haberanaliz
Her şeyin Başı SAĞLIK

Her şeyin Başı SAĞLIK

Mail: hbssaglik@gmail.com

Sağlık Bakanı acaba buraya ne zaman el atacak?

Mersin Sağlık hizmetleri açısından gerçekten kaliteli ve verimli hizmetler alamıyor.

Ne yazarsak yazalım, ortaya ne koyarsak koyalım, Sağlık Bakanlığı gereken ciddi çalışmayı Mersin’de sergileyemiyor.

Bu köşede onlarca, yüzlerce yazı yazdık, uyardık, ilgilisi, yetkilisi pek o yerli olmadı.

Yazık bu devletin imkân ve olanaklarına…

Tüyü bitmedik yetimin hakkına yazık.

Bakınız Mersin ilinin KHB çatısındaki yataklı tedavi kurumları ile ilgili o denli yazılar yazıyoruz.

Hepsi bu köşenin eski yazılarının içinde mevcut.

Mersin’deki yerel ilgililerin umurunda okladığını biliyoruz.

Bari Bakanlık yetkilileri umursasınlar.

Onlarında pek umurunda olmadığını anlıyoruz.

Çünkü düzelme yok.

Tarih 9 Ocak 2014, yer Mersin’in ilçesi olan Anamur Devlet Hastanesi… Haberin başlığı “Sağlık Bakanı el atmalı!”

okursanız, kilometrelerce uzaklıktan Hastanın Mersin’e sevkini yaptıklarını ve sevk gerekçesini görürsünüz.

Ben haberi yazarak tekrarlamıyorum.

O tarihte Anamur’daki yetkililer bizi abartmakla suçladılar ama elimizde bir başkaca hastanın sevk kâğıdı daha vardı o gün yayınlamadık.

Amacımız Devleti karalamak değil.

Sağlık Bakanlığı bu kadar ciddi ve güzel işlere imza atarken, hizmette en kaliteliyi vereyim derken, Mersin’deki ilgililerin bu umurunda değil, umarsız bir çalışma sergiliyorlar, bunu aktarmaya çalışıyorduk.

Şu gün olmuş halen teknik yetersizlikten, imkânsızlıktan bahsedip kilometrelerce uzaktan hasta sevk ediliyorsa, bu bir ayıptır.

Bu ayıpta Mersin’deki ilgililerin ayıbıdır.

Bakanlık bu hususa dikkat etsin.

Ben şimdi yukarıdaki linkteki haber içeriğinin dışında aynı hastaneyi ilgilendiren ikinci bir sevki burada yayınlıyorum.

Sevk kâğıdı formu foto halinde…

İnceleyin.

Hastanın adı Hayri Uygur…

Yeşil kartlı.

Anamur Devlet Hastanesinden “teknik yetersizlik” nedeniyle Mersin’e sevk ediliyor.

Hasta 11.12.2013 günü sevk ediliyor.

Buyurun sevk kâğıdını, hastaya ne gibi işlem yapılmış tetkik edin.

Anamur’dan Mersin’e kilometrelerce uzak bir yere böyle uyduruk bir sebeple sevk yapılıyorsa, bu bir utanç verici durumdur.

Her şey iyi, kaliteli, kalite puanımız bu kadar yüksek denilen Mersin KHB’nin çatısında halen bu sorunlar çözülememiş ise bunun sorumlusunu bulup çıkarmak gerekmez mi?

Sağlık Bakanlığı bu bağlamda ilgili ve yetkililerden neden hesap sormuyor?

Hangi çağdayız ve Mersin gibi bir ilin ilçelerinde bu eksiklikler neden oluyor?

İşte sevk kâğıdı, siz inceleyin…

Bir başka ilçe hastanesi ve başkaca bir sevk daha…  

Bu daha çok yeni…

Elimdeki rapor 5.3.2014 günlü.

Rapor numarası 187.

Hastanın adı, Cafer Ayabakan.

Siz inceleyin.

Burası da Silifke devlet hastanesi…

Vatandaş engelli.

Üç ayda bir 2022 sayılı yasa kapsamında aylık alabilmek için Sağlık Kurulu raporu alacak.

Müracaat ediyor.

Kocaman hastane bunu “ileri tetkik için Mersin Devlet Hastanesine sevki uygundur” diyerek sevk ediyor.

