haberanaliz
Prof.Dr.Mehmet Ali Körpınar

Prof.Dr.Mehmet Ali Körpınar

Mail: korpinar@istanbul.edu.tr

ÖNLEMLERİ ALMAKTA GECİKMEYELİM

OLASI DEPREM FELAKETLERİNE KARŞI GEREKEN ÖNLEMLERİ ALMAKTA GECİKMEYELİM !!!!

1999 da yaşadığımız acı depremin yine yıl dönümü geldi. Bu felaketi anımsarken, gereken dersleri de çıkarmamız gerekiyor. Örneğin, Van depremi sonrası 31.10.2011 de yazmış olduğum yazımı, aşağıda sizlere yeniden anımsatmak istedim. Çünkü Van’da, deprem öncesi yaşanan ve bence çok önemli sayılan doğal uyarılar, hiç dikkate alınmamış. Dolayısıyla olası depreme karşı gereken hazırlıklar da yapılmamış. En büyük hasarın olduğu Erciş ilçesinde bataklık alanda kor haline dönüşen toprağın 1 aydır yandığı belirlenmiş. Bu konuda yerel yöneticiler uyarılmış ama konuyu ciddiye alıp, gereken araştırma yapılmamış. Keşke il yönetimine, üniversitedeki araştırıcılara ve medya ile tüm ilgililere de bu uyarı yapılmış olsaydı. Yapılacak incelemeler sonucu alınacak en ufak bir önlem dahi birçok canımızın kurtulmasını sağlayacaktı.

Örneğin, Depremleri önceden bilmek amacıyla, Çin Sismoloji Dairesi Ağustos-1971'den itibaren sıra dışı hayvan davranışları hakkındaki gözlemleri derlemeye başlamış. Sonraki dört yılın ardından, bu birim, bir yandan bu gözlemlere bir yandan da jeofiziksel ölçümlere dayanarak, büyüklüğü 7,3 olan Haicheng Depremi (4 Şubat 1975)'ni önceden tahmin etmiş ve depremden saatlerce önce şehri boşaltarak 100 bin kişinin hayatını kurtarmıştır. Buna karşın, 8,2 büyüklüğündeki Tangshan Depremi (28 Temmuz 1976) öncesinde de sıra dışı hayvan davranışları gözlendiği halde herhangi bir uyarı yapılmamış ve 240 bin kişi yaşamını yitirmiştir. Bu acı ve üzücü olaylardan ders almasını bilmek lazım.

Nitekim Çin’de yayımlanan China Daily gazetesi, ülkenin doğusunda yer alan Nankin şehrinde, yedi farklı hayvan çiftliğinin sismik istasyona dönüştürüldüğünü açıkladı. Bu çiftliklerde görev yapan yetiştiriciler, gün içerisinde hayvanların hareketlerini takip edecek ve anormal bir durumu karşısında yetkililere bilgi verecek (7.7.2015-Milliyet).

Güzel ülkemizin batısı yani Ege bölgesi de yine çok yoğun bir deprem oluşumu yüzünden çile çekiyor. Özellikle Denizli ili ve çevresinde her ne kadar can kaybı olmasa da gece-gündüz yaşanan sarsıntılar oldukça huzursuz bir yaşam ortamı oluşturdu. Yani oldukça yoğun bir deprem bölgesi sayılan Ege’de de gereken önlemleri almakta gecikmeyiz.

Neyseki Silivri’de 2014 yılında açılan Deprem İzleme İstasyonu’na yerleştirilen yeni sensörlerle olası yer hareketlerinin artık NASA aracılığı ile de takip edilecek. Yıkıcı olan 6’dan büyük yer hareketlerinin haftalar öncesinde değişimlerini izleyerek büyük depremler öncesinde halkın hazırlıklı olmasını sağlamak amacıyla, Doğa Hareketlerini Araştırma Derneği (DOHAD) işbirliği ile İstanbul’da Deprem İzleme İstasyonu’nlarının kurulmasına 2014 yılında Silivri’de başlanmıştı. Merkezi NASA Ames’de olan GeoCosmo Bilim ve Araştırma Vakfı, Silivri Belediyesi ve DOHAD işbirliğiyle Silivri’de bulunan deprem tahmin istasyonuna yeni sensörler ekleyerek, dünyada ilk olduğu açıklanan Deprem Kestirim İstasyonu’nu hayata geçirildi (28.7.2017-CNNTürk).

