NİŞASTA BAZLI ŞEKER TÜKETİMİ DAHA DA ARTACAK
Resmi Gazete’nin 30 Haziran 2011 tarihli yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararına göre, 2010-2011 pazarlama yılında Şeker Yasası kapsamında yüzde 10 olan nişasta kökenli şeker(NBŞ) kotası, yüzde 50 oranında artırıldı. Böylelikle, NBŞ için Şeker Kurulu tarafından 244 bin 400 ton olarak belirlenen kota,.366 bin 600 tona çıkarılmış oldu.Şeker Yasası’nın, özelleştirmeye olanak vermesinin yanında, en önemli olumsuzluklarından birisi de, NBŞ kotasına getirdiği sınırsızlıktı. Ancak yasayla AB uygulamasının çok üzerinde olan bu kotaya ,Bakanlar Kurulu Kararı ile her yıl yüzde 25-50 arasında artırma yetkisi verilmişti.
ŞEKER YASASI VE NBŞ
Bir hatırlatma yapalım; 2001 krizinde Kemal Derviş Türkiye'ye kurtarıcı olarak 15 yasa taslağı ile geldi. Bunlardan bir tanesi şeker yasasıydı. Bay Derviş'i Vaşington'dan uçağa bindirenler neden bu şeker yasasını da cebine koyup gönderdiler? Bizi çok mu seviyorlardı?
İşin perde arkası neydi? Şeker Yasası’yla Türkiye'nin NBŞ ile tanışması, ona kota verilmesinin arkasında neler olduğunu iyi görmemiz gerekiyor. Birincisi şu;Türkiye iklim açısından pancar üretimine en uygun ülke. Etrafı şeker ithalatçısı ülkelerle çevrili. Türkiye eğer pancardan şeker elde etmeye devam ederse buralarda egemenliği söz konusu olacaktır. Bu bağlamda Avrupa Birliği(AB) ,Türkiye'ye çeşitli yollardan baskı yaparak Türkiye'nin pancar şeker sektöründen çekilmesini istiyordu.İkincisi ise Türkiye’nin kimi uluslararası NBŞ üreticileri için cennet haline getirilmesi istendi.
NBŞ,şeker pancarı dışında ağırlıklı olarak mısırdan elde edilen bir tatlandırıcı. Glikoz ve türevleri olan İzoglukoz ya da Yüksek Fruktozlu Nişasta Şurupları (HFCS) içerir. HFCS’ nin tatlandırma oranı, pancar şekerine göre 1.1-1.4 daha fazla.
Türkiye’de mısır şurubunun fiyatı, şeker pancarı şekerine göre biraz daha düşük ve sıvı olarak pazarlanabilmekte. Bu nedenlerle, şekerlemeler, unlu mamuller, reçel, alkollü ve alkolsüz içecekler gibi şeker gıda sanayinde yaygın olarak kullanılmakta.NBŞ’lerin tüketimi, AB’de kimi ülkelerde yasaklanırken ve dünyada düşerken Türkiye’de yükselmekte. Türkiye’de kişi başına NBŞ tüketimi 5kg. iken, 27 üyeli AB’de bu miktar 1 kg. civarında.
NBŞ TOPLUM SAĞLIĞINA ZARAR VERİYOR
NBŞ’lerin toplum sağlığı açısından içerdiği sakıncaları dikkate almak zorunluluğu var. Bu konuda,beynini ve midesini satmamış kimi bilimciler toplumu sürekli uyarıyor.Örnek verelim. Prof. Dr. Kenan Demirkol,NBŞ’lerin karın tipi şişmanlık üzerinden kemik erimesi, kansızlık, gut hastalığı,karaciğer yağlanması gibi hastalıkları yarattığını söylüyor ve "Kanserlerde de yüzde 40 artışa neden olabiliyor. Vücudu çok çabuk terk edebildiği için etkisi daha hızlı yayılıyor"diyor.
Onkolog Prof. Dr. Nurdan Taçyıldız da "NBŞ’li ürünler kalorisi yüksekliği nedeniyle kilo yapıyor" derken şunları belirtiyor;"Çocuklarımızın tüketmesi risk taşıyor. Son çalışmalarda obezite artık ülkemizde sorun. Kiloya katkısı olan her şeye dikkat etmemiz gerekiyor. Mısır şurubu içeren maddeleri tüketmekte dikkatli olmalıyız”
NE YAPMALI?
Öncelikle, Sağlık Bakanlığı ve yeni adıyla Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı,NBŞ tüketiminin insan sağlığına getireceği yıkımlar konusunda aydınlatıcı yayınlar yapmalıdır. Pazarlanan gıdalarda etiket zorunluluğu getirilmelidir. Etiketlerde hangi tip bir mısır şurubunun kullanıldığı belirtilmelidir. Diğer yandan ana-babalarımızın konuya duyarlıkları da son derece önemli. Çocuklarına tatlı ve benzeri gıdaları evlerinde yapmalılar.
Ancak konunun köktenci çözümü ,Şeker Yasası’nın yeniden ele alınmasından geçiyor.Salt kotanın yükseltilmesine yönelik tavır geliştirmek yetmez.Bu bağlamda ;
1-Şeker Yasası, yeniden değiştirilmelidir. Bu kapsamda NBŞ kotası, yüzde 2’nin altına indirilmelidir
2-Devletin elinde kalan şeker fabrikalarının satışa çıkarılmaları durdurulmalıdır. Şeker üretimi, başta gıda olmakla birlikte üretim ekonomisinin bütün dallarıyla bağlantılıdır. Bu nedenle başta çiftçi örgütleri ve şeker fabrikaları işçileri olmak üzere tüketici dernekleri ve şeker piyasasının aktörleri satışa karşı tavır göstermelidirler.
3-Türkiye şeker pancarı üreticisi, Avrupa Birliği’ndeki üreticiler kadar desteklenmelidir.
4-Pancardan üretilen şekerin dış satımı için gerekli desteklemeler yeniden gündeme getirilmelidir.(Şeker Yasası ile aslında çok düşük oranda olan dışsatım desteği ortadan kaldırılmıştı.)
. 5-Kimyasal tatlandırıcıların dışalımı da yasaklanmalıdır.
Son bir söz.Seçimlerden önce NBŞ’nin zararları konusunda alınacak önlemleri tespit etmek amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından bir bilim kurulu oluşturulduğu biliniyor.Soru şu;Bilim Kurulu çalışmasında ne karara varıldı?Yoksa NBŞ üreticileri lobisi yeniden galip mi geldiler?Kotanın artırılmasına bakılırsa çıkan sonuç bu.Yeni görev başlangıcında Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine duyurulur derim.