haberanaliz
Her şeyin Başı SAĞLIK

Her şeyin Başı SAĞLIK

Mail: hbssaglik@gmail.com

Sağlığın durumu kimsenin umurunda değil mi?

Ayıptır yahu!.. 

Bu nasıl bir vurdumduymazlık ve umarsızlıktır. 

Mersin’i yöneteceğim, arımla namusumla millete ve memlekete hizmet edeceğim diye seçilip gelenler size sesleniyorum. 

Ne o, iş sağlık alanı olunca LOP- LÖP- APARMA - KOPARMA- DALDIRMA- ALDIRMA mı? 

Yahu ayıp, ayıp… 

Gelin memleketin doğru dürüst idare edilmesini sağlayın. 

Bizi duymazlıktan geleceğinize, iş yapın, iş üretin. 

Kırk yılda bir seçildik, itibar görelim diyerek makam ziyaretlerinden vazgeçip, memleketin ve milletin derdine çare olun. 

Size o yetkiyi milletin kendi verdi, almasını da bilir. 

Evet, sevgili okurlarım. 

MERSİN TOROS DEVLET HASTANESİ İLE ilgili biz ne yazarsak yazalım, il müdürü başta olmak üzere, mersini yöneten siyasiler hiç o yerli olmadıkları gibi, oraya buraya baştan savma yazılar yazıp işin peşine bile düşmüyorlar.

Diyorlarmış ki, bu herif bizlerin bile hakkında yazıyor, boş verin gitsin (!)

İyi boş verin. 

Bakılım ne zaman DOLU verecekler? 

Bekleyeceğiz göreceğiz. 

Kim dolu verecek, dolduruverecek (!) 

O zaman hesap günü kurulur. 

Bu devlet bu kadar sahipsiz değil. 

Biz yazmaya devam ediyoruz.

Önce bir teşekkür maili aldım, ismi bende saklı. 

Onu yayınlamak isterim. 

Mesaj şu: “ÖNCEDEN SİZE ARAÇ KİRALAMA İŞİNDE ÇALIŞAN PERSONELLERİN SIKINTILARINI DİLE GETİRMİŞTİM. ŞİMDİ Kİ MAİLİM İSE TAM AKSİNE MEMNUNİYETİMİZİ BİLDİRİR BİR MAİL ÇÜNKÜ ŞU ANKİ FİRMA ÇALIŞANLARIN MAAŞLARINI GÜNÜ GÜNÜNE VERMEKTE VE NE ARAÇ SIKINTISI NEDE YAKIT SIKINTISI ÇEKILMEKTEDİR. BUNUNLA İLGİLİ TEŞEKKURU KENDİ ADIMA BORÇ BİLİR ALLAHA EMANET OLMANIZI DİLERIM.”

Böyle der. 

Allah sizlerden razı olsun. 

Amaç karalamak değil, düzgün hizmetin gelmesini sağlamak. 

Devletin malını, mülkünü, Allah’ın yarattığı tüm canlıların hakkını korumak…

İkinci maili gece aldım.

Saat 22.oo sularında. 

Onunda ismi bende saklı… 

O bilgiyi de size aktarmak istiyorum, bakın ne diyor; 