Umarım, güzel ülkemizde, yaşadığımız deprem felaketlerinden alınması gereken dersleri çıkartarak, acil önlemleri de en kısa sürede alırız. Karşılaşacağımız kesin olan deprem riskini, sadece yıllık anımsamalarla gündeme almak yetmez. Olası depremlere karşı, devletimizi ve yerel yönetimlerimizi de depreme karşı hazır hale getirmek için gereken uyarıları önceden yaparak, acil önlemleri de almamız gerekiyor.

Bu amaç doğrultusunda özellikle AKUT örgütünün etkinliklerini ve yaptığı uyarı toplantılarını halkımıza, STK’larımıza ve tüm yerel yöneticilerimize anımsatmak isterim. Deprem öncesi, deprem sırasında ve deprem sonrası alınması gereken acil önlemleri keşke tüm muhtarlarımıza ve onların organizesi ile tüm blok ve apartman yöneticilerimize de sunabilsek. Çünkü güzel ülkemizde karşılaşacağımız bu felakete karşı saygıdeğer halkımızı uyararak, onların iş ve güç birliğinin sağlanması, depreme karşı bence en önemli hazırlık olacaktır.

Depremlerde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımız, ışıklar içinde yatsın ve yakınlarına da başsağlığı ile sabırlar diliyorum.

NOT: Ancak gereken önlemler alınmıyor. Depremler sonrası toplantı alanları kentleşmeye terk edildi ve yok oldular. Ayrıca halkımıza olası depremler sonrası yaşamsal katkıda bulunacak, KONTEYNERLER YAĞMALANDI. İstanbul Valiliği Afet Yönetim Merkezi 2002 de 762 mahalle ve 173 köye turuncu renkli 2000 konteyner yerleştirildiğini söyledi. Bunların bakımı ve içindeki malzemelerin korunması işi 2012 de ilçe belediyelerine devredildi. Çoğunun hırsızlık ve yağmalama gibi olaylara maruz kaldığı belirtildi (16.8.2019- Sözcü).

BU KONUDA 2011 DE YAZDIĞIM YAZI: DEPREM ÖNCESİ UYARILAR!!!

İstanbulda da yaşadığımız 17-Ağustos-1999 depremi sonrası yerel yönetimler ve STK’larla birlikte birçok çalışmamız olmuştur. Bu çalışmalar sırasında doğal afet saydığımız depremin oluşumu öncesi, uyarı verip vermediğini merak etmiştim. Dünyada da bu konuda yapılmış çalışmaları araştırmıştım. Sonuçta, aşağıda deprem öncesi belirli sürelerde meydana gelen uyarılar listesi oluşmuştu. Bu konuda ilgi duyan birçok STK’ya da bu listeyi iletmiştim.

Van depremi öncesi de birçok uyarı olduğunu sanıyorum. Örneğin, en büyük hasarın olduğu Erciş ilçesinde bataklık alanda kor haline dönüşen toprağın 1 aydır yandığı belirlenmiş. Bu konuda yerel yöneticiler uyarılmış ama konuyu ciddiye alıp, gereken araştırma yapılmamış. Keşke il yönetimine, üniversitedeki araştırıcılara ve medya ile tüm ilgililere de bu uyarı yapılmış olsaydı. Yapılacak incelemeler sonucu alınacak en ufak bir önlem dahi birçok canımızın kurtulmasını sağlayacaktı.

Söz konusu listeyi yine sizlerin ve tüm yerel yönetimlerin bilgisine yeniden sunmak istedim. Güzel ülkemizde olası depremler öncesi aşağıdaki uyarıları gözleyenlerin hemen yerel yöneticilerimizi uyarmalarını önermek isterim. Ayrıca yapılan uyarının sonucunu da inatla takip etmelerini ve herhangi bir aymazlığa izin vermemelerini de önermek isterim.

