haberanaliz
Prof.Dr.Turhan USLU

Prof.Dr.Turhan USLU

Mail: turhanuslu@gmail.com

ORMAN BAKANLIĞI’NIN BİYOÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU

22-23 Mayıs 2012’de Orman ve Su İşleri Bakanlığınca DSİ Genel Müdürlüğü konferans salonunda “Biyolojik Çeşitlilik İzleme ve Koruma Sempozyumu” yapıldı. Bir süre önce

Bakanlığın adı Çevre ve Orman Bakanlığı’ydı. O zamanlarda Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığınca yürütülen 20 proje Orman ve Su İşleri Bakanlığınca hazırlanan bu sempozyumda halka arz edilmekte.

Orman Bakanlığı, doğa koruma adına Türkiye’de Milli Parklar, Tabiatı Koruma Alanları, Tabiat Parkları, Tabiat Anıtları, Yaban Hayatı Koruma Sahaları ve Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları tesis etmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Doğal Sit ve Dünya Miras Alanlarını tesis etmiş. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Ramsar Alanları tesis etmiş ve uluslararası sözleşmelere göre tesis ettiği Özel Çevre Koruma Alanlarını ise daha sonra kaldırmıştır.

Orman Bakanlığı ve biyolojik çeşitlik sempozyumu konusunda aklımıza gelen bazı soruları burada sıralamak istiyoruz.

Çevre ve Orman Bakanlığı ikiye ayrılıp ayrı bakanlıklar olduktan sonra evvelden beri Özel Çevre Koruma Kurumunu, bünyesinde bulundurmuş Çevre Bakanlığının verdiği projeleri, Orman Bakanlığının sahiplenmesinin nedeni ne olabilir?
 

Orman Bakanlığının kapatılmış Özel Çevre Kurumu’nun verdiği projeleri başka bir adla değil de biyolojik çeşitlilik sempozyumu adı altında sunmasının nedeni ne olabilir?
Biyolojik çeşitlilik adı altında yapılan sempozyumda ülkedeki yaşam ortamının (ekosistem) veya bitki topluluklarının (bitki birlikleri) olmayışının nedeni ne olabilir?

 

Bakanlık web sitesinin “Uluslararası Biyolojik Çeşitlilik Günü” kısmında Türkiye’nin ekosistem seviyesinde yüksek bir çeşitliliğe sahip olduğu belirtiliyor, ama Cumhuriyetimizin 89. yılında Orman Bakanlığı Türkiye’de hangi yaşam ortamları olduğunu aynı resmi web sitesine neden koymuyor?
Türkiye’de yaşam ortamları çeşitliliğinin çok fazla olduğunu web sitesinde açıklayan Orman Bakanlığı, düzenlediği sempozyumda neden bu çok çeşitli yaşam ortamlarına göre değil de sadece 2 yaşam ortamına göre sempozyum düzenlemiş olabilir?

 

Acaba sadece eski Özel Çevre Kurumunun projeleri mi Türkiye’de biyolojik çeşitliliği vermektedir?
Orman Bakanlığı “Biyolojik Çeşitlilik İzleme ve Koruma” sempozyumu düzenlerken Çevre ile Kültür ve Turizm Bakanlığını bu işin dışında tutuyor. Acaba bu bakanlıkların “Ramsar alanları ve Doğal Sit alanlarının izlemesine gerek yok” mesajı mı veriliyor?

 

Orman Bakanlığı örneğin Milli Parkları tesis ederken yaşam ortamlarını dikkate almış mıdır? Bu alanların biyolojik çeşitliliklerini bilerek mi bu milli parkları tesis etmiştir?
Orman Bakanlığı sempozyumunda kıyı tuzcul alanlar, kıyı kumulları, kıyı kayalıkları gibi yaşam alanlarına dair hiç bildiri yok. Acaba bu alanları önemsiz, tehlikede değil ve izlemesine gerek olmadığı mesajı mı veriliyor?

 

Bakanlığın teşkilat yapısında “Doğa Koruma ve Milli Parkla Genel Müdürlüğü” ne bağlı “Biyolojik Çeşitlilik Dairesi Başkanlığı” ve bunun içinde de “Biyoçeşitlilik İzleme Birimi” var. Orman Bakanlığı bu doğa koruma alanlarını takip ettiğine göre acaba izlemelerinin başında ve sonundaki biyolojik çeşitliliğe ait değişikliklerle ilgili halkı bilgilendirmesi mümkün mü? Bu değişikliklere göre gerekli hangi tedbirler alınıyor?
Orman Bakanlığının Biyolojik Çeşitlilik İzleme Birimi, Çevre ve Şehircilik ile Kültür ve Turizm Bakanlığının koruma alanlarını da izlemekte mi? Veya diğer 2 bakanlık da izleme birimi kurmayı düşünmekte mi?

 

Bu izleme birimi Türkiye’nin dört bir tarafına dağılmış koruma alanlarını Ankara’dan yani uzaktan izleme metodu ile mi izlemekte veya başka bir yöntem mi kullanmakta?
Bildirilerin karasal ve sucul yaşam ortamı oluşlarına göre ikiye ayrıldığı sempozyumda, bu 2 ekosistemi değerlendiren kurul üyeleri acaba ekosistem uzmanları mı?

 

Orman Bakanlığı sempozyum bildirilerini uzmanlara değerlendirdiğine göre acaba önümüzdeki yıllarda hangi yaşam ortamlarında hangi tedbirleri alacak?
Orman Bakanlığı, bu sempozyumda sunulan bazı bildiriler ile biyolojik çeşitlilik arasında acaba nasıl ilgi kurabilmiştir?

 

Türkiye’de biyolojik çeşitliliği korumak için bunca zahmete giren Orman Bakanlığı acaba orman varlığımıza büyük darbeler vuran 2 B ve maden gibi yasalar çıkarken neden sessiz kalmıştır?
Aklımızda bu sorular var ve cevapları yokken, Orman Bakanlığı’nın bu sempozyumunu Türkiye’nin biyolojik çeşitliliğinin açığa çıkması konusunda önemli bir adım olarak görmemekteyim. Bu sempozyumu, olsa olsa ancak başka bakanlığın verdiği projeler ile Orman Bakanlığının kendi reklamını yapma girişimi olarak değerlendirebiliriz.