“Mersin halkına hizmet!.. Son yazınızda bu ifadeler geçiyor. Bundan hareketle Mezitli’den bir eczane çalışanı gözünden birkaç söz söylemek istedim. Mezitli de devlete ait tek sağlık kuruluşu Toros Devlet Hastanesine ait Mezitli semt polikliniği. Başında da KBB uzmanı sn. Op. Dr. Cahit Gürses var. Kendisi çok çalışkan ve kıymetli bir doktorumuzdur. Gerek yönetici olarak iş disiplini gerekse KBB uzmanı olarak mesleki icrasındaki çalışkanlığı her türlü takdirin üstündedir. Yalnız polikliniklerde eksik bölümler var. Başhekim Cavit Bey zamanında genel cerrahi polikliniği açıldı. İyi de hizmet veriyordu. Yakınımızda Mezitli Sanayisi var. Burada tahmin edebileceğiniz gibi zaman zaman yaralanmalı iş kazaları oluyor. Cerrahlar varken yaralılara onlar müdahale ediyordu. Biz eczacılara da yük binmiyordu. Cavit Göktaş gitti. Süleyman Ülger geldi. Gelir gelmez de genel cerrahi polikliniğini kapattı. Şaşırdık kaldık. Her yerde hizmet genişleyerek yayılarak vatandaşın ayağına giderken koskoca Mezitli Sanayisi çok önemli bir hizmetten oldu. Bir yıl sonra mahalli idareler seçimi var. Şimdi düşünelim. Hastanede 8 cerrah var iken ve de Mezitli, Davultepe, Tece başta olmak üzere ta Erdemliye kadar olan yerleşim yerleri Mersin nüfusunun nerdeyse yarısını barındırırken 8 cerrahtan birini bile Mezitli’ye göndermeyen veya gönderemeyen zihniyet nasıl bir zihniyettir? Vatandaş hakkı olan hizmeti ne zaman alacak? Birkaç ay sonra mahalli idareler seçimleri propaganda dönemi başlayacak. Bir de aday takdim edilecek  “safkan memleket çocuğu (pek sever kavurma ile cacığı)” işte adayımız bu diye! İşte o zaman kapalı poliklinikleri bir bir göstereceğiz safkan memleket çocuğuna. Evet, konuya nerden girdik Mersin halkının daha iyi hizmet almasından. Durum kısaca böyle… Saygılar.”

Böyle demiş ve bitirmiş.

Bakın bu hususu aylar önce 2 kez bu köşede dile getirmeme rağmen halen düzeltilmemiş. 

Kimse ilgilenmemiş. 

Duruma bakar mısınız? 

Mersin’i kimlerin nasıl idare ettiğini görüyor musunuz? 

Yazıp kamuoyu yaratınca suçlu biz oluyoruz. 

Suç bizde mi, yoksa iş yapmayan, makam işgal eden idarecilerde mi? 

Yok mu bu devletin bir sahibi?

Yine TOROS ile ilgili bir ihbar maili daha geldi. 

Şöyle bir bilgi içeriyor: “Acil serviste bazı hastane personelleri, idareye yakın isimler, reçeteye ilaç yazdırıp acil servis bilgisayarlarına yeşil kartla giriş yapıyorlar. SGK böylelikle zarara uğratılmış oluyor. Personelden sorumlu Başhekim yardımcısı İsmet Bayındır burada ne iş yapıyor? Bunları görmüyor mu?”

25 Nisan 2012 günü buradan seslendim. 

O yazıyı aynen alta alıyorum. 

Linki şu: http://www.haberanaliz.net/detay.asp?hid=92133 

MERSİN TOROS DEVLET HASTANESİNDE BİR ENTERESANLIK DAHA… BU İŞLERİN TAKİPÇİSİ YOK MU?

19. Nisan 2012 günü saat 16.56 da bir elektronik posta aldım. Okuyunca şok oldum. İlginç bir aktarım ve bunun yanı sıra bir devlet HORTUMLANMASI iddiası gündeme taşınıyordu. Tabiî ki ben DEVLET değilim. Elimde bunun belgesi ve dokümanları olmayacaktır. Ama devletin ilgili ve yetkili makamlarında oturan ve gücü elinde bulunduranlar için bu atılan maildeki bilgilerin doğruluğunu araştırmak ve yetimin hakkını korumak zor olmasa gerek. İsterseler şimdi buradan size aktaracağım bilgilerin ışığında İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ ekipleri gidip orada kayıtları tek tek inceleyip olayın doğrusunu çıkartabilirler.