Umarım, deprem ülkesi sayılan güzel vatanımızda, bu çeşit uyarılar geldiğinde gereken incelemeler yapılır ve yerel yönetimler tarafından da olası depremlere karşı önlemler alınır.

DEPREMİ ÖNCEDEN HABER VEREN GÖSTERGELER!

1- BÖCEK VE HAYVANLARDA DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİKLERİ: (1 SAAT İLE 3 GÜN ÖNCESİ)

          At, eşek ve inekler: Tasmalarını koparırlar, ahırlardan dışarı çıkmak isterler, tepelere doğru koşarlar,

          Tavşan ve fareler: Tapıların üst katlarına kaçışırlar. Direklere tırmanırlar, yere inmek istemezler.

          Domuzlar: Hızla tepeler doğru koşarlar ve toprağı delicesine eşelerler.

          Karıncalar: Olası depremden birkaç gün önce tümü yuvalarını terk edip, ağaçlara tırmanmaya başlıyorlar.

Kediler: Kutu ya da çöp bidonunun içine sığınırlar, top gibi kıvrılıp, titrerler,

          Köpekler: Korku dolu havlama yapar, ulumaya başlarlar.

          Balıklar: Yüzeye yakın yüzmeye başlarlar, göçmen yılan balıkları hemen göç eder, bazı balıklar nedensiz olarak ölür.

          Ördek, Kaz, Kuğu: Göle girmek istemezler, göldekilerde dışarı kaçar ve bazıları da nedensiz ölür.

          Yengeçler: Kum içinden dışarı çıkar ve plajları yengeçler istila eder.

          İpek böcekleri: Arka arkaya dizilirler,

          Martılar: Denizden kaçar ve çember şeklinde uçuşurlar,

          Büyük baş hayvanlar: Elektrostatik ve elektromanyetik etkilenme ile huzursuz olurlar, anksiyete artar, hormonal denge değişir,

2- DENİZ VE GÖLLERDE DEĞİŞİMLER: (1 SAAT – 2 HAFTA ÖNCESİ)

          Su basması: 1- 2 hafta önceden kıyılara taşmalar ve su baskınlarının olması,

          Su çekilmesi: 1 ile 5 saat öncesinde deniz kıyılarında çekilmelerin olması,

          Dalgalar: 1 ile 5 saat öncesi kıyılarda gemi geçmiş gibi dalgalar oluşur,

          Düz deniz oluşması: Deniz çarşaf gibi düz olur,

          Hava kabarcıklarının oluşması: Deniz ya da göllerde zeminden gelen bolca hava kabarcıkları oluşur.

          Isınma: Göl ve denizde tabanındaki ısınmadan dolayı, sularında da sıcaklık artışı olur,

3- GÖKYÜZÜNDEKİ DEĞİŞİMLER: (1 SAAT – 1 HAFTA ÖNCESİ)

          Deprem ışıklarının görünmesi: Güneşin doğuşunu anımsatan ışık hüzmeleri görülür,

          Alev toplarının görülmesi: Yanan bir kibrit alevini andıran alev topları görülür,

          Deprem bulutları: Açık havada kırılacak bölge üzerinde bulutların birikmesi,

          Yıldırımlar: Olağan dışı mor, yeşil, kırmızı, mavi, pembe renkli oluşumlar halinde olur,

          Gök kuşağı: Açık havada kısa gök kuşağı oluşur. Yeşil, siyah ve mavi renk hakimdir,

          Hava sıcaklıkları: Havada aşırı şekilde boğucu olan ve sıkıntı yaratan sıcaklık meydana gelir,

          Ay, yıldızlar: Parlak bir gökyüzü içinde, yıldızların elle tutulacak kadar yakın gözükmesi,

          Uğultu: Yerden gelen ve bir anlam verilemeyen uğultu ve gürültünün duyulması,

4- YERALTI SULARINDA DEĞİŞMELER: (1 SAAT – 3 AY ÖNCESİ)