Yani benim teknik imkanlarım ve tetkik için imkanlarım yok diyor.

Hasta gözünden muayene ediliyor, doktor yeterli görmüyor. Tam olarak bu işi tespit edemiyorum, çünkü yeterli donanım yok, imkan yok anlamında,  git buna Mersin Devlet Hastanesi baksın, puanlamayı orası yapsın anlamında sevk yapıyor.

Olacak iş değil.

Kocaman hastane.

Uzman Doktor mevcut...

İlgili sağlık kurulu raporunun altında ise 8 uzmanın imzası var, ayrıca başhekimin imzası var.

İleri tetkik için Mersin’e sevk ediyorlar.

Vatandaşa yazık günah değil mi?

Mahallinde imkân mı yok, olanak mı yok?

Ne yani?

Oradan buraya göndermenin manası ne?

Zaman israfı, kaynak israfı, devlete külfet, vatandaşa külfet….

Lütfen bunu inceleyin.

Ve böylesine sevkleri artık engelleyin.

Şimdi geliyorum bu güne.

Biliyorsunuz TAŞERON işçileri (Bilgi işlem, temizlik, çamaşır, güvenlik, danışma, kat rehberi v.s gibi) il geneli aylıklarını gününde alamadıkları gibi çok gecikmeli alıyorlar.

Yazık günah ya...

Özellikle Mersin Devlet Hastanesi çalışanları bu işten çok dertliler.

Geçen sefer resmen eylem yaptılar.

Tarih 21 Ocak 2014, yer Mersin Devlet Hastanesi….

Haberin başlığı “Taşeron işçisinin maaş isyanı”

Bu eylemden sonra bir ay gününde ödemeye gayret sarf ettiler. Ondan sonra yine umursamadılar.

Dün akşam itibari ile çalışan işçilerin çoğu yine maaşlarını alamamıştı.

Bunların kontrolcüleri, ilgili müdür muavinleri acaba neyle meşguller?

Hiç işçiye gidip, “halin nedir, sen bize hizmet ediyorsun, bugün ayın 17.si sen maaşını aldın mı, bir eksiğin var mı, sana verilmesi gereken elbise, ayakkabı, üniforma, kimlik v,s, bunları veriyorlar mı?” diye hiç soruyorlar mı?

Hiç çalışan işçi ile bu şekilde fikir alış verişi yapıyorlar mı?

Bunlar sadece firma sahip ve yöneticileri ile mi sıkı fıkılar?

Bu 657 ye tabi devlet memuru olan amirler, firmalardan yana mı tavır sergilemek zorundalar?  

Devletin ve kamunun çıkarının dışında böyle bir yükümlülükleri mi var?

Devletten mi yoksa firmalardan mı maaş alıyorlar?

Maaşlarını tüyü bitmedik yetimin hakkının solduğu hazineden alıyorlar ise, devletten alıyorlar ise, devletin hak ve hukukunu korumak, kamunun çıkarını korumak adına işçilerle el ele ve fikir alış verişi içinde olmaları gerek.

MDH’yi ilgilendiren bir çevre ve görüntü kirliliği yaratan ayrıca haksız rekabet oluşturan, haksız kazanç oluşturan bir husus var.

Adam tezgahını almış gelmiş hastanenin içine bahçesine, kapısının önüne tezgah açmış.

Seyyar.

Su, simit, şalgam, başkaca gıda maddeleri satıyor, başkaca mal ve malzemeler satıyor.

Bu hastanenin sorumlusu, ilgilisi, yetkilisi yok mu?

Kimse bunlara burada bunu yapamazsınız diyemiyor mu?

Niye demiyor?

Yâda yetkili birimleri çağırıp bunları buradan kaldıramıyorlar mı?

Bu durum kimin işine geliyor?

Görüntü kirliliği bir yana, resmen haksız kazanç var.

Eski acilin oraya adam getirmiş resmen hastane bahçesin içine tezgâhını kurmuş.

Diğerleri kapı girişlerine kurmuş.

Bunlara burada satış yapamasın, burada işgal yapamazsın diyecek hastane sorumlu yöneticisi, ilgilisi yetkilisi yok mu?

Bu nasıl bir düzendir böyle?

Birilerinin yakını, akrabası, çıkar ilişkisinde olduğu tipler mi bunlar ki, kimse seslenemiyor?

Ayıp ya, bu işleri birileri düzeltsin artık.