Ne yemekmiş, bir türlü bitmiyor…(!)
Mersin Kamu Hastaneler Birliği bu yıl YEMEK HİZMETİ alımı işini gerçekleştirdi.
Biz de bu konuda ilkyazımızı 10 Ağustos 2013 günü bu sütunlardan dile getirdik.
Derken, 2013/ 103267 ihale kayıt nolu ihalenin günü geldi çattı ve işin ihalesi 4 Eylül 2013 günü yapıldı.
O gün yaşananları da buradan yine kaleme aldık.
Daha sonra 17 Eylül 2013 günü bir yazı daha kaleme aldım.
Şimdi olayı hatırlamayanlar yukarıda verdiğim her üç linkin üzerini tıklayıp, altındaki okuyucu yorumları da dâhil yazıcıdan çıkış alıp okusunlar.
Geliyoruz bu güne…
İhale 4 Eylül 2013 günü yapıldı, Bugün ayın 02.10.2013 ‘ü…
Aradan tam bir ay geçti.
Henüz bu ihalede sonuç açıklanmıyor.
Halen teklif değerlendirmesi yapılıyor.
Ama dışarıda acayip kazanlar kaynıyor..
Bakın, piyasaya firmalarca, neler üfleniyor?...
En düşük teklifi veren Zeynel yemekçiliğin iş bitirme belgesi “deneyim belgesi” imiş, onun için geçersiz miş….
İkinci düşük teklif durumunda olan Elazığ Assan firmasının ise evrakı eksikmiş…
İş geliyormuş, ihalede üçüncü firma olan ve ortak girişim olan,HARPUT- SFK- FATİH firmasına…
Harput firması Mersin’deki bazı hastanelerde işi yapan, her nedense çok sayıda Mersin’deki ihalede yaklaşık maliyeti bilen, ancak bu ihalede yaklaşık maliyetin üzerinde teklif atan (!) içerdeki işi yapan firma...
Yıllardır içerdeki firmalar ihaleye katılım yapan diğerlerine göre hep avantajlı çıkmışlardır.
Hele bu tür uzayan işlerde, ihale sonuçlarının bir türlü açıklanmadığı işlerde, İDARE, pazarlıklı alıma yönelmek durumunda kalır.
Böyle olunca da DAVET usulü ile iki üç teklif ile hep içerdeki firmadan işi alır ve götürürler.
Bu tür uzatmalı, itirazlı, şikâyetli durumlar, hep içerdeki firmaya yarar yani.
İhale netleşene kadar içerdeki firma pazarlıklı alımlarla ihya olur.
Hele birde içeride idareden bir iki kişiyi kafa kola almışsanız, demeyin keyfe…
Bugün menüde balık çıkacaktır.
Bir bakarsınız alabalık yerine hamsi yâda izmarit, yâda barbun gelir masaya…
Adı balık.
Balık çıktı mı?
Çıktı…
Kim bakacak o şartnamenin içeriğine ve inceliğine…
Ne diyor?
Diyetisen isterse değişiklik yapabilir…
Onu kafaya aldılar mı mesele kalmaz.
Çorba diye bulaşık suyu içirirler, meyve diye döküntüyü getirirler, 60 gramlık yumurta diye 30 gramlığı getirir verirler, Dana diye Sığır etini yemeğe katarlar (!)
Kim neyin hesabını, kimden, nasıl soracak, kim bu işi sıkı takip ediyor?
Adam kontrolcünün önüne dana etini koyar, kuzu etini koyar, depoya kaldırır. Gece o depoda ne olup bitiyor hanginizin haberi var. Evinizde mışıl mışıl uyuyorsunuz. O sıra kuzu ve dana eti yerine başka et girer, ruhunuz duymaz.
Kim kime, dum duma…
Geliyoruz bir başka boyutuna….
Yürürlükteki yasalar, mevzuat belli.
Kamu ihale genel tebliği ortada.
Yaklaşık maliyetin üzerinde fiyat atana işi vermek kanuni midir, Yasal mıdır, Etik midir, vicdani midir?
Böyle bir uygulama insanı perişan eder.
Yani siz, yaklaşık maliyeti hesaplarken bir kısım yanlış hesaplamalar yapmış olabilirsiniz.
Ancak buradaki yaklaşık maliyet olarak İHALEDE sizin açıkladığınız rakam, 30.469.109.98 TL.
Nitekim biz 4 Eylül tarihli yazımızda o eksik hesaplamayı burada belirttik.
Miktar ve tutar 18.054.98 TL.
Çok ciddi bir hesap hatası değil.
O zaman da dedik.
Ama siz şimdi tutar sizin yaklaşık maliyetin çok çok üstünde olan 33.899.100 TL teklif vermiş olan HARPUT- SFK- FATİH firmasına işi vermeye kalkarsanız, bu yasal ve vicdani bir hareket olur mu?
Bu tavır doğru olur mu?
Eğer bu ihaleye katılan, ÜFÜRÜKÇÜ firmaların, etrafa, sağa sola üfürmeleri doğru çıkarsa, siz çok büyük sıkıntıya girersiniz.
Yazık günah olur.
Hiçbir vicdan bunu kabul etmez.
Önemli bir husus ise, madem ihalede bu eksiklikler var ve karar vermede zorlanıyorsunuz, siz devletin çıkarını, kamunun çıkarını düşünün.
Size ne, bize ne, o firmanın veya bu firmanın işi almasından (!)
Eğer bu eksiklikler var ise, ihalede serbestlik, rekabet, açıklık tam oluşmamış ise, bir an evvel ihaleyi iptal edip, yeniden bu işi hızla ihaleye çıkmanızda devletin ve kamunun çıkarı için büyük fayda yok mu?
Çünkü bu iş 2014- 2015 yıllarına ait.
Örneğin Mersin Devlet Hastanesinde işi yapan İçerdeki firmanın Aralık 2013 günü sonuna kadar zaten süresi var.
Siz devletin kazancını, kurumun kazancını düşünüyorsanız bu işi bir an evvel devlet lehine neticelendirin ki, iş daha da uzamasın.
Uzadıkça bu işten devlet zarar görmüyor mu?
Pazarlıklı alımlar, davet usulü alımlar hiçbir zaman devletin lehine ve yararına sonuçlanmıyor.
Aksine kurum hep zarar ediyor.
Her ne kadar siz, idare olarak biz rahatladık diyorsanız da, iki üç firmanın davet edilmesi yöntemi ile firmalar anlaşıp, paslaşıp öyle fiyat veriyorlar. Günah değil mi?
Oradaki kasada yetimlerin hakkı var.
Lütfen YASAL OLAN NE İSE, DOĞRU OLAN NE İSE, VİCDANA VE AHLAKA UYAN NE İSE onu yapınız.
Siyasilerin baskısı, bir kısım ahbap çavuş ilişkileri ile devletin zarar etmesinin önüne geçiniz.
Önemli bir konu ise, bu bilgiler doğru yada yanlış, nasıl sızıyor dışarıya?
Daha henüz siz bir karar vermemiş, yazıya dökmemiş iseniz, bu bilgiler nasıl sızıyor ve sızdırılıyor?
Lütfen satın alma komisyon odalarınıza, satın alma başkanlığının makamına firmaların sahip ve temsilcilerini alıp uzun uzun ikili sohbetler yapmayınız.
Her şey açık ve şeffaf olsun.
Açıklıktan ve şaffaflıktan kimseye zarar gelmez.
Burada tüysüz yetimin hakkı var.