadrolarına atanıp, korunup kollanıyorlar ve buda devletin kurumu olan sağlık çatısında iş yerinde çalışma barışını bozuyor.
KHB çatısında uzman yapılanları tek tek tetik etsinler.
Ne amaçla uzman yapılmışlar, nitelikleri ve özellikleri nedir bunu kamuoyuna açıklasınlar!
KHB çatısında Mesut isminden bir kardeşimiz var. Bu kardeşimiz iddia doğruysa, daha önceleri, Niğde de halk bankasında özel güvenlikçi imiş. Mersin’e memur olarak geçiriliyor. Sağlık da bir müddet kalıyor, KHB deki oluşumda uzman kadrosu veriliyor. Gidin bakın, araştırın, inceleyin. Eğer öyle ise, Ayıp ya! Bu uzmanlıkların hangi kriterlere göre yapıldığını ise bir türlü açıklayamıyorlar. Mersinde 30’a yakın uzman kadrosunda kişi barındırılıyor.
Bunların geldisini gittisini lütfen araştırın.
Nerden gelmişler, memuriyet de ne imişler, sonra ne olmuşlar?!
ADSM diye bir kuruluşumuz var.
Sözde pırlantalar gibi bir bina yaptırıldı.
Ama ilgilisi bunu dikkatli teslim almayınca, binanın her yeri akar, kokar hale geldi, dökülür halde.
Üstelik yazın soğutma kışın ısıtma derdi var.
Gidin bakın buzdolabı gibi. Isınamıyorlar. Millet donuyor. Damı akıyor.
Bu kadar modern bir bina böyle mi olur? Burada Başhekim yapılan kişi orada çalışan tüm doktorlar ile nerede ise kavgalı ve şikayet konusu olmuş.
Onlarca soruşturma geçiriyor, kimse tınlamıyor.
İddiaya göre, Aynı kişi 250 milyara yakın parayı kendinin makam odası olarak tefrişine harcıyor. Bu harcamayı yaparken de bu bina için bakım onarım diye onay alıyorlar. Yepyeni, bina için bakım onarım (!) Başka türlü harcaması mümkün değil, bu nedenle böyle bir kılıf bulunuyor. Bu para harcanıyor. Ne için? Makam odası tefrişi için. Allahtan korkun ya!
Kimse ciddi bir şekilde denetlemiyor ki…
Kim kime, dum duma…
Bu kurumun (ADSM) daha 2 yıl öncesine kadar 30 olan hekim sayısı şu anda 90’ı bulmuş durumda.
İyi hatırlıyorum, sayısı 30 iken bu kurum sağa sola borç para veriyordu. Bu kurumdan Borç almayan sağlık kurumu yoktu. Şimdi hekim sayısı artmış, kurum borç batak içinde. İşçilerin parası gününde ödenmiyor ayrı rezalet. Yönetimden kimse memnun değil. Ama KHB yönetimi her şeyi görmezden geliyor.
2007 de çıkan Başbakanlık tasarruf genelgeleri ortada. Taşıt kanunu ortada. Kimler makam aracı kullanacak, nasıl kullanacak belli iken, bu kurumda kurumun aracı makam aracı gibi yıllardır kullanılıyor, kimse dur diyemiyor?!
Bu güç ve saltanat nereden geliyor?!
Sn. Cumhurbaşkanımız acaba KHB genel sekreterine özel yetkiler mi vermiş?!
Mevcut HBYS sistemi ihalesi yapılamıyor. Bunlarda doğrudan temin ile işi yürütüyor. Derken çalışanların maaşları hep gecikmeli yatıyor.
Bu arada 2014 yılı içinde doğrudan limit olayına kimse dikkat etmiyor. Üstelik iddiaya göre KHB idari işlerin defalarca uyarı yazısı yazmasına rağmen kimse bu uyarıları umursamıyor. Doğrudan limit harcamaları arttıkça artıyor. 10 katına çıkıyor. Aslında suç. Ama kimin umurunda. Bu suçu vaktiyle açığa çıkartıp gereğini yapacak olan makam Atakan Kızılok’un oturduğu makam. Yapmıyor kendide suça ortak olmuş oluyor. KHB genel sekreteri bir görevlendirme yapıyor. İşe sebebiyet verenlerden olan Kızılok’u bu işe muhakkik tayin ediyor, o da gidip olayı kapatıyor. Ne yapacak?! Burada suç oluşmuş, yazılarımıza ve benim uyarılarıma rağmen harcamışlar mı diyecek?! Kendide sıkıntıya girecek. Bu işin bir tarafı. Diğer tarafı, kendisini de ilgilendiren bir konuda kendisinin muhakkik olması doğru değil. Kim denetliyor?! Kimse. Kimsenin umurunda değil. Bu devlete yazık, bu devletin imkânlarına yazık!
Şimdi birde bir söylem çıkarmışlar. KHB genel sekreteri vekil adayı olacakmış. Olsun, olsun! Bir olmadığı o kaldıydı. Olsun ki, millet vekil görsün (!)
Ah Mersin ah! Adam olmazsın sen! Zabıtayı getirdin yıllarca hastane müdürü yaptırdın (!) Ebeyi müdür idareci, röntgenciyi laborantı idareci, iş bilmeyen kapasitesizleri uzman yaptırdın. Memleket çocuklarını tek tek harcattın. Sonra kalkıp milliyetçiliğe sarıldın (!)
Senin neyine milliyetçilik, senin neyine, memleketçilik!
Urfalı, Maraşlı, Malatyalı, Mardinli, Diyarbakırlı, Adıyamanlı, Bingöllü, Bitlisli, Şırnaklı, son zamanlarda Niğdeliler il müdürü, ilçe müdürü, amir, müdür olsunlar sen ebelek ebelek seyret, sonra kalk, Mersin de (!)
Ne kadar ciddisin böyle (!)
Kurum kuruluşların ihalelerini alanlara bak, nimetlerini yiyenlere bak, onları da incele.
Var mı içlerinde tek Mersin’li ?!
Devam et sen böyle.
Bizde yazalım.
Yazdığımız için biz olalım kötü adam, siz olun iyi adam (!)
Siz seyredin, tabağın kanarında belki size de kırıntı düşer (!)
Sizin mantığınız hep bu!
Bakış açınız hep bu.
Bu yüzden Mersin bir arpa boyu kalkınamıyor.
Ufak hesaplar, kırıntılar peşinde koşmaktan nefesiniz tükendi.
2006 dan beri yazıyorum, halen yazıyorum. Yazıklar olsun size Mersin!
Hiçbir düzelme meydana getirmediniz, yenilenmediniz, kalkınmadınız…
Ama göreve getirdikleriniz çok süper kalkındı, konseptlerde 500 milyarlık daireler aldılar, 250 milyarlık araçlar çektiler, eşlerin altında araçlar, çocukların altında araçlar, en lüks okullarda çocuk okutmalar, tenis oynayan daltonlar, en lüks lokantalarda ziyafet çekip masada 1000 tl hesap bırakanlar arttıkça arttı. Allah Büyük!
Gün gelecek onlarda bu işin hesabını verecek! İnancımız sonsuz!