haberanaliz
Nöbetçi GAZETECİ

Nöbetçi GAZETECİ

Mail: ng.analiz@gmail.com

Rektörü ve Ekibini Kutlarım

Rektörü ve Ekibini Kutlarım

Dün akşam geç saatlerde bir telefon aldım.

Üniversitede çıkan yemek ve kantin işi ile ilgili bir dizi konuyu aktaran kişi ve kişileri dinledim.

Bugün sabah saatlerinde çıkıp Mersin Üniversitesine gittim.

Öncelikle belirteyim ki, kamu kurum kuruluşlarında, özelliklede Hastanelerdeki YEMEK hizmeti işini yıllarca yazdım. Ayrıca medikal malzeme alımları, ihalelerde dönen oyunlar ile ilgilide çok yazdım.

Yazıyonda ne oluyor diyorlar ya, işte onlara cevap olsun.

Çok şey oluyor.

Güzel işler oluyor Mersin’de.

Öncelikle yazdığım ihbar nitelikli yazılar sayesinde devletin müfettişleri gelip, bu soygunu yapanların yakasına yapıştı. Aynı anda olmadı, biraz zaman geçti, ama oldu.

Şu anda çoğu yargıda.

Uzatmayayım....

MÜ gittim.

Önce kantinleri gezdim.

Fiyatlar el yakmıyor bir.

Simit satışa sunmuşlar, kendi üretimleri hem ucuz hem doyurucu hem kaliteli.

Herifler Ekmeği de kendileri üretiyorlar.

Diğer satışa arzedilen ürünlerde kazıklama, aparma, koparma, daldırma yok.

Orada hizmet edenlere baktım, hepsi kurumun kendi çalışanı, içlerinde özel sektör elemanı yok.

Herkes işine sadık, bağlı, gözü dört dönüyor, boş oturana rastlamadım.

Oradan yemekhaneye geçtim, menülere baktım, hazırlık durumun geriden inceledim, çaktırmıyorum ki, adamlar yada kadınlar, çalışanlar benden korkmasınlar, işimi zorlaştırmasınlar diye…

Önceleri burda ve hastanalerde yemekleri özel şirketler yapardı, katmerli fiyatlar çıkar, resmen devleti soyarlardı.

Müdürü, amiri, üyesi, siyasisi, firmacısı el ele verir, talkın çeker, salkımı götürürlerdi.

Hani derler ya, ellere verir talkını kendi yutar salkımı….

42 yıllık mesleğim süresince, HIRSIZA- AYYAŞA- BERDUŞA- DEVLET SOYANA- İHALE MAFYASINA kafa tuttum, hakkımda binlerce şikayet yapıldı, ELHAMDÜLİLLAH anlım açık, başım dik.

Geziyorum üniversiteyi…

Adamlar Özel sektörden alıp bir müddet ÖĞRETMENEVİ İLE millete yemeği sunmuşlar.

Öğretmenevinden rahatsızlık duymamışlar.

Demişler ki, biz niye bu hizmeti sunamayalım?

Araştırmış, soruşturmuş, çok güzel bir yol bulmuşlar.

2 Ocak 2024 tarihinde üniversitenin bünyesindeki sağlık kütlür ve spor daire başkanlığı önderliğinde bir çalışma başlatmışlar.

NAMUSU İLE ÇALIŞAN, GÖREVİNİ EKSİKSİZ ALLAH RIZASI GÖZETEREK yapana çare mi yok?!

Adamlar kendi bünyelerinden 2 gıda mühendisi, 1 diyetisyen, 19 işçi ve kavi sayıda Aşçı ve yardımcısından oluşan bir kadro oluşturmuşlar.

Derken bu sayı 48 destek personeli, 3 teknisyen, 2 şoför ile 75 kişilik bir kadroya kadar ulaşmış.

Oturmuşlar, kendi evlerinde çağ çocuklarına ne yediriyorlar, nasıl yediriyorlar ise buradaki öğrenci ve personele, çalışana aynısını dahada kalitelisini nasıl yediririzin hesabını yapmışlar.

Bazıları gibi yemeğin içine şhel rotella 20x50 yağı değil, gerçek zeytinyağı, tereyağı koymuşlar.

