Ne hale geldik?!

Ülkemizde yaşanan sosyal ve ekonomik olayların yanı sıra siyasi söylemler, siyasi iradelerin yaptıkları, günümüz Türkiye’sini meydana getirdi.

Piyasa allak bullak, çarşı Pazar yangın yeri.

Fiyatlar gün geçmiyor etiketleri değişiyor.

Rahmetli özal döneminde ortaya çıkan ORTA DİREK tanımı yok oldu.

Orta direk kalmadı.

Bir tarafta gariban kesim (Aç- yoksul- işsiz), Diğer tarafta memleketin kaymağını yiyen bir kesim.

Toplumda çürümüşlük hat safhada.

Utanma duygusu kaybolmuş durumda.

Utanma dediğimiz, ar etme, haya duyma gibi insana haslet şeyler ortadan kalkınca, herkes yaptığı her şeyi doğalmış gibi karşılıyor ve kendine hak görüyor.

Bir toplum ADALET ile yönetilir.

Adalet meselesi, dinimizde de önemli yerdedir.

Yargının aldığı kararlar, çelişkili uygulamalar, ADALETE büyük zarar verdi ve vermeye devam da ediyor.

Dediğim gibi, bir tarafta halk açlık, yokluk ve yoksullukla yaşam savaşı verirken diğer tarafta, yargıda verilen kararlar ve yanlış uygulamalar, Kamu ya personel alımda ve kamu hizmetlerinde torpil, icazet, adam kayırma, ehliyet, liyakat  gibi göz ardı edilen konular halkımızı canından bezdirdi.

31 Mart seçimleri, işte bu gerçek yaşam halleri üzerinden tesis edildi.

Ülkede birçok belediye el değiştirdi.

Genelde iktidar olanlar çok yerde yereli kaybettiler.

Şimdi yerlerine gelenlerin bazıları T.C ibarelerini belediyelere asıyorlarmış, yeniden bu ibareleri koyuyorlarmış, HALKIM BUNA SEVİNİR OLDU!!!

Bu ibareler çıkartılırken ses vermeyen halka birşeyler oldu (!)

Nedense halkımız, haksızlıklar karşısında konuşmamayı yeğledi, yıllarca sustu.

Halen susuyor.

Ancak Sandıkta konuştu.

Bir mesaj verdi.

Mesajı alan siyasiler aldı, almayanlar ise bakalım nereye kadar bildikleri yoldan gidecekler, yaşayıp göreceğiz.

Tek temennim, VATANIMIZA- MİLLETİMİZE- DEVLETİMİZE- zeval gelmesin, birlik ve dirliğimizi kimse bozmasın, Adalet herkese ve her kesime eşit ve hakça uygulansın.