Gelen mail şöyle; “… Emekli sağlık memuru olarak bir özel polikliniğin acilinde pansumancı olarak çalışıyorum. Birkaç gündür bir mevzu kafamı kurcalıyor. Yazılarınızı da işyerimdeki internet bağlantısından takip ediyorum. Vah benim sahipsiz memleketim Mersin diyorsunuz ya bu aslında yanlış. Mersin sahipsiz değil hırsızlar ve soyguncular sahiplenmiş memleketi. Yaptıkları hiç ortaya çıkmayacak zannediyorlar. Toros Devlet Hastanesinde kıl dönmesi ameliyatı olmuş bir hasta. Elindeki epikrizde pilonidal sinüs eksizyonu ve Limberg fleb kaydırma ameliyatı olduğu yazılı. 1.bölüm doğru. Hastaya o ameliyatın yapıldığı açıkça belli. Ancak 2. bölüm yani Limberg fleb kaydırma yapılmamış. Çünkü onun sağ kalça üzerinde verev bir yara izi olur. Bu hastada o iz de dikiş de yok. Bir yanlışlık mı var diye düşünürken 2 hasta daha geldi. Onlar da aynı. Yapılmadığı halde yapıldı yazılmış. Araştırınca altından bu performans işi çıktı. Yapma ama yapmış gibi yaz Puanı al. Tak hortumu hazineye çek parayı. Bir de eline belge veriyorlar bu ameliyatı yaptım diye. Çok gözü pek bunlar. Hiç kimseden korkuları yok. Basit bir muayene ile bu anlaşılır o zaman benim sonum ne olur diyen yok. Ben 1 ay önce fark ettim bu hortumu ne zamandır takılı bilemeyeceğim. İstisnasız bütün hastaları çağırıp baksınlar ben Allah'tan. (c.c.) korkan adamım kimseye iftira etmiyorum.  Sorsalar bunu yapan belki kendi ağzıyla da itiraf edebilir.  Fleb kaydırmadım ama hazineden para kaydırdım diyebilir. İmanın en zayıf derecesi haksızlıklara kalbinden buğz etmekmiş.  Biz bir derece daha yükseğini yapalım dedik. Başarılar diliyorum….” Atılan mail bu şekilde bitiyor. Ben yazmaktan, çizmekten bıktım ama yetkili makamlarda oturanlar bu işlerin hesabını sormadılar gitti. Toros devlette hiç mi düzgün bir iş olmaz. Hiç mi devletin kılıcını çeken bir iki idareci bulunmaz (!) İl sağlık müdürümüz siz o makamda neden oturuyorsunuz? Bu size bağlı hastanelerde bu kadar maddi ve manevi yanlışlıklar oluyor neden sessiz kalıyorsunuz? Neden olayların üzerine çok ciddi bir şekilde gitmiyorsunuz? Üstelik olan bitenleri de kapatmak için elinizden geleni yapıyorsunuz. Bu nasıl bir iş? 

Cavit Göktaş ile Suat Özer Öner sizin dönemde Başhekimlerdi ve bunların ne suçu günahı vardı ki bunların üzerine gidildi ve şu an yargıdalar. Onların eksiğini, gediğini gören devlet, onların yerine gelip oturanların onlarca yanlışını neden görmüyor? Hadi yapılan yanlışlarını görmezden geliyorsunuz, ortaya çıkan raporların sonuçlarının uygulanması noktasında neden işi sıkıya alıp takipçisi olmuyorsunuz? Üstüne üstlük bir de olayları kapatmaya çalışıyorsunuz. Nedir bu adamların ayrıcalığı? Amacınız Cavit Göktaş ve Suat Özer Öner’i harcayıp bu isimleri mi getirmekti? Yoksa devletin yasalarının, kanunlarının, yönetmeliklerinin, hukuk çerçevesinde tecellisini mi sağlamaktı? Ben bir türlü çözemedim, çözen varsa gelsin anlatsın, bilelim. Dünden bu güne ne değişti? Kamu zararları, usulsüz alımlar ve usulsüz uygulamalar, adam kayırmacılık, etik olmayan davranışlar artarak devam etmekte, olan biten görmezden gelinmekte. Mersin Sağlık İl müdürümüz acaba siz kendinizi hiç sorguluyor musunuz? Ben kimim, neyim, bu makamda neden ve niçin oturuyorum, benim sorumluluğum ne diye… Şu yukarıda ihbar edilen maildeki mevzu ile ilgili bu güne kadar orada bu şekil operasyon yapıldığı iddia edilenlerin kayıtlarını çıkartın (2010- 2011- 2012 yıllarında) ve ilgili hastalar üzerinde bizzat tespit yapın. Çok mu zor?” 