Kollektif akıl kullanarak, piyasa araştırmasını NAMUSLU şekilde yaparak, yemeği pırıl pırıl hijyen ortamında, gramajından çalınmayan, doyurucu şekilde, üretmeyi başarmış ve bunuda çok güzel sunmuşlar.

Menüyü inceledim, aylık yapıyorlar, bunu da öğrencilere sorup, personele sorup yapıyorlar.

Şu demokrasi ve güzelliğe bakın.

Bugünün menüsü.

Ana yemek, Çiftlik kebabı, ayrıca, Bulgur pilavı, Zeytinyağlı patates, kremalı mantar çorba ve yanında kek.

Kaç para?

Öğrencilere 14 lira.

Personel ve diğer idareci ve akedimisyenlere 35 ila 40 tl arasında.

Ve bu yemekten günde 4 bin kişi faydalanıyor.

Tüm yemekler önce gıda laboratuvarında analiz ediliyor.

Yok, içinde şu yok, bu yok diyen ucuz memurların tuttuğu tutanaklar burada sökmüyor.

Özel sektörden zarf içinde aylık cukkaya bağlanmış tiplerin sözü geçmiyor.

Üstelik her yerde kamera var.

Depoda, girişte çıkışta, mutfakta, pişerken, yenirken, dağıtımı yapılırken her anı kamerada.

10 kilo et alıp beş kilosunu yemeğe kullanıp 5 kilosu çalınmıyor yani.

Şu yurkarıda yazdığım menüyü siz özelden almaya kalkın vallahi de billahide bu kadar kaliteli olmadığı gibi, 200-250 liradan aşağı alırsanız suratıma tükürün.

Verirler….

Ama çalarlar, içinden et çıkmaz, gramjdan çalar, görevliyi ayarlar, memuru, amiri görür, siyasetin cambazlarıyla dans ederler devleti soyarlar, kabak gibi oyarlar haberiniz olmaz.

Ancak benim gibi bir deli çıkar yazar, irdelerse, bol bol bize küfür ederler ama siz yine uyamaya devam edersiniz.

Ey güzel milletim, sevgili hemşerilerim!

MÜ de yemek hizmeti, kantin hizmeti tamamen kendi personeli ve ekibi ile icra ediliyor.

Devletin kazancını size söyleyeyim.

Birincisi gramajdan, kaliteden ödün yok, ne yedikleri belli.

İkincisi kasadan artı çıkacak olan para (özelin ve güzelin cebine girecek olan) çıkmıyor.

Üçüncüsü Kendi kurdukları personel, kendi devlet memuru ve ekibi ile en az 75 kişiye iş imkanı sağlanmış.

İstihdam yaratmış.

Pırıl pırıl bir mutfakta hizmet verirken, tertemiz bir depoda ve malzemeler saklanıyor.

Para verip doymayan bir öğrenci, tekrar sıraya girip istediği kadar bir daha yemek alıyor, ek para vermiyor.

Şimdi…

Bu işleri yapan ve başaran ekibi kutlamayalım mı?!

Tebrik ve takdir etmeyelim mi?!

Onlara saygılı olmayalım mı?!

Onlara sahip çıkmayalım mı?!

Sahip ALLAH!

Eğer yaptığınız işi en iyi, en düzgün, kafa namusu ile yapıyorsanız, KUTSAL BİR İŞİ İFA ediyorsunuz demektir.

Mesleğin kutsalı olmaz, işini kutsal yapan kişi olur.

Helal olsun MÜ de bu işi başaranlara.

Başta Rektör Erol Yaşar’a, sonra Daire Başkanı Murat Solmaz’a ve tüm çalışma ve ekip arkadaşlarına, HELAL OLSUN diyorum.

İşte bu.

Bunu Mersin’in her kurumunda başardığınız vakit, hem devlet kazanır, hem millet kazanır.

Sözle, lafla milliyetçilik, devletçilik, halkçılık olmuyor.

Böyle çalışarak, üreterek, iz bırakarak oluyor.

Gittim, gezdim, gördüm, tattım, sordum, soruşturdum, araştırdım, yemeği tüketenlere sordum ve bu yazıyı yazdım.

Bu konuda yazmaya devam edeceğim.

Çünkü burada çok güzel başka işlerde var.

Baki Selam ve Dua ile.