          Su verimi: 1 ile 4 litrelik verim artışının oluşması,

          Basınç artışı: Su basıncında 1 ile 1,5 barlık basınç artışının görülmesi,

          Su sıcaklığı: Olağan su sıcaklığının 1-2 derece üzerinde artması,

          Yeni kaynakların oluşması: 1 ile 2 hafta öncesinde yeni kaynaklar oluşur veya bazı kaynaklar da kurumalar meydana gelir,

          Su gazları: Suyun içindeki CO2, metan ve radon gazında artmaların gözlenmesi,

          Suda koku değişimi: Çürük yumurta ve kükürt kokusunun duyulması,

          Su kimyasında değişiklik: Suyun iletkenliğinde artma, civa, helyum gibi eser element miktarında çoğalma,

          Dere suları: Kesilir, kurur ya da artar,

5- BİTKİ VE AĞAÇLARDA DEĞİŞİMLER: (1 – 3 AY ÖNCESİ)

          Meyve ağaçları: Erken ve çok çiçek açar ve erken meyve verirler,

          Ot ve ağaç dalları: Yüzeyleri kızarır ve yanar,

          Küstüm otu(Mimoza): Gündüzleyin ve deprem öncesi pörsür,

6- PETROL VE DOĞALGAZ ALANLARI: (HAFTA VE AYLAR ÖNCESİ)

          Petrol ve doğalgaz üretimi: Kuyularda basınç ve verim artışının olması,

          Doğalgaz çıkışı: Çeşitli çatlak ve kırıklardan doğalgaz çıkmaya başlaması,

7- YERYÜZÜNDE DEĞİŞİMLER: (1 HAFTA – 10 YIL ÖNCESİ)

          Kabarmalar: Basınç altında çatlayan ve kabaran yerde, kabuk 10 ile 40 cm yarıçaplı bir yarım yumurta gibi şişer,

          Çatlamalar: Sıkıştırıcı ve kırıcı basınç nedeniyle kabuğun en çok ilk 300 m lik kısmı çatırdar ve depremcikler oluşur,

          Gaz çıkışı: Çatlayan yerlerden CO2 gazı ile metan ve radon gazları çıkar

          Isı çıkışı: Çatlaklardan ısı enerjisi çıkar, sıcaklık artışı olur,

          Yamulma: Kabukta basınç altında biçim değişiklikleri gözlenir,

          Doygunluk: Çatlayan yerlere sular doluşur ve bu yüzden bu bölgelerdeki elektrik akımı ölçümlerde iletkenlik artışı ve ses dalgalarında ise yavaşlama görülür,

          Elektrik enerjisi: Kırık yüzeylerdeki çakmak taşlarının sürtünmesi sonucunda alevlenmeler oluşur,

          Işık: Çatlaklardan fışkıran elektrik yüklü taneciklerin havadaki helyum ve su moleküllerine çarpmasıyla deprem ışıkları görülür,

          Elektromanyetik: Kırılma bölgesinde oluşan elektrik alan, 250 ile 400 km uzaklıktan ölçülebilen elektromanyetik dalgalar oluşturur,

          Işınım: Radyoaktif minarellerin bozuşması ve ışın salgıları ile çatlaklardan radyoaktivite salınımı ve ölçümü yapılabilir,

          Ağırlık değişimi: Çatlayan yerlerde, gözeniklik ve geçirgenlik artması ile birim ağırlıklar düşer, mikrogravimetrlerle ölçüm yapılabilir,

          Mıknatıslanma: Kayaçların içindeki, mıknatıslanır minerallerin değişmesi ve bozuşması yüzünden manyetik alan değişir,

İletkenlik: Çatlamayla artan kayaç gözenekliğinde, her %1 lik değişim, elektrik iletkenlikte de %35 lik değişim yaratır. Bu değişim özdirençlerle ölçülebilir,

Ses hızı: Bol miktardaki çatlama, gözeneklik ve doygunluk ses hızlarını düşürür. Bu değişim de yapay sismik yöntemlerle ölçülebilir,

Doğal elektrik akımı: Yeryüzünün düşük frekanslı, doğal elektrik akımları, deprem öncesinde yoğunluk kazanır.