TAHAKKUK EVRAKLARI VE FİRMALARIN UYANIKLIKLARINDAN BAHSETMİŞTİM. Yazı şu; “Ayrıca TAHAKKUKU YAPILAN evrakların firma sahip ve yöneticilerinin eline verilmemesi gerektiğini defalarca yazmama rağmen bu işi umursamadılar. Bakın neler ortaya çıkıyor. Firma faturasını kesmiş ise size verecek. Gerisini siz yapacak ve takip edeceksiniz. Siz o tahakkuk bölümünü neden kurmuş, o kadar kişiyi orada neden ve niçin barındırıyorsunuz? Firmanın orada işi ne? Evrakı siz bitirecek ve saymanlığa siz vereceksiniz. Firmanın kendi evrakını elden dolaştırmasının sadece bu tür numaralar açısından sıkıntısı olmaz. Birde evrakların fotokopileri dışarı çıkar. Geçmişte oldu. Sonra gazetecilere belgeyi bilgiyi kim veriyor diye sağa sola bağırıp çağırırsınız. Tahakkuk ta ödeme evrakları artık firmalara elden verilmemeli. Memurlarınız işi bitirip, saymanlığa kendileri vermeli. Hiçbir firma sahibi ve yetkilisinin TAHAKKUK da evrak elinde gezerek kendi ödemesini kendisinin takip etmemesi gerekir. Yasalar belli. Genelgeler belli. Uygulayın şunu. Adam faturasını kesip, malını teslim etmiş ise çeker gider. Gerisi sizin işiniz. Yaparsınız ödeme evraklarını tahakkuk memurları işi bitirip ödeme için saymanlığa memurunuz verir. Firmayı tahakkuk memuru, tahakkuk şefi, amiri ile muhatap etmek, elinde ödeme evrakları ve ekleri ile oraya buraya göndermek, sonunda ise saymanlığa göndermek suiistimallere yol açar. Bir kez daha bu olay ile hatırlatma gereğini görüyorum. Gerisi sizin bileceğiniz iş.” 

Aynı tarihli yazı içinde idi bu durumda… Firmalar sizlere hak edişlerini imzalatırken farklı evrak koyuyorlar, saymanlığa giderken o evrakı değiştirip başka evrak koyuyorlardı. Bunu Güvenlik firması yaptı, ortaya çıktı. O yüzden uyarmıştım. Ama halen firmalar tüm hastanelerde TAHAKKUK EVRAKLARINI ÖDEME EVRAKLARINI KENDİLERİ TAKİP EDİP, ellerinde evraklar ile bir oraya, bir buraya gezinip duruyorlar. Bu arada evrakların içinden bazıları çekiliyor, yerlerine farklı evraklar konuyor, kimisi tümünün fotokopisini çekip dışarı sızdırıyor. Gelin bu işe önlem alın.

Defalarca yazmamıza rağmen bir önemli ince ayrıntı daha var. ÇAMAŞIR YIKAMA İŞİ.  Bu işten inanın kimse memnun değil. (Kontrol teşkilatları, muayene teşkilatları, bakan müdür muavini ve Başhekim muavinleri hariç) onlar çok memnun olacaklar ki, sessiz kalıyorlar (!) ÇAMAŞIR YIKAMA İŞİNDEN KİMSE MEMNUN DEĞİL. Her gün üniformasını kirli geldiğini, yıkanmadığını belirten onlarca kişi olmasına rağmen ve memnuniyet olmamasına rağmen ÇAMAŞIRIN halen özel sektör aracılığı ile yıkanmasına kızan personel, bizde bir memnuniyet araştırması yapsınlar diyorlar. Bende buradan onların sesi oluyorum. Çıkın tek tek çalışan kurum personelinize sorun. Yüksek lisanslı olanlar, yüksek okul mezunu olanlar,  laboratuar ve röntgen teknisyenleri, doktorların formaları, hemşirelerin kendilerine sorun. Kimse bu çamaşır yıkamasından memnun ve hoşnut değil. Ama bu işe bakan müdür yardımcıları, kontrol birimi sorumluları her halde çok memnunlar ki (!) sesleri hiç çıkmıyor. MDH, TOROS devlet’te hastanelerin kendi makineleri ve yerleri var. Ufak tefek masraflar ile bu işi tertemiz bir şekilde kendi personelleri ile ifa etmek varken, bir türlü bunu yapmıyorlar ve devlet bunun için dünya bir para ödüyor. Yazıktır. Tarsus içinde ihaleye hazırlığı yapılıyormuş. Yazık olur. Orada devletin makine parkı mevcut, ben gördüm. Devletin kasasında tüyü bitmedik yetimin hakkı var. O paraları dikkatli harcayın. Çarçur ettirmeyin. Bu kadar uyarmama rağmen halen bu çamaşır yıkama işini dışarıya özel sektöre vermenizin altında ne gibi işler yatıyor? Milleti kandırmayın. Daha ucuza geliyor diyerek yutturmaya kalkmayın. Ucuz diye ihale ettiğiniz işin sonucu pek memnun edici değil. Çünkü kirli, pasaklı, yaş, kokar vaziyet de geliyor. İçerdekiler ise bu işlere göz yumuyorlar. Acaba niye? Siz devletin imkânları ile birilerine imkân mı yaratmak için varsınız, yoksa devletin imkânlarını korumak için mi? Bunu sıkı kontrol edin. Bakın ilk MDH ihaleye çıktığındaki rakama, biz yazdıktan sonra ikinci ihalede verilen rakama. Ne değişti, ne ucuzladı da o rakam düştü. O rakama oluyor ise, demek ki bir yıl boyunca yüksek rakamdan devlet kekilmiş. Bunları inceleyen, didikleyen bize ise kulp takacağınıza, işinizi doğru dürüst yapın. Bu işin doğrusu hastanenin kendi çamaşırlarını kendi elemanları ile kendi mekânında kendi aleti ile yıkamasıdır. Bu imkânlar ve aletler sizde var, çürümeye terkedilmiş. Niye şimdiden kolları sıvayıp o mekânı ve aletleri hazır hale getirip, bundan sonrası için TÜYÜ BİTMEDİK YETEMİN HAKKINI koruyacak şekilde tedbir alıp da kendiniz yıkamıyorsunuz? İşinize mi gelmiyor?

YEMEK İHALELERİ MERCEK ALTINDA

Mersin’deki başta MDH, TOROS, KADIN DOĞUM, TARSUS, ERDEMLİ, olmak üzere tüm hastanelerdeki yemek ihaleleri ilgili ve yetkililerce mercek altına alındı. Aylardır, yıllardır yazarız, devletin kendi bakanlığı SAĞLIK BAKANLIĞI gereken hassasiyeti göstermezken, başka birimler şu anda olaya el attılar, didik, didik inceliyorlar. Son 10 yıl içindeki ihaleler, alınan işler, ihalelere katılım yapan firmalar, o firmaların uzantıları, içeride işi takip ve ifa edenler, araç ve gereçler, her şey inceden inceye araştırılıp, soruşturuluyor. Ama tabiî ki sağlık bakanlığı ilgilileri değil, başkaca ilgili ve yetkili makamlar. Bakalım ne olacak? Yine olaylar kapatılacak mı, yoksa gündeme bomba gibi hadiseler mi düşecek? Bekleyeceğiz göreceğiz. Bu arada ihaleye fesat karıştırmak, edimin ifasına fesat karıştırmak suçunu işleyip bu hususta daha önce cezaevine girenler var. Bu firmalar içinde. Onların daha dikkatle takibe alınması gerekir. Yine son üç yıl içinde ihaleye fesat karıştırmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, devlet hazinesini zarara uğratmak suçundan bakanlık müfettişi ve muhakkikler tarafından haklarında disiplin cezası önerilen kurumlardaki idarecilerin dosyalarını da, o MUHAKKİK VE MÜFETTİŞ RAPORLARINIDA ilgili sağlık müdürlüğünden resmi yazı ile isteyip onları da inceleyin. Bakın işlerin uzantıları nasıl ortaya çıkacak? Düşünün ki bir hastane müdürü firmalar lehine hareket ederek ihale tezgâhtarlığı yapıyor. Yine aynı hastanenin müdürü bu yemek işinden dolayı önceden sahte evrak tanziminden ceza alıyor ve sonrasında yapılan bir ihalede yine kusurundan dolayı ceza alıyor. Ama ısrar ve inatla bu cezalar görmezden geliniyor ve etkin ve yetkin olarak makamda tutuluyor. Aynı adam ortopedi olayından dolayı edimin ifasına fesat karıştırmaktan yargıda yargılanıyor, ama yine makamda tutuluyor. KISACASI ŞU AN YEMEK İŞİNİ ARAŞTIRAN, SORUŞTURAN ilgili önemli makamlar şu an araştırma ve soruşturmasını yaptığı tüm hastanelerdeki 10 yıl içindeki Başhekim, Müdür başta olmak üzere bu hastanelerde sağlık bakanlığınca (MÜFETTİŞ YÂDA YEREL MUHAKKİK) yapılan tüm idari, disiplin soruşturmalarını da resmi yazı ile isteyip incelesinler. Kendilerine ışık olur, bilgi olur, doküman olur. Bakın neler çıkacak. O raporlar elinize geçtiğinde bazı hadiselerin nasıl üstünün örtüldüğünü ve disiplin cezaları ile nasıl kapatıldığını ve devletin nasıl zarara uğratıldığını göreceksiniz.

BAŞHEKİMLERİN ÇKYS YA KADROLARI DÜŞELİ AYLAR OLDU. Tüm Başhekimlerin kadrosu düz doktor olarak düştü. O zamandan bu yana unvan olarak Başhekim değiller. Ama genelge gereği görevlerinin başındalar. Birlik icraata girip genel sekreter gelinceye kadar şu anki koltuklarda oturan başhekimler işi takip ve ifa edecekler. Ama hepsi şu an düz doktor. Aynı şekilde hastane müdürleri ve müdür yardımcıları, Başhemşire ve yardımcıları da aynı durumda. Tıpkı il müdürlüğündeki araştırmacılar gibi. Ama şimdi Mevcut Başhekim ve müdürler kıyasıya ben amir olayım, ben genel sekreter olayım,. Ben hastane yöneticisi olayım derdindeler. Biz buradan Sn. Sağlık Bakanına bir kez daha önemle sesleniyoruz. Değerli Bakanım, MERSİN iline ayrı bir özen gösterin. Eğer buradaki Genel Sekreter ve il müdürü düzeyindeki atamaları kendiniz, kendi tasarrufunuz ile yepyeni çehreler ile yapmazsanız, Mersin’de istenen başarıyı elde edemezsiniz. Yazık olur. Mersin sağlık alanında hizmet fakiri… Sizin yaptığınız güzel işler bizlere yansımıyor. Bunun sebebi ise idareci ve yöneticilerimiz.